23 Eylül 2024 Pazartesi

Hatimoğulları: Tutsaklar Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümünü istiyor

Partisinin Şahibey ilçe örgütünü ziyaret eden HEDEP Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümü için tutsakların açlık grevi direnişine başladığını hatırlattı. Hatimoğulları, "Sayın Öcalan'ın üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin ortadan kalkması ve fiziki özgürlüğüne kavuşması için ayın 27'sinde cezaevlerinde açlık grevleri başladı" dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Antep Şahinbey ilçe örgütünü ziyaret etti. Burada kısa bir konuşma yapan Hatimoğulları, Burhanettin Bolu, Vakkas Dalkılıç, Abdulsamet Sakık, Mustafa Yılmaz, Mehmet Ayık ve Mustafa Kırmızı'yı anarak sözlerine başladı. Onların mücadelesinin sürdürüleceğinin sözünü yineledi.

İktidarın savaş politikalarına dikkat çeken Hatimoğulları, AKP-MHP iktidarının siyonist İsrail'e direnen Filistin halkına sahte gözyaşı dökerken, MGK kararıyla Rojava'ya İHA ve SİHA'larla saldırdığını kaydetti.

'CEZAEVİNDE KOŞULLAR ÇOK AĞIR'
Tutsakların Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümü için başlattığı açlık grevi direnişine dikkat çeken Hatimoğulları, "Cezaevinde koşullar çok ağır. Türkiye'nin yasalarına göre cezaevlerinde hiçbir ağır hasta tutsak kalmamalıdır. Ancak raporlar ortadadır, ATK yanlı davranmaktadır. Derhal hasta tutsaklar serbest bırakılmalıdır. Sayın Öcalan'ın üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin ortadan kalkması ve fiziki özgürlüğüne kavuşması için ayın 27'sinde cezaevlerinde açlık grevleri başladı. Bunun bir diğer anlamı şudur; Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümünü istiyorlar. Yani insanlar bedenlerini açlığa bu nedenle yatırdılar. Umut ediyoruz ki bu açlık grevleri ağır tablolarla sonuçlanmaz ve taleplerinin yaşama geçmesiyle birlikte zaferle son bulur" dedi.

Yerel seçimlerde kayyum atanan belediyeleri geri alacaklarını söyleyen Hatimoğulları, "Kapı kapı ev ev gezerek, buradan Mardin'i ve Urfa'yı gerekirse telefonla arayarak oylarımızı şimdiden konsolide etmek ve çalışmalarımızı sürdürmek zorundayız. Biz böyle bir yola baş koymuş durumdayız. Onlar kayyım atadı diye zannetmesinler o belediyeler sahipsiz. Belediyelerimizi söke söke alacağız onların elinden" ifadelerini kullandı.

'JİN, JİYAN, AZADİ SLOGANINI SONUNA KADAR YÜKSELTECEĞİZ'
Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Sevgili kadınlar, Barış Annelerimiz; gerçekten Kürt halkının mücadelesini en güçlü, en onurlu şekilde sizler yürütüyorsunuz. Sizlere çok şey borçluyuz. Bu iktidar, 5 bin yıllık erkek egemen sistemini devam ettirerek, hatta daha da derinleştirerek karşımıza çıktı. Bakın 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü etkinliklerini yeni geride bıraktık. 'Vazgeçmiyoruz, her yerdeyiz,' şiarıyla alanlara çıktık ve Kürdistan ile Türkiye'nin her yerindeydik. Erdoğan bizim yaptığımız eylemlerden, etkinliklerden, sözümüzden o kadar rahatsız olmuş ki uzun bir 25 Kasım konuşması yaptı. En son çarşamba günü yaptığı grup toplantısında da hızını alamayıp çalışmalarımıza saldırdı. Buradan Erdoğan'a cevap veriyoruz: Biz kadınlar her yerde varız, her yerde olacağız. Siyasette, kamusal alanda, sokakta, her yerde. Bizi başörtüsü üzerinden ayıramazsın. Biz başörtülü ve başörtüsüz kadınlar olarak Kürdistan ve Türkiye'nin demokratikleşmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesiyle ilgili sözlerimizden o kadar rahatsız olmuş ki Erdoğan, 'İstanbul Sözleşmesi ile ilgili yürütülen propaganda asılsızdır' diyor. Kendisinin İstanbul Sözleşmesi ile ilgili aldığı kararın ne kadar haksız, hukuksuz, zalim, kadın düşmanı bir karar olduğunu hatırlatıyoruz. Bizler Jina Mahsa Aminiler, Sakineler, Seveler gibi; Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasında mücadele eden, bedel ödeyen bütün kadınlar gibi Jin Jiyan Azadi sloganını sonuna kadar yükselteceğiz. Mutlaka başaracağız. Hepimize kolay gelsin. Yolumuz açık olsun."