30 Eylül 2024 Pazartesi

İşgal saldırıları Almanya ve İngiltere'de protesto edildi

Türk devletinin Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik işgalci saldırıları Almanya ve İngiltere'de protesto edildi. Alman devletine Türk devletine askeri desteğini sona erdirme çağrısı yapılan eylemlerde, Kürt halkına yönelik saldırılara Rusya, NATO, BM  ve AB'nin ortak olduğuna dikkat çekildi. Eylemde, faşizme ve işgalci saldırılara karşı mücadele çağrısı yapıldı.

Almanya'nın pek çok kenti ve İngiltere'nin başkenti Londra'da yapılan eylemlerle, Türk devletinin Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik katliam saldırıları protesto edildi.

Almanyanın Berlin, Hannover, Stuttgart, Kiel, Saarbrucken, Darmstadt kentlerinde yapılan eylemlerde, Alman devletine Türkiye'ye silah sevkıyatını durdurma çağrısında bulunuldu.

ALMAN HÜKÜMETİNE SİLAH SEVKIYATINI DURDUR ÇAĞRISI
Nav-Berlin, Dest-Dan Kadın Meclisi ve PYD Berlin temsilciliğinin çağrısıyla Alexanderplatz'da bir araya gelen Kürdistanlılar ve devrimciler, açıklama yaptıktan sonra yürüyüş düzenledi.

Tertip Komitesi adına yapılan açıklamada, "Türkiye'nin Kürdistan'ı işgal saldırısına karşı Rojava'yı savun" çağrısında bulunuldu. Almanca yapılan açıklamada, Türk devletinin saldırılarına karşı uluslararası kamuoyunun sessizliğine tepki gösterildi, "Bu bir skandaldır. Türkiye'nin Kürdistan'daki savaşına karşı uluslararası tepki, tüm bu koşullara rağmen onlarca yıldır yok. Ancak Türk hükümeti bu savaşta yalnız hareket etmiyor. Askeri olarak NATO'ya entegre ve ekonomik olarak özellikle Almanya'ya bağlı. Bu doğrultuda, büyük askeri eylemleri müttefikleriyle koordine ediyor. Bu aynı zamanda Alman hükümetinin Ankara üzerinde etkisi olduğu anlamına geliyor. Biliyoruz ki Alman hükümeti, üzerinde uygun bir baskı oluşturmadığımız sürece net bir pozisyon almayacaktır. Alman hükümeti, Erdoğan rejimine yönelik yatıştırma politikası ile Ankara'nın Kürdistan'daki savaş rotasına uzun süredir pasif destek veriyor" denildi.

Açıklamada, Alman hükümetinin Erdoğan rejimi ile yaptığı silah anlaşmaları hatırlatıldı, Alman hükümetine Türkiye'ye desteğine ve silah sevkıyatına son vermesi çağrısında bulunuldu. Türk devletinin çetelerle işbirliği içindeki saldırılarına karşı sokağa çıkma, örgütlenme çağrısı yapılan eylemde, enternasyonalist dayanışmanın önemine işaret edildi.

Açıklamanın ardından "Berxwedana Kobanê parastina mirovahiyê ye", "Berlin ist Kobanê-Berlin Kobanê ye", "Defend Kurdistan gelen die türkische Besatzung" pankartlarını taşıyan kitle Brandenburger Tor'da bulunan Rus Elçiliği önüne yürüdü. Yürüyüşte sık sık, "Bijî berxwedana Rojava", "Bijî berxwedana QSD", "Bijî berxwedana YPG", "Şehîd namirin" sloganları atıldı.

Sosyalist gençlik örgütü Young Struggle'ın da bayraklarıyla katıldığı eylemde PKK yasağına karşı imza da toplandı.

'ROJAVA ETRAFINDA KENETLENELİM'
Hannover Hauptbahnhof önünde bir araya gelen Kürtler ve devrimciler, Rojava'ya saldırıları miting ve yürüyüş ile protesto etti.

Die Linke adına Manuela Mast, Rojava'ya yönelik saldırılara karşı tek ses olmanın önemine vurgu yaptı, "Sessiz kalmak suça ortak olmaktır. Sessizlik öldürüyor, bunu görün artık. Tüm parti ve örgütler birleşmeli ve tepkisini ortaya koymalıdır. Bugün birlik olma günüdür. Ben insanım diyen herkesin Rojava etrafında kenetlenmesi artık zorunlu bir hal almıştır" dedi.

