22 Eylül 2024 Pazar

'Lenin bugün ve gelecekte ilham kaynağımız olmaya devam ediyor'

Marksist Teori dergisi tarafından düzenlenen "100. Yılında Dünyaya Lenin'le Bakmak" sempozyumu "Lenin: Örgüt, yöntem, politika" başlıklı oturumla devam ediyor. Rusya ve Tunus'tan konukların söz aldığı oturumda, Tunus Demokratik Sosyalist Yurtsever Partisi Genel Sekreteri Nouri Bettoumi, "Marksist ve leninist teoriye ileri konumda katkıda bulunan 20. yüzyılın ilk yarısında Bolşevik devriminin ana teorisini, ve sosyalist devrimin kurucusu Vilademir Lenin aramızda. Bizi bırakmadı. Lenin'in huzurundasınız, başlarınızı yukarı kaldırın. Lenin büyük bir sembolize, 20. yüzyılın gidişatını değiştiren, araştırmacılara ve ilgilenenlere yanıt veren muazzam bir devrimci. Başlarınızı yukarı kaldırın" diye seslendi.

Marksist Teori'nin düzenlediği sempozyumun öğle arasının ardından 2. oturum "Lenin: Örgüt, yöntem ve politika" başlıklı oturumla devam ediyor. Bu oturumda Fırat Sözeri'nin moderatörlüğünde Marksist Teori Dergisi adına İbrahim Çiçek "Kopuş, yapısal kriz ve leninist örgütün güncelliği"; Tunus Demokratik Yurtsever Partisi'nden Nouri Bettoumi "Leninist yöntem ışığında 21. yüzyıl ayaklanmaları, arayışları ve enternasyonalizm" başlıkları altında sumum yaptı. 

Oturum başlarken moderatör Fırat Sözeri, Lenin'in ölümünün yüzüncü yıldönümünde onun Türkiye'deki pratik, politik mücadelesi açısından, ideolojik politik yanının nasıl okunması gerektiğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Lenin'in külliyatının tamamının Türkiye'de olmadığını belirten Sözeri, Lenin'in çevirilerinin temin edilmesi, sağlıklı çevirinin okura ulaştırılması gerektiğini söyledi.

ENGEL: BİRLEŞİK CEPHE İLE EMPERYALİZME KARŞI MÜCADELE EDEN ÖRGÜTLER BİRLEŞTİ
Ardından Almanya Marksist Leninist Parti (MLPD) Faşizme, Savaşa ve Çevresel Yıkıma Karşı Uluslararası Antiemperyalist Birleşik Cephe Eş Koordinatörü ve ICOR Genel Koordinatörü Monika Gärtner Engel'in sempozyuma gönderdiği dayanışma mesajı izlendi. Videolu mesajda şu ifadeler yer aldı:

