22 Eylül 2024 Pazar

'Kadriye Moroğlu öğrencilerine verilen ceza kaldırılsın'

Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesi'nde öğrencilere yönelik eğitim hak ihlaline ilişkin basın toplantısı düzenleyen İHD ve Eğitim-Sen, öğrencilere verilen cezaların kaldırılmasını istedi.
İHD İstanbul Şubesi Çocuk Hakları ile Eğitim Hakları Komisyonları ve Eğitim-Sen İstanbul Şubeleri, Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesi'nde öğrencilere yönelik eğitim hak ihlaline ilişkin dernek binasında basın toplantısı düzenledi.
 
Küçükçekmece Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesinde 2016 yılında öğrenciyken coğrafya öğretmeni tarafından taciz edildiğini öne süren 19 yaşındaki üniversite öğrencisi E., öğretmenin hâlâ okulda görev yapması üzerine Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu ve coğrafya öğretmeni hakkında "çocuğa karşı cinsel taciz" ve "basit tehdit" suçlamaları ile iddianame hazırlandı. Aile konuya ilişkin daha önce de okul idaresine dilekçe ile başvurmuş ancak Milli Eğitim müfettişleri tarafından herhangi bir yaptırım uygulanmadı.
 
Konuya ilişkin ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Eğitim-Sen İstanbul 7 nolu Şube Başkanı Özlem Tolu, "Konunun basına ve sosyal medyaya yansımasının ardından okulun hemen tüm öğrencileri durumu protesto etmiş, tacizle suçlanan öğretmen ise başka bir okulda görev yapmak üzere yer değişikliğine tâbi tutuldu. Protesto sonrasında 'öğrenciler izinsiz gösteri, etkinlik ve toplantı düzenlemek' iddiasıyla okul disiplin kurulu tarafından ifadeye çağırıldı. Bu noktada 18 yaş altında çocukların vekilleri ya da ebeveynleri olmadan ifadelerinin alınamayacağından hareketle hem Eğitim-Sen avukatı hem de Baro Çocuk Hakları Komisyonu tarafından öğrencilere refakat edilebileceği bilgisi verildi. Ancak öğrenciler yalnız ifade vermeyi tercih etti. Disiplin kurulunun neredeyse tüm okul öğrencilerinin katıldığı böyle haklı bir protestoyu birkaç öğrencinin izinsiz gösterisi biçiminde sorgulaması aslında okulda yaşanan taciz vakasının kamuoyu tarafından duyulmasına bir tepkiydi. Bu tepki İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün etkisiyle büyüdü ve 5 öğrenciye okuldan 5 gün süre ile okuldan uzaklaştırma cezası verildi. Yine Eğitim-Sen avukatı Metin İriz aracılığıyla itiraz süresi içerisinde cezaya itiraz edilerek disiplin cezasının kaldırılması talep edilmiştir. Bundan sonraki süreç şu ana kadar olduğu gibi ilgili şubemiz Eğitim Sen 7 No'lu Şube, İstanbul Barosu Çocuk Hakları Komisyonu, İHD Çocuk Hakları Komisyonu ve İHD Eğitim Hakları Komisyonu tarafından titizlikle takip edilecektir" diye belirtti.
 
Hiç kimsenin görmezden gelmemesi gereken taciz gibi önemli bir olayı protesto ettikleri için öğrencilere ceza verilmesinin Çocuk Hakları Sözleşmesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına, Anayasaya, Anayasa Mahkemesi Kararlarına, Milli Eğitim Temel Kanununa ve Danıştay'ın üretmiş olduğu içtihatlara aykırı olduğuna dikkat çeken Tolu, "Okul içinde cereyan eden bir olaya dair icra edilen bu faaliyet açık ki TCK md. 26/1 kapsamında bir hak kullanımından ibarettir ve ceza verilmesi doğru değildir" diye kaydetti.
 
Tolu konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu sürecin basına ve sosyal medyaya yansıması ile aslında Milli Eğitim Bakanlığının okullarda uyguladığı disiplin yönetmeliğinin öğrencilere, öğretmenlere ve okul idarelerine nasıl hukuksuz bir uygulama yarattığının da fark edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hukukçular ve bakanlık yetkilileri bu konuyu ivedilikle incelemelidir. Zira Milli Eğitim Temel Kanununda veya herhangi bir eğitim ve öğretim kanununda disiplin cezasına dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Disiplin cezasına dayanak yönetmeliğin kanuni bir dayanağı bulunmamaktadır. Kanunsuz ceza uygulanması söz konusudur. Bu durum ülkenin birçok okulunda haksız ve kanunsuz biçimde öğrencilerin cezalandırılmalarına yol açmaktadır."
 
Taciz, tecavüz ve kadına yönelik şiddet suçlarına karşı izlenen yolun siyasi bir tutum olduğunu vurgulayan Tolu, "Çocuklarımızın bu durumu yaşamasının en önemli sebepleri arasında, topluma dayatılan gerici eğitim anlayışı, çocuk ihmal ve istismarcılarına karşı cezai yaptırımların neredeyse olmayışı, çocuklara ve kadınlara karşı koruyucu/önleyici tedbirlerin hayata geçirilmemesidir. Kadın cinayetlerinin, tacizin, çocuk istismarının normalleştirilmeye çalışıldığı süreçler yaşıyoruz. Hükümetin, başta Ensar Vakfı olmak üzere ülkede yaşanan cinsel istismarların üzerini örtmeye yönelik açıklamaları, cinsel istismar ve cinsel saldırıların artmasına yol açıyor" dedi.
 
Eğitim-Sen İstanbul 7 No'lu Şube, İHD Çocuk Hakları Komisyonu ve İHD Eğitim Hakları Komisyonu taleplerini şöyle sıraladı:
 
- Uzaklaştırma kararının geri alınması, 
-Çocukların okula dönerek eğitimlerine ara vermeden devamının  sağlanması,
-Öğrencilere bu hukuka aykırı cezayı verenler hakkında disiplin soruşturması başlatılması, çocuk istismarının önlenmesi için acil ve etkili tedbirler alınması,
-Anayasa ve taraf olunan uluslararası sözleşmelerden doğan sorumlulukların yerine getirilmesi; çocuk hakları ve eğitim haklarının eksiksiz temin edilmesi ve
-Başta kadın ve çocuk istismarı vakaları olmak üzere faillerin cezasızlıkla ödüllendirilmeyip gerekli yaptırımların uygulanmasıdır.