Miting sonrası "Bijî serok Apo", "Bijî berxwedana Kobanê" sloganları ile yürüyüş düzenlendi.

'ROJAVA'YI SAVUNMAK İÇİN DİRENİŞİ BÜYÜTELİM'
Saarbrücken kentinde ise Rojava Komitesi'nin çağrısıyla miting düzenlendi. Komite adına söz alan Dexil Rojava, Türk devletinin Rojava'ya yönelik saldırılarını NATO ve Rusya'nın desteğiyle gerçekleştirdiğini söyledi.

MLKP adına yapılan konuşmada da Rojava'yı savunmak için Avrupa'da direnişin büyütülmesi çağrısında bulunuldu. Miting, "Bijî berxwedana Rojava", "Bijî serok Apo", "Diktatör Erdoğan" ve "Katil Erdoğan" sloganlarının ardından sona erdi.

'BM VE AB SESSİZ KALARAK KÜRTLERİN KATLEDİLMESİNDE ROL OYNUYOR'
Kiel'de merkez tren istasyonu önünde Kiel Kürt Kültür Merkezi tarafından düzenlenen eyleme, Kiel Alevi Derneği, Kiel Jiyana Jin, Kiel Antifa, AVEG-KON, Defend Kurdistan ve Alman antifaşistler katıldı.

Kürtçe ve Almanca açıklamada Türk devletinin Rojava'ya ve gerilla alanlarına saldırılarına tepki gösterildi. Kimyasal silah kullanımına dikkat çekilen açıklamada, BM ve AB'nin sessizlikleriyle Kürtlerin katledilmesinde rol oynadıkları vurgulandı.

'HAVA SAHASI KAPATILSIN'
Stuttgart'da ise Defend Rojava İnisiyatifi tarafından miting düzenlendi. Schlossplatz'ta gerçekleştirilen mitingde, Almanca bildiri okundu, atılan sloganlarla Türk devletinin saldırılarına karşı hava sahasının kapatılması çağrısında bulunuldu.

MLKP güçlerinin de katıldığı mitingde, PKK'nin yasaklı örgütler listesinden çıkarılması için imza toplandı.

'NATO FİNANSE EDİYOR TÜRKİYE BOMBALIYOR'
Darmstadt'ta merkezi tren istasyonu önünden başlatılan yürüyüşte, "NATO finanse ediyor, Türkiye bombalıyor" sloganı atılarak, Alman devletinin Türk devletiyle işbirliği teşhir edildi.

Yürüyüş süresince yapılan konuşmalarda, yıllardır Türk devletinin çetelerle işbirliği yaparak Rojava'yı işgal etmek için bombaladığı belirtildi.

Yürüyüşün ardından düzenlenen mitingde HDP eski milletvekili Faysal Sarıyıldız söz aldı. Türk devletinin Kürdistan'da suç işlediğini, Kürt çocuklarını katlettiğini belirten Sarıyıldız, Türk devletinin Güney Kürdistan'da kimyasal silah kullandığını ve Hesekê'de okul bombalayarak çocukları katlettiğini vurguladı.

'FAŞİZME GEÇİT VERMEYECEĞİZ'
İngiltere'nin başkenti Londra'da da Kürt Halk Meclisi'nin çağrısıyla Wood Green Kütüphanesi önünde bir araya gelen kitle, YPG ve YPJ flamaları ile Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarını taşıdı.

Sık sık, "Terörist Erdoğan", "Kürdistan'a yönelik işgale son", "Bijî berxwedana Rojava" sloganlarının atıldığı eyleme, AVEG-KON'a bağlı Göçmen İşçiler Kültür Derneği (GİK-DER) de katıldı. GİK-DER adına bir konuşma yapan İbrahim Avcıl, Türk devleti ve Erdoğan rejiminin Kürt halkına karşı geliştirdiği işgalci saldırıya karşı yekvücut olacaklarını ve faşizme geçit vermeyeceklerini vurguladı.

Kürt Halk Meclisi adına söz alan Ercan Akbal da Türk devletinin işgal saldırılarına karşı Kürdistan'ı savunmanın aynı zamanda özgürlüğü, demokrasiyi, eşitliği savunmak anlamına geldiğinin altını çizdi.

Eylem yapılan konuşmaların ardından alkış ve sloganlarla sona erdi.