23 Kasım 2024 Cumartesi

Hatimoğulları: Mücadelemizi çok daha ileriye taşıyacağız

İlerici İttifak Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu'nun iki günlük çalıştayında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, "Sorun çok ama moralimiz yüksek. Kadınların zaten hiçbir zaman bitmeyen moral ve motivasyonu bizleri bugüne kadar getirdi. Biz kendi geleceğimizi istediğimiz renklerle özgürlüğün ve eşitliğin renkleriyle boyamak üzere yolumuza devam ediyoruz. Yolumuz açık olsun" dedi. 

Avrupa, Ortadoğu ve Afrika olmak üzere 27 ülkeden kadının bulunduğu Progressive Alliance (İlerici İttifak) Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu, çalıştayının ikinci gününü Florya'da bulunan bir otelde gerçekleştirdi. Çalıştaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Ceylan Akça, DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, DEM Parti Amed Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak, DEM Parti Dış İlişkiler Eş Sözcüsü Ebru Günay, DEM Parti Örgütlenme Eş Sözcüsü Elif Bulut katıldı. Çalıştayda, toplumsal cinsiyet başta olmak üzere dünyada kadınların yaşadıkları sorunlara karşı ortak mücadelenin oluşturulması konusunda tartışmalar yürütüldü.

'MİLİTARİZM, ŞİDDET HAYATIMIZIN HER ALANINDA'
Çalıştayda gerçekleşen tartışmaların ardından DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları söz aldı. İlk olarak çok kutuplu dünyada artan savaşlar, çatışmaların erkek egemen sistemi güçlendirdiğini ve bunun bedelini kadınların ödediğini dile getiren Hatimoğulları, "Kadın hareketi, ekoloji hareketleri başta olmak üzere barış konusundaki ısrarımızı sürekli güncel tutmak ve mücadele etmek gereken bir dönemden geçiyoruz. Militarizm, şiddet yaşamımızın her yerinde. Sağcı, ırkçı  dünya ölçeğinde gelişmiş olması biz kadınların 5 bin yıllık ezilme ve sömürülme biçimini daha da katmerli hale getirmektedir. Türkiye'de geçtiğimiz hafta 7 kadın katledildi. Kadınlar bu şekilde ne yazık ki şiddete maruz kalıyor" dedi.

'KADINLARA YÖNELİK EN BÜYÜK ŞİDDET YOKSULLUK'
"Kadınlara yönelik en büyük şiddet yaşanan yoksulluk" diyen Hatimoğulları, ekonomik krizin faturasının insanlara ödendiğine dikkat çekerek sermayenin neredeyse sadece tamamına erkeklerin sahip olduğunu söyledi. Her alanda mücadeleyi sürdüreceklerini vurgulayan Hatimoğulları, "DEM Parti olarak dünyada ve Türkiye'de erkeklik sözleşmesi etrafında ortaklaşılarak sömürülen kadınların emeğini görünür kılması için mücadele etmenin kadın bedeni üzerinden kurulmak istenen tahakkümlere başkaldırmanın ve farklı kimliklere yönelik tekçi rejimin baskılarına karşı sesimizi yükseltmek için politika yapan bu anlamıyla kendine görev ve sorumluluklar ortaya çıkaran bir partiyiz. Bu mücadelenin en önemli sacayağı elbette toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, ekonomik, toplumsal, siyasal, kültürel, sosyal, ekonomik alanda erkek egemen sistem nedeniyle geri plana itilen kadınların yaşadığı eşitsizliğe karşı fiili ve gerçek bir eşitliğin sağlanması hepimizin önünde duran en önemli görevdir. Bizler toplumsal cinsiyet  eşitliği sağlanana dek mücadelemizi her alanda ve her yerde hem ulusal hem de uluslararası ölçekte sürdürmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. 
 
Eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet sisteminin Türkiye ve bölgede bir ilk olduğunu dile getiren Hatimoulları, Alman Yeşilleri'nin çok önemli bir deneyimi olduğunu söyledi. Bu deneyimin Türkiye'ye, Ortadoğu'ya, Afrika'ya, dünyanın her yerine ve her alanda yayılması hususunda önemli çabalar içinde olduklarını söyledi. 

'KOBANÊ DAVASINDA HERKESİN BIRAKILMASI GEREKİYOR'
Kobanê davasında tutsak edilen HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın olduğu çok sayıda siyasetçiye 400 küsur yıl verile hapis cezalarına işaret eden Hatimoulları, "Bu davanın AİHM tarafından takip edildiğini ve AİHM'in kararları olduğunu biliyoruz. Burada yine sizlerin huzurunda ve kamuoyuna şu çağrıyı bir kez daha yapmak istiyoruz. İktidar ve yetkililere  şu çağrıyı yapmak istiyoruz. AİHS'e taraf olan bir ülke olarak Türkiye'nin AİHM'in kararlarını uygulaması gerekiyor. Ve Kobanê'den tutuklu bulunan herkesin serbest bırakılması gerekiyor" ifadelerini kullandı. 

'GÜÇLÜ BİR MÜCADELEYE İHTİYACIMIZ VAR'
Hatimoulları, şöyle devam etti: "Ezilen ve sömürülenlere karşı sermayenin, erkek egemen sistemin patriarkal saldırıları çok fazla. Bizlerin bu saldırıları boşa düşürmek için sınırları aşan kadınların birbirini kucaklaması gereken bir dönemden geçtiğimiz aşikar. Geleceğimizi istediğimiz renklerle boyamak üzere yolumuza devam ediyoruz. Çok önemli bir iş yapıyoruz; bunu daha ileriye taşımak hep birlikte bizlerin vereceği emekle, ortak mücadele ile mümkün olduğunu biliyoruz. 21. yüzyılda kadın bedeni bir ganimet aracı olarak görülüyor. 21. yüzyılda kadınlar köle olarak; Ezidi kadınların örneğinde gördüğümüz gibi köle olarak alınıp satılabildiği bir dönemi hala yaşamaktayız. Bu bizlere çok acı vermektedir. Bizler toplumsal cinsiyet eşitsizliğini kimi ülkelerde elbette eşitsizlik farklılık arz etse de en nihayetinde bir ortak paydası erkek egemen sistemdir ve kadınlar sınır tanımadan buna karşı mücadele etmesi ortak paydamızdır. Bu anlamıyla İstanbul Sözleşmesi çok önemliydi. Biliyorsunuz Türkiye bu sözleşmeye ev sahipliği yaptığı halde bu sözleşmeden geri çekilmiş durumda. Kadın hareketi olarak bu sözleşmeye geri dönülmesi için yoğun çaba içerisindeyiz. CEDAW gibi önemli uluslararası sözleşmelerin yaşam bulması için hep birlikte daha güçlü bir mücadeleye ihtiyacımız olan bir dönemden geçiyoruz. Ben bu konuda eminim hep birlikte çok yoğun emek harcayarak mücadelemizi çok daha ileri taşıyacak çok daha güçlü sonuçları hep birlikte elde edeceğiz. Sorun çok ama moralimiz yüksek. Kadınların zaten hiçbir zaman bitmeyen moral ve motivasyonu bizleri bugüne kadar getirdi. Biz kendi geleceğimizi istediğimiz renklerle özgürlüğün ve eşitliğin renkleriyle boyamak üzere yolumuza devam ediyoruz. Yolumuz açık olsun."

Konuşmanın ardından iki günlük çalıştayın deklarasyonu açıklandı.