29 Eylül 2024 Pazar

Hasan Demirhan yazdı: Gazi, Gezi, Rojava aynasından devrimci hakikatimiz-1

Gazi ve Gezi/Haziran ayaklanmaları aynı fiziki ve politik mekândan patlak vermelerine karşın iki ayrı politik zamansallığın damgasını taşır. Yeni politik çağın/zamanın bir devrimci patlamasını resmeden Gezi-Haziran Ayaklanması, sadece İstanbul'un ikinci devrimci uyanışını ve ayağa kalkışını anlatmaz, daha ötesini ve dolayısıyla dünya tarihsel arka planını anlatır.

Marksist Leninist komünist öncünün çeyrek yüzyıllık devrimci yürüyüş parkuruna bakıldığında üç devrimci konak ve sıçrama fotoğrafı açıkça görülür. Politik tarihin kaydettiği bu üç uğraktan her biri ML komünist öncünün de devrimci atılım momentlerini ve tarihsel dönüm noktalarını işaretler. Politik tarih bilincimizin kitabesine 'üç devrimci hakikat levhası' olarak kazınan Gazi, Gezi/Haziran ve Rojava devrimci atılımları, ayaklanmadan devrime yürüyen ML komünist öncünün çeyrek yüzyılda kat ettiği devrimci mesafenin en önemli ve değerli kilometre taşlarını da gösterir. Kendi tarihini yapan partinin varlık amacını belgeler. Devrimci yürüyüşünün ve konumunun özet bir öyküsünü sunar. ML komünist öncünün devrim yürüyüşündeki bu üç devrimci atılım döneminin her biri özgün çizgiler ve motiflerle karakterize olur ve öznenin zihin haritasına kazınır. Dolayısıyla Gazi, Gezi ve Rojava sıçrama eşikleri ve dönüm noktaları, devrimci hakikatimizin aynasına ve öncünün zihin haritasına nakşolmuş devrimci hakikat levhaları olarak özel bir yerde durur. ML komünist öncünün gerçeğine temas etmek ve anlamak için sürekli özel ve özenli okunmayı ve anlamlandırılmayı hak eder.

BİRİNCİ HAKİKAT LEVHASI: GAZİ AYAKLANMASI
Devrimci hakikatimizin birinci levhası olarak tarif ettiğimiz Gazi Ayaklanması'ndan başlayarak üç politik atılım uğrağını ortak ve farklı spesifik hakikat motiflerini seçerek yeniden betimleyebiliriz, yeni okumalara tabi tutabiliriz. Hiç kuşku yok ki, Gazi'yle özdeşleşen ad ve simge olarak ML komünist öncü, Gazi Ayaklanması'nın barikat ateşleri arasında sıyrılıp gelir. Gazi Ayaklanması ML komünist öncünün yeniden doğuşunu haber verir, somut politik varlığını duyurur ve ezilenlerle muazzam karşılaşmasını sağlar. Birlik Devrimi'yle yeni formunu varlık hakkını elde eden komünist öncü, politik olayın başat politik öznesi ve aktörü olarak, politik mücadele sahasına en etkili devrimci girişini yapar. Ayaklanma ML komünist öncünün kendini ortaya koyuş tarzına sahne olur. Birlik Devrimi ilk ve somut politik ürününü böylece verir. Gazi Ayaklanması, Birlik Devrimi'nin ilk muazzam devrimci atılım uğrağı ve tüm kazanımlarıyla ilk eseri olma anlamını taşır.

