25 Eylül 2024 Çarşamba

Maden katliamı davasında sanık avukatlarından mahkemeye müdahale

Amasra maden katliamı davasında müşteki avukatları önlenebilir ölümün kaza değil katliam olduğunun altını çizdi. Bunun üzerine sanık avukatları bir kez daha mahkemeye müdahalede bulunarak müşteki avukatları hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Savunma yapan sanıklar bu duruşmada da suçu kendilerinden atmaya çalışıyor. 

43 işçinin katledildiği Amasra maden katliamı davasının ilk duruşması 3. gününde Bartın Ağır Ceza Mahkemesinde sanık savunmalarıyla devam ediyor 

KEMALBAY: SOMA'DA ADALET SAĞLANMADI AMASRA'DA SAĞLANSIN İSTİYORUZ
Duruşmayı takip eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay söz aldı. Kemalbay, "Bizler Amasra Maden Katliamı araştırma komisyonunda emeği önceleyen bir araştırma yapmıştık. Onların yaşamını koruyamamanın özeleştirisini bu yargılamada yapmalı, buradan ders çıkarmalıyız. Soma'da adalet sağlanamadı, ama burada adaletin sağlanması için tüm mücadeleyi vereceğiz. Yaşamını yitiren madencilerin ailelerine başsağlığı diliyorum" dedi. 

SANIK TURAL: PATLAMA OLAYINDA EVİMDEYDİM
Duruşma Üretimden Sorumlu İşletme Başmühendisi Mehmet Tural'ın sorgusuyla devam etti. Tural, "Patlama olayını evimde olduğum sırada öğrendim. Acil durum eylem planı kapsamında ocağa ilk inenlerden birisi benim. 15 saat boyunca arama kurtarma çalışmalarına katıldım. Bilirkişinin üzerime yüklediği kusurları kabul etmiyorum. Havalandırma faaliyetlerini İş Sağlığı ve Güvenliği Şube Müdürlüğü yapar, verileri bana iletir. Bana gelen verilerde de bir sorun yoktu. Kömür tozu ile mücadele bakımından da, üretime oranla kullanılması gereken 21 ton taş tozu yerine çok daha fazlası olan 41 ton taş tozu kullanmışız. İlk patlamanın ardından ikinci patlamanın gerçekleştiğine yönelik tespit tamamen bir varsayım. Grizu patlamasının ardından kömür tozu patlaması hiç yaşanmamış olabilir, bunu şu an bilmiyoruz. 2022 yılında MAPEG, TTK, Sayıştay denetimlerini geçirmişiz. Hiçbir kusurumuzu bulmamışlar. Söyleyeceklerim bu kadar. (Kendi müdafiin sensörün yerinin patlamaya etkisi hakkındaki sorusu üzerine) Sensörün yerlerini belirleme yetkisi İş Sağlığı ve Güvenliği Şube Müdürlüğü yetkisindedir. (Kendi müdafiin havalandırmadaki kelepçe arızası hakkındaki sorusu üzerine) Bu arızalar olabilir, nöbetçi mühendislerin bunlara el atması gerekirdi" ifadelerini kullandı. 

MÜŞTEKİ AVUKATLARDAN ÇAPRAZ SORGU
Ardından müşteki avukatların çapraz sorgusuna geçildi. Avukat Derviş Emre Aydın'ın "Kelepçe arızasını işletme müdürüne ilettiniz, 'üretimi durdurun' dedi mi?", "İşletme içindeki teşkilat yapısının sorumluluk almaya engel olduğu tespitleri yer alıyor, bu bağlamda soruyorum onlar size durdurma talimatı vermedikçe siz durdurabilir misiniz" sorularına Tural, şöyle yanıt verdi: "Kelepçe arızasında iletişim müdürü hiçbir şey söylemedi. Yüzde 2 üzerinde veri döndüğünde herkes durdurmalıdır. Talimat beklenmez. Bazen İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi ile aramızda sorunlar yaşanırdı."

TURAL: AÇIK KALMIŞ BAZI KAPILAR
Daha sonra Avukat aydın ses kaydı dinletti. Madende hava yönünün değişmesine ve CO'nun ters yöne aktığına ilişkin birim konuşmasına dair Tural, "Açık kalmış ve bazıları hasarlı kapılar nedeniyle oldu, aynı gün anında giderdik. Bir daha da aynı değerleri görmedik" dedi.

