1 Ekim 2024 Salı

IŞID'lileri koruyan polisi mahkeme de koruyor

5 Haziran mitingine yönelik IŞİD'in bombalı saldırısında "görevi ihmal"den yargılanan polislere beraat kararı veren mahkeme, mağdur avukatlarının davaya katılımın habersiz düşürdü. Mahkeme başkanı avukatlara, "Ben kaldırdım, ama sizlere söylemedim, şimdi söylüyorum" dedi. 

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) 2015 Genel Seçimleri öncesi 5 Haziran'da yaptığı ve 5 kişinin katledildiği, 210 kişinin yaralandığı mitinge yapılan bombalı saldırıda "görevi ihmal"den yargılanan polislere beraat veren mahkeme, mağdur avukatlarının davaya katılımlarını habersiz düşürdü. Orhan Gönder isimli IŞİD'linin miting alanına koyduğu iki ayrı bombanın patlatılması öncesi Diyarbakır'da bir otelde konaklandığı bilinmesine rağmen hakkında işlem yapmayan 19 polis hakkında "görevi ihmalden" açılan soruşturmada Cumhuriyet Başsavcılığı, 5'ini kovuşturma dışı bırakırken, 14'ü hakkında iddianameyi mahkemeye sundu.

ZARAR GÖRENLERİN AVUKATLARININ KATILIMI KALDIRILDI
Diyarbakır 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başlanan polislerden 10'u hakkında beraat kararı verildi, 4'ü hakkında ise ayrı ayrı 2 ay 15 gün hapis cezası verilerek, hükmün açıklanması geri bırakıldı. Hapis cezası verilen polisler, Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulundu. 9. Ağır Ceza Mahkemesi de olay günü belediyenin çöpleri toplamadığında dair herhangi bir tutanak, emniyetten bu yönde bir bilgi gelmediği, o gün çöplerin toplanıp toplanmadığının tespitini dahil yapılmadığı halde, "belediyenin çöp toplamaması nedeniyle bombaların tespit edilemediği ve bundan dolayı polislere suç yüklenemeyeceği" yönünde karar vererek, cezayı bozdu. Bozma kararından sonra 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, 4 polis hakkında da beraat kararı verildi. Verilen beraat kararlarına itirazlar sürerken mahkeme heyeti, davada yaralananlar ve zarar gören müştekilerin davadaki katılımını kaldırdı.

Kararla birlikte davaya katılımları engellenen avukatlarından Mehmet Öner, sürece ilişkin Mezopotamya Ajansı'na değerlendirmelerde bulundu. Öner, verilen cezaya karşı tarafların itirazda bulunduğunu bunu inceleyen Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin işin esasına girmeden itirazı incelemesi gerekirken, işin esasına girerek kararı bozduğunu söyledi.

MAHKEME BAŞKANI: KALDIRDIM, SÖYLEMEDİM ŞİMDİ SÖYLÜYORUM
Bozulma kararının verilmesinden sonra başlayan yeniden yargılama için duruşmaya gittiklerinde başından beri müşteki sıfatıyla kabul edilen katılma taleplerinin düşürüldüğünü öğrendiklerini ifade eden Öner, "Duruşmaya gittiğimizde mahkeme, 'Sizin katılan talebinizi kaldırdım' dedi. 'Neden kaldırdınız? Kaldırma kararı bize tebliğ edilmedi' dedik. 'Ben kaldırdım, ama sizlere söylemedim, şimdi söylüyorum' dedi" diye konuştu.

'DEVLET KENDİ POLİSİNİ KORUMA YOLUNA GİTTİ'
Dosyada katılımlarının kaldırılmasının "cezasızlık politikasının" devamı olduğunu vurgulayan Öner, "Cezasızlık mevzusu burada da kendini gösterdi. Verilen ceza kötü bir ceza olsa da, az bir ceza olsa da burada devlet, katliamın gerçekleşmesinde etkisi olan kendi polisini koruma yoluna gitti. 5 kişinin öldüğü onlarca kişinin ağır yaralandığı bu olayda devlet, vatandaşa karşı kendi polisini koruma yoluna gitti ve insanların mağduriyetini görmezden geldi" diye konuştu.

'HAGB'YE DEFALARCA İTİRAZ ETTİK'
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına kendilerinin de farklı dosyalarda defalarca itiraz yoluna gittiklerini ancak Ağır Ceza Mahkemeleri'nin işin esasına girmediğine işaret eden Öner, 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin suçu belediyeye atarak işin esasına girip hükmü bozduğunu hatırlattı. Öner, "Şimdiye kadar biz, defalarca bu hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararlarına karşı itirazda bulunduk. Hiçbirinde şimdiye kadar böyle bir esasa girilmedi. Böyle bir cezayı kaldırmak girişiminde bulunmadı. Buna rağmen bu dosya bu şekilde bir yoruma gitmesi, yargılamayı yapması asıl niyetin ne olduğunu gösterdi. Devlet, burada görev alan polisini, askerini hiçbir şekilde mağdur etmeyeceğini, isterse suç işlesinler, isterse katliam yapsınlar veya katliamda etkili olsunlar, bu şekilde mağduriyetlere sebebiyet verseler dahi arkasında olduğunu, sahiplendiğini bir kez daha gösterdi" ifadelerinde bulundu.

'DÖNEMİN BELEDİYESİNİN HDP OLMASINDAN, KIŞKIRTMA AMAÇLI'
Cezanın bozulmasına gerekçe yapılan ve bundan dolayı polislere suç yüklenemeyeceği hükmünü veren 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosyada bulunmayan ve olup olmadığı belli olmayan "çöp toplama" deliline dayandığını ifade eden Öner, "Belediyenin çöpleri toplamadığına ilişkin ne bir tutanak var ne de o dönem emniyetin böyle bir ihbarı ve şikâyeti var" dedi. Çöp toplamayla belediyenin suçlanmasının altında o dönem büyükşehir ve ilçe belediyelerinin HDP'nin elinde olmasından kaynaklandığını vurgulayan Öner, şöyle devam etti: "Buna hukuken yorum yapmak mümkün olmadığı gibi mantıkta da bir yeri yok. Bu, biraz da o dönemin belediyesinin HDP'de olmasından kaynaklı, biraz kışkırtma amaçlı, müştekilere faili saptırma ve farklı yöne çekme, tahrik etme amacı taşımaktadır. Bununla da hem böyle bir amaç güdüldü, hem de kendi polisini askerini kurtarmak için bir bahaneden başka bir şey değildir. Bunun başka açıklaması olamaz."

Saldırının meydana gelmesinde bir güvenlik zafiyeti olduğunu sözlerine ekleyen Öner, şunları söyledi: "Sen alanın güvenliğini sağlamakla görevliysen ve bu alanda böyle bir tehlike oluyorsa insanlar ölüyorsa, yaralanıyorsa, bir katliam oluyorsa demek ki birileri görevini yapmamıştır, ihmal etmiş demektir. Mademki bunlar yapmadı, bunlar görevini imal etmedi, o zaman ihmal edeni bulup, cezalandırma yoluna gitmemen lazım." 
 
Öner, daha önce 10 polis hakkında verilen beraat kararını istinafa taşıdıklarını, daha sonra beraat ettirilen 4 polis hakkındaki kararı ise İstinaf Mahkemesi'ne taşıyacaklarını belirterek, sürecin takipçisi olacaklarını söyledi.