28 Eylül 2024 Cumartesi

Kitlelere gitmek nedir?

Devrimci yükseliş dönemlerinin; sistemin ekonomik, siyasi vs. krizleri ve buna karşı kitle hareketinin yükseliş anları ile iç içe geçmesi tesadüf değildir. Bu dünyanın birçok yerinde olduğu gibi yaşadığımız topraklar bakımından da geçerlidir. Öncü hazırlık, tek yönlü veya sıçrama anlarına hapsedilemez. Siyasi, örgütsel, ajitasyon-propaganda, araçlar, imkanlar gibi partinin organik toplamının sürece hazırlanması ve tüm bu hazırlığın ayaklanma anına müdahalesi ile geçerlidir.

İçinde yaşadığımız emperyalist küreselleşme çağı çok katmanlı bir krizi çeşitli boyutlarıyla önümüze çıkarıyor. Kapitalizmin varoluşsal krizi diye tanımladığımız kriz bu bakımdan çok katmanlıdır. Ve bugün dünyanın değişik ülkelerinde siyasal gericiliğin yükselmesi ile ayaklanmalar ve büyük toplumsal hareketler arasında salınan siyasal iklim bu gerçeğin en çarpıcı ve açık görünümlerinden biri olarak öne çıkıyor. Burjuva parlamenter-temsili demokrasinin krizi bir yandan kitle ayaklanmaları içinde şekillenen doğrudan demokrasiye dayanan sovyetik tipte siyasallaşma biçimlerini tarihin gündemine yeniden taşırken, diğer taraftan ise kitlelerin faşist otoriter lider figürleri etrafında mobilize edildiği gerici reflekslere de yol vermektedir. Lenin bu gerçeği şöyle özetler: "Parlamenter burjuva cumhuriyet, kitlelerin bağımsız politik yaşamını, kitlelerin devletin demokratik işleyişinin aşağıdan yukarıya örgütlenmesine katılımını engelleyip boğuntuya getirir."1

AYAKLANMALAR VE DİRENİŞLER ÖĞRETİYOR!
Devrimci yükseliş dönemlerinin; sistemin ekonomik, siyasi vs. krizleri ve buna karşı kitle hareketinin yükseliş anları ile iç içe geçmesi tesadüf değildir. Bu dünyanın birçok yerinde olduğu gibi yaşadığımız topraklar bakımından da geçerlidir. 1994 patlayan ekonomik bunalım ve politik özgürlük sorunun ayyuka çıkarak burjuva devletin açıktan kontrgerilla eylemlerine sarıldığı bir dönemdir ve Gazi ayaklanmasının yükseldiği zemin bu nesnel süreçler olmuştur. Komünist öncünün başarısı bu noktada ayaklanmayı, Birlik Devriminin yarattığı zihinsel yenilenmeyle, kuvvetlerinin nesnel pozisyon alması ve ayaklanmanın anlarına müdahalesinde saklıdır. Öncü hazırlık, tek yönlü veya sıçrama anlarına hapsedilemez. Siyasi, örgütsel, ajitasyon-propaganda, araçlar, imkanlar gibi partinin organik toplamının sürece hazırlanması ve tüm bu hazırlığın ayaklanma anına müdahalesi ile geçerlidir. Daha somut söyleyecek olursak partinin kitleler içinde örgütlenme faaliyetinin gücü ve kitle hareketini yönetme kabiliyetinin gelişkinliği ile ilgili olacaktır.

Türkiye ve Kürdistan coğrafyası son dönemde kitle hareketi bakımından dersler alınacak muazzam politik anlara sahne oldu. Gezi ayaklanması 68'den başlayarak ilmek ilmek örülen mücadelelerin ve inişlere-çıkışlara sahne olan kitle hareketinin ulaştığı düzey olarak bir çıta olarak tanımlanabilir. Gezi ayaklanması, şüphesiz kitlelere önemli dersler verdi. Nihayetinde ayaklanmanın bütün özneleri kadınlar, gençler, işçiler, emekçiler, LGBTİ+'lar, Aleviler varolagelmiş kendi özörgütlenmelerini ve mücadele tarzlarını aşan biçimler ortaya çıkardılar.

Nasıl ki Çarlık Rusyası'nda 1905 Ayaklanması sonrası iktidar biçimi olarak Sovyetlerin doğuşu ve "Çar babamız bizi kurtar" diyen yığınların barikat savaşlarını öğrenmesi tarihsel kazanımsa Gezi ayaklanması da benzer tarihsel kazanımlara şahitlik etti. Forumlar kitlelerin siyasete katılması biçiminde öğrenildi. Bu bir anlamıyla meclislerle örgütlenmekti ve sosyalist iktidarın prototipiydi.

