7 Ekim 2024 Pazartesi

Kadın avukatlar: Mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz

Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin kararın yürürlüğe girmesi, kadın avukatlar tarafından bir çok kentte adliye önlerinde protesto edildi.

İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kaldırılmasına karşı bir çok kentte kadın avukatlar adliye önlerinde açıklamalar yaptı.

ANKARA
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi kararı yürürlüğe girdi. Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu, kararın yürürlüğe girmesini protesto etti. Kararı alkışlarla protesto eden avukatlar, adliye koridorlarında İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin bildiri dağıttı.

Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu'nun Ankara Baro Başkanı adayı avukat İlke Işık, kadınların haklarını ve hayatlarını korumak istediğini vurgulayarak, "Bu ülkede her gün kadınlar öldürülüyor. Her gün şiddet artarak, dolu dizgin devam ediyor... İstanbul Sözleşmesi'nden imza çekmek kadınlar öldürülsün demek" dedi.

Avukatlar İstanbul Sözleşmesi'nin amacının yazılı olduğu bildirileri adliyedekilere dağıttı. Ayrıca, aile mahkemelerinin olduğu katta davalar görülürken koridorda İstanbul Sözleşmesi'nin amaçları okundu. Avukatlar "İstanbul Sözleşmesi yaşatır", "Erkek adalet değil gerçek adalet" sloganları attı.

Avukatlar bildiri dağıtımının ardından Ankara Adliyesi önünde ellerindeki kağıtlarla "İstanbul Sözleşmesi bizim" yazdı.

DİYARBAKIR
İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kaldırılmasına karşı Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Baro Başkanı, Yönetim kurulu üyeleri ve baro avukatları katılırken, "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi yaşatır" pankartı taşındı.

Avukatlar adına açıklamayı Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi temsilcisi Çiğdem Sevimli okudu. Sevimli, sözleşmenin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile tek taraflı olarak 20 Mart tarihinde feshedildiği duyurusunu hatırlattı. Haksız çekilme kararının 23 Mart 2021 tarihinde Avrupa Konseyi'ne bildirildiğini kaydeden Sevimli, kararın 1 Temmuz'da yani bugün resmiyet kazandığını ifade etti. İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile çekilmenin hukuken yok hükmünde olduğunu vurgulayan Sevimli, "Zira sözleşme temel hak ve özgürlüklere ilişkin olup; Anayasal güvence ile teminat altına alındığından bu hakların Cumhurbaşkanı kararı ile ortadan kaldırılması mümkün değildir. Bu karar kadınların, insan hakları alanındaki kazanımlarını geriye doğru ortadan kaldırmak ve tüm insan hakları belgelerini tartışmaya açmak demektir" dedi.

Sözleşmenin mevcut siyasal iktidar tarafından çekincesiz olarak imzalandığını söyleyen Sevimli, sözleşmenin yine aynı iktidar tarafından feshedildiğini yineledi. Sevimli, "Mevcut İktidar, bu çekilme kararına dayanak gerekçeleri somut olarak ortaya koyamamış. Sunulan sözde gerekçeler ise ne kamuoyunu, ne kadınları ne de bu alanda mücadele edenleri ikna edememiştir. Bu bağlamda hukuksal süreç içerisinde Türkiye Barolar Birliği, barolar, dernekler ve siyasi partiler tarafından Danıştay'da mezkur kararın iptaline ilişkin davalar açılmıştır. Açılan davalarda Danıştay bu tarih itibariyle yürütmenin durdurulması istemlerinin bir kısmını reddetmiş, diğerlerine ilişkin ise henüz bir karar vermemiştir. Davalar Danıştay önünde esas yönünden ise derdest durumdadır. Cumhurbaşkanının fonksiyon gaspının Danıştay kararı ile Anayasaya uygun bulunması, yasama yetkisine müdahalenin kabulüdür" ifadelerine yer verdi.

Sevimli sözleşmeden çekilmenin Türkiye'nin kadına yönelik şiddetle mücadele alanındaki yükümlülüklerinden vazgeçmesi anlamına geldiğini belirtti. İstanbul Sözleşmesi'nin iç hukukta uygulaması olan 6284 Sayılı Kanun'un temelinin yıkmak olduğuna dikkat çeken Sevimli, "Bu koşullar altında kadınları şiddetten koruyan yasalar ve mekanizmalar risk altında olacaktır. İstanbul Sözleşmesi, kadınların ve kadın örgütlerinin ortak mücadelesi sonucu elde ettikleri çok önemli bir kazanımdır. Toplumun yarısına etki eden bu sözleşmeden tek bir kişinin kararı ile çekilmeyi kabul etmiyoruz" diyerek sözleşmeden çekilme işleminin iptali için mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini söyledi.

Açıklama, "İstanbul Sözleşmesi yaşatır" sloganıyla son buldu. 

