30 Eylül 2024 Pazartesi

HDP heyeti KESK'i ziyaret etti

HDP heyeti, 5. Olağan Büyük Kongresi öncesinde görüş alışverişinde bulunmak için KESK'i ziyaret etti. HDP Eş Genel Başkanı Sancar, ortak mücadeleyle yıkımı durduracaklarını ve yeniyi kuracaklarını söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Eş Genel Başkan Yardımcıları Tülay Hatimoğulları, Şaziye Köse, Tuncer Bakırhan ve PM üyesi Emirali Türkmen'den oluşan heyet, 5. Olağan Büyük Kongre öncesinde Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve bağlı sendikaların yöneticileriyle bir araya geldi.

Partinin 5. Olağan Büyük Kongresi öncesinde görüş alışverişinde bulunmak için gerçekleştirilen ziyarette HDP heyetini, KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, SES Eş Genel Başkanları Selma Atabey ile Hüsnü Yıldırım ve sendika yöneticileri karşıladı.

SANCAR: ÖNEMLİ BİR HESAPLAŞMA YILINDAYIZ
Ziyarette söz alan HDP Eş Genel Başkanı Sancar, 3 Temmuz'daki kongrelerinin Türkiye'nin olağanüstü koşullarında gerçekleştireceklerini söyledi, "Bu yılın önemli bir hesaplaşma yılı olacağı, hatta final evresine doğru ilerlediğimizi söylüyoruz. İktidarın Türkiye'yi getirdiği durum ortada, tam bir talan politikası izleniyor. Sadece yağmadan ibaret değil, demokrasi, özgürlük, emek ve ekmek talan ediliyor. Bu talanın ortasında büyük bir yıkımın eşiğinde bizler de büyük saldırılara rağmen yolumuza devam ediyoruz" dedi.

'GÜCÜMÜZÜ BİRLİĞİMİZDEN, ORTAK MÜCADELEDEN ALIYORUZ' 
15-16 Haziran direnişinin yıldönümünde olduğumuzu hatırlatan Sancar, o dönem işçilerin taşıdığı "Gücümüzü birliğimizden alıyoruz" pankartının birlikteliğin yarattığı büyük mücadeleyi anlattığını söyledi. Sancar, "Gerçekten büyük bir birlik vardı, o birlik büyük bir mücadele ve Türkiye emekçilerinin mücadelesinde büyük bir miras, büyük bir birikim yarattı. Bizler bu tür durumlarda böyle ağır şartlarda demokrasinin, özgürlüklerin, emeğin, ekmeğin talan edildiği, sömürüldüğü, sömürünün derinleştirildiği dönemlerde ne yapmak gerektiğini belki de en çok 15-16 Haziran'daki o slogana bakarak anlayabiliriz. Yani birlik olarak gücümüzü artırabiliriz. Bugün gidişatı en geniş birliktelik ve en güçlü ortak mücadeleyle aşabiliriz. Bu yıkımı durdurabiliriz. Geleceği birlikte inşa edebiliriz. Yıkımı, talanı durdurmak da yetmiyor, yeni bir başlangıç için güçlü bir irade ortaya çıkarmak gerekiyor" diye konuştu.

'YENİ BAŞLANGICI ORTAK MÜCADELEYLE SAĞLAYABİLİRİZ'
Yeni başlangıcın Türkiye'nin bütün emekçileri, mazlumları, ötekileştirilenleri, yok sayılanlarını bir araya getirerek, ortak mücadeleyle sağlanabileceğini vurgulayan Sancar şunları söyledi: "Bizler olağan kongreye giderken, bu olağanüstü şartların farkındayız. Aynı şekilde bu olağanüstü şartlarda ne yapılması gerektiğine tek başına bizim kurulların karar veremeyeceğini, vermemesi gerektiğinin bilincindeyiz. Mücadele hattını, kongremizin gelişimini ve sonraki politikalarımızı emek ve meslek örgütleriyle, halk gruplarıyla, inanç gruplarıyla, kadın ve gençlik hareketlerine danışarak, halkımızla istişare ederek oluşturmak istiyoruz. Birlik, ancak konuşarak ve istişare ederek sağlanabilir. Karşılıklı görüşler ve varsa eleştiriler sunularak güçlendirilebilir. Birlik bu şekilde inşa edilebilir. Biz bu konuda son derece kararlıyız."

