26 Kasım 2024 Salı

Lilith'in isyanı hala ayakta: İsyandayız, birlikte güçlüyüz

Kadıköy'deki Kalkedon Meydanı'nda bir araya gelen kadınlar, 14 Şubat Sevgililer Günü'nde erkek egemen heteroseksist düzenin sömüren ve şiddeti dayalı aşk anlayışına karşı sesini çıkardı. Kadınlar bu erkek düzene karşı sokakları terk etmeyeceklerini ifade etti ve tüm kadınları, LGBTİ+'ları 8 Mart'a çağırdı.

Kadınlar Birlikte Güçlü, 14 Şubat Sevgililer Günü'nde sevgi adı altında maruz kaldıkları sömürü ve şiddete karşı Kadıköy'deki Khalkedon Meydanı'nda toplandı. "Aşk eski bir yalan, emeğimize el koyan" pankartı açan kadınlar, kitlesel bir biçimde erkek egemen kapitalist sistemin ve o sistemin erkeklerinin "sevgi"den diyerek kadınları psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddete maruz bıraktığına, emeklerini sömürdüğüne ve katlettiğine vurgu yaptı. Heteroseksist düzende LGBTİ+'ların aşık olmasının, ilişkilerinin yok sayıldığına ve hor görüldüğüne dikkat çeken kadınlar, eşit, özgür ve cinsiyetsiz bir dünya için sokakları terk etmeyeceklerinin altını çizdi.

Sevgililer Günü'nde dayatılan cinsiyetçi, heteronormatif normlara karşı kadınlar, "Odalarda ışıksız, hem sevdanız kara hem aşkın ateşi ısıtmıyor", "Yeter ki patriyarkal olmasın aşk", "Elma değil sömüren aşk", "Özgürlüğüme gölgeyi aşk değil şiddet sayarım" sloganlarının öne çıktığı dövizler taşıdı.

‘ÇEŞİT ÇEŞİT AŞKLARIMIZLA BURADAYIZ'
"Aşk, aşk hürriyet uzak olsun nefret", "Yaşasın kadın dayanışması", "Kadınlar birlikte güçlü", "Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" ve "Nafaka haktır, vazgeçmiyoruz" sloganlarını haykıran kadınlar, erkek devletin kadınlara son saldırısı olan nafaka hakkına ilişkin düzenlemeye karşı da mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

hep bir ağızdan, "Aşk eski bir yalan, Adem ve Havva'dan kalan, şiddeti meşrulaştıran, emeğimize el koyan" diyen kadınlar, "Emeğimizi, bedenimizi sömüren, aşk adı altında bu şiddeti ve sömürüyü romantize eden, onlardan kar eden heteropatriyarkal kapitalist düzeni protesto ediyoruz" dedi ve aşkın farklı türlerini tanımayan, kendini dayatan bu patriyarkal sisteme itiraz etti.

'REDDEDİLDİĞİMİZ İÇİN ÖLDÜRÜLÜYORUZ'
Basın metnini okuyan Bilen Sevda Könen, Lilith'in Adem'i "elma"yla baştan çıkardığı hikayelerine atfen, "Alt tarafı bir elma yiyoruz beraber; sonra kara sevda diye, ölümüne aşk diye, çılgın aşık, gözü dönmüş aşık, kıskanan aşık diye hayatlarımıza ipotek koymaya kalkıyorlar. Yetmiyor, birtakım aşk masallarının ardından eşitsiz ev işi, bakım emeği çıkıyor. Ütüsüydü, çamaşırıydı, bulaşığıydı, yemeğiydi, çocuk bakımıydı derken her gün evde erkeklerden 4 saat fazla çalışan biz kadınların emeği görünmez, bedava, 'aile' denen yapıya içkin. Bu da yetmiyor, bu sömürü düzenine hayır dediğimiz için, ayrılmak istediğimiz için, barışma ya da arkadaşlık teklifini reddettiğimiz için öldürülüyoruz. Kendi hayatlarımıza dair karar vermek istediğimiz için öldürülüyoruz. Cinsel yönelimimizle, cinsiyet kimliğimizle, türlü aşklarımızla var olmak istediğimiz için şiddete uğruyoruz, öldürülüyoruz. Bu şiddetin karşısında hayatta kalmaya çalıştığımızda, ölmemek için öldürmek zorunda kalınca meşru müdafaa yok sayılıyor, sonumuz cezaevi oluyor. Cezaevinde de, pandemiyle gittikçe ağırlaşan izolasyon, yoksullaşma, yalnızlaştırma, keyfi uygulamalarla ölüme terk etme sistemi işliyor" dedi.

'EŞİTLİK YOKSA AŞK DA YOK'
"Eşitlik yoksa aşk da yok" diye vurgulayan Könen, "Yılın her günü şiddet ve sömürüye, eşitsizliğe karşılık yılın bir günü hediyeyle mutlu olun diyor bize heteropatriyarkal kapitalizm. Ama ne kalpli balonlar, ne tek taş yüzükler, ne elektrikli robotlar eşitliğin, özgürlüğün bedeli olabilir. Ayrıca, her 14 Şubat'ta olduğu gibi bu 14 Şubat'ta da bize 'hediye' diye aldıkları, aslında ev içindeki yerimizi bildiren o elektrikli ev aletleri bile artık çalıştırılamıyor. Çünkü elektrik faturası yüksek, emeğiyle aradaki farkı kapatması beklenen yine biz kadınlarız. Artan ve derinleşen ekonomik krizin faturasını ödemeyi reddediyoruz" diye konuştu.

'LİLİTH'İN İSYANI HALA AYAKTA VE BURADA'
Kadın emeğini ancak "aile bütçesine katkı" olarak gören ve böylece değersizleştiren, düşük ücret veren, güvencesiz kılan erkek sermaye ve erkek egemen sistemin barınabilmek kadınları aileye mahkum ettiğinin altını çizen Könen, "Ama biz tüm kazanımlarımıza olduğu gibi nafaka hakkımıza da sahip çıkıyoruz, asla vazgeçmiyoruz" dedi ve şöyle devam etti: "Hayatı sokaklarda, gecelerde, evlerde, iş yerlerinde, okullara bize dar eden erkeklerin erkek devletten, erkek adaletten güç bulduğunu iyi biliyoruz. Erkek devlet, ona başkaldıran herkesi dil kopartma söylemiyle tehdit ederken hatırlatıyoruz: Lilith'in dinmeyen isyanı bugün hala ayakta ve burada! Bu 14 Şubat'ta bir kez daha sesleniyoruz: Dünyayı değiştireceğiz dedikçe bizi şiddetle kendi sınırlarına, kendi aşk anlayışına hapsetmeye çalışan heteropatriyarkaya karşı feminist isyandayız! Birlikte güçlüyüz!"

Kadınlar, eylemlerini tüm kadın ve LGBTİ+'ları 8 Mart'a çağırarak sonlandırdı.