İZMİR
İzmir Barosu Kadın Hakları Komisyonu ve baroya bağlı avukatlar ise  Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden resmi olarak çıkmasına karşı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Binası Güney kapısında bir araya geldi. Erkek avukatların da desteklediği açıklamada, "İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz" yazılı pankart açılırken sık sık "Erkek adalet değil gerçek adalet", "Asla yalnız yürümeyeceksin" ve "Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz" sloganları atıldı. Açıklamayı avukatlar adına İzmir Barosu Genel Sekreteri Perihan Çağrışım Kayadelen okudu.

Sözleşmeden çekilme kararıın kadınların vazgeçtiği anlamına gelmediğini kaydeden Perihan, "Nahide Opuz'u ve annesini koruyamamanız uluslararası alanda yankı uyandırınca, koşa koşa ilk imzacısı olduğunuz İstanbul Sözleşmesi'ni de etraflıca okuduk. Değil şikayetçi olduğunuz maddeleri, bugüne kadar İstanbul Sözleşmesi'nin diğer hükümlerini de uyguladığınızı görmedik. Biz sözleşmeyi hayata geçirin diye eylem yaparken, siz uygulamadan komple kaldırdınız" diye belirtti.

Sözleşmenin yeniden yürürlüğe girmesi için mcüadelelerini sürdüreceklerini vurgulayan Kayadelen, "Biz biliyoruz ki, toplumsal cinsiyet normlarını bir bütün olarak tasfiye etmeyi hedeflemeyen hiçbir politik tahayyül, kadınları özgürleştiremez. İzmir Barosu olarak; mahkemelerde, karakollarda, eylemlerde, kadınların yanlarında olmaya devam edeceğiz" dedi.

BATMAN
Batman Barosu Kadın Hakları Merkezi, baro binası önünde açıklama yaptı. Kadın Hakları Merkezi üyesi Gülbahar Demir, sözleşmeden vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Demir, Danıştay 10. Dairesi'nin yürütmeyi durdurma talebini reddetmesine rağmen kararın hala kesinleşmediğini belirtti. Demir, "Sözleşmeden çekilme kararı ile şiddete uğrayan veya öldürülen her kadının sorumluluğu, bu kararı verenlerin üzerindedir" dedi.

MARDİN
Mardin Barosu Kadın Komisyonu, İstanbul Sözleşmesi'nin bugün itibariyle yürürlükten kaldırılmasına karşı açıklama yaptı. Baro avukatlarının katıldığı açıklamada konuşan Avukat Dilan Koç, mücadeleden vazgeçmeyeceklerini dile getirdi.

VAN 
Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına ilişkin Van Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. "İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını tanımıyoruz" pankartının açıldığı açıklamaya Van Barosu Başkanı Zülküf Uçar ve kadın komisyonu üyeleri katılırken, basın metnini Van Kadın Hakları Komisyonu Sekreteri Avukat Şeyma Şen okudu.

Amacı kadına yönelik şiddeti önlemek olan sözleşmeden çekilme kararının anayasaya ve kanuna açıkça aykırı olduğunu belirten Şen, "Bu hukuksuzluk yürütmenin durdurulması talebinin reddi kararı ile Danıştay eliyle de devam ettirilmektedir. Biz kadın hakları savunucuları bu hukuksuzluğu tüm bu süreç boyunca iktidardan gelen engellemelere rağmen onurlu direnişimizle durmaksızın haykırdık. Yapılan hukuksuzluğu tekrar açıklama gereği bile duymuyoruz, bu ancak malumun ilanı olurdu" dedi.

"Sözleşmeden vazgeçmiyoruz" diyen Şen insan haklarına, kadına, eşitliğe, toplumsal hayata dair kaygılar gütmeyen, radikal bir azınlığın iradesinin bütün toplumun iradesine tercih edildiğini gösteren bu sözleşmeden çekilme çabasının kadınların iradesinin hiçe sayılması olarak görüldüğünü kaydetti.

Açıklama, "Korkmuyoruz, susmuyoruz, vazgeçmiyoruz", "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır" ve "Kararı geri al sözleşmeyi uygula" sloganlarıyla son buldu.

MERSİN
Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını yaptıkları basın toplantısı ile protesto etti. Baroda gerçekleşen açıklamada Mersin Kadın Hakları Merkezi Başkanı Şirin Güner basın metnini okudu. Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasının Anayasa ve uluslararası mevzuatlara aykırı olduğunu belirten Güner, İstanbul Sözleşmesi'nin; kadına ve çocuğa yönelik şiddeti engellemek için taraf devletlere, etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesi görevlerini yükleyen bir insan hakları sözleşmesi olduğunu söyledi. Kadının insan hakları kazanımlarından geriye gidişe neden olacak her türlü düzenlemenin karşısında olacaklarını aktaran Güner, İstanbul Sözleşmesi'nde imzanın çekilmesi işleminin geri alınması için mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı.