KBDH: Faşizmi ve erkek egemenliğini yıkacağız
KBDH, dönem değerlendirme açıklaması yaptı, kapitalist-emperyalist erkek egemen sisteme karşı kadınların direnişinin büyüdüğü vurgulandı. Açıklamada, "Kadın özgürlük mücadelesi karşısında yenilecek olan taraf, erkek egemen faşist rejimdir. Öncülük temelinde mücadeleye katılımı yükseltmek, mücadelenin hiçbir mevzisini boş bırakmadan, kalan nöbet yerlerini hızla doldurmak, kadın düşmanı diktatör Erdoğan'a, faşist devlete en iyi cevap olacaktır" denildi.
Kadınların Birleşik Devrim Hareketi (KBDH) Genel Konseyi, dönem değerlendirmesi açıklaması yaptı.
Kapitalist-emperyalist sistemin krizinin derinleştiği belirtilen açıklamada, "krizi yönetmek" adı altında devreye konan neoliberal politikaların koca bir aldatmacadan ibaret olduğu vurgulandı. Dünya halklarına işsizlik, yoksulluk, açlık, emperyalist savaşlar, işgal, barbarlık dayatıldığı kaydedilen açıklamada, kapitalist-emperyalist sömürüye, işgale, saldırganlığa karşı ezilen dünya halklarının isyan ettiği belirtildi.
Emperyalistlerin kendi arasındaki çelişki ve çatışmalar derinleşirken ezilen halkların eşitlik, özgürlük, hak arama mücadelesinde karşıdevrimci saflarda birleştiği vurgulanan KBDH açıklamasında, son NATO toplantısında alınan kararlar hatırlatıldı.
KADINLARIN İSYANI KORKU SALIYOR
Sudan, Filistin, Peru, Sri Lanka, Ekvador, Afganistan, Hindistan, Polonya, Arjantin, ABD, İsviçre, Türkiye ve Kürdistan'da kadınların isyanının korku saldığına dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Faşist iktidar, Medya Savunma Alanlarına yönelik yürüttüğü sömürgeci savaşta, Garê'de aldığı darbe ile neye uğradığını şaşırdı. 17 Nisan'dan itibaren Avaşîn, Metîna, Zap'ta işbirlikçi KDP'nin desteği ile tüm teknik askeri kapasitesini seferber etti, uluslararası savaş suçu olan kimyasal silahları kullanıyor. Şengal'de Êzidilere ve Maxmur kampı halkına yönelik saldırılarda faşist AKP-MHP iktidarı, Irak hükümeti, kendi halkına ihanet içinde olan KDP, aynı konsept etrafında hareket ediyor.
KÜRDİSTAN GERİLLASININ TARİHSEL DİRENİŞİ
"Kürdistan gerillasının tarihsel direnişi ile işgal ordusu TSK, tam bir fiyasko yaşamış, çıkmaz içine düşmüştür. İçine girdiği çıkmazı lehine çevirebilmek için, Rojava'ya yönelik saldırgan işgalci savaşı, tekrar güncelleştirmiştir. Tüm Suriye, Rojava ve Irak sınırı, Halep'ten Musul'a sömürge hesapları arasındadır. Lozan antlaşmasının100. yıldönümü öncesinde Türkiye'de cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere yaklaşıldığı bir süreçte; fırsat bulabildiği, destek gördüğü durumda, yeni işgal alanları elde etmenin imkanlarını zorluyor.
"Geçtiğimiz günlerde yapılan NATO toplantısı, faşist TC devletinin, uluslararası güçlerden de destek alarak, saldırılarını daha da arttıracağını ortaya koydu.
"Suriye iç savaşıyla birlikte Türkiye'ye gelen mülteciler konusu, ırkçılığı-şovenizmi diri tutmak için iç politikada malzeme olarak görülürken, dış politikada da AB ülkelerinden aldığı/alacağı ekonomik fonlar için pazarlık konusu yapılıyor. İngiltere hükümetinin farklı ülkelerin halklarından gelen mültecileri, bir Afrika ülkesi olan Ruanda'ya sürgün etme kararı gibi ırkçı, kolonyalist, vahşi kapitalist bir paydada birleşilen bu politika, Türk devleti söz konusu olduğunda kaynağını Kürdistan'daki ezeli sömürgeci siyasetten alıyor. Rojava Kürdistanı'nın, demografik yapısını değiştirme, Kürt halkının ulusal, kolektif varlığını inkar-imha siyasetiyle ortadan kaldırma stratejisinin bir parçası olarak, güvenli bölge adını verdiği işgal alanlarına Suriyeli mültecileri yerleştirmek istiyor. Sömürge evlerinden oluşan bu mekanlar her türlü kirli savaş siyasetinin, kadın bedeni sömürüsünün, kadına yönelik şiddetin yaşandığı, karşı devrimci faşist merkezlere dönüşecektir. Êfrîn, Serêkaniyê, Girê Spî bu planın bugünkü yaşayan örnekleridir."
