1 Ekim 2024 Salı

İzmir, Diyarbakır ve Batman'da kayıplar için eylem

Gözaltında kaybedilenler için İzmir, Batman ve Diyarbakır'da yapılan açıklamalarda, sorumlular yargılanana kadar mücadelenin süreceği vurgulandı. 

İzmir, Diyarbakır ve Batman'da gözaltında kaybedilenlerin akıbeti soruldu ve faillerin yargılanması istendi. 

İZMİR
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, Konak eski Sümerbank'ta yaptığı açıklamada kaybedilen Hüsamettin Yaman'ın akıbetini sordu. Üzerinde gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının yer aldığı "Kayıplar vicdanındar sahip çık" ve "Kayıplar belli failler nerede" yazılı pankartların açıldığı eylemin metnini Ali Aydın okudu.

Üniversite öğrencisi Hüsamettin Yaman'ın 2 Mayıs 1992 cumartesi günü evden çıktığını, 4 Mayıs pazartesi günü Ağabeyi Feyyaz Yaman'ı iş yeri telefonundan arayan bir kişinin "Hüsamettin, Soner Gül ile birlikte Fındıkzade'de gözaltına alındı. Hayatlarından endişe ediyoruz. Bir an önce emniyete başvurun" dediğini aktaran Aydın, yürütülen mücadelelere rağmen yetkililerin Yaman'ın gözaltında olduğunu kabul etmediğini kaydetti. 

19 Aralık 2011 tarihinde özel harekat polisi Ayhan Çarkın'ın infazlar ve kayıplarla ilgili yayınlanan itiraflarını hatırlatan Aydın, Ayhan Çarkın'ın ifadeleri üzerine soruşturmanın canlandırılması gerekirken dosya zaman aşımına sürüklendi. Kayıp dosyalarındaki failleri cezasız bırakma ve gerçekleri karartma geleneği devam etti. Bir kere daha sesleniyoruz: insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz. Hüsamettin Yaman ve Soner Gül dosyasındaki cezasızlığı sonlandırmak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin anayasal görevidir. Ayrıca imzalamış̧ bulunduğu uluslararası sözleşmelere göre de yasal zorunluluğudur. Kaç yıl geçerse geçsin Hüsamettin Yaman, Soner Gül ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz, Kaybedenler bir gün mutlaka yargılanacaklar, yargılanmadan ölseler bile tarih onları nefretle anacaktır" dedi. 

BATMAN
Batman'da ise kayıp yakınları ve İHD Batman Şubesi, 529'uncu eylemi gerçekleştirdi. Dernek binasındaki eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. İHD Şube Yöneticisi Hüseyin Elçi, Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde 21 Ağustos 1994 tarihinde tren istasyonunda gözaltına alındıktan sonra ailesine cenazesi verilen Cavit Özalp'ın faillerinin bulunup yargılanmasını istedi. 
 
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.

DİYARBAKIR
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" talebiyle 692'inci haftada Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi.  Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme, kayıp yakınları, İHD ve sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı. 

Kayıp yakınları, bu hafta 10 Mayıs 1994 tarihinde Diyarbakır'da katledilen Mehmet Şerif Avşar'ın hikayesini anlatarak, faillerin bulunmasını talep etti.

Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Türkiye tarihindeki hukuk dışılığın mevcut durumda da devam ettiğini ifade ederek, toplumsal barışın ancak geçmişle yüzleşmeyle sağlanabileceğini söyledi. 
 
'ÖLDÜRÜN' TALİMATI VERİLDİ
Sadiye Avşar ise, ağabeyi Mehmet Şerif Avşar'ın hikayesini paylaştı. Ağabeyinin iş yerinden gözaltına alındıktan sonra öldürüldüğünü hatırlatan Avşar, "Ağabeyim iş yerindeyken; bir itirafçı, 5 korucu ile Gültekin Sütçü isimli bir uzman çavuş iş yerine gelmişler. Onlar geldiklerinde iki abim ve bir erkek kardeşim de onlarla beraber iş yerindeymiş. Onlar direk kardeşim Şerif'i ifade için götürmek istediklerini söylemişler. Ancak bizimkiler itiraz ederek kimlik sormuşlar. Kardeşlerimin itiraz etmesi üzerine, uzman çavuş olan Gültekin Sütçü, koruculara 'hepsini öldürün' diye talimat vermiş. Korucular silahlarını çekip kardeşlerimi duvara yaslayınca Şerif, 'tamam kimseye karışmayın, ben geliyorum sizinle' demiş ve Şerif'i bir Toros'a bindirmişler. Şerif'i arabaya binip götürünce abimler de kendi araçlarıyla onların peşlerinden gitmişler ve Saraykapı'daki JİTEM binasına götürdüklerini görmüşler. Bizimkiler Alay Komutanlığına sorduklarında 'gözaltıları biz yapmıyoruz, biz araştıracağız, siz burada beklemeyin' demişler. Ağabeylerim olay yerinden ayrılmamış. Daha sonra günlerce bize Şerif'in nerede olduğunu söylemediler. Olaydan yaklaşık 2 hafta sonra cenazesi harabe bir binada abim bulundu. Otopsi raporuna göre, 10-15 gün önce öldürüldüğünü söyledi" diye konuştu.

'CEZALANDIRILMALARINI İSTİYORUZ'
Sadiye Avşar, binlerce kaybın aksine; ağabeyinin katledilmesi olayında faillerin bir kısmının bulunduğunu ve yargılandığını belirterek, "Ama sonuç olarak hak ettikleri cezayı almadılar. Koruculardan biri 20 yıl ceza aldı, 10 yıl sonra bırakıldı. Diğer korucular ve itirafçı ise 6 yıl ceza aldılar. Uzman çavuş Gültekin Sütçü ise olaydan yıllar sonra bulunarak tutuklandı. Ama o da kısa bir süre sonra serbest bırakıldı. Şu an ise halen dışarıda serbest dolaşıyor. Biz kardeşimin katledilmesinde rol alan herkesin adil bir şekilde yargılanarak cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.

Kayıp yakınları ardından 1 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirdi.