30 Eylül 2024 Pazartesi

HDP Milletvekili Koçyiğit, ölüm orucu direnişçilerini Meclis'e taşıdı

HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, ölüm orucu direnişinde olan avukatlar Timtik ve Ünsal ile Şakran Hapishanesi'nde bulunan Akman ve Karakaya ile ilgili hem İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'na başvurdu hem de Meclis'e verdiği soru önergesiyle gündeme taşıdı.

Halkların Demokratik Partisi Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, adil yargılanma hakkı talebiyle 4 aydan fazladır hapishanede ölüm orucu direnişinde olan avukatlar Ebru Timtik, Aytaç Ünsal ile yine adil yargılanma hakkı ve hapishane koşullarının düzeltilmesi için Şakran Hapishanesi'nde ölüm orucunda olan Didem Akman ve Özgür Karakaya ile ilgili İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'na dilekçe ile başvuru da bulundu.

Koçyiğit, Didem Akman ve Özgür Karakaya'nın hapishaenede kendi rızaları ve talepleri dışında hastaneye kaldırılarak zorla muayene edilmesini de Adalet Bakanı Abdulhamit Gül tarafından yanıtlaması istemiyle soru önergesi iletti.

Ölüm orucu direnişinde olan Didem Akman ve Özgür Karakaya'nın muayene adı altında işkenceye maruz kaldıklarını, iradeleri dışında damarları patlatılarak kan alındığını ve askerler ile gardiyanlar tarafından zorla yatağa yatırılarak tansiyon, ateşlerinin ölçüldülüğü bilgisini aktaran Koçyiğit, ölüm orucu direnişinde hayatını kaybeden Mustafa Koçak'ın da Kırıklar 1 Nolu F Tipi Hapishanesi'nde işkence ve zorla müdahaleye uğradığını hatırlattı.

Zorla müdahalenin ardından Koçak'ın hayatını kaybettiğine dikkat çeken Koçyiğit, "Bir protesto biçimi olan açlık grevleri ve ölüm oruçları grevcinin rızasına aykırı bir biçimde zorla besleme, tedavi şeklinde kullanılan yöntemler uluslar ve uluslararası hukuk düzlemind eve tıp etiği açısından kabul edilmemektedir" diye belirtti.

HDP Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit'in, Bakan Gül'ün yanıtlaması istemiyle şu soruları sordu:

Özgür Karakaya ve Didem Akman'ı yaşatmak için zorla müdahale yerine haklı ve meşru taleplerin karşılanması yönünde bir adım atmayı düşünüyor musunuz?
İradeleri dışında cezaevinden alınarak hastanede götürülen ölüm orucundaki Didem Akman ve Özgür Karakaya'ya muayene adı altında zorla tetkikler yapılması zorla müdahaleye bir hazırlık mıdır? Öyleyse bunun kalıcı bir sakatlık veya ölümle sonuçlanmasının sorumluluğu Bakanlığınız ait değil midir?
 Hastaneden cezaevine getirilen Akman Ve Karakaya'nı Covit-19 nedeniyle tek kişilik hücrede karantina altına alındığı doğru mudur? Ölüm orucundaki iki mahpusun hastanede Covit-19'a yakalanma riski varsa neden hastaneye götürülmüştür?
Ölüm orucundaki Mustafa Koçak'ın, adil yargılama hakkı talebi neden kabul edilmedi? Mustafa Koçak'ı yaşatmak için Bakanlık olarak neden hiçbir girişimde bulunmadınız? Koçak'ın ölümünden Bakanlığınız sorumlu değil midir?