25 Eylül 2024 Çarşamba

Kadıköy'de Dina ve Gina için adalet istendi

Gabonlu Dina için Kadıköy'de yapılan açıklamada Suriyeli Gina için de adalet istendi. İktidarın erkek şiddetini ve ırkçılığı sonlandıracak politikalar üretmek yerine; eşitsizliği, ayrımcılığı ve cinsiyetçiliği körüklediğinin altı çizildi.

Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, Karabük'te Filyos Çayı'nda şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiş halde bulunan 17 yaşındaki Gabonlu üniversite öğrencisi Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga'nın ölümüne ilişkin Kadıköy Süreyya Operası önünde basın açıklaması yaptı. "Dina için adalet" ve "Irkçılık öldürür dayanışma yaşatır" dövizlerinin taşındığı açıklamada, "Gabonlu Dina'dan Suriyeli Gina'ya adalet istiyoruz" pankartı açıldı. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada sık sık, "Dina için adalet, herkes için adalet" ve "Göçmen cinayetleri politiktir" sloganları atıldı.

Açıklamayı Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi adına Gülyeter Aktepe okudu.

Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı'nın katliamın hemen ardından Jeannah'ın boğularak öldüğüne yönelik yaptığı açıklamayı hatırlatan Gülyeter, "Postane çalışanları tarafından gönderilen taciz mesajları, Dina'nın çıplak ayakla kaçtığını gösteren video görüntüleri ve vücudundaki morluklar bu açıklamanın gerçeği yansıtmadığını gösteriyor. Dina 20 Mart'ta, Gabon'a telefon göndermek için postaneye gitti. Gönderinin teslim edilmediği yönünde aldığı mesaj sonrası 24 Mart'ta tekrar postaneye gitti, postanede çalışan bir görevli Dina'ya yardımcı olabileceğini söyleyerek telefon numarasını istedi. Dina daha sonrasında bu kişilerden para karşılığı cinsel ilişki teklifi içeren taciz ve tehdit mesajları almaya başladı. Dina bu mesajlardan annesine gönderdiği sesli mesajlarda da bahsediyordu. Yine, ölümünden bir gün önce annesine gönderdiği mesajlarda ırkçılığa maruz kaldığını, öldürülebileceğinden korktuğunu, Sakarya'ya taşınmak istediğini söylüyordu" diyerek yaşanan süreci anlattı.

Bir devlet kurumu olan PTT'nin çalışanlarının bir kadını tehdit ve taciz etmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Gülyeter, olay sonrasında soruşturma ile ilgili gizlilik kararı alınmasının, video görüntülerini yayınlayan muhabirin gözaltına alınmasının, Jeannah'ın otomobiline bindiği görülen kişinin 4'üncü kez gözaltına alındıktan sonra ancak bugün tutuklanmış olmasının soruşturmanın etkin ve şeffaf yürütülmediğinin bir göstergesi olduğunu vurguladı. Kilis'te de 9 yaşındaki Suriyeli çocuk Gina Mercimek'in tecavüz edildikten sonra katledildiğini hatırlatan Gülyeter, "Göçmen çocuklar, sömürüye maruz bırakılmakta, çocuk yaşta erken ve zorla evlendirilmekte, birçok biçimde istismar edilmekte ve hatta Gina gibi katledilmektedir" ifadelerini kullandı.

Katliamların üzerinin kapatılması ve cezasızlık politikasının uygulanması için bu sürecin bilinçli olarak yürütüldüğünü vurgulayan Gülyeter, "Kadın cinayetlerinin, göçmen cinayetlerinin politik olduğunu biliyoruz. Irkçılık ve göçmen düşmanlığı tırmandırılırken, kadınların kazanılmış haklarına saldırılar sürerken, LGBTİ+'lar hedef gösterilirken, göçmen kadınların başta yaşam hakkı olmak üzere en temel hakları gasp edilmektedir. Farklı coğrafyalardan gelen göçmen kadınlar kimlikleri nedeniyle sistematik olarak ırkçılığa maruz kaldıkları, ötekileştirildikleri, yalnızlaştırıldıkları için katmanlı bir şiddet döngüsüne sıkışmakta, tacize ve sömürüye karşı daha korunaksız hale gelmektedir. Siyasal iktidar, erkek şiddetini ve ırkçılığı sonlandıracak politikalar üretmek yerine; eşitsizliği, ayrımcılığı ve cinsiyetçiliği körüklemektedir" ifadeleriyle sürecin takipçisi olacaklarını kaydetti.