25 Eylül 2024 Çarşamba

Kayıp yakınları: Tahir Elçi'nin faillerini bulacağız

Diyarbakır, Batman ve İzmir'de insan hakları savunucuları ve kayıp yakınları bu hafta ölümünün 4. yılında Tahir Elçi'yi andı. Anmalarda "Tahir Elçi'nin de faillerini bulacağız" denildi.

Kayıp yakınları, Diyarbakır, Batman ve İzmir'deki eylemlerinde bu hafta Tahir Elçi soruşturmasında yargı sisteminin failleri koruduğuna ve cezasızlık politikasında ısrar edildiğine dikkat çekerek, "Tahir Elçi'nin de faillerini bulacağız" dedi.

DİYARBAKIR
Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, her hafta "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" oturma eyleminin 564'üncüsünü gerçekleştirdi. Dernek binası önünde yapılan eylemde "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" yazılı pankart açıldı, kayıpların fotoğrafları taşındı.

İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, daha önce Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirilen oturma eyleminin, 564 haftadır Valilik tarafından engellenmesini hatırlattı.

Her hafta bir kayıp hikayesinin okunduğu eylemde, bu hafta Diyarbakır'ın Sur ilçesinde tarihi Dört Ayaklı Minare'nin kurşunlarla tahrip edilmesi nedeniyle gerçekleştirdiği basın açıklamasının ardından öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin akıbeti soruldu. Eylemde Elçi'nin hikayesini okundu. İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Hasan Yalçın, aradan geçen 4 yıla rağmen Elçi'nin faillerinin halen bulunmadığını, faillerin bulunmasıyla ilgili yürütülen soruşturmada ilerleme kaydedilmediği ve faillerin meçhul bırakılmaya çalışıldığını söyledi.

Örhan, Elçi'nin insan hakları mücadelesinde yıllarca tüm zorluklara rağmen direndiğini, kayıp yakınlarının çığlığına ses olduğunu anımsattı. Elçi'nin birçok kayıp dosyasına delil sunmasına rağmen faillerin bulunmadığını hatırlatan Örhan, yargı sisteminin failleri koruduğunu ve cezasızlık politikasında ısrar edildiğini ifade etti.

Yalçın, Elçi'nin faillerinin açığa çıkması için mücadele edeceklerini vurgulayarak, "Bedeli ne olursa olsun, üzerinden asırlar geçse bile failleri ortaya çıkarıp hesap sormak için gerekli bütün çabayı göstereceğiz. 564 haftadır eşini, oğlunu, kardeşini kaybeden kayıp yakınlarıyla birlikte bu coğrafyada zorla kaybedilen ve faili meçhul cinayet sonucu katledilen binlerce insanın akıbetini ortaya çıkaracağımız gibi, Tahir Elçi'nin de faillerini bulacağız. Adalet istiyoruz; çünkü bu ülkede ve toplumsal yaşamımızda insan hakları ve özgürlükler bizler için vazgeçilmezdir. Bu ülkede bizleri demokratik yaşama, insan haklarına ve özgürlüklere yaklaştıracak en önemli şey, bu ülkenin geçmişiyle yüzleşmesini sağlamak, hakikatleri ortaya çıkarmak ve adaleti sağlamaktır" diye belirtti.

BATMAN
Batman'da kayıp yakınları İHD Batman Şubesi'nde 470'inci hafta eylemlerini gerçekleştirdi. Kayıp yakınları, eylemlerinin bu haftasında Tahir Elçi'nin akıbetini sorarak, kentte 27 Kasım'da yapılan ev baskınlarında 30 kişinin gözaltına alınmasına tepki gösterildi.

İHD Batman Şube yöneticisi Mehmet Zeki Tangüner, 27 Kasım'da yapılan ev baskınlarında üye ve yöneticilerinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Tangüner, "Siyasi iktidarı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi'ne uymaya davet ediyor, arkadaşlarımızın ve gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz" diye konuştu.

İHD Batman Şube Sekreteri Fahrettin Asutay, Elçi'yi anarak, faillerin bugün hala ortaya çıkarılmadığını söyledi. Asutay, benzer cinayetlerin yaşanmaması için sorumluların yargılanması gerektiğine işaret etti.

İZMİR
İHD İzmir Şubesi, Konak eski Sümerbank önünde yaptığı eylemde gözaltında kaybedilen Abdullah Canan ile 4 yıl önce Diyarbakır'da katledilen Tahir Elçi'yi andı.

Eylemde yapılan konuşmada, "17 Ocak 1996 tarihinde Abdullah Canan, Hakkari ilinin Yüksekova ilçesinden özel otomobili ile Hakkari il merkezine giderken yol üzerinde bulunan Keremağa Köprüsü Puling Çeşmesi'nde, Hakkari'de kurulu ve komutanlığını Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul'un yaptığı 1. Dağ ve Komando Taburu Komutanlığına bağlı askeri birliklerce yapılan yol kontrolü sırasında gözaltına alındı. Bir daha kendisinden haber alınamadı. 12 Şubat 1996 tarihinde Abdullah Canan'ın eşi ve oğlu Vehap, Yüksekova Cumhuriyet Savcılığına Abdullah Canan'ın zorla kaybedilmesinden sorumlu olduğu gerekçesiyle Binbaşı Yurdakul aleyhine suç duyurusunda bulundu. Ancak, görgü tanıklarına rağmen yakınlarının gerekli yerlere yaptıkları başvurularda yetkililer, o tarihte o noktada yol kontrolü yapılmadığını ve Abdullah Canan'ın gözaltına alınmamış olduğunu iddia etti. 32 gün sonra 21 Şubat 1996 tarihinde Abdullah Canan'ın işkence görmüş cansız bedeni, elleri, ayakları ve ağzı bağlı bir şekilde köylülerce bulunmuş; Canan'ın ailesi olaydan sorumlu tuttukları Binbaşı Yurdakul hakkında suç duyurusunda bulundu. İdari tahkikatı reddedilen olayla alakalı olarak, sonrasında üç CHP milletvekilinden oluşan heyet bir rapor düzenledi; lakin o dönemde hiçbir hukuki sonuç alınamadı" denildi.

İHD İzmir Şubesi 4. yıl önce Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bulunan Dört Ayaklı Minare önünde katledilen eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'yi de andı. Elçi için yapılan konuşmada "O bir barış elçisiydi. İnsan hakları mücadelesi verirken, sokaklarda, mayınlı arazilerde, yakılan köylerdeydi. İşkence gören insanlarla birlikte, hak ihlaline uğrayanların yanındaydı. Onların acılarını bizzat onlarla birlikte yaşadı, paylaştı. Kısacası zulüm kimden gelirse gelsin mazlumun yanındaydı" diye belirtildi.