'VARDİYADA HİÇ ÜRETİM DURMADI'
Hasarların giderilmediğini, sensör verileri incelendiğinde kapı kısmı yerine inşa edilen perdeden kaynaklı olarak farklı bölgelerde artan değerler arasında korelasyon olduğuna işaret eden Aydın'a sanık Tural, kendisine bu yönde bir bildirim gelmediğini söyledi. Bunun üzerine Aydın, planlama ve bağlantı noktaları başka şekilde yapılmış olsaydı söz konusu havanın yön değişiminin yaşanıp yaşanmayacağı sorusuna sanık Tural, planın kendisinden önce çizildiği ve öyle bağlansaydı bu sorunun yaşanmayacağını belirtti. Aydın daha sonra, "20 Eylü'de bakanın madeni ziyaret ettiği gün hiçbir şekilde yüzde 1'in altına düşmemiş metan birikimi, işi durdurunuz mu" sorusuna Tural, "evet" yanıtı verirken, Aydın ölçüm değerlerini vererek P2 vardiyasında hiç üretimin durmadığını belirtti. 

Sanık Tural başmühendis olmadan önce emniyet birimindeyken de yalnız  birimince planlanan risk analizlerine katıldığını söyledi.  

AV. YILMAZ: BU BİR KAZA DEĞİL KATLİAMDIR
Avukat Aydın'ın sorgusunun ardından İzmir Baro Başkanı Avukat Sefa Yılmaz söz aldı. Yılmaz şunları söyledi: "Böyle bir koridorda, bu yargılamanın yapılmasının birçok sakıncası var. Taşınması gerektiğini düşünüyoruz. Sözlerime bu şekilde başlamış olayım. Soma'da da biz baro olarak demiştik ki bu işin fıtratında bu sonuçlar yok, bu bir kaza değil, katliamdır. Amasra'da yaşanan da bundan farklı değildir, bu bir katliamdır. Bizler Avukatlık Kanunu'nun bize verdiği görev ve yetkiler sebebiyle baro olarak davaya müdahil olarak katılma talebimizi sunuyoruz" dedi. 

SANIK AVUKATINDAN MAHKEMEYE YÖNLENDİRME: YILMAZ HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUN
Bir sanık müdafi söz alarak İzmir Barosu Başkanı Yıllmaz'ın katliamın sorumlularından hesap sorulması talebinin "yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçunu oluşturduğu iddiasıyla mahkemeden suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. 

AVUKAT KAPKAÇ: ÖNLENEBİLİR BİR ÖLÜM KAZA DEĞİL KATLİAMDIR
Daha sonra Zonguldak Baro Başkanı Avukat Türker Kapkaç Söz aldı ve "Önlenebilir bir ölüm, engellenebilir bir yaşam hakkı ihlali kaza olarak nitelendirilemez. Evet, bu bir kaza değil katliamdır. Bizler de müdahil olarak katılma talebinde bulunuyoruz" dedi. 

TURAL: SAYIŞTAY RAPARLARI BANA HİÇ ULAŞMADI
Müşteki vekili Avukat Gizem Özdem, Tural'ın sorgusuna başladı. Özdem'in sorularına yanıt veren Tural, Sayıştay raporlarının kendisine hiç ulaşmadığını belirtti. 

Daha sorgu sorgulamayı Avukat Evren İşler devraldı. Av. İşler, "İfadenizde kurumda adam kayırmacılık olduğunu belirtmişsiniz" dedi, sanık Tural ise "Benim inisiyatif aldığım hususlar değil bunlar. Selçuk Bey, Cihat Bey bunların kararını verir" dedi. 

Maden mühendisi sanık Recep Orhan henüz sorgu sırası gelmeden söz aldı, "Normalde vardiya başında tek bir elektrik arızası vardı, bunları deftere not ettim. Hem işletme müdürüne hem baş mühendise ilettim" ifadelerini kullandı. 

SANIK ATMACA'DAN '6 AYDIR HAKSIZ YERE TUTUKLUYUM' İDDİASI
Müessese müdür yardımcısı sanık Salih Atmaca'nın sorgusuyla duruşma devam etti. 2018 yılında Amasra'ya geldiğini söyleyen Salih Atmaca, üretim teknik muavini olarak göreve başladığını ve altı aydır haksız şekilde tutuklandığını iddia etti. Pandemiden sonra kedisine bağlı birimlerin, direkt müessese müdürlüğüne bağlandığını belirten Atmaca, "Bu birimler peyderpey benden alındı ve hiçbir şeye karışmamam telkin edildi. İmza yetkilerim dahi elektronik imza ile gönderilen genelgeyle alındı, bu yetkileri müessese müdürü benden aldı. Bunlardan geriye hiçbir yetkim kalmadı ve bunların akabinde bana dedi ki, hiçbir yere gitmeyeceksin. Ancak kendisini hala sever sayarım. Müesseseye ait şema sebeplerle gerçeğe aykırıdır. Birçok birim bağlı olması gereken birimlerden alınarak farklı birimlere kaydırılmıştır. Bunu yorum olarak da ekliyorum. Bilirkişiye bunların hiçbiri sunulmamıştır" dedi. 

