22 Eylül 2024 Pazar

Kanser hastası tutsak Başyiğit için İzmir'de eylem

Ağır hasta tutsak Mahmut Başyiğit için İzmir'de düzenlenen eylemde, kanser hastası olan Başyiğit'in ilk kemoterapisini gördükten sonra hapishaneye geri götürüldüğüne dikkat çekildi. Başyiğit'in kusma, halsizlik, iştahsızlık ve beslenememe gibi sorunlar yaşadığı aktarıldı. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu, hasta tutsaklara özgürlük istemek için 286. eylemlerini gerçekleştirdi. Konak'ta bulunan eski Sümerbank önünde, "Hasta mahpuslar ölüyor, susma suça ortak olma" pankartı açıldı. 

Basın metninin Türkçesini Eşbaşkan Ali Aydın, Kürtçesini ise Zilan Gümüş okudu. Aydın ve Gümüş, hasta tutsakların yaşadığı sorunlar kalıcı şekilde çözülene dek mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti. Eylemde sık sık, "Hasta mahpuslara özgürlük", "Mahmut Başyiğit'e özgürlük" sloganları atıldı. 

'DETAYLI TETKİKLERİ YAPILMADI'
Aydın E Tipi Kapalı Hapishanesinde tutulan ağır hastalardan Mahmut Başyiğit'in durumununun aktarıldığı açıklamada, "10 Ocak 2023 tarihinde tutuklanarak Aydın E Tipi Hapishaneye konulmuştur. Cezaevine girmeden önce safra taşı şikayetleri vardı. Hapishaneye girdikten sonra şikayetleri artınca Aydın Devlet Hastanesine sevk edilmiş ve 22 Aralık 2023 tarihinde çekilen Ultrason sonucunda safra kesesinin normal boyutunu kaybetmiş olduğu gözlenmiş, safra kesesi ile karaciğer arasındaki sınır seçilemediğinden MRG ile üst batın bölgesinde ileri inceleme önerilmiştir. 19 Ocak 2024 tarihinde çıkan MRG üst batın incelemesinde ise safra kesesi izlenmemiş ve koledak çapının 11mm arttığına dair sonuç çıkmıştır. Bu sonuçların çıkmasına rağmen tekrar hastaneden çağrılmamıştır. Kendi ısrarları sonucunda 04 Şubat 2024 tarihinde acile götürülmüş ancak detaylı tetkikler yapılmamıştır" denilid.

'BİR AY SONRA SIRA GELDİ'
Hastanın gastroenterolojiye sevk talebinde bulunduğu ve bir ay sonra sıra geldiğinin altı çizilen açıklamada, "06 Şubat 2024 tarihinde hastaneye gittiğinde safrada birtakım bulgular gözlenmiştir. Sonrasında mide için endoskopiye girdiğinde yoğun safra sekresyonu ve çökeltiler belirlenmiştir. 07 Şubat 2024 tarihinde safra kesesinin alınması için ameliyata girmiştir. Ameliyatta safrada tümör olduğu fark edilmiş ve kötü huylu tümörün karaciğer, kalın bağırsak ve mideye yayıldığı anlaşılmıştır. Ameliyat sırasında doktor, eşinin onayını talep ederek büyük ve riskli bir ameliyat ile tümörü temizlemeye çalışacağını söylemiştir. Fakat eşi buna tek başına karar vermek istememiş ve hastanın kendisinin karar vermesini istemiştir. Ameliyattan sonra yoğun bakımda bir süre kalıp çıktığında hastanedeki mahkum odasına alınmıştır. Kanserden haberi olmayan mahpusa ailesi tarafından bilgi verilmiştir" ifadeleri kullanıldı. 

'ÖZBAKIMINI YAPAMADIĞI HALDE REFAKATÇİ İZNİ VERİLMEDİ'
Refakatçi izni verilmediği kaydedilen açıklama, şöyle devam etti: "12 Şubat 2024 tarihinde ameliyata girmiş ve 4-4,5 buçuk saat süren ameliyat sonrası yoğun bakıma alınmıştır. Bu ameliyatta tümörün bir kısmı temizlenmeye çalışılmış, 2 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra tekrar hastane mahkum odasına alınmıştır. Durumu ağır olmasına rağmen ailesine refakatçi izni verilmemiştir ve bu süreçte görüşme yapamamışlardır. 16 Şubat 2024'te eşi günlük 20 dakika girip bakımını yapabilmek için izin çıkartabilmiştir. Hastanın ne hareket edecek ne konuşacak ne de kendi özbakımını yapabilecek durumu olmamasına rağmen yalnızca günlük 20 dakika eşine bakım için izin verilmiştir. Eşi, 19 Şubat'ta tekrar görmeye gittiğinde taburcu olduğu söylenmiş ve ameliyatlı, bakıma muhtaç durumda iken Aydın E tipi cezaevine geri gönderilmiştir. Patolojiye dokular gönderilmiş ve ileri ki süreçlerde tedavinin nasıl yapılacağına kemoterapi için uygunsa kemoterapiye başlanacağı söylenmiştir. 27 Şubat'ta patoloji raporu çıkmıştır. Patoloji raporuna göre safra kesesi kaynaklı kötü huylu tümörün 4. evrede olduğu, komşu organlara; karaciğere, karın zarına ve lenf bezlerine yayılımının olduğu tespit edilmiştir.

'KUSMA, HALSİZLİK, İŞTAHSIZLIK VE BESLENEMEME SORUNU YAŞIYOR'
"Kanserin çeşitli organlara sıçradığı ve 4. evrede olan mahpusun hapishanede bir gün dahi kalabilecek durumu yoktur ve ağır durumuna rağmen hapishanede ısrarla tutulması, kabul edilemez. Acilen tahliyesinin sağlanması ve ailesinin yanında tedavilerine başlanmasını talep ediyoruz. Hapishanede kalması, yaşam hakkının ihlal edilmesi demektir. Ailesinden son aldığımız bilgiye göre bu hafta kemoterapi görmeye başlamış, ilk kemoterapisini gördükten sonra hapishaneye geri götürülmüştür. Kusma, halsizlik, iştahsızlık ve beslenememe gibi sorunlar yaşamaktadır."