23 Eylül 2024 Pazartesi

ICOR'lu kadınlar: İstanbul Sözleşmesi'ni savunan kadınlara selam

ICOR'lu kadınlar yaptıkları açıklamada "İstanbul Sözleşmesi'ni savunan kadınların yanındayız" dedi.

Devrimci Parti ve Örgütlerin Enternasyonal'li (ICOR) kadınlar, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kararıyla Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine karşı sözleşmeyi savunan kadınları selamladı.

Yazılı açıklama yapan ICOR'lu kadınlar, "Yıllardır dünyanın dört bir yanında kadın özgürlük mücadelesi ve kadınların binlerce yıldır maruz kaldığı her türlü sömürü ve baskıya karşı verdikleri mücadele büyümektedir. Bu mücadelenin araçları çeşitlenirken, kadına ve LGBTI+'lara yönelik şiddete, ücret eşitsizliğine ve kürtaj hakkı yasaklarına karşı sokağa çıkan kadın kitlelerinin sayısı da artıyor" diye belirtildi. Kadınların, feodal, faşist ve burjuva devlet ve aile düzeni tarafından sömürülmesinin ve ezilmesinin bütünlüğü giderek daha görünür hale geldiği ifade edilen açıklamada, "Kitlelerin cinsiyetçi baskıya ve bu baskının kaynaklarına ilişkin bilinci son derece artmakta ve böylece kapitalist toplumsal düzeni bir bütün olarak sorgulamaktadır. Özgürleştirilmiş bir toplumda özgürleştirilmiş kadın alternatifi arayışları giderek artıyor. Kadına yönelik şiddete karşı hareketler, tekstil işçi hareketi gibi kadın işçi hareketleri, kadın savaşçılar ve devrimcilere yönelik karşı-devrimci terör, baskılar ve tecavüzlere karşı mücadele hareketleri dünyanın en güçlü kitle hareketleri arasındadır" diye kaydedildi.

Açıklamanın devamın0da şu ifadelere yer verildi:

"Buna karşı, egemen sınıflar da tüm gücüyle karşı koymakta, kadın hakları için mücadele edenlere saldırmakta ve meşru özgürlük, eşitlik ve adalet taleplerine ataerkil bir tepkiyle yanıt vermektedir. Bu bağlamda, kadınların şiddete karşı korunması için bağlayıcı nitelikteki hukuk normlarını belirleyen ve burjuva devletlerin bir sözleşmesi olan Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi, kadınlar için önemli bir mücadele konusu haline gelmiştir. Temmuz 2020'de ilk olarak Polonya devletinin İstanbul Sözleşmesi'nden çekileceği açıklandı. İstanbul Sözleşmesi'ni ilk imzalayan Türkiye'de ise, Erdoğan kararnameyle 20 Mart 2021 gecesi uluslararası anlaşmadan çekildiğini duyurdu.

"Her iki ülkede de kadınlar, ataerkil, gerici, proto-faşist ve faşist saldırılara ve devletlerinin baskılarına karşı büyük bir direniş göstererek, yıllardır hakları için kararlılıkla seferber oluyorlar. Örneğin Polonya'da kadınlar, kürtaj hakkının tanınması ile ilgili mücadelenin yanı sıra burjuva aile düzenini korumak adına kadınların temel haklarını hedef alan iktidardaki PiS partisinin kadın düşman politikalarına karşı da mücadele ediyor. Faşist Türk devletinin bugünkü temsilcisi Erdoğan'ın yönetiminde de Türkiye'deki kadınlar aile içindeki geleneksel role itilmektedirler. Kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı, cezasızlık politikasıyla destekleniyor. Bu ortamda özellikle LGBTİ+'lar yeni bir saldırı dalgasının hedefindeler. Kuşkusuz İstanbul Sözleşmesi aynı zamanda kadınların yorulmak bilmez eşitlik ve kendi kaderini tayin hakkı mücadelesinin bir burjuva demokratik başarısıdır. Türkiye'de olduğu gibi Polonya'da da kadınların direnişi tüm dünya kadınları için önemli bir işaret fişeğidir. Çünkü egemenlerin saldırıları ancak kararlı ve birleşik bir mücadele ile geri püskürtülebilir ve böylece yeni kazanımlar elde edilebilir. Polonya ve Türkiye'deki kadınlar, kadın özgürlük mücadelesinin devrimci mücadelelerin vazgeçilmez bir parçası ve ölçütü olduğunu açıkça ortaya koyuyorlar.

"ICOR olarak, İstanbul Sözleşmesi'nde kalmak ve onun yasal standartlarını uygulamak için mücadele eden tüm kadınların yanındayız. İstanbul Sözleşmesi'ni henüz imzalamamış olan devletleri de (örneğin Rusya, Beyaz Rusya, Ukrayna) imzalamaya ve uygulamaya çağırıyoruz. Bu mücadele, bir kağıt parçası için verilmiyor, kadınlara yönelik şiddete karşı, kendi kaderini tayin hakkı, onurlu bir yaşam, sömürü ve baskının olmadığı bir gelecek ve kadınların örgütlenme biçimlerini güçlendirmek için verilen bir mücadeledir. İstanbul sözleşmesini uygulanması için hayatı durdurmaya ve talepleri için mücadele etmeye çağıran Türkiye'deki kadınları destekliyoruz. Direnen dünya kadınlarını selamlıyor ve 'yaşamak direnmektir' diye haykırıyoruz.

"Gelin kadınlar olarak, işçilerle, gençlerle, ekolojistlerle, insan hakları savuncularıyla birlikte sistemi devrimci tarzda altüst edelim!"