"Değerli dostlar, yoldaşlar
"Marksist Teori dergisinin düzenlediği seminerin katılımcılarına en içten selamlarımı gönderiyorum. Tartışmalarınızda başarılar diliyorum ve değerlendirmelerinizde faşizme, savaşa ve çevresel yıkıma karşı uluslararası antiemperyalist birleşik cepheyi dahil etmeniz ve birleşmemiz bizi sevindirir.
"Bu video mesajımız ile Ağustos 2023'de Almanya'da düzenlenen Dünya Konferansı'na dair görseller paylaşarak size çalışmalarımıza dair bir fikir vermek istiyoruz. 
"Değerli dostlar, yoldaşlar 
"Dünyada gerçekten kış mevsimini yaşıyoruz. Donald Trump tekrar ABD Başkanı olmaya yöneliyor.
"Arjantin'de faşist Milei başkan seçildi. Almanya'da faşistler gizli bir toplantıda yüzbinlerce insanı Almanya'dan sınır dışı etmeyi planladı. Ukrayna savaşında iki emperyalist kamp karşı karşıya gelerek 3. Dünya Savaşı tehlikesini arttırıyor.
"Fakat dünya çapında sınıf bilinci ve direniş de artıyor. Bugün en güçlü enternasyonal hareket Filistin özgürlük mücadelesiyle dayanışma hareketidir. ABD'de 3 büyük otomobil şirketinin işçileri eşi benzeri olmayan ve haftalardır süren grev hareketi ile dünyaya damgasını vuruyor. 
"Dünya çaplı ve özellikle gençleri kapsayan çevre hareketi giderek antikapitalist bir karakter kazanıyor. Kapitalizm ve emperyalizm doğal yaşam alanımızın en büyük tehdidini oluşturduğu gerçeği giderek anlaşılıyor. Bu bağlamda faşizme, savaşa ve çevresel yıkıma karşı Uluslararası Antiemperyalist Birleşik Cephe'nin kuruluşu dünya devrimci hareketinin son yıllardaki en büyük kazanımlarından biri olduğunu düşünüyorum. 
"Hatırlarsanız, revizyonist ihanetin ve Sovyetler Birliği'nin ve ona bağlı kampın çöküşüyle birlikte egemenler sosyalizmin sonu geldiğini ilan etmişlerdi.
"Tasfiyecilik, yılgınlık, tıkanma ve umutsuzluk yayıldı. Birçoğumuz yorulmadan uluslararası Marksist Leninist hareketin ve örgütlü birlikteliğin inşası için çabaladık. Bunun merkezi sonuçlarından biri Uluslararası Devrimci Parti ve Örgütlerin Koordinasyonu ICOR'un kuruluşu oldu.
"Faşizme, savaşa ve çevresel yıkıma karşı uluslararası Antiemperyalist Birleşik Cephe ise örgütlü antiemperyalist işbirliğinin anlamlı bir genişlemesidir. Kısa adıyla Birleşik Cephe Dünya çapında emperyalizme mücadele eden örgütleri birleştiriyor. Sosyalizm ve komünizm hedefini kendisine şart koşmuyor fakat kendi strateji tartışmalarının temel özellikleri içerisinde tanımlıyor. 120'yi aşkın üye örgütümüz var. Ve sizleri de Birleşik Cephe'nin çalışmalarına davet ediyoruz.

'LENİN'İN ÖĞRETİLERİ YAŞIYOR SEMİNERİ DÜZENLENECEK'
"Ağustos 2023 yılında ilk dünya kongremiz gerçekleşti. Cephenin merkezinde örgütlü işçi sınıfı duruyor. Cephe Enternasyonal Maden İşçileri Koordinasyonu ve Otomobil İşçileri Koordinasyonu ve ICOR içindeki devrimci partilerle ilişkide fakat ICOR'u aşan kitle örgütleriyle yakın ilişkileri de sürdürüyor. Örneğin Peru'da mücadeleci ekoloji örgütü Cantovivo veya İtalya'da mücadeleci sendika Si Cobas ile ilişkileri var. Si Cobas Sendikası önümüzdeki 24 Şubat'ı, yani Ukrayna savaşının 2. yıldönümünü dünya çapında savaşa karşı mücadele günü olmasını önerdi. Cephe olarak bu öneriyi sahiplendik. 
"Birleşik Cephe'nin önemli bir çalışması düzenlediği webinerlerdir. Yılda 4-5 defa düzenlenen webinerler devrimci hareketin en önemli mücadele günleri kapsamında düzenleniyor. Sizi webinerlere davet ediyoruz. Her seferinde webinerler dünyanın antiemperyalist devrimci hareketini bir nevi gezmek için anlamlı bir olanak sağlıyor. Bir sonraki webiner 4 Şubat 2024 tarihinde Orta Avrupa saatiyle 14.00'de düzenlenecek. 
"Birleşik Cephe, ICOR ile birlikte Lenin'in Öğretileri Yaşıyor seminerini düzenleyecek. Enternasyonal seminer Eylül 2024'de Almanya'da düzenlenecek ve hepinizi davet ediyoruz. İlişki kuralım, tartışalım, birbirimize dokunalım!"

LISENKOV: RUSYA'DA KOMÜNİSTLER LENİN'İN YÖNTEMİNİ KULLANAMIYOR
Rusya'dan Sosyo-Politik Tarih Devlet Arşivi Uzmanı, tarihçi Nikolay Lısenkov ise sempozyumu online katıldı. Davet edilmesine rağmen sempozyuma katılamadığı için üzgün olduğunu belirten Lısenkov, "Rusya'dan Leninizm: Parti, devrim ve ulusal sorun" başlıklı sunum yaptı. Bugün bakımından Rusya'da Lenin'in fikirlerinin çoğunlukla unutulduğunu, insanların genellikle Lenin'i okumadığını ve onun kim olduğu hakkında çok yetersiz fikirlere sahip olduğunu söyleyen Lısenkov, komünistlerin Lenin'i okuduklarını ancak fikirlerini dogmatik bir şekilde anladığını ve Lenin'in yöntemini, metodolojisini kullanamadıklarını kaydetti.

