EMEK
KESK: Artık nefes almak istiyoruz
Samsun'da "Yoksulluğa, işsizliğe, güvencesizliğe karşı birlikte mücadele" şiarıyla bölge mitingi düzenleyen KESK, "Artık nefes almak istiyoruz" dedi.
KESK, "Yoksulluğa, güvencesizliğe, işsizliğe karşı; birlikte mücadeleye" şiarıyla yaptığı bölge mitinglerinden ikincisini Samsun'da gerçekleşti.
Trabzon, Giresun, Ordu, Sinop, Tokat, Sivas, Çorum'dan emekçilerin yanı sıra HDP, ESP, SYKP, Halkevleri'nin aralarında olduğu siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri mitinge katıldı.
Miting için Samsun Barosu önünde toplanan kitle, Cumhuriyet Meydanı'na "Yaşasın iş ekmek özgürlük mücadelemiz", "Krizin bedelini yaratanlar ödesin", "Parasız eğitim parasız sağlık", "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek" sloganları atıldı.
Mitingde açılış konuşmasını yapan KESK Samsun Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Erbil Karakoç, "Krizin sonuçları ağır bir şekilde yaşanıyor. Emeğin hakları gasbediliyor. Böylesi bir dönemde emekçilerin birliği ve mücadeleyi yükseltmek daha da önem kazanıyor" dedi.
Ardından kitleye hitap eden KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, "Dünyanın ve yurdumuzun neresinde olursa, işi için, ekmeği için, emek için, demokrasi için, adalet için, emek ve demokrasi mücadelesine dünden bugüne uzanan bir liman olmak için dalgalara göğüs gerenleri, fırtınayla çarpışanları, Flormar'dan Cargill'e, TARİŞ'ten 3. Havalimanı'na, Gripin'den Makro Uyum Market'e, TOKİ işçisine yurdun dört bir yanında işi için, ekmeği için, çocuklarına onurlu bir gelecek bırakmak için direnenleri, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi verdikleri için OHAL KHK'leri ile sorgusuz sualsiz işinden, ekmeğinden edilen, kamu emekçileri mücadelesinin yüz akı KESK'lileri, kısa çöpün uzun çöpten hakkını alma mücadelesini dur durmak bilmeden sürdürenleri buradan, Samsun'dan, yürekten selamlıyoruz" sözleriyle konuşmasına başladı.
'KRİZİN FATURASI EMEKÇİLERE KESİLMEK İSTENİYOR'
AKP/Saray iktidarının krzin faturasını emekçilere kesmek istediğini vurgulayan Gezen, "İşten çıkarmalar, zorla ücretsiz izine çıkarmalar, angarya çalıştırma, mesai ücreti nöbet ücreti ödememe gibi çalışma hakkımızı ortadan kaldıran saldırılar gittikçe artırılıyor. Sağlıkta acil durumlar dışında malzeme kullanılması engelleyen düzenlemelerle hayatımız tehlikeye atılıyor" dedi.
Açıkladıkları her paketten, mecliste görüşülmeye devam edilen bütçe yasa tasarısından ülkenin kaymağını yiyen yabancı tekeller başta olmak üzere büyük patronlara yeni teşvikler, vergi indirimleri müjdeler çıktığını söyleyen Gezen, "Sıra bize gelince en temel ihtiyaç maddelerinin yüzde 50 zamlandığı koşullarda göstermelik olarak yapılan yüzde 10 indirim kampanyasını 'enflasyonla topyekûn mücadele' diye yutturmak istiyorlar" diye kaydetti.
Konuşmasında yüksek enflasyona da değinen Gezen, "Elbette ki düştüğü iddia edilen enflasyon bizim enflasyonumuz değil. Üretici ile tüketici enflasyonu arasındaki makasın yirmi puan açıldığı, enflasyon sepetindeki 407 ürünün sadece 108'inin fiyatlarında düşüş yaşanırken 261 ürünün fiyatının arttığı koşullarda enflasyonun düştüğüne inanmak akıl karı değildir" diye vurguladı.
Ülkeyi yönetenlerin hedefinin enflasyonu düşürmek değil dşük göstermek olduğuna dikkat çeken Gezen, "Enflasyonu niye düşük göstermeye çalışıyorlar? Yılın sonunda asgari ücretlinin, işçinin, kamu emekçisinin, emeklinin maaş zammını düşük tutmak için" diye belirtti.