Gazi Ayaklanması uğrağında beliren parti silueti aynı zamanda ML komünist öncünün yeni politik mücadele tarzının doğuşunu da müjdeler, yeni tarzının ışık ve motiflerini yansıtır. Ayaklanmanın devrimci ışığıyla süzülüp gelen yeni politik mücadele tarzı, verili/geleneksel mücadele tarzını aşma hamlesini simgeler. Devrimci atılımlara kilitlenen partinin devrimci iktidar perspektifini ve bilincini daha da berraklaştırır, politik devrimci bakışını keskinleştirir. Devrimci iddiasını, isteğini ve azmini büyütüp kuvvetlendirir. ML komünist öncünün devrimci bataryalarını ezilenlerin yepyeni toplumsal enerjileriyle doldurur. Birlik Devrimi'nin devrimci yenilenme, yeniden yapılanma ve politik atılımla ileri sıçrama arzusu, fikri ve kararlılığı Gazi Ayaklanması momentinde kendi nesnesine ve aracına kavuşur. Politik olay ile politik özne devrimci biçimde karşılaşır ve rezonansa girer. Partinin politik mücadele tarzını yenileme isteği, önder bir parti olarak gelişme hevesi ve hedefi ayaklanma imkanıyla gerçek ve zengin bir uygulamaya dönüşür. Yeni politik mücadele tarzını yaratma perspektifi ve isteği ete kemiğe bürünür. Kentlerde yerleşikleşip gelenekselleşen on yılların devrimci mücadele biçimleri ve belli bir sınırı aşamayan devrimci çizgi, direniş devrimciliği düzeyi, ayaklanmanın gücü ve sarsıcılığıyla pratikte aşılır; zihinlerde ise sorgulanır hale gelir. Ayaklanma olayı devrimci mücadelenin çıtasını her bakımdan yükseğe çeker. Kalınlaşmış, statik, alışılageldik, kendiliğindenci vs. sınırlar içinde devinerek ilerleyen ve genel ifadesiyle protestoculuğu aşamayan kitle mücadele tarzı ve çizgisi, Gazi Ayaklanması'yla aşılır. Geleneksel sınırlar ve politik davranış tarzları sarsılır. Durumu nesnel hakikat döneminde kavrayıp çözümleyen ve öznel hakikat düzleminde bilince dönüştüren devrimci özneler şahsında ayaklanma olayı bir devrimci sıçrama tahtası işlevi görür. Politik olayı anlayan politik devrimcilik, gerçek ve anlamlı ilerlemeler kaydeder. Kentlerde ayaklanmaları düşünmek ve kent ayaklanmalarına hazır olmak, somut ve denetlenebilir bir olgu olarak devrimci hareketimizin içkin hakikatlerinden biri haline gelir. Ayaklanma olgusu güncelliğin bilincine imkan perspektifi olarak kazınır.

Gazi Ayaklanması'yla ezilenler ayaklanma gibi güçlü bir politik silahı ve kudreti keşfeder. Ayaklanmama veya ayaklanmaya uzak durma geleneği pratikte ve zihinlerde yıkılır. Gazi Ayaklanması bu yönüyle bir kitle bilinci sıçramasına işaret eder, ezilenlerin faşizme karşı mücadelesinde yeni bir dönem açar. Ayaklanma silahını politik mücadele envanterine güncel bir imkan olarak ekler. Gazi başkaldırısıyla açılan yeni politik konjonktürde devrimci hareketimizin değişik bölükleri upuzun bir dönemin ardından binler ve on binlere ulaşan ezilenlerin gücüyle birleşir, politik mücadele sahnesinde daha kudretli yer alır. Devrimci hareketimiz kayda değer bir büyüme ve kitleselleşme düzeyine ulaşır. Ezilenlerin devrimci kuvvetini somut eylemleriyle deneyimler, kitle kahramanlıklarını gözlemler, tanıklık eder ve bu muazzam güce olan güvenini tazeler. Ezilenlerle varolagelen mesafeyi aşma, öncülerle ezilenlerin zayıf bağlarını güçlendirme ve kitlelerle daha güçlü kaynaşma yoluna koyulur. Emekçi semtlerin stratejik ve sınıfsal önemi daha derinlikli kavranır. Gazi Ayaklanması verili teorik külliyatı, stratejiyi, statik düşünüşü ve bir bütün olarak devrimci zihniyeti sorgulamaya tabi tutar ve devrimci yenilenmeye zorlar. Ayaklanmanın akabinde Türkiye Devrimci Hareketi'nin teorik-politik tartışma gündemine, işçi sınıfı ve ezilenler, yeni kent sınıfları gerçeği ve varoşlar, kent ve kırın politik sınıf savaşımındaki yeni konumları, direniş, barikat, ayaklanma, milis, emekçi semtlerin devrimci stratejideki sınıfsal ve mekânsal konumu, demokratik Alevi hareketi gibi pek çok konu başlığı girer ve yoğun teorik-politik tartışma ve çözümleme çabasıyla karşılık bulur.

