30 Eylül 2024 Pazartesi

Kobanê davasında 21 siyasetçinin tutukluluğunun devamı istendi

Kobanê davasında savcılık, 21 siyasetçi hakkında tutukluluk devam yönünde mütalaa sundu. 

DAİŞ'in Kobanê'ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014'te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21'i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê davasının 14'üncü duruşması 7. gününde Sincan Hapishanesi Kampüsü'nde görüldü.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına çok sayıda avukat katıldı.

Sincan Hapishanesi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.

Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başlayan duruşma, iddia makamının gelen belgeler, müşteki ve tanık beyanlarına dair mütalaasını sunması için söz almasıyla devam etti.

Mütalaasının kısa özetini okuyan savcılık, tüm siyasetçilerin tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. Mütalaasında soyut beyanlarda bulunan tanık beyanları dışında somut delil göstermeyen iddia makamı, siyasetçiler hakkında "kadro elemanı" tabirini kullandı. İddia makamı, ayrıca adli kontrol şartıyla tahliye olan siyasetçilerin üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasına dair taleplerin reddine karar verilmesini istedi. 

Ardından söz alan HDP eski Sözcüsü Günay Kubilay, 29'uncu celsede dinlenen tanık beyanlarıyla ilgili daha sonra sistematik bir değerlendirme yapacağını ifade ederken, tanık ifadelerinin SEGBİS çözümlerini talep etti.

Daha sonra beyanlarda bulunan HDP eski MYK üyesi İsmail Şengül, iddianamede aleyhinde herhangi bir delil olmadığını söyledi. Şengül, "Devletin birliğini bozduğuma dair söylenen tek şey HDP'nin 6 Ekim 2014'teki Twitter çağrısıdır. DAİŞ'in giriştiği katliamlara Türkiye kamuoyunun da büyük tepkisi vardı. Birçok siyasi partinin o dönemde konuya dair açıklamaları var. Buradaki niyetin insani yardım koridoru talebi olduğunu görmek gerek" dedi. İsmail, 21 ayın üzerindeki tutukluluk süresinin de göz önüne alınarak tahliye talebinde bulundu.

Diyarbakır eski Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ise, mahkeme heyetinin iki hafta boyunca gizli tanık ve müşteki dinlediğini belirtirken, "Bir kısmını dinleme ve izleme fırsatım olmadı. Bu süre içerisinde iki kez aile ziyaretimiz oldu. Başka davalarımın da takibini yapmam gerekti. Ayrıca bulunduğumuz yerde tadilat ve taşınma var. Tanıklarla ilgili savunma hakkımı kullanamadım. Bu nedenle tanık beyanlarına dair savunma hakkımın saklı tutulmasını talep ediyorum ve önümüzdeki periyotta bu hakkımı kullanmak istiyorum. Bu söylediklerim Figen Yüksekdağ ve Gülser Yıldırım için de geçerli" diye belirtti. Kışanak, mütalaaya dair yarın beyanlarda bulunacağını söyledi.

Daha sonra avukat beyanlarına geçildi. Söz alan avukat Veysi Eski, duruşma salonundaki gerilim haline dikkat çekerken, "Bir şeyler oluyor ve biz olanlara dair fikir üretmeye çalışıyoruz. Burada mahkeme heyetinin dışında başka bir güç var. Her gün başka bir sürprizle uyanıyoruz" dedi.

