1 Ekim 2024 Salı

'HDP'yle birlikte ve sokakta mücadele edeceğiz'

HDP'ye yönelik artan saldırılara karşı HDP'yi savunmak için nasıl bir tutum alınması gerektiğini ETHA'ya anlatan EMEP, EHP, SMF, Halkevleri ve TÖP birlikte ve sokakta mücadelenin önemine dikkat çekti.

AKP-MHP iktidarı sıkıştıkça toplumsal muhalefete yönelik saldırıları artırıyor. Artan zamlar, enflasyon ve işsizliğe karşı halkın tepkisi yükselirken, devlet örgütlediği çeteler eliyle her gün yeni bir saldırı organize ediyor. Gerek Meclis'te gerekse sokakta, halkın arasında iktidarın suçlarını yüzüne vuran, mücadele araç ve yöntemleri sunan HDP bir kez daha devletin hedefinde.

Kobanê kumpas davası, kapatma davası ile istediğini elde edemeyen AKP-MHP iktidarının yönlendirmesiyle 5 Mayıs günü sözde "evlat nöbeti" tutan kişiler polis işbirliğiyle partinin genel merkez binası önüne giderek, HDP'lilere saldırdı. Diyarbakır'da kurulan çadırın Genel Merkez önünde kurulmasına izin vermeyen HDP'liler hem bu kişiler hem de polis tarafından tehdit edildi, saldırıya maruz kaldı. HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran katledilmekle tehdit edildi.

HDP'ye yönelik bu saldırıya karşı HDP'yi savunmak için nasıl bir tutum alınması gerektiğini; EMEP, EHP, SMF, Halkevleri ve TÖP temsilcileriyle konuştuk. HDP'ye yönelik saldırıların tüm muhalefete yönelik olduğunun altını çizen temsilciler ancak HDP'yle birlikte omuz omuza ve sokakta mücadeleyi yükselterek bu saldırıları boşa çıkarabileceklerini dile getirdi.

AKDENİZ: İKTİDAR KUTUPLAŞMA ORTAMI YARATMAK İSTİYOR
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Türkiye'de yüksek enflasyon ve büyük bir zam dalgası olduğuna dikkat çekti. Emekçilerin, halkın ana sorununun geçim olduğunu belirten Akdeniz, AKP-MHP'ye oy veren emekçilerde de büyük bir huzursuzluk olduğunu belirtti. Akdeniz, "Bunun politik sonuçları olacak. İktidarın amacı provokatif ve gerilimli bir ortam yaratarak, kutuplaşma yaratmak; kin ve gerilimden, şiddetten beslenmek. HDP'ye yapılan provokasyon girişimi bunun ifadesidir" dedi.

'İŞÇİ SINIFININ DİKKATİNİ DAĞITAN PROVOKATİF GİRİŞİMLERİ BOŞA DÜŞÜRMELİYİZ'
Bu durumu aynı zamanda son günlerde yükseltilen mülteci düşmanlığı, Ermeni düşmanlığıyla birlikte okumak gerektiğini dile getiren Akdeniz, "Irkçılık ve şovenizm yükseltiliyor. Yapılacak esas çalışma yeniden emekçilere gitmek, emekçiler ve işçiler arasında derin yoksulluğu yaşayan emekçi sınıflar arasında bir mücadele hattını oluşturmaktır. İşçi sınıfının dikkatini dağıtan bu provokatif girişimlerin boşa düşürülmesi gerek" sözleriyle nasıl bir perspektifte ilerlenmesi gerektiğini belirtti.

'DEMOKRASİ GÜÇLERİ DAHA ÇOK YAN YANA DURMALI'
Akdeniz ayrıca demokrasi güçlerinin de üzerine düşenleri şöyle aktardı: "Demokrasi güçlerinin daha çok bir arada durması gerekiyor. Çünkü tek tek demokrasi güçlerine yönelik, onları kriminalize etmek, marjinalleştirmek istiyor. Siyaset alanını daraltıyor. Birlikte hareket edebileceği güçleri dağıtmak istiyor. Buna izin verilmemeli. 'Birleşe birleşe kazanacağız' sloganına en çok ihtiyacımız olan bir dönem. Dolayısıyla iktidarın bölme senaryolarına birleşerek yanıt verebilirsek bu karanlık tünelden ülkeyi çıkarabiliriz."