'LENİNİZM YARATICI MARKSİZMDİR'
Leninizmin yaratıcı marksizm olduğunu vurgulayan Lısenkov şunları söyledi: "Bilindiği gibi klasik marksizmde burjuva demokratik devrim kavramı vardı, bu devrim zamanla kapitalist ilişkileri geliştiren toplumlarda gerçekleşen devrimdir ve bu devrim biçimi eski feodal üst yapıyı yıkmak ve kapitalist ilişkilere uygun, kapitalist temele sahip yeni burjuva üst yapıyı oluşturmaktır.
"Klasik marksist anlayışa göre proleter devrim, gelişmiş kapitalist toplumlarda, kapitalist ilişkiler geliştiğinde ve sosyalist dönüşümlere hazır olduklarında gerçekleşen devrim biçimidir. Yani bu biçimde bir devrim üstyapıyı tabana göre dönüştürmeye başlayacaktır ve 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarındaki marksistler proleter devrimi bu şekilde görmüşlerdir. Proleter devrimlerin Büyük Britanya, Fransa ve Almanya gibi en ileri toplumlarda gerçekleşeceğine inanıyorlardı. Geri kalmış feodal bir toplum olan Rus İmparatorluğu'na gelince, önce burjuva demokratik devrim aşamasından geçmesi gerektiğine inanıyorlardı. Lenin 19. yüzyılın sonlarında 20. yüzyılın başlarında o zamanki Rus toplumunu analiz ettiğinde, bu toplumun bazı önemli özelliklerini fark etti. İlk olarak, Rus kapitalizmi farklı nitelikte bir kapitalizmdi, batı Avrupa toplumlarında gelişen kapitalizmden farklıydı. Kapitalizm devlete çok bağımlıydı ve devlet feodal ve yarı feodal nitelikteydi. Rus kapitalistler devlete çok bağımlıydı. Bu yüzden Rus burjuvalarında devrimde çıkarı yoktu, çünkü devlete karşı gelmekten korkuyorlardı."

Rusya işçi sınıfının kapitalist sömürünün yanı sıra feodal ilişkilerden muzdarip olduğunu ve bu nedenle en devrimci proletarya olduğunu kaydeden Lısenkov, Lenin'in köylü sorununu da analiz ettiğini hatırlattı. Rus köylüsünün burjuva demokratik devrimde çıkarı olduğunu ve proletaryanın doğal müttefiki haline geldiğini belirten Lısenkov, "Lenin, burjuva demokratik devrimi ve proletaryanın önderliği anlayışını bu şekilde geliştirdi. Burada şunu belirtmek isterim ki, Lenin teorisini ilk olarak Marx ve Engels'i okuyarak geliştirmedi, elbette onların eserlerini biliyordu, ancak Rus toplumunun somut durumunu somut olarak analiz etmek için onların yöntemini kullandı ve yaratıcı teorisini geliştirdi" diye ekledi.

'LENİN TEORİSİ DOGMATİK MARKSİZME KARŞIYDI'
Menşevikleri dogmatik marksist diye nitelendiren Lısenkov, "Lenin'in teorisi dogmatik marksizm anlayışına karşıydı. Menşevik liderlerden biri Lenin'in fikirlerinin leninizm olduğunu iddia etti. Bu terim bir lakap olarak doğdu ve Lenin'in fikirlerinin Marx'a ne kadar karşı olduğunu göstermek istedi: Bu leninizm, marksizm değil ve ona karşı olduğunu ima etti. İronik bir şekilde leninizm aslında marksizmin yeni aşamasının, marksizmin gelişiminin adı oldu ve şimdi buna marksizm-leninizm diyoruz. Bu bir tesadüf değildi, yaratıcı marksizmin doğal gelişimi sonucuydu çünkü marksist teori ancak verili toplumlardaki somut koşullara yaratıcı bir şekilde uygulanırsa gelişebilir" diye ekledi.

