30 Eylül 2024 Pazartesi

Hasta tutsaklar ölüme terk edildi

İstanbul, İzmir ve Ankara'da düzenlenen eylemlerde hasta tutsakların ölüme terk edildiği kaydedildi. İnsan onuruna aykırı şekilde hastaneye götürülmelerinden kaynaklı tutsakların hastane sevkini reddettikleri belirtilen eylemlerde giden tutsakların da kelepçeli muayeneye zorlandığı vurgulandı. Eylemlerde, hasta tutsakların tedavilerinin önündeki engellerin derhal kaldırılması ve tahliyeleri istendi. 

Hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek, tedavilerinin önündeki engellerin kaldırılarak derhal tahliye edilmeleri için İstanbul, İzmir ve Ankara'da eylemler sürüyor. 

İSTANBUL
Bu hafta düzenlenen 536. F Oturması'nda Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Hapishanesi'nde tutulan 60 yaşındaki ağır hasta tutsak Muhlise Karagüzel'in durumu kamuoyuyla paylaşıldı. İHD İstanbul Şube önünde düzenlenen açıklamada, "Tedavi haktır engellenemez", "536. F Oturması hasta mahpus Muhlise Karagüzel serbest bırakılsın" yazılı pankartlar ve hasta tutsakların fotoğrafları taşındı. 

HDP Milletvekili Musa Piroğlu'nun da katıldığı eylemin basın metnini İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyesi Mehmet Acettin okudu. Acettin, "3 defa kalp krizi geçiren Muhlise Karagüzel; Kalp,  Diyabet, Hipertansiyon, Astım, bel ve boyun fıtığı hastasıdır. Kan Şekeri çok yükseldiği için günde dört kez insülin iğnesi yapılmaktadır. Şeker yüksekliği gözlerine ve böbreklerine zarar vermiş olduğu için şiddetli ağrılar çekmektedir. Hastalıkları nedeniyle diyet beslenmesi gerekmesine rağmen bu ihtiyacı karşılanmamakta, bu durum sağlık sorunlarını artırmaktadır. Gözlerindeki rahatsızlık nedeniyle defalarca göz anjiyosu yapılan Karagüzel'e,  doktorları tarafından acilen ameliyat olması gerektiği söylenmiş,  ancak bu ameliyat sırasında gözlerini kaybetme ihtimali bulunduğundan ameliyat edilememiştir" sözleriyle Karagüzel'in hastalıklarını aktardı. 

'HASTANEDE KELEPÇEYE BAĞLANDI'
Karagüzel'in giderek ağırlaşan astım hastalığına bağlı olarak nefes almakta güçlük çektiğinden uyuyamadığını bu durumun sağlığı yanında günlük yaşamını da olumsuz etkilediğini kaydeden Acettin, Muhlise Karagüzel, 2021 yılında geçirdiği ilk kalp krizi sırasında önce hapishane revirine götürülmüş, burada durumunun daha da ağırlaşması, tansiyonunun çok yükselmesi üzerine Kayseri'ye hastaneye kaldırılmıştır. Hastanede anjiyo yapılmış 2 gün yoğun bakımda tutulmuştur. Yapılan anjiyoda kalbe giden çok sayıda damarın tıkalı olduğu tespit edilmiştir. 3 gün sonra tekrar anjiyo yapılmış, 8 gün hastanede kalmıştır. Hastanede kaldığı 8 gün boyunca elleri yatağa kelepçelenmiştir. 9 Mart 2022' günü üçüncü kez kalp krizi geçiren Karagüzel, Kayseri Şehir Hastanesi'ne kaldırılmış,  burada tıkalı damarlarına stent takılmıştır. Karagüzel, hastanede kaldığı süre boyunca yine yatağa kelepçeyle bağlanmıştır" dedi.

