7 Ekim 2024 Pazartesi

İkizköy direnişçisi Gümüşel: Bu direniş çok yaşamsaldır

İkizköy direnişçisi Deniz Gümüşel, Akbelen Ormanı'nın kömür madeni için yok edilmek istenmesine karşı başlatılan direniş nöbetini ve bu süreçten önce yaşananları anlattı. Gümüşel "Bu zaman kadar madenler için dört köy yok edildi. Şimdi de İkizköy yok edilmek isteniyor ama izin vermeyeceğiz." dedi.

Muğla'nın Milas ilçesinde İkizköy'de bulunan Akbelen Orman'larında, Yeniköy-Kemerköy Termik Santrallerine kömür temin edilmesi için maden ocağının açılmak istenmesine karşın, İkizköylüler ve yaşam savunucuları bölgede direniş nöbetine başladı.

Geçtiğimiz Cumartesi günü sabah saatlerinde ağaç kesimine başlanmasıyla birlikte Akbelen Ormanlarına bir çok kişi akın etmiş ve ağaç kesimi durdurularak, direniş nöbeti başlamıştı. Devam eden nöbette bu zaman kadar yaşanan süreci İkizköy Çevre Komitesi gönüllüsü Deniz Gümüşel, ETHA'ya anlattı.

'ŞİRKET TEHDİT YAZILARI GÖNDERDİ'
İkizköy'ün bir çok mevkisinin daha önce kamulaştırılarak yok edildiğini belirten Gümüşel, "Bu maden ocağı daha önce dört köyü yuttu. 2019 yılında Işıkdere mevkisi kamulaştırıldı. O süreçte şirketler, İkizköy'ün diğer mahallelerine de 'Arazilerinizi satın yoksa kamulaştırılacak' diye tehdit yazıları gönderdi." dedi.

Bölgedeki kömür madeninin yaklaşık 15 km büyüklükte olduğunu dile getiren Gümüşel, "Sekköy, Hüsamlar, Karacaağaç, Çakıralan köyleri daha önce maden tarafından yok edildi. Son olarak Işıkdere mezrası kamulaştırıldı, şimdi de İkizköy yok edilmek isteniyor." diye belirtti.

'ARTIK TOPRAĞIMIZDAN OLMAK İSTEMİYORUZ'
Arazileri zorla sattırılan ya da kamulaştırılan köylülerin göç etmek zorunda kaldığını dile getiren Deniz Gümüşel, "Burada yaşayan insanların bir kısmını Gökçeada'ya bile sürdüler. Tekrar bir köy hayatı kurup zeytinini, hayvancılığını devam ettirebilen kimse kalmadı. İkizköylüler tüm bunları gördüğü için 'Biz toprağımızı satmayacağız, kamulaştırmayı da kabul etmeyeceğiz. Artık toprağımızdan olmak istemiyoruz.' diyorlar. Bu direniş bu yüzdendir, çok yaşamsaldır. Çünkü bu araziler kamulaştırılır, bu orman yok olursa, burada yaşayan tüm insanların, tüm canlıların hayatları da yok olacak." şeklinde konuştu.

Deniz Gümüşel, ağaç kesiminin duyulmaması için ormanın derin yerlerinde kesim yapıldığını ve bu nedenle buna engel olabilmek adına kendilerinin fiili olarak ormanın içerisinde direniş çadırlarını kurduklarını dile getirdi.

DAVA SÜRECİ DEVAM EDİYOR
Orman Genel Müdürlüğü'nün bölge için 'Maden tahsis olur' kararı verdiğini ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından da bu kararın imzalandığını dile getiren Gümüşel, "Bu kararı öğrenir öğrenmez kararın iptaline dair dava açtık ve henüz devam ediyor. Öte taraftan maden süreçleri ise hukuksuz bir şekilde ilerletiyor, şirketler daha önce aldıkları maden ruhsatlarını birleştirerek, yeniden yağılması gereken ÇED kararlarından kaçıyorlar." dedi.

Orman Genel Müdürlüğü ekiplerinin Mart ayından beri Akbelen Ormanı'na gelerek keşif yaptıklarını ve köylülerin de hep birlikte buna karşı çıktığını belirten Deniz Gümüşel, "En son 15 Temmuz'da gelip kesime başlayacaklarını söylediler, tekrar bir araya geldik ve kesimi durdurduk. Orman Genel Müdürü ve yardımcıları hakkında da TCK 305. Madde uyarınca bir dava açtık. Kararlı duruşumuzun karşısında şimdilik ormandan çekildiler." diye kaydetti.

BİLİRKİŞİ KEŞFİ 30 TEMMUZ'DA
Akbelen Ormanı'nda maden tahsisinin iptali için açılan davanın bilirkişi keşfinin 30 Temmuz'da yapılacağını kaydeden Gümüşel, "Biraz olsun hukuk varsa; bu köyün suyunu sağlayan, arıcılık, hayvancılık yapılan 740 dönümlük eski ve doğal bir ormanın kömüre tahsis edilmesinin uygun olmadığını bilirkişi söylemeli. Ne olursa olsun bizler her şekilde, hem hukuki hem de fiili süreci devam ettireceğiz. İkizköy'ün yok olmasına izin vermeyeceğiz." şeklinde konuştu.