25 Eylül 2024 Çarşamba

İHD: OHAL kalktı ama hak ihlalleri sürüyor

İHD İzmir Şubesi, Ege Bölgesi'ndeki hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri raporunu açıkladı. OHAL'in kalkmasına rağmen hak ihlallerinin sürdüğü kaydedilen açıklamada,"Yetkililere tutukluların insan onuruna yakışır bir şekilde yaşama hakları olduğunu hatırlatırız" denildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Ege Bölgesi'ndeki hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. 

Buca Kırıklar F Tipi, Buca Açık Kapalı, Şakran T Tipi ve Kadın, Ödemiş T Tipi, Manisa T Tipi, Akhisar T Tipi, Menemen T Tipi, Menemen R Tipi, Bergama M Tipi, Denizli T Tipi, Denizli D Tipi, Aydın E Tipi, Manisa Alaşehir M Tipi ve Muğla Seydikemer Eşen T Tipi hapishanelerinde yaşanan ihlalleri kapsayan rapor, şube binasında düzenlenen basın toplantısında açıklandı.

İHD İzmir Şubesi Başkanı Avukat Zafer İncin, tutsak yakınları ve avukatları, hapishane ziyaretleri ve gönderilen mektuplar ile ilgili kurumların verdiği bilgiler üzerinden raporu oluşturduklarını söyledi.

Adalet Bakanılığı verilerine göre hapishanelerde, 260 bin 144 kişinin bulunduğunu, bunlardan 202 bin 434'ünün hükümlü, 57 bin 710'unun ise tutuklu olduğunu kaydeden İncin, 2018'in Kasım ayından beri bu sayının arttığını söyledi.

'DARP, İŞKENCE, AYAKTA SAYIM, YAYIN VE MEKTUP YASAĞI…'
OHAL kaldırılmasına rağmen hapishanelerde bir değişiklik yaşanmadığına dikkat çeken Av. İncin, raporda yer alan ihlalleri aktardı:

"Hücre cezaların sıkça verildiği, hücre cezaları nedeniyle infaz yakmalara devam edildiği, Yeni Yaşam ve Evrensel Gazeteleri verilmediği, tutukluların birbirleriyle ilişki kuramadıkları, atölye, spor ve kültürel çalışmaların engellendiği, ortak alanların kullandırılmadığı, tutukluların kendilerine masa ve sandalyelerin çok az sayıda verildiği veya verilmediği, tecrit uygulamalarının devam ettiği, darp, hakaret şeklindeki kötü muamele ve işkence uygulamaları olduğu, ayakta sayım dayatması olduğu, sevk taleplerinin gerçekleştirilmediği, gazete, dergi, radyo, kıyafet, mektup ve kitap kısıtlaması olduğu, süngerli oda uygulaması olduğu, çıplak arama dayatmasının devam ettiği, hasta tutukluların cezaevlerinde tutulmaya devam edildiği, ayrımcılık yasağına aykırı uygulanmaların gerçekleştiği, revire çıkartılmadıkları, yemek ve sıcak su gibi temel ihtiyaçların karşılanmadığı ve bunun ceza uygulaması şeklinde gerçekleştirildiği, görüşe çıkarılmadıkları, İletişim yasakları, ilaçların düzenli olarak verilmediği, aramaların keyfi olarak gerçekleştirildiği, 10 adet kitap sınırlamasının devam ettiği, aile ziyaretleri süresinin 40 dakikayla sınırlandırıldığı, hastaneye sevklerin geç gerçekleştirildiği veya gerçekleştirilmediği şeklindedir."

Son yedi aydır avukatlar ile tutsakların görüşmelerine de kısıtlama getirildiğini söyleyen Avukat İncin, görüşmelerin de sürekli denetime tutulduğunu belirtti.

Avukat İncin, "Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde belirtildiği üzere tutukluların cezaevlerinde infazın amacı olan iyileştirme ve topluma kazandırmanın aksine, cezaevlerinde adeta ikinci bir cezalandırma aracı olarak kullanılmaktadır. Yetkililere tutukluların insan onuruna yakışır bir şekilde yaşama hakları olduğunu hatırlatırız" dedi.