'YIKIMI VE TALANI BİRLİKTE DURDURACAĞIZ'
HDP Eş Genel Başkanı Sancar, HDP'nin direnecek güce, birikime, halk desteğine sahip olduğuna dikkat çekti. Sancar, "HDP ama sadece bizimle büyük değişimi ve yeni inşayı gerçekleştirmenin mümkün olmayacağını bilecek kadar da feraset sahibidir. O nedenle de öncelikle emek örgütleriyle, emekçilerle bu istişareleri, birlikte nasıl yürüyeceğimize, bu talanı nasıl durduracağımıza, yeniyi birlikte nasıl inşa edeceğimize dair görüşmeleri yapmak istiyoruz. Kongreye kadar bunları sürdüreceğiz. Başaracağımızdan ve bu birlikteliği en geniş şekilde sağlayacağımızdan da şüphemiz yok. Bu yıkımı, talanı, durduracağımıza da inancımız tam. Yeniyi birlikte inşa etme süreci uzun sürebilir, ama her zaman gelecek uzun sürmüştür. Yeter ki geleceği birlikte inşa etme iradesinden vazgeçmeyelim, kararlıktan vazgeçmeyelim" çağrısında bulundu.

BOZGEYİK: DEMOKRATİKLEŞME İÇİN ORTAK MÜCADELE
Ardından söz alan KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, Türkiye'de çok büyük sorunlar olduğunu, kamu emekçilerinin de sendikal haklarından grev haklarına kadar birçok alanda saldırıya maruz kaldığını söyledi. KHK'lerle görevlerinden ihraç edildiklerini hatırlatan Bozgeyik, çok sayıda sendika yöneticisi ve üyesinin gözaltına alındığını, tutuklandığını belirtti. Artan yoksulluk ve işsizliğe dikkat çeken Bozgeyik, "Emekten, barıştan, demokrasiden, ekolojiden yana olan tüm kesimlerin baskı iktidarına karşı Türkiye'nin demokratikleştirilmesi için ortak mücadele sorumluluğumuz var. Bizde KESK olarak Türkiye'deki tüm emek ve demokrasi güçleriyle birlikte bu otoriter ve diktatör rejiminin geriletilmesi, olası seçimlerde Türkiye'de daha demokratik bir siyasal iktidarın yönetimde yer alması için var olan gücümüzle mücadelemizi yükselteceğiz."

KURUL: NEFES ALAMADIĞIMIZ BİR SÜREÇTEYİZ
Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul da, ortak bir masa etrafında bir araya gelmenin önemine dikkat çekti. Kurul, kamu emekçilerinin yaşadığı sorunlara işaret ederek, "Yoksulluk sınırının altında maaş, soruşturma tehdidi altında güvencesiz yaşıyoruz. 'Nefes alamıyoruz' dediğimiz bir süreçtir. Emek, demokrasi, barış mücadelesini sürdürürken, polis baskısını hissetmek, kurumlardan randevu alamamak, ortak bir masa etrafında rahatça özgürce oturamamanın sancılarını bugün yaşıyoruz" dedi.

Aşırı merkeziyetçi bir yapı olduğunu söyleyen Kurul, şöyle devam etti: "Kapitalist piramit, bir de sarayı ekleyerek, piramidi iyice keskinleştirdi. Alandan, sokaklardan kopuk karar alma mekanizmaları işletiliyor. O yüzden bugün derinleşmiş bir yoksullukla karşı karşıyayız. Yasaklar her yerde. Bütün bunlara karşı mücadeleyi büyütmeye ihtiyaç var. Emek mücadelesi olmazsa olmazdır. Kimsenin ölmediği, sivil ölümlere mahkum edilmediği, kimsenin baskı altında yaşamaya maruz kalmadığı bir Türkiye'yi inşa etmek önemli görevlerdendir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında demokrasinin her yurttaş tarafından yaşadığı, emek haklarının genişletildiği ve kimsenin ölmediği Türkiye'yi, barışı inşa etmek çok önemlidir. HDP ile birlikte bu masanın etrafında emek, demokrasi ve barış mücadelesini tartışıyor, konuşuyor olmaktan mutluyuz."