1 Ekim 2024 Salı

İHD: Hapishanelerde bin 517 hasta tutsak var

İHD Genel Merkezi, ülke hapishanelerindeki güncel hasta tutsak listesini kamuoyuyla paylaşarak, yetkililere hapishanelerdeki hak ihlallerine son verme ve hasta tutsakları serbest bırakma çağrısı yaptı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishane Komisyonu, güncel hasta tutsak listesini derneğin genel merkezinde düzenlenen basın toplantısıyla duyurdu. Toplantıda konuşan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, 31 Mart 2022 itibariyle hapishanelerde 314 bin 502 tutsak bulunduğunu belirterek, "İnsan yaşamını ve doğuştan gelen haklarını önceleyen politika yerine güvenlikçi politikanın ikame edilmesi mahpus sayısının bu kadar artmasına neden olmaktadır" dedi.

Yüksek güvenlikli ve S tipi hapishanelerle birlikte ağırlaşan tecrit koşullarının tutsaklar üzerinde fiziksel ve ruhsal tahribata yol açtığını söyleyen Türkdoğan, tutsakların yaşadığı hak ihlallerinin başında ise sağlık hakkı ihlallerinin yer aldığını kaydetti.

'EN AZ 46 HASTA TUTSAK YAŞAMINI YİTİRDİ'
2021 yılı başından itibaren tespit edilebilen en az 46 tutsağın hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdiğini dile getiren Türkdoğan, hapishanelerde yaşanan ölümlerin önemli bir çoğunluğunun önlenebilir olduğunu vurguladı. Nisan 2022 itibariyle ülke hapishanelerinde 651'i ağır bin 517 hasta tutsağın bulunduğunu aktaran Türkdoğan, hasta tutsakların hapishanelerin fiziki koşulları, yetersiz beslenme, revir ve hastane sevklerinin zamanında yapılmaması, ayrımcı uygulamalar, tekli ring araçlarıyla sevkler ve kelepçeli muayene, ilaç temininde yaşanan sorunlar, infaz yakma ve benzeri pek çok sorunla ağır bir yaşam savaşı verdiğini söyledi.

Sürgün sevkler, tutsakların iletişimlerine yönelik engellemeler, hapishane ve tutsak sayısının yüksek olması nedeniyle birçok tutsağın İHD'ye ulaşamadığını bu nedenle sorunları tespit etmekte zorlandıklarını söyleyen Türkdoğan, ağır hasta tutsakların iyileşene dek infazlarının ertelenmesi çağrısında bulundu.

'ATK GÜVENİLİRLİĞİNİ YİTİRDİ'
Adli Tıp Kurumu'nun toplum nezdinde güvenilirliğini yitirdiğine işaret eden Türkdoğan, bağımsız hastane raporlarına rağmen ATK'nin ağır hasta tutsaklara aksi yönde rapor düzenleyerek yaşam hakkı ihlaline neden olduğunu söyledi.

İnfaz yasasının hasta tutsakların infazının ertelenmesine ilişkin maddelerine dikkat çeken Türkdoğan, ATK'nin infaz yasasındaki "hayatını kendi başına idame ettirememe" kriterini dahi tanımadığını belirtti ve Mehmet Emin Özkan ile Aysel Tuğluk'u örnek verdi. İnfaz yasasındaki "toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen" koşulunun kaldırılmasını gerektiğini vurgulayan Türkdoğan, tüm hasta tutsakların tedavi hakkı için serbest bırakılması gerektiğini söyledi.

'İNFAZ KANUNUNDAKİ AYRIMCILIĞA SON VERİN'
Covid-19 sebebiyle uygulanan infaz erteleme ve tahliyelerin siyasi tutsakları kapsamamasına tepki gösteren Türkdoğan, tutsakların ayrımcılığa uğradığını ve TMK kapsamındaki hasta tutsakların durumunun ağırlaştığını dile getirdi.

İktidarın infaz yasasına ilişkin düzenlemelerle hapishane koşullarını giderek ağırlaştırdığını ve pek çok hak ihlaline zemin hazırladığını ifade eden Türkdoğan, uluslararası sözleşmeler ve Anayasa gereğince de devletin özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişilerin sağlığa erişim hakkı konusunda özgür bireylerle eşit şartlarda bulunmasını sağlamakla yükümlü olduğunu söyledi. Tutsakların kendi doktorunu seçme ve raporlarının bilirkişilerce hazırlanmasını isteme hakkı olduğunu hatırlatan Türkdoğan, taleplerini şöyle sıraladı:
"♦ Halen hapishanelerde bulunan ağır hasta mahpusların tümü tam teşekkülü herhangi bir hastane raporuna istinaden derhal salıverilmeli, tedavileri ailelerinin yanında sürdürülmeli ve sağlık sigortası devlet tarafından karşılanmalıdır;
♦ Adli Tıp Kurumu sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi raporlarında son ve tek merci olmaktan çıkarılmalı ve tam teşekküllü hastaneler ve Üniversite hastanelerinin raporları da kabul edilmelidir.
♦ Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmeli, hasta mahpusların infaz ertelemesi önündeki 'toplum güvenliği bakımından tehlike' kriteri kanundan çıkarılmalıdır;
♦ AİHM'in Gurban/Türkiye grup kararları uyarınca mahpusların müddetnamelerinde yaşları ve sağlık durumları dikkate alınarak tahliye olabilecekleri uygun bir tarih yer almalıdır;
♦ AİHM'in Gülay Çetin Türkiye kararında belirttiği hususlara uyulmalı, hasta mahpusların tahliye edilmemesinin AİHS'in 3. maddesinin ihlali olduğu hatırda tutulmalıdır;
♦ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, hasta mahpusları durumunu yakından ilgilendiren Gülay Çetin/ Türkiye kararında, mahpusların hastalıklarının ilerlemesine yol açan uygulamalar içinde olan devletin AİHS'de işkence yasağını düzenleyen 3. ve ayrımcılık yasağını düzenleyen ve 14. maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle Türkiye'yi mahkum ettiği unutulmamalıdır.
♦ Cumhurbaşkanının sağlık sebebi ile mahpusları af yetkisini düzenleyen genelgesi değiştirilmeli, Cumhurbaşkanı ağır hasta mahpuslar ile ilgili yetkisini ayrım gözetmeksizin kullanmalıdır.
♦ Türkiye'nin mevcut infaz rejimi BM Mandela Kurallarına uyumlu hale getirilecek şekilde değiştirilmeli, TMK bakımından infazda ayrımcılığa son verilmelidir."