AKMAN: PROVOKASYONLARA KARNIMIZ TOK ÇÜNKÜ BAŞKA GERÇEKLER VAR
Emekçi Hareket Partisi (EHP) Sözcüsü Özge Akman, siyasi iktidarın ikna edici argümanlarını her kaybettiğinde Kürt halkına ve temsilcilerine saldırıyı çıkış olarak gördüğünü belirtti. "Ancak bu toplumun bu provokasyonlara artık karnı doydu. Çünkü aç olduğumuz başka bir çok gerçek konu var" diyen Akman, tüm demokratik kamuoyunun bu provokasyonlara kökten karşı çıkması, siyasi iktidarın esas sıkıştığı ve üzerini kapatmaya çalıştığı gerçekleri yüzüne çarpması gerektiğinin altını çizdi. Akman, "Böyle yapılmadığı her durum, ülkede içi boş milliyetçiliğin körüklendiği ama esas milyonları ilgilendiren yoksulluğun, işsizliğin, sefaletin üzerinin örtülmesi anlamına gelir" diye konuştu.

'HDP'YE SALDIRIYA KARŞI ÇIKMADAN DEMOKRASİDEN SÖZ EDİLEMEZ'
İktidarın karşısında muhalefet kimi kesimlerin demokrasiden söz ettiğini hatırlatan Akman, "Milyonların oylarıyla seçilmiş vekillerin tehdit edildiği, Kürt halkının her gün saldırılarla baş başa bırakıldığı yerde demokrasiden söz edilemez. HDP'ye yönelik bu saldırılar tüm demokratik kamuoyuna yönelik saldırı olarak görmeden, bu anlamda karşısında durmadan da demokrasiden söz edilemez" dedi.

'OMUZ OMUZA YÜRÜYECEĞİZ'
Akman, ilerleyecekleri yolu ise şöyle açıkladı: "Sol, sosyalistler, Kürt halkı ve demokrasi için mücadele edenler omuz omuza yürüyeceğiz, bu provokasyonları da otoriter rejimin sahiplerini de tıpış tıpış göndereceğiz."

GÜRZ: BU SALDIRILARIN TARİHSEL VE POLİTİK GEÇMİŞİ VAR
Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Temsilcisi Mahir Gürz de HDP'ye yönelik saldırıların yeni olmadığını hatırlattı. İktidarın yaşadığı ekonomik ve siyasal krizi aşmak ve gerici-milliyetçi cepheyi daha da güçlendirmek için artırdığı saldırıların tarihsel ve politik geçmişi olduğunu söyleyen Gürz, HDP'ye yönelik saldırıların milyonların iradesine özelinde ise Kürt halkının iradesine olduğunu belirtti.

'HDP'YLE MÜCADELE EDEREK BU SALDIRILARI BOŞA ÇIKARABİLİRİZ'
Bu saldırıya karşı kayıtsız, şartsız, hiç tereddütsüz HDP'yle birlikte mücadele etmek gerektiğini vurgulayan Gürz, şöyle devam etti: "HDP'yle dayanışma üzerinden bir politik tavrın, tutumun eksik ve yetersiz olduğunu düşünüyoruz. HDP nezdinde, temsil ettiği özelde de esas niteliğini veren Kürt ulusuyla ortak mücadeleyi, ortak mücadele zeminini örerek ve ortak mücadele hattının pratiğini politik eksenden sokaklar başta olmak üzere fiili meşru mücadele hattında, bütün toplumsal mücadele alanlarında, platformlarında HDP'yi savunmak, omuz omuza olmak, ortak mücadele barikatlarını, alanlarını, siyasetini örerek ancak boşa çıkarabiliriz."