Muhlise Karagüzel'in kızımın verdiği bilgileri de şu sözlerini aktaran Acettni, "Annesinin hastaneye götürülmesi bilerek geciktirilmekte bu durum sağlığını ve yaşamını tehdit etmektedir. Üçüncü kalp krizini geçirmeden 20 gün önce göğüs ağrıları başladığı halde önce revire götürülmüş, "hastaneye gitmesi gerekir" denmesine rağmen koğuşuna geri getirilmiş, daha sonra Kayseri Bünyan Devlet Hastanesi'ne götürülüp oradan da Kayseri Şehir Hastanesi'ne sevk edilmiş,  ancak " randevu yok, yoğunluk var"  denilerek geri hapishaneye getirilmiş ve 20 gün sonra ve ancak kalp krizi geçirdikten sonra Kayseri Şehir Hastanesine kaldırılmıştır. Her an yeni kalp krizi riski ile yaşayan Muhlise Karagüzel'in serbest bırakılarak tedavisinin dışarıda sürdürülmesi yaşam hakkının korunması bakımından zorunluluk haline gelmiş bulunmaktadır" ifadelerini kullandı. 

Eylem, "Muhlise Karagüzel serbest bırakılsın", "Hasta mahpuslar serbest bırakılsın", "Tedavi haktır engellenemez" sloganlarıyla sona erdi. 

İZMİR
İHD İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu bu hafta düzenlediği 256. eylemde, hasta tutsak Turgut Koyuncu hakkında bilgi verdi. İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri'nin de katılımıyla Konak eski Sümerbank önünde düzenlenen eylemde, "Ağır hasta mahpuslar ölüyor, susma", "Susma, suça ortak olma, ölüyorlar" yazılı pankartlar açıldı. 

Basın metnini okuyan Avukat Zafer İncin, 1975 doğumlu Koyuncu'nun 1995 yılında tutuklandığını belirtti ve şöyle devam etti: "26 yıldır hapistedir. Ağırlaştırılmış müebbet
hükümlüsüdür. Değişik hapishanelerde bulunmuş, şu an Ödemiş T Tipi KCİK'nda kalmaktadır. 02 Ocak 2021'de yaptığımız ilk basın açıklamasında Koyuncu'nun uzun süredir tedavisini gördüğü ileri boyutta sedef hastalığı bulunduğundan, bu hastalığın diğer organlar üzerinde yıpratıcı etkisinin olduğundan, bu hastalığın tedavisinde Stelara isimli hazır iğne tedavisi, beyaz kaslara yapıldığından, bu ilacın pahalı olması nedeni ile bulunmakta sorunlar yaşandığından, Stelara'nın ağır bir tedavi olması, bağışıklık sistemini baskılaması nedeni ile bağışıklığı güçlendirici takviye ilaçların alınması gerektiğinden söz etmiştik."

'TEDAVİYE GİDİŞ GELİŞLERDE İNSANLIK ONURUNA AYKIRI DAVRANILIYOR'
Koyuncu'nun yıllardır boğazındaki bir rahatsızlıktan dolayı sık sık kanamalar oluştuğunu ve bundan dolayı acile kaldırıldığına dikkat çeken İncin, "Bunun yanında eklem, kas hastalıkları vardır. Ayrıca kalp kapakçığında da sorunlar yaşamaktadır. 28 Haziran 2022'de yapılan avukat görüşünde ise sedef hastalığının yoğunlaştığını, cildindeki yaraların lekelerin giderek arttığını ve büyüdüğünü, idarenin hastane sevki için sorun çıkarmadığını ancak hastanede randevu bulamadıklarını dile getirmiştir. Ayrıca revire geç çıkarıldığını ve hastaneye sevk talebinin zamanında karşılanmadığını, kullanması gereken ilaçların geç verildiğini ve bunun da hastalığın tedavisinde kesinti yarattığını söylemiştir. Bütün bunların yanı sıra tedaviye gidişlerde insan onuruna yakışmayan uygulamaları reddettiği için tedavi randevularının iptal edildiğini de belirtmiştir" dedi. 

Koyuncu'nun bulunduğu hapishanenin İzmir'e uzak olması sebebiyle hastane sevk süresinin oldukça uzun olduğunu, sağlığının bundan olumsuz etkilendiğini bu nedenle İzmir'e yakın bir hapishaneye sevkini talep ettiğini söyleyen İncin, "Uzun tutukluluk, süreç içinde hastalık oluşturmakta ve hastalıkları kronikleştirmektedir. Turgut Koyuncu'nun yaşadığı da budur. Kullandığı iğnenin yarattığı harabiyeti en aza indirmek ve vücudun bağışıklığını, özellikle bu pandemi sürecinde, güçlendirici takviyeleri çeşitlendirmek
gerekmektedir. Ayrıca hastalıkları ve bağışıklık sisteminin zayıflığı göz önüne alındığında hapishane onun hastalığını derinleştirmektedir. Bu nedenle derhal tahliye edilmelidir" dedi. 