'ODANDA OTUR DIŞARI ÇIKMA DENDİ'
Araya giren mahkeme başkanı, "Yani sen bankamatik memuru muydun"  diye sordu. Bunun üzerine Atmaca, şöyle devam etti: "Bana odanda otur, dışarı hiç çıkma denildi. TTK Genel Müdürlüğünden dahi bana dediler ki, 'Salihciğim bekle...' Ben devletle çatışmam. Beni bir tane birim amiri dahi tanıştırmadılar, tek bir toplantıya dahi çağrılmadım. Ben müessese müdür yardımcısıydım, fiilen el çektirilene kadar her sabah tertipte eksiksiz bulunurdum. Müessese müdürü bana ben geldiğimde durumu fetret devri olarak izah etmişti. Kendi deyimiyle 'laçkalık' mevcuttu. Benim gözlemim liyakatsizlik vardı. Cihat beye müdahalelerim için baskı gitti. Gaz izleme servisinde ciddi sıkıntı vardı eleman yoktu. 7-8 kişi vardı birisi harita teknikeriydi dediler ki burada olmalı. Ee bana harita teknikeri de lazım. 

'DÖRT DÖRTLÜK ÇALIŞTIK BURAYI SADECE ONAYLI DEĞİL'
İşletme müdürlüğü emrinde iş güvenliği mi olur? İşletme müdürü hem hakim hem savcı olur mu? Yönetmelik değişti, iş güvenliği aktif olarak çalışmak zorunda, denetleyecek ve sorgulayacak. Sadece kadro sorunu muydu, hayır. Bunlar düz mühendisler, tecrübelerine laf etmiyorum ama... İşletme müdürü 4-5 senelik. Bunları müessese müdürüne aktardım, bana dedi ki, 'öğreteceğiz Salih...' Kanuni döneminden misal vereyim, Pargalı İbrahim yaratamayız. Yapması gerektiğinden fazlasını yükleyemeyiz, hele tecrübesizce. Pargalı İbrahim olurlar. Deneyimli mühendisleri, daha önce vekaleten iş görebilmiş mühendisleri lavvara vermişler. Ben dedim ki bunları iş güvenliğine aktaralım. Bana dediler ki, ona da yardımcı olalım, onu da burada görevlendirelim. Gaz izleme elemanımız yok. Yazı yazdık, 4 tane eleman istedik. Gerçek buysa bunu konuşacağız. Bunlar bizim için en önemli konular.  İşe geldiğimde -250 kotunda doğal havalandırmada sorunlar vardı. Müdür bana dedi ki, yapamadık ama çalışıyoruz. O dönemde TTK Bilişim Daire Başkanlığı tarafından geliştirilen projenin, çok önemlidir, işletilemediğini gördüm.  Kazanın oluştuğu bölgeye gelelim. -400'ün altı bizim değil. -350 kotu, burayı, onaylanmış proje olmadan, yani sadece kendi imkanlarımızla yaptık. Dediğiniz gibi kaçak değil, dört dörtlük çalıştık burayı. Sadece onaylı değil. "

'HEVESİMİZİ İSPATLAYINCA TAMAM DEDİLER'
Plan üzerinden önceki dönem ile kendi dönemi sonrasında yapılan faaliyetleri de şöyle anlattı: "Baktık ki sondajlarımız yetersiz. Kırıntılı sondaj lazımdı, iş böyle görülmeliydi. 250 ile 325 arası bitmiş, orada çalışacak rezerv dahi kalmamış. Sayıştay raporunda da mevcut. Daha derin kotlar meselesini düşünmek zorundaydık, bunları çalıştık ve yaptık. Müessesenin ne halde olduğunu ortaya koymaya çalışıyorum. Biz yeni sondaj teknikleri geliştirdik ve bulunamayan rezervleri bulduk. TTK Genel Müdürlük bizi ziyaret ettikçe dik mekanize kazısı yapılacak makineleri talep ettik. 2018 gibi Zonguldak'ta kongre oldu. Orada gördüğüm firmaları davet ettim, kimsenin haberi yok, firma geldi. Oturduk yatırdık masaya. Genel Müdür kendilerini bir çay içmeye dahi davet etmedi. Bu bana yönelik ilk sindirme politikasıydı. Bunu Cihat Bey yaptı. Cihat Bey yukarıdan çok çekinirdi, 'Salih'çiğim tamam sen görüştün, bitti...' Bu uygulama Üzülmez müessesesinde uygulanıyor. Armutçuk da yapmış, yatırım programına almışlar. Kuruma (TTK) hevesimizi ispatlayınca dediler ki tamam size bunu, bunun adı şilt, vereceğiz."