'İŞGAL VE DEVRİME SALDIRILARA KARŞI KADIN DİRENİŞİNİ GELİŞTİRELİM'
Saray rejiminin toplumsal hareketleri, devrimci mücadeleyi, direniş çizgisini tasfiye edemediği belirtilen açıklamada, mücadelenin yeni bir evresinde olunduğu vurgulandı, "Yeni bir kadın isyanı dalgası, halk ayaklanmaları imkanları mayalanmaktadır" denildi.
Türkiye'de faşizmin yenilgisinin, Kuzey Kürdistan'da sömürgeciliğin yenilgisinden geçtiği vurgulanan açıklamada, "Erkek devlet şiddetine karşı mücadele yürüten Türkiye kadın hareketinin, Kürt halkına yönelik inkar ve imha politikalarına, işgal saldırılarına karşı politik eylemli hattı yükseltmesi, dönemin acil görevidir. Türk ulusundan emekçi kadınları, ezilen Kürt ulusundan kadınlar ile birleşik mücadeleyi büyütmeye çağırmak, sokakları, alanları özgürleştirme sorumluluğuyla, kadın özgürlük mücadelemize daha yüksek bir siyasal düzey kazandırmak gerekmektedir" hatırlatmasında bulunuldu.
Sokak hareketinin, örgütlü eylemlerin "Kürt ulusuna özgürlük, erkek devletin işgal politikalarına hayır" denilerek yükseltilmesi gerektiği çağrısında bulunulan açıklamada, Rojava devriminde kadın özgürlükçü, eşitlikçi bir yaşam anlamına gelen kadın kazanımlarının korunmasının önemine işaret edildi.
'ÇÖKTÜRME PLANINI ÇÖKERTMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Sri Lanka'da halk direnişine değinilen açıklamada, "Sri Lanka'da, Tamil halkı ve gerillaları katledildi fakat aradan geçen 13 sene sonra, büyük halk direnişinin doğuşu engellenemedi. Kürdistan'daki gerilla direnişi, halk mücadelesi de her savaş konseptinde, faşizme, aynı ağır yenilgiyi yaşatmıştır, yaşatmaya da devam edecektir. 'Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerle' dercesine Türk sömürgeciliğine meydan okuyan Kürt halkımız da; Türkiye halklarıyla birlikte, Sri Lanka modeli çöktürme planını çökertmeye devam ederek, haklarını mutlaka kazanacaktır" ifadelerine yer verildi.
Kürdistan'daki işgalci, sömürgeci savaşın faturasının işçilere, kadınlara, gençlere kesildiği belirtilen KBDH Genel Konseyi'nin açıklamasında, "Kapitalizmin derinleşen ekonomik krizinden, faşist devlet teröründen, en çok etkilenen kesim yine kadınlardır. Kriz bahanesiyle, kadınlar işten çıkarıldı; yoksulluk ve şiddet sarmalına mahkum edildi. İş yerinde ucuz emek sömürüsünün ve ücret eşitsizliğinin sürdüğü, ev içi emek sömürüsünün daha da arttığı koşullarda, yaşamın her alanında erkek şiddeti de arttı.
"Erkek egemen faşist TC yargısı, cinsel istismarcıları, katilleri korurken, kendini savunan kadınlar, faşizmin mahkemeleri tarafından yargılandı, cezalandırıldı. AKP-MHP faşist iktidarı, şiddet faillerini aklamak için yasama, yürütme, yargı eliyle yani bütün iktidarıyla el ele verdi. Kadın katilleri, taciz-tecavüz failleri, pandemi bahanesiyle cezaevlerinden tahliye edildi. İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasından, nafaka hakkının sınırlandırılmasına, boşanmanın zorlaştırılmasına kadar birçok tartışmalı yasayı/uygulamayı gündeme getirdi" denildi.
Açıklamada, Şenyaşar ailesi, Cumartesi Anneleri, Suruç ve Ankara Gar katliamında ölümsüzleşenlerin aileleri, tutsak yakınlarının eylemlerine yönelik saldırılara da yer verildi.