Lenin'in ölümünden 100 yıl sonra hala yaşadığını söyleyen Lısenkov, "Dünyadaki durum çok karmaşık. Bir taraftan zaten gelişmiş ve sosyalizme hazır bir kapitalizm var, yani temel hazır. Aynı zamanda her biri henüz burjuva demokratik devrimlerden geçmemiş veya burjuva demokratik devrimlerin tamamlanmadığı ülkeler var. Bir tarafta da eskiden sosyalist ülkeler olan ve kapitalizme geri döndüğümüz ülkeler var ve şimdi bazılarının yeni bir burjuva demokratik devrime ihtiyacı olduğu görülüyor, çünkü bu ülkelerde burjuva demokrasisi yok. Ayrıca bu iki durum da çok karmaşıktır. Marx, Lenin ve diğer büyük marksistlerin yöntemlerini yaratıcı bir şekilde uygulayarak analiz edilmelidir. Komünizm ve marksizm ancak bu şekilde tarihsel önemini yeniden kazanabilir" diye konuştu.

ÇİÇEK: LENİN MARKSİZME SIMSIKI BAĞLIYDI
Marksist Teori dergisi yazarı İbrahim Çiçek de sempozyuma online bağlandı. "Kopuş, yapısal kriz, leninist örgütün güncelliği" konusunu ele alan Çiçek, "Lenin emperyalizm çağı değişimini nasıl ele aldı?", "Politika-örgüt konularını nasıl güncelledi?", "Leninist örgüt modelini ancak 21. yüzyıl devrimlerine, isyanlarına leninist örgütün cevabı nedir" soruları etrafında sunum yaptı.

Lenin'in Marks'la nasıl ilişkilendiğini anlatan Çiçek, "Lenin kuşkusuz bir marksistti. Marks ve Engels'in en başarılı öğrencisiydi. Ve Lenin marksizme sımsıkı bağlıydı, devrimci eleştirilerle bağlıydı. Diyalektik ve tarihsel materyalizmi uygulama gücünden alıyordu Lenin bu gücü. Bütün dünya komünist hareketinin tarihine, Marks ve Engels'in bütün külliyatına hakimdi. Ama dikkat çekici şey şu, Lenin marksizmin toplamına, marksizmin yöntemiyle düşünceleri arasında ayrım yapar. Değişik tarihi dönemler ve koşullar altında devrimci mücadele, program ve taktiğe ilişkin Marks ve Engels sonuçlar çıkarmıştır. Lenin de Marks'ın yöntemi eskimez; dün de bugün de yarın da dünyayı açıklamaya yeter. 1917'de Lenin federasyona karşı olduğunu söyler ve Marks ve Engels'in görüşleriyle temellendirir. 1918'de federasyonu savunur, yani Lenin devrimci ihtiyacı karşılar. Çok sıkı bir tarihsel perspektif içerisinde Marks ve Engels'in görüşlerini inceler, analiz eder" dedi.

'LENİN'LE LENİN'İN MARKS'LA İLİŞKİLENDİĞİ GİBİ İLİŞKİLENMELİYİZ'
Lenin'in devrimci ihtiyaçlara bağlı hareket ettiğini, marksizmi eylem kılavuzu olarak kavradığının altını çizen Çiçek, Lenin'in şiddete karşı çıkanları Marks ve Engels'in görüşlerine çağırdığını, Kautsky önderliğinde Enternasyonal'i eleştirdiğini hatırlattı. "Biz Lenin'le, Lenin'in Marks'la ilişkilendiği şekilde ilişkilenmeliyiz" diyen Çiçek, mücadele tarihinde ortaya çıkmış teorik görüşlere hakim olmak, bu hakimiyeti eleştiri temeline dayandırmak zorunda olduklarını söyledi.

'BOLŞEVİK GRUP MENŞEVİK GRUPTAN KOPTU'
Lenin'in Bolşevik tarihi açısından devrimci hazırlık sürecinin başlangıç noktasından, 1917 Nisan'ına kadar olan süreçte bir dizi kopuş yaşandığını söyleyen Çiçek, Bolşevik Parti'nin Rus liberallerini karşıdevrimci olarak nitelendirdiğini hatırlattı. Bolşeviklerle menşevikler arasında yaşanan kopuşa işaret eden Çiçek, bu kopuşun menşeviklerin illegal mücadeleden uzaklaşması sonucu yaşandığını kaydetti.

