22 Eylül 2024 Pazar

Hatimoğulları: Bir yıl önce devlet yoktu, devlet hala yok

6 Şubat deprem katliamının yıl dönümü sebebiyle Antakya'da düzenlenen grup toplantısında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Bu zalimler bizleri enkaz altında bırakırken, sıcacık saraylarından ölmemizi izledi. Bunun için affetmeyeceğiz, bunun için unutmayacağız" ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) bu haftaki grup toplantısını 6 Şubat Maraş merkezli deprem katliamının yıl dönümü vesilesiyle Antakya'da gerçekleştirdi. Grup toplantısına Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, Emek Partisi (EMEP) milletvekili Sevda Karaca ve çok sayıda Antakyalı depremzede katıldı.

'ÖFKEMİZİ BÜYÜTEN EN ÖNEMLİ ŞEY BİLEREK ÖLÜME TERK EDİLMEMİZDİR'
Aradan bir sene geçtiğini ama depremzedeler için 04.17 anının havada asılı kaldığını vurgulayan Hatimoğulları, "O anın ötesini yaşamak, kendi hayatını yeniden kurmak adına ne yazık ki hiçbir adım atılmadığı için de geriye dönüp baktığımızda ikinci kez enkaz altında kaldığımızı gördük" dedi.

Tüm Türkiye'ye ve Antakya halkına baş sağlığı dileyen Hatimoğulları, yiten canların hiçbirinin bir sayıdan ibaret olmadığını söyledi. "Acımızın yanında öfkemizi büyüten en önemli şey bizlerin o gün enkaz altında bilerek ve isteyerek ölüme terk edilmemizdir" diyen Hatimoğulları, deprem bölgesinde yapılan anmalara dikkat çekti. Sisteme karşı büyük bir öfke olduğunu belirten Hatimoğulları, "6 Şubat 4.17'den itibaren ilk günlerde yardımımıza koşmayan iktidara öfke var. Biz en başta dedik ki devlet yoktu. Aradan bir yıl geçti hala devlet yok" dedi.

'İKTİDARIN KURUMLARININ NASIL ÇÜRÜDÜĞÜNÜ AFAD ÖRNEĞİNDE GÖRDÜK'
Depremin yaşandığı an koşarak buraya geldiklerini ifade eden Hatimoğulları, sabaha kadar kepçe aradıklarını söyledi. Ölüme terk edildiklerini vurgulayan Hatimoğulları, "Bunun acısını yüzlerce kez ölüp dirilsek de asla unutmayacağız, öfkemiz asla dinmeyecek" ifadelerini kullandı. İktidarın seferberlik yerine OHAL ilan etmesine tepki gösteren Hatimoğulları, eğer toplumsal seferberlik ilan edilseydi acılarının bu kadar derin olmayacağını vurguladı.

AFAD'ın yetersizliğini örnek gösteren Hatimoğulları, "İktidarın kurumlarının nasıl çürüdüğünü, bu kurumların hiçbirinin insana destek amaçlı olmadığını, AFAD örneğinde bir kez daha gördük. Oysa AFAD'ı ballandıra ballandıra anlatıyorlardı" dedi. Devletin hala deprem bölgesinde olmadığını vurgulayan Hatimoğulları, Antakya'ya dönük özel bir politika uygulandığına işaret etti.

'BU ACILARI TARİH SATIR SATIR YAZACAK'
Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Hatay, Antakya halkının; başta Arap Aleviler olmak üzere burada yaşayan bütün farklı halklardan ve inançlardan insanların bariz bir biçimde nasıl ayrımcılığa maruz kaldığını bu depremde bir kez daha gördük. Burada doğup büyüyen bir Arap Alevi kadın olarak bu dışlanmayı doğduğum günden beri hissediyorum. Ama depremde bile olacağını ben de tahmin etmiyordum. Hatay'ın acıya, yalnızlığa ve ölüme bu kadar terk edileceğini benim gibi birçok arkadaş da düşünmedi. Ama biz bunu yaşadık ve bu acıları tarih satır satır, harf harf yazacak."

