22 Eylül 2024 Pazar

'İliç'teki felaketin sorumluları hesap verecek'

İliç'teki maden katliamını protesto eden emek ve meslek örgütleri, "Bir kez daha sesleniyoruz; madenlerimiz ulusal ve uluslararası sermaye gruplarının yağma alanı olmaktan çıkarılmalı, İliç'te yaşanan felaketin tüm sorumluları yargı karşısında hesap vermeli, tüm ÇED kararları kararı iptal edilmeli ve işletme derhal kapatılmadır" ifadelerini kullandı.

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB'nin çağrısıyla İliç'te yaşanan maden katliamı Kadıköy rıhtımda protesto edildi. "Erzincan, İliç'te göz göre göre gelen felaketin sorumluları hesap verecek" pankartı açılan eyleme Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Kezban Konukçu ve çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.

Eylemde söz alan Birleşik Metal-İş Sendikası Başkanı Özkan Atar, KESK İstanbul Şubeler Platformu adına Barış Uluocak ve İstanbul Tabip Odası adına Osman Küçükosmanoğlu, bu katliamın göz göre göre geldiğini belirterek, tüm failler yargılanana kadar mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.

Basın açıklamasını okuyan TMMOB İKK Sekreteri Seyfettin Avcı, Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler Kompleks Maden işletmesinin faaliyete girdiği 2008 yılından beri sıklıkla çevresel felaketlerle anıldığına dikkat çekti. Bu maden işletmesinde gerçekleştirilen sömürge madenciliğiyle hem doğanın hem insan yaşamının katledildiğini ifade eden Avcı, Erzincan'da yaşananların ilk olmadığını kaydetti.

'UYARILAR GÖZ ARDI EDİLDİ'
"Faaliyete girdiği yıldan bugüne, mevzuat dolanılarak parça parça hazırlanan projelerle devasa nitelik kazanan Çöpler Kompleks Maden İşletmesinin yarattığı tahribat ve oluşturduğu tehlikeye karşı tüm uyarılar göz ardı edilmiş, bugün yaşanan felakete yol açılmıştır" diyen Avcı, madene kapasite artışı için verilen "ÇED olumlu" kararlarına karşı açtıkları davaları ve projenin çevre için ne kadar zararlı olduğuna dair uyarılarını hatırlattı.

Bu davalarda yargılama sürerken 2022'de yaşanan siyanür sızıntısına işaret eden Avcı, "Madende yaşanan suça konu olayların ülke genelinde yaygın tepkilere yol açmasının ardından yetkililer tarafından ancak olaydan günler sonra bir açıklama yapılabilmiş; yaşanan felaketin üzerinden geçen 5 günün ardından ancak şirket hakkında para cezası uygulanmış 'analiz sonuçlarına göre ise lüzum görülen alanlarda çevresel iyileştirme çalışmalarına devam edileceği' beyan edilmiştir. Ve yine ancak kamuoyunda tepkilerin büyümesi ve sürmesi ile yaşanan felaketin üzerinden geçen 6 günün ardından şirketin faaliyetlerinin durdurulmasına karar verilmiştir. Akabinde ise hiçbir şey olmamış gibi durdurma kararı kaldırılmış ve şirket faaliyetlerine devam etmiştir" ifadelerini kullandı.

'KOVUŞTURMAYA YER YOK KARARI VERİLDİ'
Savcılık tarafından Anagold Madencilik yöneticileri tarafından yürütülen soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini hatırlatan Avcı, diğer yetkililer hakkında ise herhangi bir değerlendirilme yapılmadığını kaydetti.

Dünyada 1971-2015 yılları arasında siyanür liçi yöntemiyle çalışan altın madenlerinin neden olduğu 11 çevre katliamı yaşandığını aktaran Avcı, "Atık havuzlarından sızıntı, başlangıçta yüksek siyanür derişimleri bozuluncaya kadar, akarsu ve göllerde balıkların, kuşların ve diğer canlıların ölümlerine neden olurken; yayılan ve yeraltı, yerüstü su kaynaklarını kirleten ağır metal bileşikleri de tarım ve hayvancılık yolu ile besin zincirine girerek insanlara ulaşmakta ve zaman içinde ortaya çıkan sağlık sorunlarına neden olmaktadır" dedi.

'İŞLETME DERHAL KAPATILMALI'
Avcı, şöyle devam etti: "Tüm bilimsel gerçeklere ve uyarılara rağmen bu yaşananların sorumlusu, faaliyeti yürütenler kadar yürümesine olanak sağlayan, izin verenler, ülkemiz kaynaklarının, doğamızın bir grup yabancı sermayenin çıkarları uğruna yağmalanmasına göz yuman siyasal iktidardadır. İvedilikle sonuçlandırılması yasa ile zorunlu tutulan davaları sürüncemede bırakan, uzamasına neden olan, üzerinden yıllar geçmesine karşın halen yürütmenin durdurulması talebini dahi karara bağlayamayanlardır. Bir kez daha sesleniyoruz; madenlerimiz ulusal ve uluslararası sermaye gruplarının yağma alanı olmaktan çıkarılmalı, İliç'te yaşanan felaketin tüm sorumluları yargı karşısında hesap vermeli, tüm ÇED kararları kararı iptal edilmeli ve işletme derhal kapatılmadır."

Eylem boyunca, "Katillerden hesabı emekçiler soracak", "Kader değil bu bir katliam", "Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek" sloganları atıldı.