Gazi Ayaklanması momenti bir devrimci turnusol görevi görür. Verili devrimci öznelerin teorik ve politik durumlarını sınanmadan geçirir. Konumlarını sarsar, devrimci olayla yüzleştirir. Devrimci öznelere yeni sorular sorar. Politik öznelerin devrimci önderlik, tarz, yetenek ve kapasitesini yoklar. Devrimci önderliklerin analiz ve öngörü gücünü, örgütsel hazırlık, strateji ve taktik uygulama beceri ve kapasitesini test eder. Güçlü ve zayıf yanlarını, politik yetmezlik alanlarını açığa çıkarır. Teorik ve pratik bakımdan yeni vaziyet alışlara zorlar, ayaklanmadan dersler çıkarmaya, hayattan öğrenerek dövüşmeye davet eder. Ayaklanmanın devrimci enerjisi, devrimci hareketimizi nesnel hakikat bilgisini bir öznel hakikat bilinci olarak kurmaya çağırır ve daha ileri devrimci pozisyona doğru iter.

Gazi Ayaklanması ML komünist partinin politik mücadele ve önderlik tarzının doğumuna ebelik eder. Ayaklanmanın içinden "bir farklı tarz" ifadesi ve çözümleme çabasıyla ilk 'an'da soyutlanan olgu, politik mücadele ve önderlik tarzında partiyi 'yeni tarz' tartışmasına ve kavrayışına doğru götürür. Ayaklanma devrimci aydınlanma getirir. Birlik Devrimi'nin yeniden doğuş ve kendini bilinçle yeniden kurma eylemi, Gazi Ayaklanması'yla politik ve örgütsel yönden bir atılıma dönüşür. Birlik Devrimi'nin kurucu çalışması devrimci meyvelerini vermeye başlar. Politik olay yani Gazi Ayaklanması ML komünist öznenin zihin dünyasına en devrimci haliyle ve kurucu çalışmayı pekiştiren gücü ve enerjisiyle yansır. Politik özne Birlik Devrimi'nin açtığı zihinsel devrim çığırından güvenle geleceğe yürür. Ayaklanma olayını en devrimci haliyle kavrar ve değerlendirir. Varlığının elementer öğesi haline getirir. Zihinsel devrim ufku, teorik ve pratik derinleşmelerle yansımalarını bulur. Ayaklanmanın devrimci enerjisini emen ve derslerini iyi çalışan ML komünist öncü politik mücadele tarzını yeniler ve çizgileştirir. Yeni tarz, öncü tarz, öncü ve önder parti, stratejik önderlik ve taktik önderlik, kendisi için değil kitleler için politika, ezilenlerle birlikte politika, birleşik devrimci önderlik, birleşik devrimci cephe, apolitik devrimciliğin reddi gibi pek çok yeni kavramla kendi varlık ve üretim tarzını daha üst düzeyde kurar. Yeni gramer ve kavram setiyle parti tarzını ve zihinsel devrimi bir 'iç devrim' olarak pratikleştirir. Her yeni durum momentinde bekleneceği gibi, bu süreç politik öznenin kendi 'iç devrim sahası'nda türlü çeşitli engellere ve sınırlara çarpar. Statükocu ve gelenekçi dirençlerle karşılaşır. Yeni durumun devrimci gerilimi ve çatışkıları yeni tarzın kazanılması rotasında başarıyla yönetilir. Kendi varoluş ve üretim tarzına bilinçle müdahale eden ML komünist öncü eski tarzla kopuşur. Yeni ve devrimci sıçrama enerjisi ve imkânlar verir.

Gazi Ayaklanması zihinsel devrim ve politik tarz yenilenmesini kolaylaştırır, iç devrimin katalizörü ve dolayımcısı rolünü yerine getirir. Devrimci pratiğin öğreticiliğiyle ayaklanma, ML komünist öncünün öznel hakikatini yeniden kurmasına imkan veren bütün araçları ve elverişli koşulları sağlar. Ayaklanmanın devrimci enerjisi, dersleri, açtığı yeni devrimci ufuk ve ML komünist öncünün güçlü ve sarsılmaz devrim iddiası, arzusu ve kendine bir yol açma arayışı tüm geriye çeken statüko prangalarını ve eski tarzı parçalar. Ml komünist öncü yeni politik mücadele tarzını aynı zamanda bir parti ve önderlik tarzı olarak kazanır ve kendi yolunu eylemiyle açar.

