1 Ekim 2024 Salı

Kobanê davasından tutsak Ölbeci yaşadığı işkenceleri anlattı

Kobanê davasında savunma yapan Kürt siyasetçi Zeynep Ölbeci çocukluğunda kendisine ve köylülere yapılan işkenceleri anlattı, "Ben bu devletten razı değilim" dedi.

Sincan Hapishanesi kampüsünde Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden Kobanê davasında Kürt siyasetçi Zeynep Ölbeci savunma yaptı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 21'i tutsak 108 kişinin yargılandığı davada söz alan Ölbeci, HDP'li belediyelere kayyum atanmadan önce yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

'IŞİD'İ PROTESTO ETTİĞİMİZ İÇİN BURADAYIZ'
IŞİD'in İslam adı altında Êzidîleri katlettiğini hatırlatan Ölbeci, IŞİD'i protesto ettikleri için yargılandıklarını vurguladı.

Kürt Alevilerin, Kürdistan'da Kürt kültürü ve Alevilik inancını yaşamak için direndiklerini söyleyen Ölbeci, Êzidîler'den sonra en çok katliama uğrayan bir diğer halkın Aleviler olduğunu belirtti. Alevi halkına yönelik katliamlara değinen Ölbeci, Alevi halkının isyanlarını anlattı.

'BAZEN FAŞİSTLER BAZEN DE ASKERLER'
Maraş'ta faşistlerin kadınlara yaptıkları işkencelere değinen Ölbeci, "Kuzenim de katliam sürecinde oradaydı. Bu katliamlar bazen faşistler bazen de askerler tarafından yapıldı. Sivas'tan, Gazi'den, Maraş'tan, Çorum'dan biliyorum. Dersim'de kaybolan kızların belgeselini izlediğim zaman insanlığımdan utandım. Bunları yapanları lanetliyorum. Maalesef, Kürt Alevilere karşı asimilasyon politikaları hala devam etmektedir. CHP'nin siyasi ve askeri organizasyonları ile bu katliama öncülük yaptılar. AKP de İzzettin Doğan öncülüğünde Cemevi-Camii projeleriyle yok etme kervanına katıldı" dedi.

Onurlu bir yaşam ve toplumun sorunları için mücadele ettiğini belirten Ölbeci, haksızlıklara boyun eğmeyeceğini vurguladı.

KÜRDİSTAN'DA HALKA YAPILAN İŞKENCELERİ ANLATTI
1973 yılında Adıyaman'da doğduğu bilgisini paylaşan Ölbeci, çocukluğunun 12 Eylül darbesinin gölgesinde geçtiğini söyledi. Ölbeci, "Her gün her hafta köyümüzü askerler basardı. Onların her gelişinde çoluk çocuk herkesi mezarlıkta toplarlardı ve orada herkese işkence yapılırdı. Bir gün köye askerler geldi. Bütün halkı topladı. Halkın çevresini sardılar ve bizi de okuldan getirdiler. Alevi inancında bıyık ve sakal onların namusu olarak kabul edilir. Eğer biri onların sakalına ve bıyıklarına el uzatırsa sanki onların namus ve şereflerine hareket etmiş olur. Kendisine 'Karabela' diyen bir komutan, elleriyle dayımın sakal ve bıyıklarını yoldu ve yedirdi.

'DÜŞENİN KAFASINA COPLA VURDULAR'
"Sonra başka bir gün ikinci kez halkı mezarlıkta topladılar. Kadın ve erkekleri birbirinden ayırdılar. Erkekleri 'operasyon var' diye götürdüler. Yaşlı kadınları ise çıkardılar. Diğer kadınları sıraya koydular ve 2-3 kilometre koşturdular. Düşenlerin kafasına coplarla vurdular. Nefes nefese kalanları dövdüler. Gidip gelinceye kadar binlerce cop yediler. Hiç unutmuyorum ki en çok dayak yiyen de benim ablamdı. Sebebi de onun yolda asla düşmemesiydi" cümleleriyle yaşadıklarını anlattı.

Kendisine Karabela diyen komutanın, işkence yaptığı kişi tarafından öldürüldüğünü aktaran Ölbeci, "O gitti yerine kendisine 'Sarıbela' diyen bir komutan geldi. Biz hiçbir zaman bu belalardan kurtulmadık. O dönem ben 7-8 yaşındaydım, bugün ise 50 yaşındayım. Ben de Kürtler de, Aleviler de hala sarı, kara ya da kızıl belalardan kurtulmadık. Ben bu devletten razı değilim" dedi.

Duruşma 9 Mayıs'a ertelendi.