23 Eylül 2024 Pazartesi

'İlişkilerin sürmesi İsrail devletine imdat eli uzatmaktır'

Siyonist İsrail devletinin "demokratik devlet" imajıyla kendisini ambalajladığını ve işlediği savaş suçlarının üstünü örtmeye çalıştığını kaydeden BDS Türkiye gönüllülerinden Ümit Doğru, Türkiye başta olmak üzere birçok devlet ve tekelin İsrail'le ekonomik, siyasi ve ticari ilişkisini sürdürdüğünü belirtti. "Bu da işgal devletine savaşta imdat eli uzatmak manasına gelir" diyen Doğru, halkların devletlere ve şirketlere İsrail'le tüm ilişkilerin kesilmesi için baskı yapması gerektiğini kaydetti. Doğru, siyonist İsrail'e Filistin halkına yönelik katliamlarını durdurmak için boykot ve blokaj çalışmalarına destek verilmesi çağrısı yaptı.

Siyonist İsrail'in Filistin halkına yönelik soykırım saldırıları sürüyor. 75 yıldır kendi kaderini tayin hakkı için direnen Filistin halkı, 7 Ekim'den bu yana dünyanın gözleri önünde bir kez daha toprağı ve özgürlüğünden vazgeçmeyeceğini gösteriyor.

Filistinli 14 direniş örgütünün başlattığı Aksa Tufanı operasyonunu gerekçe gösteren siyonist İsrail devleti, emperyalistlerin de desteğiyle soykırım saldırılarına başladı. 16 yıldır yoğun ablukadaki Gazze'de hastaneler, okullar, camileri bombaladı, sivil halkı katletti. Ablukadaki kentte sınırlı erişimi olan tıbbi malzeme, elektrik, su, gıda malzemesi, internet de kesilerek savaş suçlarına yenileri eklendi.

ÇOK SAYIDA ŞİRKET VE DEVLET İSRAİL'E DESTEK VERİYOR
Siyonist İsrail bu suçların hepsini emperyalist devletlerin desteğiyle sürdürüyor. ABD siyonist İsrail'e açıktan destek verirken, Türkiye gibi devletler ise Filistin halkı için timsah gözyaşları döküyor ancak işgalci ve sömürgeci İsrail'le ekonomik, ticari, siyasi, askeri ilişkilerini sürdürüyor. HP, Axa Sigorta, Siemens, Puma, Bemme Beauty, Pizza Hut, Carrefour, Papa Johns, Mc Donald's, Domino's Pizza, Burker King gibi tekeller siyonist İsrail devletine açıktan destek vererek Filistin halkına yönelik katliamın ortağı oluyor. 2005 yılında kurulan BDS Türkiye (Filistin için İsrail'e Boykot Girişimi) siyonist İsrail'e karşı boykot ve blokaj çağrısını yükseltiyor. Peki boykot ve blokajın ne gibi bir etkisi var, Filistin halkının direnişiyle nasıl bir dayanışma sergilemek gerekiyor? BDS Türkiye gönüllülerinden Ümit Doğru, ETHA'ya yaptığı değerlendirmelerinde, İsrail'le sürdürülen her ekonomik, ticari, askeri ve siyasi ilişkinin bu siyonist devlete imdat eli olarak sunulduğunu kaydetti.

'İSRAİL FİLİSTİN TOPRAKLARINI İLHAK ETME GÜDÜSÜYLE HAREKET ETTİ'
İsrail'in işgalci ve ırkçı bir devlet olarak Filistin halkına karşı yürüttüğü soykırım ve yerinden etme harekatının Filistinli direniş örgütlerinin 7 Ekim günü başlattığı operasyondan sonra başlamadığını, yıllardır katliamların devam ettiğini hatırlatan Doğru, "Meselenin tarihçesine kısaca bakarsak; 1918-1948 arasını kapsayan İngiliz manda yönetiminin himayesinde -daha sonra İsrail devletini kuracak paramiliter örgütler aracılığıyla- Filistinlilere karşı katliam ve göçe zorlama pratikleri sergilenmişti. 1948'de ise uluslararası düzenin ve kurumların teşvikiyle, İsrail kendini bir devlet olarak ilan etmiş, Filistin halkına karşı etnik temizlik ve yerinden etme politikasını sistematik hale getirmişti. 1948'den günümüze de İsrail devleti, sürekli olarak Filistin topraklarını ilhak etme ve bu toprakları Filistinlilerden temizleme güdüsüyle hareket etti" dedi.

'SİLAHLI ÖRGÜTLERLE FİLİSTİN DİRENİŞİ YENİ BİR DÜZEYE TAŞINDI'
Yüz yıla yayılan bu süreçte, Filistin halkının, kendisini yok etmeye odaklanmış işgal rejimine direnmekten asla geri durmadığının altını çizen Doğru, manda döneminden başlamak üzere, topraksızlaştırılmaya, tehcire ve demografik dönüşüme karşı grevlerle ve kitlesel gösterilerle Filistin halkının tepkisini ortaya koyduğunu hatırlattı. 1948'den sonra İsrail'in Batı'nın yoğun askeri ve siyasi desteğiyle yürüttüğü saldırılara karşılık, Filistin halkının kendini savunmak ve davasını dünyaya duyurmak amacıyla, özgücüne dayanan silahlı örgütler kurduğunu ve direnişini yeni bir düzeye taşıdığını kaydeden Doğru, "Filistinlilerin işgale ve etnik temizliğe karşı silahlı direnişi elbette politik dönüşümler de geçirerek bugünkü şekline geldi. 7 Ekim'de Kassam Tugayları'nın hamlesinin ertesinde müşahede ettiğimiz gibi Filistin direnişi, neredeyse tüm siyasi eğilimleri kapsayan grupların birlikte hareket ettiği Ortak Operasyon Odası'nda cisimleşti. Burada belirtmekte fayda var; İsrail devleti, 1948'den bu yana kendisini mahkum eden hiçbir uluslararası yargı kararını tanımadı ve bundan dolayı elle tutulur bir yaptırıma uğramadı. Hala her gün yeni bir savaş suçu işlemekte. Oysa Filistin direnişinin meşruiyeti, uluslararası hukukun 'işgale karşı direnme hakkı' ilkesine dayanmakta" ifadelerini kullandı.