Gazi Ayaklanması ardında güçlü mevziler ve geleceğin devrimci pratiğini başarıyla kuracak zengin teorik-politik kavrayışlar, dersler ve örgütsel kazanımlar bırakır. Parti tarzını kazanmak bu kazanımların kalbini oluşturur. Bununla birlikte siyasal kampanyalar, politik-askeri öncü vuruşlar, yeni kitle mücadele mevzileri, ölümüne direniş pratikleri, devrimci 1 Mayıslar vb. Gazi'nin açtığı konjonktürde ve ML komünist öncünün yeni tarzının sürükleyiciliğinde anlamlı bir politik varlık düzeyine ulaşır. ML komünist öncünün kesintisiz ilerleyen devrimci pratiğine işler, çeşitli biçim ve çizgileriyle geleceğe taşınır. Faşist diktatörlüğün kayıp terörüne karşı yükseltilen devrimci direniş, siyasal kampanya olarak adalet ve hesaplaşma mücadelesi, Gazi Ayaklanması'nın bir devamı ve bir ürünü anlamı taşır. Ayaklanma diktatörlüğün korku ve teröre dayalı hegemonyasını yıkar. Diktatörlük hegemonyasını yeniden ve 'an'ında tesis etmek için ayaklanma önderleri başta gelmek üzere devrimci öncülere en ürkütücü ve dehşet verici terör biçimlerini seçerek saldırır ve sonuç almak ister. Bu kritik 'an'da faşist diktatörlüğün kayıp terörünü Gazi'nin asi devrimci ruhu ve cüretiyle karşılayan ML komünist öncü, Hasan Ocak'ın kaçırılıp kaybedilmesi saldırısını bir politik karşı saldırıya çevirir. Kayıp terörünün faili devleti cürm-ü meşhut yapar ve tıpkı Gazi'deki gibi faşizmin üstüne üstüne yürür. Kaybetme terörüne karşı etkili bir devrimci siyasal kampanyayla faşizme ikinci darbeyi indirir. ML komünist öncü faşizmle kapışma ve hesaplaşma çizgisinde sağlamca yürür. Faşizmin kaybetme terörünü kesintiye uğratır ve geriletir. Cumartesi Anneleri mevzisi faşizmi gerileten ve hesap soran adalet mücadelesi olarak anıtlaşır. Cumartesi Annelerinin çeyrek yüzyıllık onurlu, kararlı, yılmaz ve başarılı mücadelesi Gazi Ayaklanması'nın yaşayan yanını temsil eder. Bugüne taşınan en anlamlı politik miras ve kavga mevzilerinin başında gelir.

İKİNCİ HAKİKAT LEVHASI: GEZİ/HAZİRAN AYAKLANMASI
Gezi/Haziran Ayaklanması son çeyrek yüzyıllık politik tarih kesitimizin ikinci ayaklanma uğrağını ve dönüm noktasını temsil eder. Bu uğrak devrimci hakikatimizin ikinci hakikat levhasını oluşturur. Devrimci hakikat bilincimizin kitabesine özen ve önemle yerleştirdiğimiz Gezi/Haziran Ayaklanması, tipik bir 21. yüzyıl ayaklanmasını resmeder. 21. yüzyılın toplumsal doğasına, politik çevresine ve politik evrensellik bağlamına uygun gelişir. Bu özelliğiyle yeni bir politik evrensellik zamanının işlemeye ve yeni toplumsal dinamiklerin politik varlıklarını devrimci itirazlar biçiminde, yeni bir dünya yeni bir hayat arayışı temelinde ortaya başladığını haber verir. "21. yüzyılın ayaklanmalar yüzyılı" olacağı öngörüsü ve kehaneti(!) ilk kez dünyanın kapitalist efendileri tarafından bir çağ yangını alarmı olarak dillendirilir. Egemenlerin 21. yüzyılın ayaklanmalar yüzyılı olacağı öngörüsü kaynağını emperyalist küreselleşmenin nesnel gerçekliğinden alır. Kapitalizmin varoluşsal krizinin bir itirafını seslendirir ve anlatır. 'Zamanın ruhu' ya da politik evrensellik nasıl ifade edersek edelim, Gezi/Haziran Ayaklanması kapitalizmin varoluşsal krizi üzerinde yükselen yeni ayaklanmalar çağında ezilenlerin kendini çok çeşitli veçhelerle ortaya koyuşunu ve toplumsal kurtuluş arayışını ifade eder. Kimileyin doğrudan anti-kapitalist bir yoksul ve ezilen ayaklanması karakteriyle, kimileyin bir ezilen göçmen isyanıyla veya doğanın talanına karşı patlak veren ekolojist formuyla gördüğümüz 21. yüzyıl ayaklanmaları, yeni politik evrenselliğin ana karakterini belirler. 21. yüzyılın dünya-tarihsel bağlamı ve toplumsal dinamikleri kapitalizmin varoluşsal kriziyle belirlenen ayaklanmalar gerçeğini bütün renkliliği, zenginliği ve somutluğuyla getirip önümüze koyar. Devlet-halk, emek-sermaye ve doğa-kapitalizm evrensel çelişkilerini kapsayan ve derinleştiren kapitalizmin varoluşsal bunalımı, 21. yüzyıl ayaklanmalarını durmadan üreten matrisini gösterir ve ayaklanmalar çağının devrimci imkânlarına ve devrimin güncelliğine işaret eder.