MERTTÜRK: TÜM MUHALEFETE YÖNELİK BASKI ARTIYOR
Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk de HDP'ye yapılan saldırının tek başına ele alınmaması gerektiğinin altını çizdi. AKP-MHP iktidarının sıkıştıkça tüm toplumsal muhalefete yönelik saldırıları artırdığını belirten Merttürk, "1 Mayıs meydanlarında gördük. Çeşitli engelleme çalışmaları, provokasyonlar yaşandı hemen ardından HDP'ye böyle bir saldırı tesadüf değil. Çünkü sokak hareketi uzun süredir olmadığı kadar hareketli; işçiler, kadınlar sokakta mücadele ediyor. Newroz'un kalabalığı devlet için çok önemli. Kürt halkına yönelik tüm saldırılara, baskıya rağmen alanlar doldu. Mücadele eden, boyun eğmeyen insanlar var bu da rahatsızlık yaratıyor. HDP'nin de Meclis içerisinde önemli bir pozisyonu var. Muhalefet bastırılmak isteniyor ama HDP'yle sokakta yan yana mücadele ediyoruz. Dolayısıyla HDP'ye yönelik bu baskının artırılması, tüm muhalefete yönelik baskının artması olarak okumalıyız" diye konuştu.

'SOKAKTA CEVAP VERİLMELİ'
Saldırılara karşı aynı şekilde yan yana mücadele edeceklerini dile getiren Merttürk, bundan sonrası için de şu değerlendirmelerde bulundu: "Her daim saldırı kime gelirse gelsin bir arada durabilmek ve birlikte mücadele edebilmek. Bu anlamda çeşitli adımlar atılıyor. Geçinemiyoruz meselesinden, çok yüksek gelen faturalar, zamlar, enflasyon altında ezilen halklar bizim dışımızda sokağa çıktı, yan yana gelişlerin çoğaltılması, mücadelenin ilerlemesi ve sokakta cevap verilmesi çok önemli."

Gezi davasında verilen siyasi kararı da hatırlatan Merttürk, toplumsal muhalefete yönelik bir mesaj olduğunun altını çizdi ve birlikte mücadelenin önemini vurguladı.

KOCA: BU SALDIRI KARŞISINDA TEREDDÜTSÜZ DURULMALI
Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüsü Perihan Koca ise HDP'nin kapatılarak iktidara ve düzen içi muhalefete teslim olmayan tüm halk kesimlerinin sindirilmek istendiğini kaydetti. Koca, "Gezi davası, sınır ötesi operasyon, yükseltilen ırkçılık ve HDP provokasyonu birbirinden bağımsız değil. Hepsi de iktidar güçlerinin halklara karşı sürdürdükleri topyekün savaşın birer ürünü. Bu saldırıların bu motivasyonla yapıldığını biliyorsak, halkın direnen tüm kesimlerinin siyasal öncülüğüne talip olan sosyalistlerin, demokratların ve tüm demokratik güçlerin bu saldırı karşısında tereddütsüz durması gerekiyor" dedi.

'ÜÇÜNCÜ SEÇENEĞİN İNŞASI İLE CEVAP VERECEĞİZ'
HDP'ye yönelik basit bir provokasyondan ziyade, halka yönelik büyük bir saldırının söz konusu olduğunu altını çizen Koca, şöyle devam etti: "Bu büyük saldırıyı püskürtmek hepimizin zorunlu görevidir. HDP'yi kapattırmamak zorundayız. HDP'yi savunmak, demokrasinin özgürlük, barış, adalet ve eşitlik mücadelesinin ön koşuludur. Bir kez daha açığa çıkmıştır; ortak mücadelenin inşasına bugünden soyunmak zorundayız. Demokrasi güçlerinin birliği ihtiyaçtan da öte bir zorunluluk haline gelmiştir. İktidar el yükselttiği sürece üçüncü seçeneğin inşası ile cevap vereceğiz."