25 Eylül 2024 Çarşamba

'İnsan onurunu korumaya devam ediyoruz'

İHD ve TİHV, İnsan Hakları Haftası dolayısıyla bir çok ilde yaptığı basın açıklamalarıyla, 11 ayda yaşanan hak ihlallerine dikakt çekti. İhlallerin yaygın ve sistematik bir hal aldığına dikkat çekildi, önlenmesine yönelik siyasi bir iradenin görülmediğine işaret edildi.

İnsan Hakları Derneği, 10- 17 Aralık İnsan Hakları Haftası dolayısıyla bir çok ilde basın açıklaması ve eylemler gerçekleştirdi. 

İSTANBUL
İHD İstanbul Şubesi ve TİHV, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından ilan edilen haftanın startını Sultanahmet Meydanı'nda yaptığı basın açıklamasıyla verdi. 

"İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin Kabulünün 71. yılında barış, özgürlük, eşitlik, adalet için" pankartının açıldığı eylemde, hak ihlallerine dikkat çekilen dövizler de taşındı.

'DÜNYANIN HER YERİNDE HALKLAR İTİRAZI YÜKSELTİYOR'
Açıklama yapan İHD İstunbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri, günümüzde güçlü devletlerin bir araya gelerek oluşturduğu askeri ve ekonomik birlikteliklerin insan hakları ile özgürlükleri önünde engel olduğuna dikkat çekti, olumsuzluklara karşı dünyanın her yerinde halkların itirazlarını yükselttiğini söyledi. 

Türkiye'nin 2016'dan beri OHAL rejimi ile yöneltildiğinin altını çizen Yoleri, "Bu süreç, siyasal iktidarın gücünü sınırlandıran anayasacılık ilkesinin terkedilmesine, böylece hem hukukun hem de kurumların baskıcı rejimin birer 'aracı' haline getirilerek keyfiyetin ve belirsizliğin kamusal alana hakim kılınmasına yol açmıştır" diye konuştu.

Hak ihlallerinin "insan eliyle gerçekleştiği için önlenebilir" olduğuna dikkat çeken Yoleri, kötü süreçlerin son bulması için demokratik ve insan haklarına dayalı ortak bir yaşam ideali için çaba göstereceklerini vurguladı.

'GÜVENLİK POLİTİKALARI UĞRUNA İNSAN HAKLARI FEDA EDİLDİ'
TİHV Genel Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, 21. yüzyılda güvenlik politikaları uğruna insan haklarının feda edildiğini kaydetti.

İHD ve THİV tarafından hazırlanan raporlara her yıl sayfalar eklendiğini kaydeden Fincancı, "Bu rapor güvenlik politikalarının bir sonucudur" dedi. Fincancı şöyle devam etti: "Biz güvenlik politikalarına dur demezsek, daha çok ihlalle karşı karşıya kalacağız. Bildirge, 'hak ihlallerine yol açan devlet barsa bu devletlere karşı direnmeyi hak sayar'. Bu nedenle dayanışma göstererek direnmek gerekir. Çünkü bizi bölerek yönetenlere karşı mücadele etmemiz gerek."

İZMİR
İHD, TİHV, ÇHD ve ÖHD İzmir Şubeleri, İHD Şube binasında basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında TİHV Yönetim Kurulu Üyesi Coşkun Üsterci, hak ihlallerine ilişkin hazırlanan raporu okudu.

15 Temmuz darbesinin ardından ilan edilen OHAL'in kalıcılaştığını belirten Üsterci, 2019 yılının ilk 11 ayında yaşanan yaşam hakkı ihlallerine ilişkin bu bilgileri verdi: "Kolluk güçlerinin yargısız infazı, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 10 kişi yaşamını yitirmiş, 4 kişi de yaralanmıştır. Silahlı çatışmalar nedeniyle en az 97 güvenlik görevlisi (88 asker, 7 polis, 2 korucu), 362 militan, 30 sivil olmak üzere toplam 489 yaşamını yitirmiştir. Bu dönemde en az 154 asker, 13 polis ve 7 korucu, 38 sivil olmak üzere toplam 212 kişi ise yaralanmıştır. Güvenlik güçlerine ait zırhlı araçların çarpması sonucu en az 2 kişi yaşamını yitirmiş, 2 kişi de yaralanmıştır. Mayın ve sahipsiz bomba vb. patlaması sonucu 3 kişi yaşamını yitirmiş, 3 kişi de yaralanmıştır. Cezaevlerinde hastalık, intihar, şiddet vb. çeşitli gerekçelerle en az 38 kişi yaşamını yitirmiş, 5 kişi de yaralanmıştır. Zorunlu ya da muvazzaf olarak askerlik görevini yaparken en az 17 kişi şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiş, 6 kişi de yaralanmıştır.  İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin verilerine göre iş kazaları/cinayetleri sonucu Türkiye'de 2019 yılının ilk 11 ayında en az 1606 işçi yaşamını yitirmiştir. 2019 yılının ilk 11 ayında ise en az 305 kadın erkek şiddeti sonucu öldürülmüştür."

