25 Eylül 2024 Çarşamba

Kubilay: Türkiye halkları çaldığınız yılların hesabını soracak

HDP Sözcüsü Kubilay, partilerinin yaptığı erken seçim çağrısından hükümet ortaklarının kaçtığına dikkat çekerek, "Sandıktan kaçsanız bile halktan kaçamayacaksınız. Türkiye halkları kaçtığınız yerde sizi yakalayacak, çaldığınız yılların, kararttığınız hayatların, söndürdüğünüz ocakların hesabını soracaktır" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Günay Kubilay, parti genel merkezinde haftalık basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Kubilay, konuşmasına sürgünde yaşamını yitiren Teslim Töre ve dört yıl önce katledilen Tahir Elçi'yi anarak başladı.

DÜŞMAN İŞGALİ GİBİ PARTİ BİNALARIMIZA BAYRAK ASILIYOR
Partilerine yönelik 20 Kasım'dan itibaren yoğun bir gözaltı ve tutuklama saldırısının başladığını hatırlatan Kubilay, "Antep, Ankara, Urfa, Diyarbakır, Batman, Ağrı, Siirt, Van, Kocaeli, Urfa ve Adıyaman başta olmak üzere birçok il ve ilçede gerçekleştirilen polis baskınlarda, aralarında PM üyelerimiz, il ve ilçe yönetim kurulu üyelerimizin de bulunduğu 150'yi aşkın arkadaşımız gözaltına alındı, gözaltına alınanlardan onlarca kişi de uyduruk gerekçelerle tutuklandı. Kocaeli ve ilçelerinde 27 arkadaşımız gözaltına alınırken, basılan ilçe binalarımızdaki tüm eşyalar dağıtıldı, kırıldı, döküldü. Altını çizerek söylemek gerekirse, daha önemlisi polis tarafından 'düşman işgali' gibi parti binalarımızın panolarına bayraklar asıldı. Bu bu iktidarın en büyük utançlarından bir diğeridir" dedi.

DARBE İLE HDP GABB'DA AZINLIĞA DÜŞÜRÜLDÜ
Kubilay, kayyım saldırısıyla birlikte bölge genelinde birinci parti olan HDP'nin azınlığa düşürüldüğünü söyleyerek şunları kaydetti:

"Kısa adı GABB olan Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği, 107 bölge belediyenin üyelikleriyle kurulan bir birlik. 31 Mart seçim sonuçlarına göre birliğe üye belediye sayısı şöyle: HDP'li 57, AKP'li 45, Saadet Partili 2, İYİ partili 1, TKP'li 1, Bağımsız 1'dir. Birliğin toplam 256 üyesi bulunuyor. Bu üyelerin HDP 148, AKP 98, SAADET 4, İYİ 2, TKP 2, Bağımsız üyelerinden oluşuyor. 19 Ağustos'tan itibaren kayyım atanan belediyelerin birlik meclis üyelikleri de kayyıma geçmiş, HDP GABB'de azınlığa düşürülmüştür."

MİADINI DOLDURAN İKTİDARIN SON ÇIRPINIŞLARINA TANIKLIK EDİYORUZ
"Kürt düşmanlığı ve HDP karşıtlığı bir fabrikanın çarkları gibi tek bir komuta merkezinden verilen emirle tıkır tıkır işliyor. Saray direktifi veriyor, polis kumpas kuruyor, mahkemeler yasal kılıf hazırlıyor, hapishaneler tecrit ediyor. Her alanda partimizin varlığına yöneltilmiş bu faşist saldırılar karşısında HDP'nin boyun eğeceğini, HDP'lileri teslim alacaklarını sanıyorlar" diyen Kubilay, "Şunu çok iyi biliyoruz ki, onlar güçlü oldukları için değil zayıf ve çaresiz oldukları için, siyasi dağarcıklarında topluma verebilecekleri insani bir şey kalmadığı için her şeye saldırıyorlar, kırıp döküyorlar, yakıp yıkıyorlar. Bir kez daha yinelemek isteriz ki, hiç kimse dört koldan HDP'ye yapılan saldırılara bakarak göğsündeki cevahiri karartmasın. Umutsuzluğa kapılmasın. Aşırı kan kaybı içinde olan, miadı dolmuş olan, azınlığa düşmüş gayri meşru bir iktidarın son çırpınışlarına tanık oluyoruz" şeklinde konuştu.