'2. ENTERNASYONAL DEVRİMCİ İHTİYAÇLARA YANIT VEREMEDİ'
3. Enternasyonal'da devrimci prototip ortaya çıktığını belirten Çiçek, yapısal krizin tanımını şöyle yaptı: "2. Enternasyonal dönemin ihtiyaçlarını anlayamayan, devrimci ihtiyaçlara yanıt veremeyecek hale geldi. Bir yandan da kapitalizm dünya pazarını oluşturmuş, eski devrimci teori değişmişti. Legal imkanları kaybetmeyi göze alamamışlar ve devrime ihanet etmişler. Türkiye'de devrimci hareket için çok önemli bir derstir."

Lenin'in marksizmi güçlü bir şekilde uyarladığını söyleyen Çiçek, "Marksizmi çağın sorunlarına uyarlayarak güncelledi, hayatla bağını yeniden kurdu" vurgusu yaptı. Devrimin güncelliğine, devrimci örgütün neden ihtiyaç olduğuna değinen Çiçek, 2. Enternasyonal örneğinin oportünistlerle marksistlerin uzlaşma içinde olamayacağını bir kez daha ortaya çıkardığını vurguladı.

'ÖNCÜ PARTİLERİN YERİNİ ALMAYA ÇALIŞTILAR'
20. yüzyılın birinci yarısında öncü partinin yükseldiğini, ikinci yarısında düşüşe geçtiğini, 1990'lardan sonra ise geriye düştüğünü anımsatan Çiçek, sendika, kooperatif ve derneklerin devrimci partilerin yerine ikame edilmek istenmesine tepki gösterdi.Çiçek, "Siyasi bakımdan kararsız ve sınıf mücadelesinde proleteryanın sonuna kadar gitme kararlılığını, sosyalizmi kurma kararlılığını içinde barındırmayan, tasfiyeci görüşlerdir" ifadelerini kullandı.

'DEVRİMCİ ÖNDERLİĞİN YENİDEN İNŞASI İHTİYACI VAR'
1960-1990 arasında emperyalizmin birinci aşamaya, emperyalist küreselleşme aşamasına ulaştığını; tek tek ulusal tekeller üzerine kurulmaktan dünya çapında tekellerin oluşturduğu bir sisteme geçildiğini, bütün dünyanın proleterleştirildiği bir durumun oluştuğunu kaydeden Çiçek, "Dünyanın yeni koşulları altında devrimci önderliğin yeniden inşa edilmesi ihtiyacı duyuluyor. İdeolojik birlik ihtiyacı vardır" dedi.

Türkiye'nin yapısal krizi açısından da Çiçek, şunları söyledi: "Bir kısım yapısal krizi tasfiyecilik olarak algıladı. Bir kısım ise kendilerini olduğu gibi devam ettirmeye çalıştı. Birinci kısım tasfiyeciliğe ikinci kısım dogmatizme evrildi. Bütün bu fotoğraf içinde marksist leninist komünistler başka bir yoldan ilerlediler. '94 yılında gerçekleşen Birlik Kongresiyle, Lenin'in yöntemleriyle ilerlemeye çalıştıkları abartı olmayacaktır. Geride kalan 25 yılda örgütsel, teorik, programatik sorunları; kadın özgürlük mücadelesi, Kürt sorunu gibi sorunları ele aldılar. Sınıf mücadelesinde büyük bir mesafe kat ettiklerini söyleyebiliriz. 12 Eylül yenilgisi dünya çapındaki gerilemenin yarattığı tasfiyeci vasfı, 2015 yılında başlayarak faşist rejim yüksek düzeyli sistematik ve süren terör devrimci saflarda tasfiyeciliği besledi, bu tasfiyeci eğilimler sınırlandırılmış, yasal bir devrimciliği Lenin'in öncü parti fikrinin devrimci yanlarını yok etmeye çalışan bir saldırı oluştu. Bu da devrimci hareket içerisinde yansıması oldu."