'MEHMET GÜNEŞ AMASRA PERVANESİNİN DEĞİŞMESİYLE İLGİLİ VERİYLE GELDİ'
Mehmet Güneş'in bir gün Amasra pervanesinin değişmesiyle ilgili elinde veriyle geldiğini söyleyen Salih Atmaca, şunları söyledi: "2018'de biz gittik, yazılı pervane talebinde bulunduk. Geldikten sonra pervane ile havalandırma sistemini ek basınç getiriyor diye doğal havalandırma yöntemlerine çevirdik. Doğru sondajlamaları yaparak ek rezervler bulduk. Hem müessese müdürü, hem işletme müdürü gerekli her şeyi yaptı. 2019'un 9. ayında bize -350'ün altında -400'e kadar bize verileceği müjde verildi. Bir baktık ki Hema / Hattat'a verilmiş."

'İŞÇİ VE MÜHENDİS ARKADAŞLARIMIN KABAHATİ YOK SİSTEM SIKINTILI' 
Atmaca'nın beyanını bölen mahkeme başkanı, "Sence bu patlama neden olmuş olabilir, mesleki tecrübene dayanarak bir fikrin var mı"sorusuna , "Benim hiç bilgim yok. Raporları okudum ama işçi arkadaşlarımızın bir kabahati yoktu. Mühendis arkadaşlarımızın da kabahati var diyemem. Sistemsel sıkıntı"yanıtını verdi ve devam etti: "Bence liyakatsizlik vardı. Müessese müdürü 2.5 yıl beraber çalıştık, bir kez dahi benimle tesise girmiş değil. Ben buradan ayrıldıktan sonra (planı göstererek) ne yapıldığını bilmiyorum. Müessese müdürüne soracaksınız. Kömür tozu kaynaklı olduğuna inanmıyorum. Grizu olabilir. İşçilerimizin kendi kusurlarından, ihmalinden kaynaklandığına kesinlikle inanmıyorum. Karbonmonoksit parlaması da olabilir. Ama bilmiyorum. Denetim eksikliği olabilir, sistemsel olabilir."

Sanık Salih Atmaca'nın ardından duruşmaya ara verildi. 

'HİÇBİR MÜFETTİŞLE MUHATAP OLMADIM'
Aranın ardından duruşma Avukat Derviş Emre Aydın'ın sanık Salih Atmaca'ya yönelttiği sorularla devam etti. İşletme planlarının nasıl hazırlandığını, kimlerin kontrol ve onayından geçtiğini soran Aydın'a Atmaca, planlara ilişkin detayların iş güvenliği ve müessese müdürü tarafından aktarıldığını ve plan büro tarafından hazırlandığını belirtti. Aydın, TTK'ye gönderilen onaylanmış planların daha sonra müfettişlerce denetlenip denetlenmediğini sordu. Sanık Atmaca ise "Ben hiçbir müfettişle bu konuda muhatap olmadım, böyle bir görevlendirme verilmedi bana" yanıtı verdi. 

'2020 YILINDA BANA ODANDA OTUR DEDİLER'
Daha sonra Avukat Ceren Yılmaz söz alarak sorguya başladı. Atmaca'nın hangi görevleri hangi sırayla elinden alındığını soran Yılmaz'a Atmaca, "Yazılı olarak 2020'nin 8. ayında alındım. Dediler ki 'odanda otur, istirahat ol'. Ocak ayı sonunda da işletme müdürlüğünü elimden aldılar" yanıtını verdi. 

'KATLİAM KAVRAMINA KATILMIYORUM KASTEN YAPILMIŞ BİR ŞEY YOK'
Öte yandan Yılmaz'ın Amasra maden katliamı demesine itiraz eden Atmaca, "Katliam kavramını kabul etmiyorum. Kasten yapılmış bir şey yok. Sistem sorunu bu" iddiasında bulundu. 

'SENDİKANIN BENDEN RAHATSIZ OLDUĞUNU İŞÇİLER DE SÖYLER'
Katliam günü ne yaptığı, sanık Selçuk Ekmekçi'yle görüşüp görüşmediği sorulan Atmaca, kimsenin oradan ayrılma talimatı veremeyeceğini söyledi. Bu sırada madenci yakınları yetkilerinin elinden alınmasının sebebinin sendika olduğuna ilişkin tepki geldi, Atmaca şöyle devam etti: "Sendika'nın (Genel Maden İş) benden rahatsız olduğunu dedikodu olarak biliyorum, işçiler de söyler. Bu soruya Cihat Özdemir cevap versin!"