Mahkeme heyetinin re'sen delil toplamaya çalıştığını aktaran Eski, "Böyle bir yargılama olmaz. Keşke sizi ikna etmeye çalışma fırsatımız olsaydı. Size karşı suçsuzluğumuzu ispat etme gereği dahi duymuyoruz. Elimdeki bilgileri tanığa soramayacaksam bu bir delil ikamesi değildir. Dün gece saat 01.30'a kadar bulmaca çözmeye çalıştık bu salonda. Tanık Merdan Rüştü Ovalıoğlu, en son maliye dosyasından gözaltına alınmış. Neden açık tanıklığa döndü? Tanık hakkındaki iddia: KCK Mali Komite. Tanığa yönelik yeni suçlama en azından örgüt yöneticiliği olur. Bir ceza tehdidi altında. Bu nedenle kimliğini açıklayıp birtakım yalanlarla bu tehdidin altından kurtulmak istemiş" diye aktarırken "Tanık ‘bir kısım ifadelerimi mahkeme başkanıyla birlikte düzelttik' dedi. Bizsiz dinlemenizi istemememizin nedeni budur. Biz varken bunu yapamazsınız" dedi.

Verilen aranın ardından beyanlarda bulunan avukat Cemile Turhallı Balsak, mahkeme heyetinin her duruşmada siyasetçiler aleyhine ara kararlar verdiğine dikkat çekti. Mahkeme heyetinin duruşmalarda usulsüz gizli tanık dinlemesine itiraz eden Balsak, "Bize tanık ifadelerini izlettiniz ve tanığa soru sorma hakkımız elimizden alındı. Eğer kimliklerini gizlediyseniz neden bir daha gizli dinlediniz. Ceza tehdidi altında olan bizim müvekkillerimiz. Her defasında bütün ceza muhakemeleri kaidelerini hep aleyhte yorumluyorsunuz. Bizim yaptığımız bütün itirazları reddediyorsunuz. Sizde nasıl bir motivasyon var?  Bir tarafmış gibi bize karşı direnç gösteriyorsunuz" dedi.

Davayı başından beri izlediğini ifade eden avukat Kazım Bayraktar, "Yargıladığınızı sanıyorsunuz fakat siz de yargılanıyorsunuz. Hakimler, bağımsızlık iddialarını dava pratikleri içerisinde sunarlar. Taraflar ve toplum da bunu test eder" mesajını verdi. 

Anayasa Mahkemesi ve AİHM'in gizli tanık dinlenmesi hakkındaki içtihatlarını hatırlatan Bayraktar, "Örgüt insanları öldürür diye her önünüze geleni gizli tanık olarak dinleyemezsiniz. Bu gerekçelerin kanıtlanması gerekir. Bunun yanında gizli tanığa ‘sen bunları nereden biliyorsun' diye soran da yok. Gizli tanıkların önceki ifadeleri asla delil kabul edilmiyor. Duruşmadaki ifadeleri esastır. Hadi yüzünü sesini değiştirdiniz. Sorgulamayı neden engelliyorsunuz? AYM'nin hükmü çok açık. Sorgulama hakkını ortadan kaldıramazsınız" dedi.

Bayraktar, tüm müvekkiller için tahliye kararı verilmesini talep etti.

Son olarak söz alan avukat Mustafa Kemal Baran, yargılamanın ilerlemesi için ihtiyaç duyulan delilerin bulunmadığını kaydetti. Baran, "Suç ortaklığı deniliyor fakat mahkeme heyeti buna da bel bağlayamıyor. Elde bir tek tanıklar kalıyor. Bir tanık ortaya çıkarılıyor. Onun açıklarını buluyoruz ve çürütüyoruz ama sonra yaptığımız savunmalara cevap olacak şekilde başka bir tanık ortaya çıkarılıyor. Tam bir Ali Cengiz oyunu var. ABC123 korsan olarak dinlenmiş ve sonra biz gördük ki sonrasında açık tanık olarak yeni bir ifade vermiş. Hafta sonu dinlenen tanıkların SEGBİS kayıtları elimizde olsaydı ona göre savunma yapardık" dedi.

Tanık ifadelerinin usulen yanlışlarla elde edildiğini dile getiren Baran, siyasetçilerin tahliyesini talep etti. 

Oturum, avukatların tahliye talepleriyle son bulurken, duruşma yarın HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar'ın da katılımıyla devam edecek.