İzmir'de gözaltındaki gazeteciler hakkında tutuklama talebi

İzmir'de 13 Şubat sabahı evleri basılarak gözaltına alınan MA, JINNEWS, Gazete Duvar muhabirlerinin de aralarında bulunduğu 6 gazeteci tutuklama talebiyle Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk edildi. İzmir TEM Şubesindeki ifade işlemlerinde gazetecilerin telefonlarının bir yıl süreyle dinlendiği ortaya çıkarken, gazetecilerin yaptıkları haberler "örgüt faaliyeti" olarak nitelendirildi. 

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma gerekçe yapılarak 13 Şubat sabahı ters kelepçe işkencesiyle gözaltına alınan gazeteciler, karakoldaki işlemlerinin ardından savcılık tarafından ifadeleri alınmadan tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.

GAZETECİLERE YAPTIKLARI HABERLER SORULDU
Gazete Duvar muhabiri Cihan Başakçıoğlu, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Semra Turan, Delal Akyüz ve Tolga Güney, JINNEWS muhabiri Melike Aydın ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) basın çalışanı Fatma Funda Akbulut'un İzmir Terörle Mücadele Şubesi'ndeki ifade işlemlerinde yaptıkları haberler soruldu.

İzledikleri eylemler, işçi direnişleri, çevre ve ekoloji haberleri "örgüt faaliyeti" olarak nitelendirilen gazetecilerin bir yıl boyunca telefonlarının da dinlendiği ortaya çıktı. Haber yapmak amacıyla gazeteci, ekolojistler, KHK'li akademisyenler, parti temsilcileri ve avukatlar ile yaptıkları telefon görüşmesi kayıtlarının dosyada yer aldığı öğrenildi.

'TERÖR DENİLEREK GAZETECİLERİN HAKLARI TÖRPÜLENİYOR'
MLSA avukatlarından Muhammet Aslan, soruşturmada gizlilik kararı bulunduğunu belirterek, savunma hakkının kısıtlandığına dikkat çekti. Gazetecilik faaliyetlerinin suç kapsamında ele alınamayacağını dile getiren Aslan, "Gizlilik kararıyla ancak soruların sorulması ile iddialar hakkında bilgi sahibi olduğumuz dosyada gördük ki sorgulanan tamamen gazetecilik faaliyetleri. Dahası gazeteciyi koruyan mekanizmalar adeta artık sıradan bir biçimde yok sayıldı. Haber kaynağının gizliliği ilkesi, gazetecinin evinde arama yapılmasına, dijital materyallerine el konulmasına, telefonlarının dinlenilmesine cevaz vermez. Hiçbir somut, ciddi bir gerekçeye dayanmadan kamu yararı güdülmeksizin terör denilerek gazetecilerin hakları törpüleniyor" değerlendirmesinde bulundu.