30 Eylül 2024 Pazartesi

HDP: AKP'nin sansür ve saldırıları Abdülhamit dönemine rahmet okutuyor

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Temel, sansürün kaldırılışıyla ilan edilen 'Basın Bayramı'na ilişkin açıklama yaptı. Temel, "24 Temmuz'u mücadele günü olarak nitelendiren basın emekçilerinin ve rehin gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğiz" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Basın Yayın ve Propaganda Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, 24 Temmuz 1908'de sansürün kaldırılışıyla ilan edilen ‘Basın Bayramı'na ilişkin açıklama yaptı. Bu günün gerçek bir bayram olarak değil sansüre, baskıya, saldırılara, tutuklamalara karşı direniş ve mücadele günü olarak varlığını sürdürdüğünü belirten Temel, "Gazetecilerinin Abdülhamit rejimine karşı yürüttüğü mücadele ve elde edilen kazanımlar önemli olmakla birlikte ne yazık ki Türkiye basınında sansür hiçbir zaman bütünüyle sona ermedi. 24 Temmuz 1908'den 114 yıl sonra bugün baskı, sansür ve saldırılar Abdülhamit dönemine rahmet okutacak düzeydedir ve AKP-MHP rejimi tarafından katlanarak sürdürülmektedir" dedi.

Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın verilerine göre en az 38 gazetecinin tutsak edildiğini belirten Temel, Diyarbakır merkezli yürütülen operasyonda 16 Kürt gazetecinin tutuklandığını hatırlattı. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi verilerine göre Türkiye'nin 180 ülke arasında 149'uncu sırada yer aldığını anımsatan Temel, "Basın ve ifade özgürlüğü hiç olmadığı kadar ayaklar altına alınmış durumda. 15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL ve çıkarılan KHK'lerle onlarca basın kurumuna el konuldu, on binden fazla gazeteci işsiz bırakıldı. Bugün itibariyle medyanın yüzde 95'i iktidar kontrolünde ve onlar da gazetecilik değil özellikle partimize ve muhalif kesimlere karşı 'tetikçilik' yapıyor" diye vurguladı.

Gazetecilere ve basına yönelik saldırıların aynı zamanda halkın haber alma ve gerçeği öğrenme hakkını engellediğine, hakikat düşmanlığını bünyesinde barındırdığına dikkat çeken Temel şunları söyledi: "En son Meclis'e getirilen sansür yasasıyla toplumun sesinin tümüyle engellenmesi, eleştirel her türlü görüş ve düşüncenin tümüyle denetime alınması hedefleniyor. İktidar soruşturmalar, gözaltılar ve mesnetsiz suçlamalarla sosyal medya mecralarını büyük bir cendereye almış ve sosyal medyaya adeta savaş açmış durumda. Öyle ki hükümet yetkilileri pişkince çıkıp 'Tweet attı diye hakkında soruşturma başlatılan bir Allah'ın kulu yok, soruşturma tweetin içeriği üzerine açılıyor' açıklamasını yapabiliyor. 

Basın ve ifade özgürlüğü sağlanmadan, toplumun herhangi bir kesiminin özgürlüğü savunulmadan kimsenin özgürleşme şansının olmadığı her geçen gün daha fazla kanıtlanıyor. İktidarın bu pervasız saldırılarını ancak hep birlikte ve ortak bir mücadeleyle durdurabiliriz. 24 Temmuz'u mücadele günü olarak nitelendiren basın emekçilerinin ve rehin gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğiz."