İstanbul Sözleşmesi davasının ilk duruşması görüldü
İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekilme kararını protesto eden 18 kişinin bugün yargılanmasına başlandı. Yargılamanın hukuksuz olduğunu belirten katılımcılar, "Sözleşmeyi sokaklarda olduğu gibi mahkemede de savunuyoruz" dedi.
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine dönük İzmir Kadın Platformu'nun 5 Ağustos 2020'de yaptığı protesto eylemine katıldıkları gerekçesi ile gözaltına alınan ve sonrasında haklarında dava açılan 17 kadın ve LGBTİ+ İsmail Temel'in yargılandığı davanın ilk duruşması İzmir Adliyesi 44. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Duruşmada, "Gösteri ve Yürüyüş Kanunu'na muhalefet" ve "Kolluk güçlerine mukavemet" iddialarıyla yargılanan Didar Gül, Cansu Ekmen, İsmail Temel, Gizem Coşkun, Nihal Yılmazarslan, Evrim Çakır ve müşteki memuru Nazan Üretürk ve taraf avukatları hazır bulundu.
'SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Kadınlar duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı yapan Didar Gül, "Sokaklarda olduğu gibi İstanbul Sözleşmesi'ni mahkemelerde de savunmaya devam edeceğiz. Tek bir kişi daha eksilmemek, ölmemek, taciz-tecavüz korkusuyla yaşamamak için İstanbul Sözleşmesi'ni geri kazanmaya ve etkin bir şekilde uygulatmaya kararlıyız. İstanbul Sözleşmesi bizimdir, vazgeçmiyoruz" şeklinde konuştu.
'ANAYASAL HAKKIMIZI KULLANDIK'
Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada ilk olarak Gizem Coşkun ifade verdi. Basın açıklaması ve yürüyüş yapmanın anayasal hakları olduğunu belirten Gizem, basın açıklaması başlamadan polisler tarafından işkence ile gözaltına alındıklarını söyledi. Polisler tarafından şiddete maruz kaldığını ve kendini savunmaya çalıştığını ifade eden Gizem suçlamaları reddederek beraatını talep etti.
'BU EYLEM MEŞRUDUR'
Ardından söz alan Evrim Çakır da suçlamaları reddederek, "İstanbul Sözleşmesi kadınların yaşam güvencesi demektir. Bu nedenle bu sözleşmeyi var etmek amacıyla yapılan her eylem meşrudur. Biz de hayatta kalmaya çalışmak amacıyla bu toplantı ve gösteri yürüyüşünü yaptık. Polislerin işkencesi ile gözaltına alındık. Tüm dünya basını, saçlarından tutulup yerlerde sürüklenen kadınları fotoğrafladı. Biz polisin işkencesine karşı kendimizi savunduk. Bize dağılmamız konusunda herhangi bir uyarı yapılmadı. Zaten gittiğimizde 300'den fazla polis oradaydı" dedi.
'İŞKENCEYE MARUZ KALDIM'
LGBTİ'+'lardan İsmail Temel de savunmasında İstanbul Sözleşmesi'nin kadınların ve LGBTİ+ların yaşam haklarını güvence altına aldığını belirterek "Yaşam hakkımı güvence altına almak amacıyla anayasal ve demokratik hakkımı kullandım. Polis bize dağılmamız konusunda herhangi bir uyarı yapmadı. Ben yürüyüş alanından ayrıldıktan sonra sivil ve resmi polisler tarafından takip edildim. Taksiye bineceğim sırada yere yatırılıp ters kelepçe takıldı işkenceye maruz kaldım. Zaten orada bayılmışım, gözümü açtığımda da hastanedeydim. Ben polis memurlarına direnmedim. Buna rağmen şiddete ve işkenceye maruz kaldım" diye konuştu.
POLİS ŞİKAYETÇİYMİŞ
Sanıkların savunmasının ardından olay günü orada bulunan polis memuru müşteki Nazan Üretürk ise beyanında grubun tüm uyarılara rağmen yürüyüşe geçtiğini ve grup içerisinden bazı şahısların kendilerine yaralayıcı cisimleri fırlattığını iddia ederek, yaralandığını ve sanıklardan şikayetçi olduğunu kaydetti.
Yargılananlar ise polis memurunun beyanlarını kabul etmedi.
'MÜVEKKİLİM İŞKENCE GÖRDÜ'
LGBTİ'+ İsmail Temel'in avukatı Eylem Zengin de savunmasında müvekkilinin gösteri yürüyüşü bittikten sonra polis tarafından gözaltına alındığını ve buna ilişkin suç duyurusunda bulunulduğunu beyan ederek, "İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İsmail Temel hakkında ve işkence yaptığını iddia ettiğimiz polis memurları hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Buna rağmen görevi yaptırmamak için direnme suçundan dava açılmış olması da hukuki bir çelişkidir. 2911 sayılı yasada kanuna aykırı bir toplantı ve gösteri yürüyüşünün hangi hallerde olacağı düzenlenmiş olup müvekkiller ve diğer sanıkların bu kapsamda hiçbir eylemi bulunmamaktadır. Beyanımızda geçen İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 08 Ağustos 2021 tarihli yok kararını ibraz ediyoruz" şeklinde konuştu.
'TAKİPSİZLİK KARARI TÜM SANIKLARI BAĞLAMALIDIR'
Duruşmaya katılmayan Melodi Zengin ve Tuğba Aratıcı'nın avukatı Müge Arslan da dosyadan yeni haberdar olduklarını ve vekaletnamelerini sunmak için süre talep ettiklerini ifade ederek müşteki beyanlarını kabul etmediklerini dile getirdi. Arslan, "Müşteki yalnızca yaralama suçundan davaya katılma hakkı bulunmasına rağmen diğer eylem bakımından da beyanda bulunmuştur. Yaralama suçunu da kimin gerçekleştirdiği belli değildir. Dosyadaki 18 sanık aynı eylemle yargılanmaktadır. Sanık İsmail Temel hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen takipsizlik karanı tüm sanıkları da bağlamalıdır" diye belirtti.
DURUŞMA ERTELENDİ
Savunmaların ardından savcı, müştekinin davaya katılma talebinin kabulüne karar vererek sanıklar ve müdafilerinin savunmalarını hazırlaması için süre verilmesini isteyerek, eksik hususların giderilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti sanık müdafilerin ek süre talebini kabul ederek müşteki polisin suçtan zarar görmesi ihtimaline binaen davaya katılmasına karar verdi. Duruşmaya katılmayan sanıkların ise bir sonraki duruşmada hazır edilmesine karar vererek, duruşmayı 13 Mayıs tarihine erteledi.
NE OLMUŞTU?
İzmir Kadın Platformu'nun, İstanbul Sözleşmesi'nin hedef alınmasına ilişkin Konak Alsancak'ta bulunan ÖSYM önünden başlatacağı yürüyüşü polis engelledi. Engellemelere tepki gösteren kadınlara polis müdahale etti. Müdahale sırasında, 17 kadın gözaltına alınırken, müdahale sırasında gözaltına alınmaya çalışılan İsmail Temel ise Epilepsi krizi geçirdigi için daha sonra ifadesi alındı. Alandaki diğer kadınlar ise, gözaltına alınan kadınların serbest bırakılması için oturma eylemi başlatmıştı. Gözaltına alınan isimler şöyle; Nihal Yılmazarslan, Nilgün Yılmazarslan, Tuğba Aratıcı, Alican Kelek, Melodi Zengin, Pınar Usta, Gözde Ece Yüksek, Evrim Çakır, Ebru Akeloğlu, Didar Gül, Zehra Hekimoğlu, Eylem Tunalı, Gizem Coşkun, Deniz Cesurer, Melda Barutçu, Cansu Ekmen ve Rengin Oğuz.