JKŞ'den Hesekê'de 'Eşit, özgür yaşam' paneli
"Eşit, özgür yaşam" başlıklı panelde sunum yapan JKŞ sözcüsü Fadya Sîdo, Rojava devrimi ile eşit özgür yaşamın temellerinin atıldığını, fakat bunun henüz yetersiz olduğunu ifade etti. Buna karşı mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini kaydetti. Söz alan kadınlar ise toplumsal baskının devam ettiğini bunun da ancak mücadeleyle ortadan kaldırılacağını söyledi.
Komünist Devrimci Kadınlar (JKŞ) Hesekê'deki TKŞ binasında, "Eşit, özgür yaşam" paneli gerçekleştirdi. Devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenler şahsında yapılan saygı duruşuyla başlayan panelde söz alan JKŞ sözcüsü Fadya Sîdo, Rojava devrimi ile birlikte kadınların kendi tarihini yeniden ve daha güçlü yazmaya başladığını ifade etti. "Aklı, ruhu ve bedeniyle ev içi yaşama hapsolan, adı yok sayılan, değersizleştirilen kadınlar Rojava devrimi ile yeni bir yaşamın inşası için ayağa kalktı" diyen Fadya Sîdo; kadınların sömürgeciliğe, erkek egemenliğine başkaldırdığının altını çizdi. Fadya Sîdo, "Esad rejimine, faşist DAİŞ barbarlığına, işgalci-sömürgeci Türk devletine karşı savaşta iradesi, savaşçılığı ve komuta gücüyle kendini kanıtladı. Düşmana darbeler vurulmasında belirleyici güç oldu" dedi.
'KADINLAR YÖNETİCİ VE KOMUTAN OLDULAR'
"Köyde ve kentte ev emekçisi kadınlar, öğretmenler, sağlık çalışanları, tarım işçileri, öğrenciler, genç kadınlar devrimci kadınların öncülüğünde güçlerini birleştirip, örgütlenerek Rojava-Kuzey Doğu Suriye'de demokratik bir devrim gerçekleştirdi. Savaşmayı ve yönetmeyi öğrendi." diyen Fadya Sîdo kadınların politik askeri alanlarda olduğu gibi Özerk Yönetim'in tüm alanlarında yer aldığını vurguladı.
'TOPLUMSAL YAŞAMDA EŞİTSİZLİK'
Erkek egemenliğinin ve onun devlette somutlanma tarihinin çok eski olduğunu söyleyen Fadya Sîdo devrimde hukuki zeminde eş temsiliyet ve ikili iktidar olmasına rağmen toplumsal yaşamda eşitsizliğin sürdüğünü vurguladı. Toplumsal ilişki biçimlerinin, geleneklerin etkilerinin hala çok derin olduğunu, atılan adımlara rağmen eşitlik ve özgürlük durumunun henüz sağlanamadığının altını çizen Fadya Sîdo, bin yıllara dayanan bu gerçeğin bir kaç on yılda aşılamayacağını, ancak güçlü bir eşitlik ve özgürlük mücadelesi ile mümkün olabileceğini ifade etti.
'ÖZGÜRLÜĞÜN KAPISI KAPİTALİZME KARŞI MÜCADELE İLE AÇILACAKTIR'
Kapitalizme ve erkek egemenliğine karşı mücadele etmeden eşitlik ve özgürlüğün sağlanamayacağına dikkat çeken Fadya Sîdo, kadınların gerçek anlamda özgürleşmesinin tarihsel ezilmişliğinin temeli olan özel mülkiyete dayalı üretim ilişkilerinin değişmesi ile mümkün olacağını vurguladı. Bunun kapitalist erkek egemen sisteme karşı ancak kadın devrimi ve toplumsal devrimin ittifaklaşması ile mümkün olabileceğini vurgulayan Fadya Sîdo, sözlerini söyle sürdürdü: "Tarihsel olarak, özel mülkiyetin gelişimi ve bunun erkek elinde toplanmasıyla birlikte kadın konumu değişmiştir. Toplumsal yaşamda özne konumundan erkek cinsin, erkek egemen sınıfın cinsel, bedensel ve emek sömürüsünün nesnesine dönüşmüştür. O halde kadının ve ezilen cinsin özgürlüğünün yolu da; toplumsal yaşamda yeniden özneleşmesinden geçmektedir. Bu da, politikada, sınıf mücadelesinde, toplumsal yaşamın üretiminde, karar verme ve yönetme ilişkisinin tüm aşamalarında, kolektif, hem cinsiyle birlikte özneleşmesiyle mümkün olacaktır."
Kadın özgürlüğünün kısıtlanmasının bireylerle sınırlı olmadığı kadın cinsinin özgürlüğünün kısıtlanması olduğunun altını çizen Fadya Sîdo, bu nedenle kadın özgürleşme mücadelesinin erkek egemen sisteme karşı verilen mücadeleyi kapsadığını söyledi. Fadya Sîdo, kadınların kolektif kurtuluşunun ana halkasının da burası olduğunu vurguladı.
'TOPLUMSAL YAŞAM ERKEK EGEMENLİĞİNDEN ARINDIRILMALIDIR'
"Toplumsal devrim ve kadın devriminin ittifak ilişkisi üretim araçlarının mülkiyetinin erkeğin tekelinden çıkarılmasını sağlayarak eşitlik ve özgürlük yolunu da açacaktır" diyen Fadya Sîdo toplumsal yaşamın erkek egemenliğinden arındırılması için bunun yeterli olmadığını söyledi. Buna paralel olarak toplumsal yaşamın cins eşitlikçi ve özgürlükçü temelde tekrar kurulması gerektiğine işaret eden Fadya Sîdo, "Devrimimizde kadınlar yönetim alanlarında, üretim alanlarında varlığını, yönetme ve komuta etme gücünü tarihe kanıtladı. Buna rağmen kadınlar hala toplumsal yaşamda erkek cinsi ile eşit sayılmıyor. Oysa, devrimin en kritik alanlarında söz söylüyor, devrimin kaderini belirleyen kararlara imza atıyor. Tüm devrimin işlerini tamamlayıp eve döndükten sonra çifte mesai evlerde sürüyor. Devrimin kazanımları henüz evlerin içine yansımıyor. Yaşamı paylaştığı evli olduğu erkekten, kardeşinden, abisinden eksiği yok üstelik yaşamda üstlendiği görevler/işler onlardan daha fazla. Hala ev işleri, çocukların bakımı sadece kadınların sorumluluğu olarak görülüyor. Bu durum sadece iş yükü bakımından eşitsizliği açığa çıkarmıyor. Aynı zamanda yaşamda eşitsiz konumlanmayı kadın cinsinin erkek cinsi karşısında eşitsiz pozisyonunu derinleştiriyor" dedi.
'CİNS EŞİTLİĞİ VE ÖZGÜRLÜĞÜ TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM MÜCADELESİDİR'
Cins eşitliği ve özgürlüğünün aynı zamanda toplumsal dönüşüm mücadelesi olduğunu ifade eden Fadya Sîdo, bunun kadınların önündeki en önemli engellerden biri olan ev içindeki kölelik zincirlerinin kırılacağı anlamına geldiğine dikkat çekti. Kadının tarihsel görevleriymiş gibi görünen tüm işlerin toplumsallaştırılması gerektiğini söyleyen Fadya Sîdo, şöyle devam etti: "Kadını eve ve ev işlerine hapseden tüm ilişki biçimlerini değiştirmeye ihtiyaç var. Ev işlerinin toplumsallaşması için maddi koşulların yaratılması yönünde projeler üretilmeli. Ev işlerinden, çocukların bakımına kadar tüm işlerin çözümünde devrimin imkan ve olanaklarının sunulmasını sağlamak gerekir. Bunun içinde kadın yanlı politikaların geliştirilmesi için ön ayak olunmalı. Meclislerden, komünlere, belediyelere kadın yanlı politika üretilmesi için kadınlar özneleşmeli, kadın iradesi güçlendirilmeli."
Kadın iradesinin güçlenmesinin örgütlenmekten geçtiğini vurgulayan Fadya Sîdo, kadınlara komünlerden, meclislere, emek örgütlerinden sendikalara kadar her alanda örgütlenmeyi yükseltme çağrısı yaptı. JKŞ'nin devrimin örgütlerinden biri olduğunu söyleyen Fadya Sîdo, örgütlenmenin kadın iradesinin, eyleminin ve bilincinin örgütlenmesi anlamına geldiğini söyledi. Fadya Sîdo tüm kadınlara JKŞ saflarında örgütlenme çağrısı yaptı.
ARAP KADINLAR: İTİRAZ ETMİYORUZ
Sunum ardından kadınlar söz alarak yaşadıkları sorunları dile getirdi. Arap kadınlar, "Biz kendi savunmamızı yapmıyoruz, biz kendimize yönelik yapılan her şeyi kabul ediyoruz, biz başka bir kadına kuma olarak gitmeyi kabul ediyoruz, itiraz etmiyoruz. Kadınlar olarak birbirimizi savunmuyoruz, birbirimize karşı sevgi sorunumuz var, birbirimize destek vermiyoruz. Biz kadınlar olarak bunu kabul ederek, itiraz etmeyerek erkeklerin daha güçlü olmasını sağlıyoruz. Erkekler bu durumdan zaten mutlu oluyorlar çünkü bizler onların zihniyeti ile birbirimizi eziyoruz ve daha çok ezilmiş oluyoruz" değerlendirmelerinde bulundu.
Panel sona erdikten sonrada katılımcı kadınlar konu üzerine serbest tarzda sohbet ettiler.