Eylem, "Hasta mahpuslara özgürlük", "Turgut Koyuncu'ya özgürlük" sloganlarıyla sona erdi. 

ANKARA
Ankara'da İHD Ankara Şube önünde Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi 408. kez bir araya geldi. Bu hafta Bodrum S Tipi Hapishanesinde tutulan Adem Amaç ve aynı hapishanede tutulan Suphi İsmail'in durumuna dikkat çekildi.

Açıklamada, şu ifadeler yer aldı: "Suphi İsmail Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevinden, Bodrum S Tipine Mayıs 2022'de ayında sevk edildi. Suphi İsmail'in bir bacağı, kasık kısmından itibaren kesiktir ve koltuk değneği kullanmaktadır. Tek başına banyo yapamıyor, temizliğini yapamıyor, tek ayağının üzerinde yemeklerini almakta sorun yaşıyor. Tekirdağ'da ve daha önce kaldığı cezaevlerinde iken arkadaşlarının yanında kalmasına rağmen, Bodrum S Tipine geldiği günden bu yana tekli yerde tutulmaktadır. Tek başına kalamaz raporu olmasına rağmen tekli yerden alınmamış ve en son olarak da raporunun iptal edildiği ve tekrar hastaneye sevk edileceği söylenmiştir. Gittiği günden bu yana eşyaları verilmemiş, sıcak ve nemli bir yerde olmasına rağmen zor koşullarda tutulmaya devam edilmektedir.

Adem Amaç, Osmaniye 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevinden 26 Aralık 2019 tarihinde yeni açılan Afyon 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevine 4 kişiyle birlikte ring aracı ile sevk edilmişti. Afyon'dan da Mayıs 2022'de Bodrum S Tipi Kapalı Hapishanesine sürgün edilmiştir. 2007 yılından bu yana cezaevinde bulunmaktadır. 15 yıl önce ciddi bir yaralanma sonucunda karın içi organlarda ve karın duvarında, kas yapısını tamamen ortadan kaldıran ciddi bir hasar meydana gelmiştir. Tedavi amacıyla ile kolostomi, daha sonra uç uça gnastamoz, karın duvarında kas yapısı yerine protestik yama konulması ameliyatları olmuştur. Ayrıca bu ağır ameliyatlardan sonra gelişen enfeksiyon ve apselerden dolayı belli tarihlerde toplam 12 kez ayrı ayrı ameliyatlar geçirmiştir. Ancak geçirmiş olduğu tüm ağır ameliyatlara rağmen tedavisi tamamlanamamıştır. Şu anda karın duvarında zayıflık, hassasiyet ve şişlik şikayetleri devam etmektedir. Oturma, kalkma ve diğer tüm
hareketlerinde sorunlar ve kısıtlılıklar yaşamaktadır.

Özellikle 2010-2011 yılları arasında Adana Numune Hastanesinde karın ön kısmına, kasların yerine koydukları protestik yama yapmak için ciddi bir ameliyat geçirmiştir. Bu ameliyat sonucunda oluşan enfeksiyon ile karnındaki ameliyat yerinde 2 tane delik açılmıştır. Belirtiği bu deliklerden uzun yıllardır sürekli iltihap aktığı için yaraları bir türlü kapanmamaktadır. Kalan ameliyatlarının dışarıda ailesinin yanında yapılması için infaz ertelemesi taleplerinde bulunmasına rağmen bu haklı talebine karşılık olumlu bir sonuç alamamıştır. Karnında 3 açık yaranın olduğunu ve bunlardan sürekli olarak kan iltihap aktığını, ameliyat olması gerektiğini ancak defalarca hastanelere gitmesine rağmen ameliyatının yapılmadığını ifade etmiştir.

Adem Amaç'ın karnındaki yaralar ve geçirmiş olduğu ameliyatlardan kaynaklı olarak yaşamı risk altındadır. Yapılması gereken ameliyatları geciktirilmeden yapılmalı, tüm tetkik ve tedavileri eksiksiz bir şekilde tamamlanmalı ve bu süre zarfında da yaşam hakkının korunması amacıyla ailesinin yanında daha sağlıklı koşullarda tedavisinin yapılması amacıyla infazının ertelenmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır."