22 Eylül 2024 Pazar

Koçyiğit: Darbeler bugün cübbelerle yapılıyor

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit, Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesine tepki gösterdi. Geçmişte darbelerin postallarlarla bugün ise cübbelerle yapıldığının altını çizen Koçyiğit, Şark Islahat Planından umumi müfettişliklere, olağanüstü hal rejiminden kayyum rejimine geçildiğinde "Kürtlere yapılabilir" diyenlerin buna rıza gösterenlerin, ülke içinde ve dışında savaş politikalarına geçit verenlerin tezkerelere el kaldıranların bütün bu sürecin müsebbibi olduğunu vurguladı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

'İKTİDAR BU DARBENİN BİZZAT FAİLİ'
TİP Antakya Milletvekili Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesini hatırlatan Koçyiğit, AKP iktidarının her fırsatta 28 Şubat ve 15 Temmuz'u lanetlediğini, darbelerden çok çektiğini ifade ettiğini belirtti. Ancak AKP'nin geldiği günden itibaren Türkiye halklarına darbe yaptığının altını çizen Koçyiğit, "Sürekli darbe mekaniğini canlı tutarak, bu darbeleri hayata geçirerek bunu yapıyor. Geçmişin darbe mağduru olan iktidarın, bugün darbenin bizzat faili olduğunu, bizzat kendisinin darbe yaptığını ifade ediyoruz" dedi.

'KÜRTLERE KARŞI HAKSIZLIKLARA SESSİZ KALANLAR MÜSEBBİBİDİR'
Darbelerin geçmişte postallarla bugün ise cübbelerle olduğunu belirten Koçyiğit, "3. Ceza Dairesinin kararı bir cübbeli darbeydi. Bu darbeyi ilerletenleler, sonuçlandıranlar Meclis'teki AKP kravatlılarıydı. Yani postallardan cübbeye, cübbelerden kravatlılara kadar bu ülke sürekli bir darbe mekaniği içerisinde. Darbe hukukunu elden ele geçiren bir sistem olduğunu ifade etmek gerekiyor. Can Atalay'ın vekilliğinin Meclis'te düşürülmesi meselesini sanki yeni bir olaymış gibi bazı kesimler ele alıyor. Ancak bunun bir tarihsel sürecin sonucu olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. 2014'te Çöktürme Planı ile başlayanlar, 2015'te 7 Haziran seçimlerini reddedenler, 20 Mayıs 2016'da Meclis'te milletvekillerimizin dokunulmazlığını Anayasaya aykırı olduğu halde kaldıranlar, 4 Kasım 2016'da eş zamanlı olarak milletvekillerimizi ve Eş Genel Başkanlarımızı gözaltına alıp tutuklayanlar, belediyelerimize kayyım atayanlar bu sürecin taşlarını döşemişlerdir. Ama burada sadece iktidara, sadece AKP ve MHP'ye söz söylemek yetmez. Kürtlere karşı bütün bu gayrinizami harp ve istismar hukuku, bütün bu hukuki olmayan süreç işletildiğinde sessiz kalanlar, bugünkü Can Atalay kararının da müsebbibidir" ifadelerini kullandı.

'DÜN BİZE YAPILAN BUGÜN CAN ATALAY'A YAPILMIŞTIR'
Şark Islahat Planından umumi müfettişliklere, olağanüstü hal rejiminden kayyum rejimine geçildiğinde "Kürtlere yapılabilir" diyenlerin buna rıza gösterenlerin, ülke içinde ve dışında savaş politikalarına geçit verenlerin tezkerelere el kaldıranların bütün bu sürecin müsebbibi olduğunu vurgulayan Koçyiğit, şöyle devam etti: "Çünkü ülkede barış olmadığı zaman hukuk da olmaz. Ülkede Kürt sorunu çözülmediği zaman, demokrasi gelişmez; demokrasi olmadığında da işte böyle iktidarlar keyfe keder anayasayı da askıya alırlar, hukuksuzluk da yaparlar, yargı darbesi de yaparlar. Bütün bunların müsebbibi aslında Kürt sorununun görmezden gelinmesidir. Bugünkü temel sorun, Kürt sorununun çözümsüz bırakılmasıdır. Bu ülkede yaşanan her sorunun bununla ilgili olduğunu ifade ettik. Meclis ilk defa milletvekilliği düşürmüyor. Milletvekillerimiz Leyla Güven, Musa Farisoğulları, Semra Güzel, Ömer Faruk Gergerlioğlu ve CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun vekillikleri düşürüldü. Ömer Faruk Gergerlioğlu AYM kararı ile Meclis'e geri dönebildi. Diğer milletvekillerimizden ikisi halen cezaevinde. Bütün bu süreçler olurken ne yazık ki bu parlamentoda bulunan muhalefet partileri el kaldırdı. Muhalefet partileri de sessiz kaldı. Muhalefet partileri de Kürtlere uygulanan olağanüstü hal rejimine ve hukuksuzluklara çanak tuttu, rıza gösterdi. O nedenle bugünkü Can Atalay'a yönelik hukuksuzluğun, bugünkü yargı darbesinin izlerini orada aramamız gerekiyor. Sorunu doğru tespit etmezsek çözümü de doğru yapamayız. Önce teşhisi doğru koyacağız ki tedavisini doğru yapalım. Bir yerde bir hukuksuzluk varsa, o genel hukuksuzluğun kaynağını oluşturur."

'HALKIN İRADESİNE DARBE YAPILDI'
Dün kendilerine yapılanın bugün Can Atalay'a yapıldığını söyleyen Koçyiğit, "Can Atalay özgünlüğünde Meclis'e, bu halkın iradesine darbe yapıldı. Hatay halkının iradesine, Türkiye'de yaşayan bütün halkların iradesine darbe yapıldı. En temel hak olan seçme ve seçilme hakkı, siyaset yapma hakkı da yok sayıldı. Anayasal bir darbe olduğunu ifade ettik, anayasayı tanımayan bir hükümet ve ittifak olduğunu ifade ettik. Ancak sadece anayasa tanımamazlık değil, aynı zamanda AİHM'i de tanımayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bütün ulusal mevzuatı reddettiği gibi uluslararası mevzuatı da reddediyor. Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararları hali hazırda uygulanmayı bekliyor ama onları da uygulamıyor. Şunu açık ve net söylüyor bu iktidar: Anayasaya işime gelirse uyarım, işime gelmezse uymam. Anayasaya muhalifler uysun, DEM Parti uysun, Kürtler uysun, Aleviler uysun, solcular uysun -ki bu bir darbe anayasasıdır- ama Cumhur İttifakı anayasadan muaftır" dedi.