Gezi sonrası birçok direniş, forumlar kurarak kitle siyasetinin en önemli aracını kullanır hale geldi. Sosyal medya kitle mücadelesinin yeni cephesi olarak örgütlendi. Mizah duvarlarda sloganlarla buluşarak ajitasyonun vurucu biçimlerine dönüştü. Neredeyse bütün mücadele araç ve biçimleri değişikliğe uğradı. Kitlelerin doğrudan siyasete katıldıkları biçimlere sarılması, öncü-kitle ilişkisini diyalog zeminine oturttu. Kendini kitlelerin yerine ikame eden ve kitle çalışmasını söz söylemeye indirgeyen politik öznelere tokat gibi bir eleştiri sundu. Devrimci-demokratik iktidar organının meclisler olduğunu hatırlattı. Ayaklanma anının kitlelerle beraber örgütlenebileceği gerçeğini hatırlattı. Gezi Ayaklanması hem ayaklanma anında hazır olmak hem de politik öznelerin bu ana ilişkin hazırlıkları bakımından nesnel bir tablo sundu. Yine Ortadoğu bakımında Rojava devrimi komünleri, kooperatifleri ve en nihayetiyle meclislere dayalı demokratik iktidarıyla halklara alternatif bir umut oldu. Rojava devrimi halklar tarafından inşa edilmiş ve savunulmuştu. Rojavalı halklar, DAİŞ çetelerini tıpkı Sovyetlerin büyük bir antifaşist direnişle Nazilere yaptığı gibi boğmuştu. Şimdilerde ise sömürgeci devletlerin işgaline karşı Serekaniye'de direnen komünistler geleceğin onur ve özgürlük savaşçılarına şöyle sesleniyordu; "Halkın genel silahlanması ve özsavunması sağlanmadan, devrimci savaşım kesin bir zafer kazanamaz."2

Şüphesiz geldiği düzey bakımından askeri anlamda tarihin en ileri niteliğine veya kaba anlamıyla tekniğine sahip devrimci kuvvetlerin dahi işaret ettiği kitlelerin direnişe seferber edilmesiydi. Öncü parti ve kitle siyaseti politik mücadelelerin farklı dönemeçlerinde farklı araçlara ihtiyaç duyabilir. İlkesel olarak dönemsel bir ihtiyaca tekabül eden herhangi bir aracı reddetmek Marksizmin organik kavrayışı ile bağdaşmaz. Politik öncü ve onu oluşturan örgütçü de nesnel durumdan uzak biçimde politikaya şabloncu bakamaz. Nesnel olmak, sadece mevcut durumun analizi değildir. Bu analizden dersler çıkararak somut hareket planı yaratmaktan geçer. Her türden şabloncu, genel geçer ve soyut düşünüş gerçeğin yıkıcı gücünün gazabına uğrayacaktır. Nesnel olan ise kitle hareketinin mevcut durumu ve onunla ne yapılabileceği gerçeğidir. Kelimelere sıkışmış genel geçer doğrular politikanın belirleyeni olamaz. Politik olarak kitle siyaseti kaba anlamıyla "kitlelere gitmeye" tekabül etmez. Kitleleri hareket ettirmeye ve daha ileri bir nitelik olarak, örgütlemeye tekabül eder. Öncü parti bu bütünlüklü eylemi parçalara bölerek tek yönüyle kavrayamaz. Parti; kadrolarından, taraftarlarından, sempatizanlarından -oluşan en dar kitlesinden demokratik muhalefeti kapsayan en geniş kitlelere kadar- siyasetinde bu iddiayı kuşanır.

Grupçu yaklaşmanın bir başka biçimi kitlelerin özlem ve taleplerine kulak tıkamak, tüm politik hamleyi dar grubun çerçevesine sıkıştırmak şekline bürünebilir. Öncü, kitlenin taleplerini içerecek bir hat belirlemek zorundadır. Komünistler, kitle partisini kitlelerle birlikte örgütlemekle ve birleşik cephede kazanılmış meclis formülasyonuyla örgütlenme siyasetine sarılmalıdır. Hem öncünün etkisi altındaki kitlelerdeki hem de en geniş kitlelerdeki eğilimler buluşturulmalı ya da güçlü politik cevap olacak pratikler örgütlenmelidir. Öncünün hızla önderleşmesinin anahtarı da, politik merkez olarak örgütlenmesinin anahtarı da buradadır. Faşist diktatörlüğün amansız saldırıları karşısında kitlelere cesaret verecek öncü eylemler yapılmalıdır. Fakat bu eylemler kitle hareketine ikame edilmemelidir. Nihai zaferi kadroların cüretine sıkıştırmak tek yönlü ve yetersiz kalacaktır.

Öncü parti, hazırlığı, anı ve sonrasıyla ayaklanmayı bir sanat olarak ele almalıdır. Bugün küresel ölçekte sokaklar yanmakta, yanıbaşımızda bir devrim tüm saldırılara karşı ayakta kalmaya devam etmektedir. Krizler, bırakın derinleşmeyi, artık yarını gösteremeyecek kadar kapitalizmi sürdürülemez hale getirmiştir. Bütün bu koşullar kitle hareketinin kıpırdanışının öngünlerinde olduğumuzu göstermektedir. Şimdi umudu ilmek ilmek örme zamanı.

DİPNOTLAR
1) Burjuva Demokrasisi ve Proletarya Diktatörlüğü, 4 Nisan 1917, V. I. Lenin
2) Serêkaniyê direnişçilerinden, yarının onur direnişçilerine notlar - 1, Ferman Zafir, Atılım gazetesi, sayı 400