Arap Alevisi yoğunluklu Dikmece köylülerinin zeytinliklerinin, arazilerinin kamulaştırılmasına işaret eden Hatimoğulları, "Sizlerin huzurunda zeytinliğine, toprağına, doğasına sahip çıkan Dikmece halkına teşekkürlerimizi sunuyorum. Onların direnişi bizlere umut oldu, örnek oldu" dedi.

Rezerv alan yasasının tehlikelerine işaret eden Hatimoğulları, "Bu yasanın uygulandığı ilk yer Hatay oldu. Antakya, Defne ve Samandağ'ı kapsayan 207 hektarlık alan rezerv alan olarak ilan edildi. O bölgede iktidar artık istediği gibi at koşturacak. Yaklaşık 50-60 bin insanın yaşam alanına tekabül ediyor bu 207 hektarlık alan. Bu kadar insanı mağdur eden ve geleceksizleştiren bir yasa. Hatay'ı bu yasa için bir laboratuvar olarak kullanacaklar" dedi.

'ARAP ALEVİ HALKI GÖÇ ETTİRİLMEK İSTENİYOR'
Antakya'da on yıllardır süregelen asimilasyon politikalarına dikkat çeken Hatimoğulları, devletin buradaki Arap Alevi nüfusunu göç ettirme planları olduğunu söyledi. AKP iktidarının depremi bunun için bir fırsat olarak gördüğünü vurgulayan Hatimoğulları, AKP'nin kentte yoğun bir göç olmasını istediğini dile getirdi.

Hatimoğulları, şöyle devam etti: "İlk gün biz enkaz altındayken gelmediler ya, işte bunun için gelmediler. Biz biraz daha ölelim, biraz daha azalalım diye gelmediler. Burada bizi okullarla sınadılar, hastanelerle sınadılar. Çok mu zordu yıkılan bir okulun yerine prefabrik okul yapmak? Devlet için zor mudur bu? Bu iktidar için zor mudur? Dünyanın en kolay işiydi ama bilerek ve isteyerek yapmadılar. Hastane de yapmadılar. Sağlık ocakları hala minicik konteynerlerde sağlık hizmeti vermeye çalışıyor. İşte bizleri göçe zorlamak için bunu ısrarla yapıyorlar, yapmaya devam ediyorlar."

İktidardan sadaka değil eşit yurttaşlık temelindeki haklarını istediklerini belirten Hatimoğulları, "Bir yıldır ayrımcılık yapıyorsunuz, depremde insanları ölüme terk ettiniz, diyorduk. Erdoğan kendi sözleriyle bunu bir kez daha ispatlamış oldu. Onun bu sözlerini bir kez daha kınıyorum. Bizler yurttaş olarak, asli vatandaşlar olarak taleplerimizi dile getirmekten, hakkımızı talep etmekten, hakkımız için mücadele etmekten zerre geri adım atmayacağız. Erdoğan bunu bilsin" dedi.

'İMAR AFFI ÖLÜMLERİN EN BÜYÜK NEDENLERİNDEN BİRİ'
Ülkenin bütün kaynaklarını sermayeye peşkeş çeken iktidarın deprem vergisini otoyol ve havalimanı yapmak için kullandığını kaydeden Hatimoğulları, "O paralar deprem için harcanmış olsa, depremde hasar gören ve yıkılan binaların çok daha fazlasını yapmak mümkün olurdu. Ağır hasarlı, orta hasarlı, bütün Türkiye için söylüyorum. İşte o paralar buraya harcanmış olsaydı, o zaman gerçekten depreme dirençli kentler yaratmış olurlardı. Ama bunların tıynetinde yalan söylemek var. Bunların politikası yalanla yoğrulan bir hamura dönüşmüş. Erzincan, Varto, Bingöl, Gölcük, Düzce, Van, Elazığ depremlerini yaşadık. Eğer bu depremlerden sonuç çıkarılmış olsaydı, Maraş merkezli bu depremi yine bu şiddette yaşayabilirdik ama bu kadar ölmezdik" dedi.