BETTOUMİ: LENİN ARAMIZDA
Ardından Tunus Demokratik Sosyalist Yurtsever Partisi Genel Sekreteri Nouri Bettoumi, Leninist yöntem ışığında, 21. yüzyıl ayaklanmaları, arayışlar ve enternasyonalizm üzerine söz aldı. Küresel emperyalizme ve siyonizme karşı verilen savaşı selamlayan Bettoumi, "Marksist ve leninist teoriye ileri konumda katkıda bulunan 20. yüzyılın ilk yarısında Bolşevik devriminin ana teorisini, ve sosyalist devrimin kurucusu Vilademir Lenin aramızda. Bizi bırakmadı. Lenin'in huzurundasınız, başlarınızı yukarı kaldırın. Lenin büyük bir sembolize, 20. yüzyılın gidişatını değiştiren, araştırmacılara ve ilgilenenlere yanıt veren muazzam bir devrimci. Başlarınızı yukarı kaldırın" diye seslendi.

Leninizmin önemli bir kaynak olduğunu, tarihsel materyalizmin bir araç olduğunu belirten Bettoumi, "Aynı zamanda 3. Enternasyonalin sonuçları ve kararlarını benimsiyor, işçi sınıfı mücadelesinin tarihin motoru olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle komünist liderler Marks ve Engels'e bağlıyız. Kuruluş ve kurtuluş mücadelelerinde dünya ezilen halkların mücadele deneyimlerinden faydalanıyoruz. Lenin 19. yüzyılın son üçte birinde doğdu ve esas olarak Marks ve Engels'in önerilerini takip ederek dönemin tarihsel filozoflarından feyzaldı. Devrim teorisi olmadan, devrimci evrensellik olamaz. Lenin'in büyüklüğü 1917 ile 1919 yılları arasında etkileşim içinde taktikleri belirleme, yaratıcı planlamaları olması nedeniyle tarihsel bir düzey yaratmaktadır" ifadelerini kullandı.

'LENİN BUGÜN VE GELECEKTE İLHAM KAYNAĞIMIZ OLMAYA DEVAM EDİYOR'
Sosyalist devrimin içeriden ve dışarıdan gelen saldırılara karşı devrimin başarısını korumaya çalıştığını hatırlatan Bettoumi, "Teorik düzeyde sanat da dahil olmak üzere felsefe, ekonomik alanları içeren gerçek anlamda bilimsel ansiklopedi ve kapsamlı bir referanstı. Edebiyat, din, kadın ve gençlik ister sosyalist devrim için savaşan işçi sınıfı partisi olarak kapitalist ülkelerdeki devrimciler, isterse sosyalist devlet için savaşan sömürgelerdeki benzerler olsun Lenin bugün ve gelecekte öğretmenimiz ve ilham kaynağımız olmaya devam ediyor. Tunus'taki sosyalist partideki yoldaşlarınız ortak mücadeleden yanadır ve bundan gurur duymaktadır" dedi.

'KÜRESEL EMPERYALİZM KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKINA DÜŞMAN'
Birleşik mücadeleye dikkat çeken Bettuomi, Tunus'taki hükümetin politikalarını aktardı. Baskılar sonucu ekonomik ve sosyal durumun kötüleştiğini kaydeden Bettuomi, küresel emperyalizmin barışa, özgürlüğe ve kendi kaderini tayin hakkına düşman olduğunun altını çizdi. Bettuomi, şöyle devam etti: "Yoldaşlar bir kez daha size kuruluş ve kurtuluş uğruna uluslararası mücadeleyi sürdürmeye çağırıyorum. İşgal altındaki Filistin topraklarında işlenen suçlar emperyalizm ve onun öncesi siyonizm çirkinliğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Gerçek şu ki, dünyanın başkentlerinde de özgür insanlar protesto gösterileri yaparak soykırım ve kuşatmayı kınarken, emperyalist hükümetler inatla, politik ve askeri olarak faşizmin kötülüğünü destekler. Uluslararası mücadeleyi sürdürmeye devam eden Filistin halkın, toprak, ekmek ve barışları uğruna mücadele ediyor. Ve Gazze'deki insanlarımıza sularını keserek, elektriklerini keserek zaruri ihtiyaçlarından men ederek bu soykırımı devam ettirmektedirler. Size bir kez daha tekrar etmek isterim ki Lenin'in güçlü duruşundan başlarımızı yukarı kaldırmalıyız."

Sunumların ardından panelistler soruları yanıtladı.