23 Eylül 2024 Pazartesi

Hatimoğulları: Tüm belediyelerimizi kayyımın elinden alacağız

Urfa'da halk buluşmasına katılan HEDEP Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, yarın seçim olacakmış gibi çalışmalara başlama çağrısı yaptı. Hatimoğulları, “Çalıyorlar, çırpıyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Ve buradan kayyımlara sesleniyoruz, bir kez daha bütün Türkiye ve dünya duysun ki Urfa'da kayyım atanmış tüm belediyelerimizi kayyımın elinden alacağız, halk yönetecek, biz yöneteceğiz, halkın iradesi tecelli edecek" dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Urfa'da esnaf ziyareti sonrası halk buluşmasına katıldı.

'33 DÜŞ YOLCUSU SURUÇ'TA KATLEDİLDİ'
Buluşmada söz alan Hatimoğulları, Urfa'nın Suriye savaşında en ağır bedeli olayan kentlerden biri olduğunu belirtti. Hatimoğulları, “Çok yoğun göç aldı çok insana ev sahipliği yaptı. IŞİD Kobanî'yi ele geçirmeye çalışırken burada direniş tarihi yazıldı. Kobanî'de, Kuzey ve Doğu Suriye ile en çok dayanışan direniş en çok burada Urfa topraklarında gerçekleşti. Bunun elbette her açıdan bedelini ağır bir şekilde burada ödüyor Urfa halkı. Birçok sınır kentimiz gibi burada IŞİD, El Nusra gibi insanlık düşmanı, demokrasi ve kadın düşmanı olan örgütler buralarda cirit atıyor. IŞİD'in kaçırmış olduğu kadınları buralarda, Antep'te, Ankara'da, Hatay'da, Adana'da köle pazarında adeta sattılar. İşte böyle bir yakın tarihe tanıklık etti buralar. Aynı zamanda Kobanî'de çocuklarla dayanışmak üzere Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen sol sosyalist yapıdan insanlar, ESP'li gençlerin öncülüğünde yürütülen bir kampanya vardı hatırlarsanız. O düş yolcuları, 33 düş yolcusu Suruç'ta katledildi, Suruç'ta yitirdiğimiz bütün yoldaşlarımızı saygıyla anıyorum, onların barış bayraklarını, onların çocuklara oyuncak götüren o güzel yüreklerini asla unutmayacağız" dedi.

'CEZAEVLERİNDE DÖNÜŞÜMLÜ AÇLIK GREVLERİ BAŞLAMIŞ DURUMDA'
PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çeken Hatimoğulları, “Bu ülkede bir rejim değişikliği yaptı faşist rejim bu ülkeyi yönetirken cezaevlerini daha beter hale getirdi. Cezaevleri içinde cezaevleri inşa ettiler. Hasta tutsakların hastaneye gitmesine bile izin verilmiyor. Tedavi edilmesi gereken hasta tutsakların yüzüne bakmıyorlar. Bu kadar acımasız, ağır, işkenceci bir rejim var. Şimdi Sayın Öcalan'ın üzerindeki tecridin kırılması için Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için, cezaevlerinde dönüşümlü açlık grevleri başlamış durumda. Oysa talep edilen basitçe bir insan hakkıdır, talep edilen Türkiye anayasasının uygulanmasıdır. Bunu dahi uygulamayanlar insanların bedenlerini açlığa yatırmalarına sebep oldu. Buradan Urfa'dan bütün Türkiye'ye sesleniyoruz; Sayın Öcalan üzerindeki tecrit derhal kaldırılsın ve Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğü derhal sağlansın" ifadelerini kullandı.

'ATEŞKESİN DEVAM ETMESİNİ İSTİYORUZ'
Ortadoğu'da süren savaşlara işaret eden Hatimoğulları, AKP gibi sahte gözyaşlarışla hareket etmediklerini belirtti. “Filistinli çocuklar ölmesin diyen Erdoğan aynı saatlerde Rojava'da Kürt çocuklarını öldüren İHA ve SİHA'ların kalkışlarının emrini veriyor. Bunu kabul edemeyiz. Filistin halkının dün olduğu gibi bugün de yanındayız. Ateşkes devam ediyor ve bir daha silahlar konuşmayana dek devam etmesini istiyoruz. Filistin halkıyla dayanıştığımızı buradan bir kez daha ilan ediyorum. Erdoğan'a diyoruz ki Filistin halkı için söylediğini, Kürt halkı ve çocukları için de söylemelisin ama buna cesaretin yok" dedi.

'YARIN SEÇİM VARMIŞ GİBİ ÇALIŞMAYA BAŞLAYALIM'
Yerel seçimlerin yaklaştığını belirten Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Yarın seçim olacakmış gibi lütfen çalışmalarımıza başlayalım. Kapı kapı dolaşalım, gitmediğimiz ev, sıkmadığımız el bırakmayalım. Bugüne kadar sadece oy verenlere değil bize hiç oy vermemiş insanlara da gidelim ve anlatalım. Bu iktidarın kayyımcı zihniyetini anlatalım, bu iktidarın halkın iradesini tanımayarak onlara nasıl kayyım atadığını anlatalım tek tek. Kayyımların bu ülkede nasıl hırsızlıklara imza attığını anlatalım. Bunlar, Saray'ın atanmışları. Çünkü başları çaldığı için buradaki kayyımlar da hırsızlığa alışmışlar. Her şeyimizi çalıyorlar. Kenan Aktaş, kayyım atanmış olan Suruç Belediyesine atanmış olan kayyım. Buradaki kayyımların deneyimlerine baktığımızda ilk işleri belediyeye ait olan binayı emniyet müdürlüğüne tahsis etmek ya da milli eğitim müdürlüğüne tahsis etmek. Emniyet Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı'na bağlıdır ve oradaki bütçeden faydalanır. Bu, belediyenin görevi değildir. Ama kayyım bunu kendine vazife olarak gördüğü için bizim kurumlarımızı ve evimizi başkalarına peşkeş çekiyorlar. Çalıyorlar, çırpıyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Ve buradan kayyımlara sesleniyoruz, bir kez daha bütün Türkiye ve dünya duysun ki Urfa'da kayyım atanmış tüm belediyelerimizi kayyımın elinden alacağız, halk yönetecek, biz yöneteceğiz, halkın iradesi tecelli edecek. Bu ülkede geçmiş dönemde de demokrasinin olmadığını biliyorduk ama şu an da içinden geçtiğimiz süreç çok ağır. Ama bizler bu ülkede başta Kürt halkı olmak üzere bütün halklarla, inançlarla hep beraber direnmeye, bu ülkede ikinci yüzyılında Cumhuriyeti demokratikleşmeye sözümüz var. Bizler HEDEP olarak dün olduğu gibi bugün de bu ülkenin demokratikleşmesi için, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz. Kadınları yok sayan, kadınları dışlayan, siyasetten, toplumsallıktan dışlayan bu iktidarın anlayışına karşı kadın mücadelesini hep birlikte yükselteceğiz, tıpkı Jîna Mahsa Amînî'nin İran'da yükselttiği ses gibi. Jin Jiyan Azadî diyen sesler gibi biz kadınlar mücadelemizi yükselteceğiz!"