Gezen konuşmasını şöyle sürdürdü: "İşin özü ülkede yaşanan krizin faturası sömürü, talan, yağma ve baskı düzeninden beslenen yüzde 1'e değil, bu düzenin mağduru olan yüzde 99'a kesilmek isteniyor. Bunun için 'hepimiz aynı gemideyiz, gemi batarsa hepimiz batarız, kemerleri biraz daha sıkın' nutukları atmaya devam ediyorlar. Bu işsizliğe, yoksulluğa, güvencesizliğe alışın demekten başka bir şey değildir."
'HALK GEMİNİN BATMASIYLA TEHDİT EDİLİYOR'
Halkı geminin batması ile tehdit edenlere seslenen KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, "Biz bu geminin yol alması için işimizden, ekmeğimizden, canımızdan fazlası ile fedakârlıkta bulunduk. Bizi hep büyüme masalları ile oyaladınız. Ama yıllardır vazgeçmediğiniz neo liberal politikalarla birilerinin serveti büyürken bizim sorunlarımız büyüdü. Gelirimiz küçüldü, borçlarımız arttı. Sadece ekmeğimizi küçülmedi. Yaşadığımız doğa da alabildiğine tahrip edildi. Kentler yandaş inşaat firmalarınca dikilen beton yığınlarına, topraklarımız, yaylalarımız, derelerimiz HES'lerin ruhsatsız maden ocaklarının talanına terk edildi. On yılda iki yüzden fazla HES yapılması yetmiyormuş gibi yüz elli tane daha HES yapılması planlanan bu güzelim 'Karadeniz bölgesi HES denizine' çevrildi. Tarım, çiftçilik, besicilik bitirildi. Bu bereket fışkıran topraklarımız olmasına rağmen samandan buğdaydan, pamuktan ete kadar her şeyi dışardan ithal eden hale getirildik. Üç tarafımız denizle çevrili ama balığı bile ithal eder hale getirildik" diye konuştu.
Bu düzenin kaybedenin kendileri olduğunun altını çizen Gezen, "Adaletsiz vergi sistemi ile bir birinin kopyası bütçelerle, özelleştirmelerle, kamunun tasfiye edilmesi ile hak arama yollarının kapatan, insan hakları ihlallerini körükleyen güvenlikçi politikalarla, darbelerle, sıkıyönetimlerle, OHAL'lerle, grev yasakları, sendikal hak ihlalleri ile KHK'lerle, sorgusuz sualiz ihraçlar, açığa almalar, sürgünlerle, doğayı talan eden, yaşam alanlarımızı yok eden ranta dayalı betonlaşma ile çarpık kentleşme ile fatura hep bize kesildi. Dolayısıyla yıllardır hep kaybedenler olarak bu düzene borcumuz yoktur. Tam tersine alacağımız var. Biz bu ülkenin emekçi kesimleri, yoksullaştırılan halkı olarak ülkeyi uçurumun kıyısına sürükleyen politikaların bu politikalardan nemalanan yüzde 1'in faturasının bizim sırtımıza yıkılmasını kabul etmiyoruz" dedi.
'ARTIK NEFES ALMAK İSTİYORUZ'
"Artık nefes almak istiyoruz" diyen Gezen taleplerini şöyle sıraladı:
-Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamların geri alınmasını, zam yapılmamasını,
-Tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğine son verilmesini,
-Kriz bahanesi ile yaşanan işten çıkarmalara, ücretsiz izinlere son verilmesini,
-Rekor üstüne rekor kıran enflasyon karşısında başta asgari ücret olmak üzere ücretlerimizde-maaşlarımızda yaşanan erimenin gerçek enflasyona göre satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak telafi edilmesini,
-Hem Yeni Ekonomi Programındaki hem de Merkez Bankasının yenilediği enflasyon hedefleri ile hükmünü çoktan yitirdiği tescillenen toplu sözleşmenin derhal yenilenmesini,
-Kamuya alımlarda eşitsizliği artıran, torpilin, kayırmanın, kadrolaşmanın önünü açan mülakat, sözlü sınav, güvenlik araştırması ve arşiv kaydı uygulamasına son verilmesini,
-Emeğin haklarını yok eden KHK'lerin iptal edilmesini,
-OHAL KHK'leri ile herhangi bir hukuki delil ve mahkeme kararı olmadan işinden ekmeğinden edilen tüm kamu emekçilerinin işine iade edilmesini,
-Kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini,
-Kadınların sürekli, güvenceli işlerde istihdam edilmesinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçe hakkının hayata geçirilmesini,
-Herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını istiyoruz.