Kadınların kıyafetinden, davranışına kadar müdahale edilerek hayatlarının tahakküm altına alınmak istendiğine işaret edilen açıklamada, direnen, mücadele eden kadınlara yönelik saldırganlığın sürdüğü vurgulandı. HDP'nin kapatılmak istenmesi, basın sansürü yasası, tutuklamalar, Gezi davası kararı, Onur Yürüyüşüne yönelik saldırganlığın hatırlatıldığı açıklamada, "Faşist şef Erdoğan ve Soylu, tüm ekipleriyle bu konuda neredeyse kıyasıya bir yarış içerisindedir" denildi.
SİHA saldırıları, kimyasal silah kullanımı hatırlatılan açıklamada, Deniz Poyraz ve Garibe Gezer'in katledilmesinin politik kadınlar ve tutsaklara yönelik tehdit amacı taşıdığı belirtildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Kadınların gerek politik, gerek askeri savaşım bilincinin geldiği düzey, direniş çizgisinin sürekliliğini koruyabilecek durumdadır. Kadın özgürlük mücadelesi karşısında yenilecek olan taraf, erkek egemen faşist rejimdir. Öncülük temelinde mücadeleye katılımı yükseltmek, mücadelenin hiçbir mevzisini boş bırakmadan, kalan nöbet yerlerini hızla doldurmak, kadın düşmanı diktatör Erdoğan'a, faşist devlete en iyi cevap olacaktır."
Kadınların mahallelerde, kampüslerde, fabrikalarda, işyerlerinde, evlerde, köylerde özgürlüğü kazanmak için direndiği hatırlatılan açıklamada, süren işçi direnişleri, kentsel dönüşüm saldırıla, doğanın talanı, zamlara karşı mücadeleler hatırlatıldı.
'KADINLARIN İRADESİ TESLİM ALINAMAZ'
KBDH Genel Konseyi'nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "8 Mart Taksim inadı kararında geri adım atmayan işçi emekçi kadınların iradesi, 21 Mart Newroz alanlarını dolduran milyonların coşkusuna dönüştü. Mahalle mahalle, sokak sokak yürütülen çağrı faaliyetleriyle, 1 Mayıs günü, Taksim'e, yasaklı alanlara ve miting meydanlarına akan kadınlar, Gezi direnişinin yıl dönümünde ve engellemelere rağmen tüm kentlere yayılan Gemlik yürüyüşünde faşizminin teslim alamayacağı, sindiremeyeceği bir kararlılık ortaya koydu.
"Bugünün en acil ihtiyacı, kadınların gelişen öfkesini, isyanını, patriyarkal kapitalizmin yıkılışını hazırlayan topyekün bir direnişe çevirmek ve silahlı mücadeleyi daha ileri taşımaktır. Gerilla ve milis saflarına kadınların katılımını arttırmak, devrimci şiddet araçlarıyla, faşizme ve erkek egemenliğine karşı savaşı kararlıca sürdürmek için seferber olmalıyız. Bu yönelimimiz, emperyalizmin işbirlikçisi Türk burjuvazisine, AKP-MHP faşist yönetimine, hali hazırda NATO'culuğunu ilan etmiş burjuva muhalefet partilerine karşı, daha güçlü, daha örgütlü bir mücadele hattı örmek açısından kritik önemdedir. Kadın kurtuluş mücadelesini bir adım daha ileri taşımanın, güçlü kalıcı mevziler kazanmanın yolu, bütün bu direniş dinamiklerini, saldırı ruhuyla mücadeleye kanalize etmekten geçiyor.
"Ataerkil feodal aileye, sömürgeciliğe karşı, Kürdistan dağlarında kölelik zincirlerini kıran Kürt kadınlarının, Rojava devrimine damgasını vuran silahlı mücadele iradesi; Türkiye'de ulusal, sınıfsal, cinsel sömürüye, ekonomik krize karşı faşizmin her türlü baskısına rağmen, sokaklardan vazgeçmeyen kadınların iradesi ile buluştuğunda, birleşik devrimimizin, kadın özgürlük mücadelemizin zaferi kaçınılmaz olacaktır.
"Mücadelenin farklı cephelerinde yer alan, kararlıca görevlerinin başında olan, zindanlarda özgürlüğünü, onurunu dimdik ayakta tutan tüm kadınları, direnişlerinden ötürü selamlıyoruz. İşgal saldırılarına karşı direnişte, özgürleştirdikleri toprakların özsavunmasında başarılı pratik ortaya çıkaran, KBDH bileşen örgütlerimizden biri olan YJA Star'ı ve Rojava devriminin her alanda savunmasını yapan emektar savaşçı tüm öncü kadınları kutluyoruz. Kazanımlarımıza sahip çıkacak, yeni başarılar inşa edeceğiz."