BİR KEZ DAHA ERKEN SEÇİM DİYOR MEYDAN OKUYORUZ
"20 Kasım'da geniş bir toplantı bileşimiyle politik bir deklarasyonu kamuoyuyla paylaşmıştık. Bu deklarasyonda üçlü bir saç ayağı üzerine oturan politik bir tutumla birlikte iktidara hodri meydan demiş, erken seçim çağrısı yapmıştık" diyen Kubilay, "İlk karşı tepki kimden geldi? Tahmin edeceğiniz gibi Bahçeli'den… Ne diyor Bahçeli? 'Meydan okuyorlarmış. (…) Erken seçim talepleri yanlıştır. Herkes hesabını 2023'e göre yapsın…' Her defasında 'erken seçim, erken seçim' diye ortaya atılan Bahçeli şimdi neden erken seçime sert bir dille karşı çıkıyor, HDP'ye hakaret etmeye devam ediyor. Tek nedeni var: Onun ortağı olduğu iktidar, toplumun çoğunluk desteğini yitirmiş bir azınlık iktidarıdır ve toplumsal meşruiyetini yitirmiştir. İlk sandık kurulduğunda sandıktan çıkamayacaklarını en iyi Bahçeli biliyor" ifadelerini kullandı.

Kubilay, "Bir kez daha erken seçim diyoruz, meydan okuyoruz. Bütün savaş yanlılarına, işçileri, emekçileri, yoksulları açlığa, sefalete sürükleyenlere meydan okuyoruz. Barış, demokrasi ve özgürlük düşmanlarına hodri meydan diyoruz. Hiçbir yere kaçamazsınız. Hangi bahaneyi uydursanız uydurun. Hangi yalanlarla, dolanlarla erken seçimi engellemeye kalkışırsanız kalkışın. Sandıktan kaçsanız bile halktan kaçamayacaksınız. Türkiye halkları kaçtığınız yerde sizi yakalayacak, çaldığınız yılların, kararttığınız hayatların, söndürdüğünüz ocakların hesabını soracaktır" dedi.

'TECRİT BİR İNSANLIK SUÇUDUR'
"Ülke daha fazla savaş, kayyım ve tecrit üçgenine mahkûm edilemez" Kubilay, Abdullah Öcalan üzerinden sürdürülen tecridin kaldırılmasını istedi, "Tecrit bir insanlık suçudur" dedi.

SURİYE'DE SİVİLLERE KARŞI YARGISIZ İNFAZLAR YAPILDI
"9 Ekim'den bu yana devam eden savaş Suriye'deki istikrarsızlığı ve belirsizliği derinleştiriyor. İnsani trajediyi ve yıkımı büyütüyor, kan ve gözyaşını çoğaltıyor" diyen Kubilay, şöyle devam etti:

"Geçtiğimiz çarşamba günü yayımlanan İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (Human Rights Watch) açıklamasında Türkiye destekli silahlı grupların işgal edilen bölgelerde evlerini terk etmeyen sivillere karşı yargısız infazlar yapıldığı ve sivillerin evlerini terk etmeye zorlandıkları ifade edilmektedir. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Uluslararası Af Örgütü, Birleşmiş Milletler'in farklı düzeyde temsilcileri, dünyanın en yaygın gazetelerinin baş haberlerinde Türkiye'nin Kürtleri katlettiği ve Kuzey Suriye'de savaş suçlarının işlendiği belirtilmektedir.

"Sahadaki gelişmeler demografiyi değiştirme temelinde planlı bir istilanın uygulandığına dair görüşleri her geçen gün daha da güçlendiriyor. Açıklanan bu raporların yanı sıra 9 Ekim'den bu yana işlenen savaş suçlarını belgeleyen daha birçok rapor yayınlanacağı, açıklamanın yapılacağı, uluslararası kamuoyunun Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşanan hakikatleri daha berrak biçimde göreceği ortadadır."

