Kadınlardan Yargıtay'ın Hatice Kaçmaz kararına tepki
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Hatice Kaçmaz'ı katleden fail hakkındaki kararına tepki gösteren kadınlar, kararın "kadınların hayır deme hakkına saldırı" olduğunun altını çizdi.
Ankara'da 13 Eylül 2014 tarihinde TRT sanatçısı Hatice Kaçmaz'ı katleden Orhan Munis'i aklayan yerel mahkeme kararını onayan Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararına karşı İzmir'de kadınlar eylem yaptı. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ve İzmir Kadın Savunma Ağı İzmir Adliyesi önünde iki ayrı eylem yaptı, evlilik teklifinin reddedilmesinin katliama gerekçe yapılmasına tepki gösterdi.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi Kadın Komisyonu tarafından yapılan açıklamada "Erkek öldürüyor, yargı aklıyor devlet koruyor" yazılı pankart taşınırken, "Erkek adalet değil gerçek adalet" sloganları atıldı.
'KARARI ERİL BİR ERKEĞİN VERDİĞİ APAÇIK ORTADA'
Basın metnini okuyan Aryen Turan karara 14 erkek hakimin imza attığına dikkat çekti. Turan, kararın hukuki delil ve saptamalara dayanmadığını belirtti. Turan, "Erkeğin aslında kötü bir niyeti olmadığı, kadınla evlenmek istediği, kadının ısrarla ayrılmak istediği, erkeğin duygusal çöküntü yaşamasına kadının neden olduğu, erkeğin yanında tedbiren getirdiği bıçağı kullanmak zorunda kaldığı için öldürüldüğü, evlilik teklifini reddetmese öldürülmeyeceği gibi alt metinde erkeğin aklandığı, kadının suçlandığı bir eril zihniyetle verildiği apaçık ortadadır" şeklinde konuştu.
'ERKEKLERLE BAĞ KURUYORLAR'
Kararda katletme olayının "maktulün kendisinden ayrılma konusunda ısrarcı olması üzerine kapıldığı hiddet duygusunun etkisiyle" meydana geldiği şeklindeki ifadelere işaret eden Turan, "Kadın kendisine yapılan evlilik teklifini kabul etmek zorundaymış gibi, ısrarla kabul etmediği için suçluymuş gibi yansıtılmıştır. Bu ve bunun gibi tespitleri yapan hukukçuların hemcinsleri olan erkeklerle bağ kurdukları, empati yaptıklarının farkındayız" dedi.
'BİR YILDA EN AZ 339 KADIN VE 34 ÇOCUK KATLEDİLDİ'
Bir yılda en az 339 kadın ve 34 çocuğun katledildiğini hatırlatan Turan, "Pozitif yükümlülüğü ile kadın cinayetlerini azaltmak için gerekli önlemleri almasını, eril zihniyetle mücadele etmesini beklediğimiz devlet, kadınların kazanımlarına saldırarak kadınlar için çok önemli olan İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırarak zihniyetini gösteriyor. Bu zihniyetin etkisindeki erkek yargı ise kadınların yaşam hakkını korumak yerine kadınları öldüren erkeklere daha az ceza verebilmek için hukuku eviriyor çeviriyor yasayı erkeğin lehine yorumluyor ve hayatları yok eden erkekler her seferinde beraat veya ödül gibi cezalar alıyor ve yeni cinayetler için cesaretlendiriliyorlar. Kısacası erkek öldürüyor, yargı aklıyor ve devlet koruyor" ifadelerini kullandı.
'KADIN KATİLLERİNİN SAVUNMALARI YOL GÖSTERİCİDİR'
Hiçbir kadının evli kalmak zorunda olmadığı gibi kendisine yapılan arkadaşlık teklifini veya evlilik teklifini kabul etmek zorunda da olmadığının altını çizen Turan, şöyle devam etti: "Böyleymiş gibi davranan ve bu yönlü kararların altına imza atan hakimler nedeniyle kadınlara karşı şiddet devam etmektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bu son kararının altında imzası olan hakimler bundan sonra Türkiye'de kadına karşı işlenen suçların objektif olarak azmettiricileri ve kadın katillerinin savunmalarının yol göstericileridir."
Turan kadınları değil fail olan erkekleri koruyan yargıya itiraz ettiklerini ve kadınların özgür, eşit, adil ve huzur içinde yaşayabileceği bir düzen kurulana dek mücadele edeceklerini vurguladı.
İZMİR KADIN SAVUNMASINDAN AÇIKLAMA
ÖHD Kadın Komisyonu'nun sonrasında Adliye önünde açıklama gerçekleştiren İzmir Kadın Savunma Ağı ise "Hatice Kaçmaz için adalet hayır hayır demektir" yazılı pankart açtı. "Erkek adalet değil gerçek adalet" sloganlarının atıldığı açıklamada basın metnini kadınlar adına Gizem Coşkun okudu.
'İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ UYGULAYIN'
Yargıtay kararının kadınların yaşam hakkına saldırı olduğunu ifade eden Coşkun, "Evlenmek istemediğimizde, 'hayır' dediğimizde öldürülmemizi meşrulaştıran bu kararı tanımıyoruz. Faillere her gün cezasızlık ile güç veren yargının, kadınların yaşam güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi'ni fesheden iktidarın karşısına isyanımızla, öfkemizle, dayanışmamızla dikilmeye devam edeceğiz. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na buradan bir kez daha sesleniyoruz, failleri aklamaktan vazgeçin. İstanbul Sözleşmesi'ni uygulayın" çağrısı yaptı.
'KADINLAR OLARAK SOSYAL MEDYADA ADALET ARIYORUZ'
Ardından konuşan Avukat Zerrin Şenyıl Kaleev her erkek şiddeti sonrasında genelgeler yayınlandığını ancak hiçbir şeyin değişmediğini kaydetti. Kaleev, "Sorun yasalarda değil cezasızlık ve teşvik politikalarında. Yargıtay Ceza Kurulu'nun aldığı bu son karar da tam anlamıyla teşvik politikasına dönüştüğünü gösteriyor. Tolstoy'un dediği gibi kötüler kendilerine tahammül edildikçe azarlar. Biz İstanbul Sözleşmesi'nden tek kişinin kararı ile hukuksuz olarak çekilmesinden başlayarak artan kadın cinayetlerine karşı neden kadınlar olarak sokaklarda sosyal medyada adalet arıyoruz" diye sordu.
Açıklama sloganlarla sona erdi.