21 Eylül 2024 Cumartesi

KBG'den suç duyurusu: Baskı, şiddet ahlaksa, biz ahlaksızız

Kadınlar Birlikte Güçlü, 20'nci İstanbul Onur Yürüyüşü'nde kadınlar ve LGBTİ+lara taciz ve işkencede bulunan İstanbul Emniyeti Güvenlik Şube Müdürü Hanifi Zengin hakkında suç duyurusunda bulundu.

Kadınlar Birlikte Güçlü, 20'nci İstanbul Onur Yürüyüşü'ne saldıran polislerin uyguladığı şiddet, taciz ve işkenceye ilişkin Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'ne suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusundan önce adliye önünde açıklama yapan kadın ve LGBTİ+'lara, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekili Züleyha Gülüm de eşlik etti. "Onur yürüyüşündeki polis şiddetine karşı isyandayız: Suçlusunuz" pankartı ve LGBTİ+ bayrakları taşıyan kadınlar ve LGBTİ+'lar adına basın açıklamasını Rüya Kurtuluş okudu.

Kurtuluş, anayasal bir hak olan demokratik protesto hakkına 25 Kasım ve 8 Martlarda olduğu gibi Onur Yürüyüşü'nde de sahip çıktıklarını söyleyerek, "Açıkça söylüyoruz, peşini bırakmayacağız; Kadıköy ve Beyoğlu Kaymakamlıklarının ‘huzur, güvenlik ve esenliğin korunması' uydurma gerekçesiyle yürüyüşümüzü yasaklaması ve İstanbul Emniyeti'nin gerici faşist çetelerin tehditlerine önlem almak yerine Beyoğlu'nun her sokağını abluka altına alarak kadınlara ve lubunyalara saldırması, darp ve tacizle gözaltına alması suçtur" ifadelerini kullandı.

Uzun bir süredir İstanbul'daki neredeyse her toplumsal eylemde polislerin halka saldırdığına, işkence ve ters kelepçeyle gözaltına aldığına, hakaret ettiğine, basın emekçileri ve avukatların da darp edilerek engellendiğine dikkat çeken Kurtuluş, Onur Yürüyüşü'nde de bu işkencelerin yaşandığını ve gözaltı süreci boyunca, araç içerisinde, hastane kontrollerinde, Emniyet Müdürlüğü'nde devam ettiğini kaydetti.

Onur Yürüyüşü'ndeki polis işkencesinin baş sorumlularından birinin İstanbul Emniyeti Güvenlik Şube Müdürü Hanifi Zengin olduğunu dile getiren Kurtuluş, Zengin'in işkence ve gözaltılardaki rolünün yanı sıra sosyal medyaya da yansıyan görüntülerde gayet pişkin bir tavırla eylemcilere cinsel tacizde bulunduğuna vurgu yaptı.

Onur Yürüyüşü başta olmak üzere çok sayıda demokratik eylemde yaşanan polis şiddetinin kaynağının erkek devlet olduğunu ifade eden Kurtuluş, şöyle devam etti: "Sokakta karşılaştığımız polis şiddeti, mahkemede Pınar Gültekin'in, Hatice Kaçmaz'ın katillerine verilen erkeklik indirimleri, şüpheli kadın ölümlerinin üstünün hızla örtülmesi, İstanbul Sözleşmesi'nin tek adamın kararıyla feshedilmesi ve daha birçok kadın ve LGBTİ+ düşmanı uygulama, karar hayatlarımızdaki şiddeti yaratan suç şebekesini işaret etmektedir. Kadınların haklarına saldıran, LGBTİ+ları nefret söylemleriyle yok sayan bütün iktidar sahibi yöneticiler, erkekleri cezasızlıkla ödüllendiren mahkeme başkanları, tacizci Hanifi Zengin gibi gözaltına alırken şiddet kullanmayı kendinde hak gören bütün polisler ve her gün yaşadığımız ve çoğu zaman en yakınlarımızdan gelen şiddetin faili erkekler; birbirinden güç alan bu suç şebekesinin üyeleridir."

Kurtuluş, polis şiddetine karşı isyanda olduklarını söyleyerek, "Bu şiddet biz kadınlara ve LGBTİ+'lara geri adım attırmıyor! Hayatlarımızı, haklarımızı, birbirimizi savunmaktan vazgeçmiyoruz. Yasakları aşıyoruz, sokaklara akıyoruz, mahkeme salonlarını dolduruyoruz, dayanışmamız sınır tanımıyor. Ama hayatımızın dört bir yanını saran bu şiddetin yanınıza kar kalacağını sanıyorsanız da yanılıyorsunuz" dedi.

Eylem sırasında Hanifi Zengin'in sağlık emekçilerinin eyleminde de kadınlara ve gazetecilere yönelik taciz ve saldırdığı anlara ait görüntüler sosyal medyaya yansıdı. 

Eylem boyunca, "Homofobik polis, hesap verecek", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Baskı, şiddet ahlaksa, biz ahlaksızız", "Dönmeyiz dönmeyiz biz bu yoldan dönmeyiz" sloganları atılırken, eylem sonunda kadınlar ve LGBTİ+lar işkenceci ve tacizci polis Hanifi Zengin hakkında suç duyurusunda bulunmak için adliyeye girdi.