İktidarın çıkardığı imar affının ölümlerin en büyük nedenlerinden biri olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, "siz madem depreme dirençli kent yapacaksınız, başta imar affını getirmeyecektiniz. Şimdi de derhal kaldırmanız lazım" dedi. Mersin'de nükleer santralin kurulduğu yerden fay hattı geçtiğine işaret eden Hatimoğulları, bu projenin derhal durdurulması gerektiğinin altını çizdi.

'DEPREMİ UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ'
Depremi unutturmamak gerektiğinin altını çizen Hatimoğulları, "Biz depremi unutursak, biraz önce saydığım diğer depremler gibi bir deprem daha yaşama ve daha büyük acılar yaşama olasılığımız var. Depremi unutmamak, unutturmamak, yerel yönetimler başta olmak üzere merkezi hükümeti bu konuda göreve davet etmek gibi bir görev ve sorumluluğumuz var" dedi. Bu depremlerden sonuçlar çıkararak bir daha depremlerde bu kadar ölüm olmaması için çabalamaları gerektiğini dile getiren Hatimoğulları, "Bu zalimler bizleri enkaz altında bırakırken, sıcacık saraylarından ölmemizi izledi. Bunun için affetmeyeceğiz, bunun için unutmayacağız. AFAD diye topluma yutturulan kurumların beceriksizliğini ve hırsızlığını affetmeyeceğiz, unutmayacağız. Toplumsal seferberlik yerine OHAL ilan ederek ormanlık arazileri ve meraları imara açmayı hedefleyenleri asla affetmeyeceğiz ve unutmayacağız" ifadelerini kullandı.

'BİR TOPLUM OLARAK DİRENİYORUZ'
İktidarın şimdi konut yapıp depremzedelere satmayı planladığını kaydeden Hatimoğulları, "Evini, barkını, hayatını, işini, aşını, her şeyini kaybetmiş olan depremzedeler olarak bizlerin talebi, kamusal devlet anlayışıyla konutların yapılması ve yurttaşa ücretsiz verilmesidir" dedi. Depremde kaybolan insanlara işaret eden Hatimoğulları, Meclis'te bu gündemle ilgili verdikleri tekliflerin AKP-MHP tarafından reddedildiğini dile getirdi.

Bu acılara karşı toplum olarak direndiklerini ifade eden Hatimoğulları, en fazla direnen ve öncülük edenin kadınlar olduğunu belirtti. Kadınların deprem bölgesinde çok sayıda mağduriyet yaşadığına işaret eden Hatimoğulları, "Kent için mücadele eden bütün depremzede kadınlara sonsuz saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Umudumuz sizlersiniz" dedi.

'DEPREME DAYANIKLI KONUTLAR ACİLEN YAPILMALIDIR'
Hükümetin kente dönük planlara dair derhal bir açıklama yapması gerektiğini vurgulayan Hatimoğulları, diğer yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: "Depreme dayanıklı konutlar acilen yapılmalıdır. Bütçeden bununla ilgili ciddi pay ayrılmalıdır. Depremzedelerin birikmiş olan elektrik ve su faturalarının tamamı silinmelidir, kredileri ertelenmelidir. Esnaf ve çiftçi özel olarak deprem bölgesinde desteklenmelidir. Öğrencilere özel bir kredi uygulanmalıdır. Bunlar son derece hayatidir, hayata geçmesi gerekiyor."

Bu acıyı asla unutmayacaklarının sözünü veren Hatimoğulları, "Yıkıntılarımızı yeniden nasıl inşa edeceğimize hep birlikte bakacağız. Sözümüzü siyasi alanda da toplumsal alanda da söylemekten ve bunun mücadelesini vermekten asla geri durmayacağız. Pazarcıklı kadınların da dediği gibi hiçbir yere gitmedik, buradayız, Antakyalı kadınların dediği gibi hiçbir yere gitmedik, buradayız. Bizler kendimizi de kentimizi de yeniden inşa edeceğiz" dedi.