22 Eylül 2024 Pazar

Katar'da tutuklu bulunan Eraslan ölüm orucunda

3 yıldır Katar'da tutuklunun Muhsin Çetin Eraslan, 10 Ocak'tan bu yana açlık grevinde. Eraslan'ın yakınları İHD İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenleyerek, Eraslan'ın cezaevindeki tutulma koşullarına dikkat çekti.
İnsan Hakları Derneği(İHD) İstanbul Şubesi, yaklaşık 3 yıldır Katar'ın başkenti Doha'da Merkez Cezaevi'nde tutuklu bulunan Muhsin Çetin Eraslan'ın yargılanma süreci ve cezaevindeki tutulma koşullarına ilişkin açıklama yaptı. Basın toplantısına Eraslan'ın ailesi de katıldı.
 
Eraslan'ın kuzeni Ergün Arseven, 2016'dan beri Eraslan'dan haber alamadıklarını kaydetti, "Son 3-4 aydır haber alabiliyoruz, çok kötü şartlarda kalıyor. Kuzenim burada herhangi bir ceza almadı, Katar'da önce 25 yıl hapis cezasına çarptırılmış. Açlık grevi yaptıktan sonra yeniden mahkemeye çıkarılıp cezası 7 yıla düşülüyor. Türk Konsolosluğu dahil hiçbir yere kendisini anlatamamış" dedi.
 
'HAKSIZ YERE CEZA ALDIM'
 
İHD İstanbul Başkanı Gülseren Yoleri, Eraslan'ın kendilerine gönderdiği başvuru formunu okudu:
 
"10 yıla yakın Almanya/Bremen kentinde elektrik idaresinde çeşitli pozisyonlarda çalıştım, Türkiye'de çeşitli turizm sertifikalarına sahibim ve Türkiye'de çeşitli özel sektör şirketlerinde çalıştım. Ne Türkiye'de ne Almanya'da ya da dünyanın hiçbir yerinde sabıkam olmadı.
 
03 Mart 2016 tarihinden beri Katar'ın başkenti Doha'da hapishanede tutukluyum. Beni haksız yere,  adil olmayan, konuşma hakkı olmayan bir yargılamadan sonra 25 yıla mahkûm ettiler. İtiraz edince cezam 7 yıla düştü."
 
HASTANEYE BİLE GÖTÜRÜLMÜYOR
 
Eraslan'ın  bulunduğu hapishane şartlarının çok ağır olduğuna dikkat çeken Yoleri, başvuruya dayanarak cezaevi koşullarını aktardı: "Her gün her gün suçlar işleniyor. Gazetelere yazdım ancak yayınlanmadı. Daha önce sesimi duyurabilmek için bir ay açlık grevi yaptım. Beni hücreye attılar ve taşların üstünde yatmak zorunda kaldım.  Yüksek tansiyon ve kalp hastasıyım. Ayrıca kötü beslenmeden dolayı anemi oldum. Hastalıklarımın tedavisi halen engelleniyor. Turist olduğumu gerekçe göstererek beni hastaneye götürmüyorlar. Sadece hapishane revirine götürüyorlar."
 
Katar'da tutukluların haftada iki kez internete girme hakkı olduğunu aktaran Yoleri, Eraslan'ın Twitter'dan sesini duyurmaya çalıştığını ama başarılı olamadığını belirtti, Türk Konsolosluğu'nun çok yetersiz kaldığını ifade etti.
 
ÖLÜM ORUCUNA BAŞLADI
 
Yoleri, Eraslan'ın kendisine yapılan haksızlıklara son verilmesi için 10 Ocak'tan beri ölüm orucunda olduğu bilgisini paylaştı.
 
Yoleri, Eraslan'ın tutulduğu hapishaneye ilişkin başvuru mektubundan şu bilgileri paylaştı: 
"Uyuşturucu bağımlılığı: Mahpusların çoğu uyuşturucu bağımlısı, bağımlı olmayanlar da alışıyor/alıştırılıyor.
 
-2016 yılında bir kişi aşırı doz eroinden öldü ama kamuoyuna duyurulmadı. 
 
-Uyuşturucu ve eroin resmi görevliler eliyle içeri sokuluyor. 
 
-Cep telefonları da yüksek para karşılığı resmi görevlilerce sağlanıyor. 
 
-Mahpuslar zorla cinsel ilişkiye zorlanıyor ve burada bu tür ilişkiler çok yaygın. 
 
-Hapishanede iki kadın koğuşu var. Koğuş değişikliği isteği yerine getirilmiyor.
  
-Hapishanede tek tip elbise uygulaması var. Erkekler mavi üniforma giyiyor, kadınlar ise siyah, başlarını da örten bir elbise giymek zorundalar.
 
-Koğuşlarda mümessiller var bu mümessiller çoğunlukla uyuşturucu satışı ve benzeri konularda resmi görevlilerle ortak hareket ediyor.
 
-Hapishane görevlilerinin/polis hepsi yabancı. Faslı, Sudanlı, Pakistanlı. Bu yüzden haklarındaki iddialar ciddiye alınmıyor. Bu görevliler hem eğitimsiz hem de yabancıların çoğunlukta olduğu bu hapishanede görev yapıyor olmalarına rağmen İngilizce bile bilmiyorlar ve Arapça bilmeyenlere çok kötü davranıyorlar. 
 
-Pek çok ihtiyacımızı hapishane marketinden karşılıyoruz. Her şey çok fahiş bir ücretle satılıyor.  
-Yeni gelen tutukluları 'Sana iyi bir avukat tutacağız' diye kandırıyorlar ve parasını alıyorlar. Hapishane yönetimi bu konuda şikayette bulunan mağdurlara hiç bir şekilde yardımcı olmuyor.
 
-Hapishaneye getirilen mahpuslar ayrıntılı sağlık muayenesinden geçirilmiyorlar. Bu yüzden bazen salgın hastalık yayılıyor, bazen de tedavi yapılmadığı için ölenler oluyor. 
 
'IŞİD ÜYELERİNE ÖZEL ODA'
 
-Burada bazı gruplara ayrıcalık sağlanıyor. Mesela IŞİD üyesi olanlara özel odalar, koşu bantları, her gün dışarıdan yemek siparişi v.s. sağlanıyor ve son olarak senede iki kere yapılan af sırasında bu kişilere öncelik veriliyor. 
 
-Cezası bitip de unutulan, geç tahliye edilen bir sürü insan var. Bir sene geç tahliye olanları gördüm. Sırf tembelliklerinden ve sistemsizliklerinden insanlara böyle zulüm ediyorlar.
 
-Cenaze izni konusunda da yabancılar ile Katarlılar arasında ayrımcılık yapılıyor. Resmi olarak Katar'da yaşayan yabancılara dahi cenaze izni verilmiyor."