KADINLARA VE LGBTİ+LARA POLİS SALDIRDI
Dünyanın dört bir yanında kadınların 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'nde kadına yönelik artan şiddeti protesto etmek için sokaklara çıktığını hatırlatan Kubilay, . "Protestoların merkezlerinden biri de her gün en az bir kadının öldürüldüğü Türkiye'ydi. Taksim İstiklal Caddesi'nde bir araya gelen binlerce kadın Türkiye'de kadına yönelik artan şiddeti protesto etmek istediler. Ancak, demokratik haklarını kullanmak isteyen kadınların ve LGBTİ+ların gerçekleştirdiği yürüyüş izinli olduğu halde polis eyleme katılanlara gaz ve plastik mermiyle saldırdı. Polisin saldırısından daha kötü olan Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanı Soylu'nun polis saldırısına sahip çıkan açıklamalarıydı" diyerek, kadınların ve LGBTİ+ların hedef gösterilmesine son verilmesini istedi. Kubilay, İçişleri Bakanı Soylu'nun kadın cinayetlerini önlemeyi bir kenara bırakarak ahlak bekçiliğine soyunan ve LGBTİ+ları hedef gösteren konuşmalarını eleştirdi.

ASGARİ ÜCRET TÜİK'E GÖRE DEĞİL HALKIN ENFLASYONUNA GÖRE BELİRLENMELİDİR
2020 yılı için Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri 2 Aralık Pazartesi günü başlayacağını hatırlatan Kubilay, "İktidar, krizin faturasını yoksullara ve emekçilere ödetmeye devam etmek için yüklemek verileri her zaman direktiflerle düşük tuttuğunu biliyoruz. Enflasyonu yüzde 8,55 olarak gösteren TÜİK'in bu çabasının nedenlerinden biri de elbette asgari ücrete ve kamu çalışanlarına yapılacak zammı düşük tutmaktır.  Oysa İstanbul Ticaret Odasının açıkladığı İstanbul enflasyonu yüzde 12; gıda enflasyonu ise yani halkın en çok tükettiği 77 gıda maddesinden oluşan halkın enflasyonu ise yüzde 39'dur. Asgari ücret TÜİK'e göre değil halkın enflasyonuna göre belirlenmelidir" dedi.

"AKP'nin yoksulu yok sayan politikaları nedeniyle 17 yılda Türkiye'de en zengin kesimle en yoksul kesim arasındaki fark açıldı. Nüfusun yüzde 70'inden fazlası borçludur" diyen Kubilay, "En yüksek gelir düzeyine sahip yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0,2 puan artarak yüzde 47,6'ya yükselirken, en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun aldığı pay 0,2 puan azalarak yüzde 6,1'e geriledi" dedi.

'BARIŞÇIL BİR ORTADOĞU PERSPEKTİFİNE SAHİP PARTİYİZ'
Günay Kubilay, "Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Mesrur Barzani'nin resmi bir ziyareti oldu Ankara'ya. Çavuşoğlu ve Erdoğan ile görüştü. Bu ziyareti Türk Kürt ilişkileri açısından HDP olarak nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklinde soruya şöyle yanıt verdi:

"Biz özellikle demokratik ve barışçıl bir Ortadoğu perspektifine sahip bir parti olarak her düzeyde sorunların, ilişkilerin diplomasi yoluyla çözülmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Sayın Barzani'nin ziyaretine bu nedenle herhangi bir eleştirel düzeyde değerlendirmiyoruz. Ancak bu bakış açısını umuyoruz ki bugün başta Suriye'de sürmekte olan savaş olmak üzere Suriye ve Kuzey Suriye Halklarının yeni Suriye'nin inşasında yer alarak kendi siyasi geleceklerini özgürce sağlayabilecekleri bir sürecin yaşanmasında önemli bir kilometre taşı olmasını, barışçıl politikaya vesile olmasını diliyoruz ve umuyoruz. Umuyoruz ki görüşmeler bu bağlam içinde gerçekleşmiştir."