'İSRAİL DEMOKRATİK DEVLET İMAJINI AMBALAJLAMAKTA'
Katliamcı siyonist İsrail devletinin, bir askeri savaş makinesi olduğunu vurgulayan Doğru, "Filistinlileri kıyımdan geçirip toprağından koparırken, diğer yandan kendisini 'demokratik devlet' imajıyla ambalajlamakta. Örneğin; çeşitli çalışmalarla kültür sanata, çevreye, LGBTİ+ haklarına saygılı bir devletmiş görünerek uluslararası toplumda saygınlık ve meşruiyet aramakta" dedi.

'BDS HAREKETİNİN KAMPANYALARIYLA İSRAİL'İN İTİBARI ZEDELENDİ'
BDS'yi 2005 yılında 170'i aşkın Filistinli kitle örgütü, sendika ve partinin çağrısıyla kurduklarını hatırlatan Doğru, amaçlarının işgalci ve sömürgeci İsrail devletini yalnızlaştırmak ve baskı altına alarak Filistin halkının tarihsel haklarına erişmesini sağlamak olduğunu vurguladı. İsrail'in ırkçı, ayrımcı, işgalci ve sömürgeci karakterini her fırsatta teşhir ederek, işgal rejimiyle devlet, şirket ve kurum düzeyinde kurulan her türlü ilişkinin bu rejimi onaylayan ve güçlendiren misyona sahip olduğuna dikkat çektiklerini kaydeden Doğru, suç ortaklığı bağlarını kesmeye odaklandıklarının altını çizdi. Doğru, şöyle devam etti: "BDS hareketinin kampanyalarıyla itibarı zedelenen ve büyük ekonomik kayba uğrayan İsrail devleti, BDS'yi kendine ana tehditlerden biri olarak görmekte ve faaliyetlerini yasaklatmak için büyük çaba sarf etmektedir. Bunun için de özellikle Batı devletlerinde, BDS hareketine antisemitik damgası vurulmaya çalışılıyor. Oysa BDS hareketi açıkça -İslamofobi ve antisemitizm dahil- her tür ırkçılık biçimini kategorik olarak reddediyor. BDS kimlikleri değil, suç ortaklığını hedef alıyor. Artan sayıda sömürgecilik karşıtı Yahudi-İsrailli'nin BDS hareketine desteği de bunu kanıtlamaktadır."

'FİLİSTİN HALKI 75 YILDIR DİRENİYOR'
"Filistin direnişi elindeki tüm imkan ve araçlarla, kendi toprağında özgürce yaşama arzusunu yitirmeyeceğini ortaya koymuştur" diyen Doğru, Filistin halkının bugün olduğu gibi 75 yıldır soykırımcı ve işgalci İsrail'e direndiğinin altını çizdi.

'HALKLARIN DEVLETLERE, ŞİRKETLERE BASKI YAPMASI ACİL BİR GÖREVDİR'
Ancak Gazze'nin 16 yıllık yoğun ablukanın ardından bugün tamamen susuz, elektriksiz, yakıtsız bırakıldığına dikkat çeken Doğru, şöyle devam etti: "2 milyonu aşkın insan ekmek ve su bulamaz hale gelmiş, çoğu bombalanan hastanelerde ilaç stoku tükenmiştir. 2 milyon insan, dünyanın gözü önünde soykırıma tabi tutulmaktadır. Bu şartlar dahilinde Filistin halkına el uzatmanın yolu kınama ve temennilerden öteye geçmek zorundadır. İsrail'in yürüttüğü soykırıma karşı, halkların ambargo ve yaptırım uygulanması için devletlere ve şirketlere baskı yapması acil bir görevdir."

'TÜRKİYE İSRAİL'E SAVAŞTA İMDAT ELİ UZATIYOR'
Türk devletinin politikalarına da işaret eden Doğru, "İçinde yaşadığımız Türkiye devleti de bugün itibariyle İsrail'le olan ilişkilerini sürdürmekte, her gün onlarca ticari gemiyle İsrail'e gıda, yakıt ve askeri amaçla kullanılan (çelik, kimyevi maddeler) hammadde taşımaktadır. Bu da işgal devletine savaşta imdat eli uzatmak manasına gelir. Filistin halkının talebi üzerine bu ticaretin derhal durdurulması gerekiyor. Yine Türkiye devletinin onayı ve teşvikiyle başta Zorlu, Yılmazlar gibi pek çok holding İsrail'de devasa yatırımlar yapmakta. İnşaat ve enerji alanında işgal devletine katkı sunmaktadır. BMC ve Otokar gibi şirketler de İsrail ordusuyla ortak askeri araç üretimi anlaşmaları yapmaktadır" bilgilerini paylaştı.

'BOYKOT ÇAĞRILARINA SES VERELİM'
BDS Türkiye ve uluslararası BDS hesaplarından işgale katkı sunan şirket, kurum ve devletleri teşhir ettiklerini kaydeden Doğru, Filistin halkıyla dayanışma göstermek isteyen herkesi, boykot çağrılarına ses vermeye, işgale destek veren tüm kurum, şirket ve devletleri baskı altına almaya çağırdı.