'CİHAT SEN KÖTÜ POLİS OL BEN İYİ POLİS OLAYIM DEDİ'
Özdemir'in, "diğer büro amirlerine de oldu" minvalindeki ifadeleri üzerine sanık Atmaca "yalan söylüyorsun" dedi ve şöyle devam etti: "Cihat bana dedi ki, sana sen kötü polis ol, ben iyi polis olayım dedi. Niye dedi bunu?"

'EKMEKÇİ YEVMİYELERİNİ KESTİ, CİHAT BEY SÜMEN ALTI ETTİ'
Atmaca, sendikayla yaşanan sorunu da şöyle aktardı: "Sendika 1 profesyonel, 3-4 amatörden oluşur. GM yardımcısı aç toplu iş sözleşmesini oku dedi. Personel sayısını arttırmak için görüşme yaptım. Yevmiye arttırdım. İşçinin giriş çıkış saatlerini düzenledim. Selçuk Ekmekçi yevmiyelerini kesti. Cihat Bey sümen altı etti. Sendikacılar bundan sonra beni şikayet etmişler. Türk İş Genel Başkanı'na beni şikayet etmişler, milletvekillerine şikayet etmişler. Daha sonra benle görüşmek istediler. Biz şikayet etmedik dediler. Yüzlerine söyledim, reddettiler."

EMNİYET MÜHENDİSİ KAHRAMAN: SORUMLULUK ATFEDİLMİŞTİR
Duruşma emniyet mühendisi sanık Şahan Kahraman'ın sorgusuyla devam etti. Kahraman, "Tarafıma tozla mücadele ve havalandırmayla ilgili sorumluluk atfedilmiştir. Yönetmeliğe göre serpmemiz gereken taş tozunun çok daha fazlasını sarf etmişizdir. Tozla mücadele için bütün yönerge ve yönetmelik hükümlerini yerine getirmişizdir. Bununla ilgili denetimlerin tamamından da geçtik. Buna rağmen bilirkişi raporunda toz patlaması varsayımsal olarak gerçekleşmiş gibi belirtilmiştir. Patlamanın nedeni bilinmemektedir. Pervane arızası ile ilgili de saat 15:00 sıralarında bana bildirildi. Değerlerde de sorun olmadığı için bir sonraki vardiyada değiştirilmesine karar verilmiş, gerekli kişiler bilgilendirilmiştir" dedi. 

HATIRLAMADIĞI GÜNLER
Kahraman'ın beyanı sonrası Avukat Derviş Emre Aydın sorguya geçti. 20 Eylül'de metan birikmesi sonucu çalışma olmadığının not edildiğini söyleyen Aydın'a Kahraman o günü hatırlamadığını belitti. "Metan birikmesi olduğunda havalandırma işlemine emniyet servisi eşlik eder mi" diye soran Aydın'a, Kahraman mutlaka ettiğini belirtti. Volkan Soylu'nun haberdar olmadığını söylediğini hatırlatan Aydın'a Kahraman, "Gaz izlemenin bilgi vermesi gerekirdi verdi mi vermedi mi bilmiyorum" yanıtını verdi. 

Aydın kapıların korunması görevinin kimde olduğunu sordu Kahraman ise kapıların yerlerini belirleyenin iş sağlığı ve güvenliği şube müdürü olduğunu ancak kapıdan perdeye değişim tarihini bilmediğini belirtti. 

KATLİAMDAN SONRA DOLDURULAN DEFTER İBRAZ EDİLMİŞ
Avukat Melike Polat Kahraman'ın tertip defterinde 15-16-17 Ekim için kayıt imzaladığını gösterdi ve "Katliamdan sonra mı doldurdunuz" diye sordu. Kahramanın cuma günü vardiyası bittikten sonra doldurduğunu ve bunun rutin uygulama olduğunu iddia etmesi üzerine Polat, "Defteri tamamen inceledik, hiç böyle bir 4 günlük periyodu tek günde doldurmamışsınız" ifadelerini kullandı. Kahraman, ise "mutlama yapmışımdır" dedi. Öte yandan Polat, "Selçuk Bey ifadesinde pazartesi günü kendisine sizin katliamdan sonra doldurulan bir defter ibraz ettiğini söyledi" dedi. Kahraman ise şerefi üzerine böyle bir şey yapmadığına dair yemin etti. 

Duruşma sürüyor.