1 Ekim 2024 Salı

İzmir'de ekoloji nöbeti

5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla İzmir'de beş günlük ekoloji nöbeti baslatildi. İlk nöbet doğayı katledecek projeye karşı Çeşme'de başlatıldı. Nöbette düzenlenen forumda gelecek nesiller için ekoloji mücadelesinin süreceği vurgulandı.

Mimarlar Odası İzmir Şubesi, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla şube binasının önünde kentte yaşanan doğa talanına karşı 5 günlük nöbet başlattı.

Her gün kentin bir ekolojik talanına karşı tutulacak olan nobetin ilk günü Çeşme atarız Projesine karşı yapıldı. Nöbet alanına "Değil 166 hektar Çeşme'nin birnkaris toprağını vermeyeceğiz" ve "İzmir'de simite gevrek, Çeşme projesine talan derler" pankartları asıldı. Nöbet sırasında forum düzenleyerek projenin bölgeye vereceği zararlar anlatıldı.

ERAT:BU ALAN BİZE AİT 

Forumda ilk olarak söz alan Çeşme projesine karşı açılan davanın avukatlarından Ömer Erlat, projenin içeriğine dair bilgiler vererek, "Bu alan kamuya, bizlere aittir. Bu alanın tamamı özel bir şirkete devredilecek. Bu kişi burada alana başkalarının görmesini engelleyecek. Bu alandan kamu yararlanamayacak. Bu nedenle projeye karşıyız" dedi.

EKİCİ: DOĞA İÇİN MUCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ 

Şehir Planlamacıları Odası İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Ekici de, projenin talan ve doğayı yok etme projesi olduğunu belirtti. Çeşme'de 11 tane turizm bölgesi olduğunun altını çizen Ekici, "Bugün konuşulan olay ise turizm bölgesi planlarında olmayan alanları sermayeye peşkeş çekmektir. Bu alanin yüzde 97'si kamu mülkü. Yatırımcıyı üzmemek ve yormamak için bu alanları ranta açıyorlar. Bu proje için doğal sit alanlarının statülerini değiştirdiler. Yakın zamanda bu alana ilişkin plan kararlarını değiştirmekte gündeme gelecek. Bizde doğayı, kenti bir avuç azınlığın değil tüm canlıların kullanabilmesi için mücadele ediyoruz ve edeceğiz" ifadelerini kullandı.

CANGI: GELECEK KUŞAKLAR İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ 

Çeşme davası avukatlarından Arif Ali Cangı da, projenjn yaratacağı tahribatın büyüklüğünün öngörülmesinin mümkün olmadığını dile getirdi. İklim krizi ile birlikte kıyıların sular altında kalacağının öngörüldüğünü belirten Cangı, "Bilirkişi incelemesi sırasında da bunu gündeme getirdik. Bilirkisi heyeti de görevini yerine getirdi. Fakat bu işler sadece davayla değil toplumsal destek ve siyasal mücadele ile oluyor. Bunlar olursa daha kolay sonuç alabiliriz. Burada gelecek kuşaklara yaşanılabilir bi ülke ve dünya bırakmak için mücadele yürütüyoruz" diye konuştu.

 

'KAMU YARARI YOK'

Çeşmeli Engin Önen de, şunları söyledi: "Yarımadada yıllardır RES ve taş ocaklarına karşı mücadele ediyoruz. Burada yapilmak istenen projeye karşı ideolojik bir mücadele içindeyiz. Çeşme bu tecrübeyi yaşadı ama ders edinmedi. Port Alaçatı projesinde hazine arazileri özel kullanıma devredildi. O projede de bu projede de kamuya yararı ya da bölge halkına katkısı yoktur."

 

'SUÇA ORTAK OLMAYIN'

İzmir Dayanışma Akademisi üyesi Aydın Arı ise, projenin siyasal ve ekonomik iktidarlar sahiplerinin projesi olduğunu vurguladı. Kendilerinin devletin içindeki suçlara ortak olmak istemedikleri için ihraç edildiklerini aktaran Arı, "Bakanlığın tanıtım reklamlarında bir takım bilimsel raporlar geçiyor. Bazı bilim insanları bu raporların hazırlanmasına katkıda bulunmuş. Burada ortaya çıkacakçıkacak olan suçlara bazı bilimcilerin de ortak olduğunu söylemek istiyoruz. Bu bilimcileri bu suçlara ortak olmamaya aksine karşı çıkmaya davet ediyoruz" dedi.

Ardından söz alan Mimarlar Odası İzmir Şubesi, Konak Kent Konseyi, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, EGEÇEP Gençlik Meclisi ve Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi temsilcileri de birer konuşma yaparak projeye karşı mücadele edeceklerini bildirdi.