Bu yıl işkence ve kötü muamelenin de artığına dikkat çeken Üsterci, hapishanelerde tutsaklara yönelik işkencenin de arttığını belirtti.

Üsterci, kadına yönelik şiddetin de artığını kaydetti ve 11 ayda 305 kadının erkek şiddeti nedeniyle yaşamını yitirdiğini söyledi.

ADANA
İHD Adana Şubesi de Adana Büyükşehir Belediyesi'nin önünde açıklama yaptı. 

Çok sayıda kurum temsilcisinin katıldığı eylemde açıklama yapan İHD Şube Başkanı İlhan Öngör, "Türkiye’de şu anda tüm sosyal ve ekonomik yaşam alanında hak ihlalleri ile dünyada en üst sıralarda yer almaktadır. Her yıl artarak devam eden kadına karşı şiddet ve öldürme, çocuk tacizleri, emek sömürüsü, doğa katliamları, rant ekonomisine dayalı yolsuzluk ve neticede yoksullaşma, cezaevlerinin adeta işkencehanelere dönüşmüş olması, nefret söylemi ve ayrımcılık, KHK zulmü ile işinden ekmeğinden edilmiş binlerce emekçinin varlığı  vb. bir çok alanda hak ihlalleri yaşanmaya devam etmektedir" dedi.

Öngördü, insan hakları savunucuları olarak, geçmişten bugüne ağır bedeller ödenerek elde edilen insan hakları mücadelesinin kazanımlarına sahip çıkacaklarını ve mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti.

DİYARBAKIR
İHD, TİHV, Diyarbakor Barousu, Diyarbakır Tabip Odası ve HAK İnisiyatifi, Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde basın açıklaması yaptı.

Yapılan açıklamada, Türkiye'de insan hakları ve demokratik değerlerin ihlal edilmesinin en önemli nedenlerinden birinin Kürt sorunu olduğu belirtildi. Açıklamada şunlar kaydedildi: "Siyasi iktidarın Kürt meselesine yönelik müzakere ve çatışma çözümü yöntemini kullanmak yerine kayyum atamaları ile siyasetçilere yönelik keyfi ve muğlak tutuklama ve yargılamalar ile iç siyasetine yön verdiği, Suriye'nin kuzeyine yönelik sürdürdüğü politika ile dış siyasetine yön vermek gayesiyle hareket ettiğini göstermektedir. Kürt meselesinin çözümü şiddetle değil, haklar bakımından eşitliği içeren bir sivil demokratikleşme yaklaşımı ile mümkündür."

İhlallerin yaygın ve sistematik bir hal aldığına dikkat çekildi, önlenmesine yönelik siyasi bir iradenin görülmediğine işaret edildi. 

Açıklamada, şu talepler sıralandı:

-Türkiye'nin insan hakları ve demokrasi sorununda en önemli konu Kürt sorunudur. Bu nedenle çatışma ve şiddet ortamının bir an önce son bulmasını, kalıcı bir çatışmasızlık halinin ve çözüm sürecinin yeniden müzakere edilmesini umuyoruz.

-HDP'li belediyeler yönelik kayyım atamaları, seçmen iradesine yönelik bir müdahale olup anti-demokratiktir ve hukuk dışı bir uygulamadır. Kayyım uygulamalarından derhal vazgeçilmeli ve görevden alınan tüm belediye başkanları ile meclis üyeleri görevlerine iade edilmelidir.

-Devlet, kadına karşı şiddeti ve cinayetleri önlemek için her türlü tedbiri almalıdır. Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırmak için politikalar üretmelidir. Kadına karşı şiddet uygulayan failler hakkında etkili cezalandırma yoluna gidilmeli ve cezasızlık politikalarından vazgeçilmedir.

-Çocuk hakları güvence altına alınmalı, çocuğun üstün yararını gözeten ve çocuk cinsel istismarına karşı politikalar üretilmeli, uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülükler yerine getirilmelidir.

-Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve anayasaya göre, işkencenin mutlak olarak yasaklandığını buradan bir kez daha hatırlatmak isteriz! İnsanlık dışı yöntemlere derhal son verilmeli, bu yöntemlere başvuranlar görevlerinden alınmalı ve yargı karşısına çıkarılarak cezalandırılmalıdır.

-Bizler insan hakları savunucuları olarak, hayatımızdaki ihlallerin insan eliyle gerçekleştirdiğinden dolayı önlenebilir olduğuna inanıyoruz. Her koşul altında dil, din, ırk, milliyet, cinsiyet, etnik ve kültürel farklılık ayrımı yapmadan, yaşam hakkının kutsal olduğu vurgusunda bulunuyor ve özgürlüklerle dolu, onurlu bir yaşam temenni ediyoruz."

BATMAN
İHD Batman Şubesi, şube binasının önünde açıklama yaptı.

Önlük giyen İHD üyeleri, "Bu toprakların eşitlik, özgürlük, demokrasi için, insan hakları için barışa ihtiyacı var" yazılı dövizler taşıdı.

Açıklama yapan İHD Batman Eş Başkanı Avukat Devran Yıldız, 2019 yılında yaşanan hak ihlallerine dikkat çekti.