Gazi ve Gezi/Haziran ayaklanmaları aynı fiziki ve politik mekândan patlak vermelerine karşın iki ayrı politik zamansallığın damgasını taşır. Yeni politik çağın/zamanın bir devrimci patlamasını resmeden Gezi-Haziran Ayaklanması, sadece İstanbul'un ikinci devrimci uyanışını ve ayağa kalkışını anlatmaz, daha ötesini ve dolayısıyla dünya tarihsel arka planını anlatır. Gazi ve Gezi-Haziran başkaldırıları bağrına kazılı oldukları toplumsal ve politik coğrafyanın pek çok anonim özelliklerini ve toplumsal çizgilerini taşımalarına karşın; apayrı iki politik zamansallık, güncel arka plan ve koşullar bütünü tarafından üretilip belirlenen devrimci meydan okumalardır.

Gazi ayaklanması 20.yüzyılın bir politik başkaldırısını karakterize eder. Sömürgeci faşist diktatörlüğün azgın terörüne ve katliamlarına karşı patlar ve gelişir. Antifaşist karakteriyle ülkesel politik konjonktür ve koşullar tarafından üretilip belirlenir. Kent ezilenlerinin ve yoksulların emekçi semtlerde biriken devrimci öfke ve enerjisinin politik patlamasını, devrimci uyanışını ve diktatörlüğe meydan okumasını betimler. Bütün politik içeriği ve kapsamıyla, siyasal karakteri ve sınıfsal kombinasyonlarıyla adına Türkiye denilen siyasal ünitenin gerçeklikleri üzerine yükselir. Devlet-halk çelişkisinin bir açık politik kapışma ve hesaplaşma düzeyine varmasını anlatır. Dünya-tarihsel olmayan ayaklanma gerçekliğini yansıtan Gazi Ayaklanması, lokal ölçekte fiillik kazanır. Barikat ve sokak çarpışmalarıyla, kitlenin devrimci kahramanlığıyla karakterize olan bir kent isyanı formunda gerçekleşir. Ayaklanmanın fiziki çapı İstanbul'un belli başlı emekçi ve anti-faşist semtleriyle sınırlı kalır. Siyasal etki gücü ve çapı ise, olağanüstü boyutlara varır ve sarsıcı sonuçlar üretir. Gazi Ayaklanması'nın İstanbul'a ve Türkiye'ye politik olay ve hareket olarak yayılma eğilimi, büyüme ve gelişme yönelimi belli sınırları aşamaz. Verili gelişme limitlerine varır ve bir politik olay ve hareket entropisiyle ezilenlerin bağrında sönümlenir. Ayaklanmanın enerjisi tüm ezilen sınıflara doğru dağılır ve devrimci işlevini yeni mücadele biçim ve birikimi formuyla sürdürür.

İkinci İstanbul Ayaklanması olarak başlayan Gezi-Haziran Ayaklanması bütün bir siyasal coğrafyaya yayılan özelliğiyle ülke ölçekli bir politik kalkışmayı karakterize eder. Türkiye tarihinde örneğine rastlanmayan bir politik kalkışmayı betimler. Gezi-Haziran Ayaklanması Gazi Ayaklanması'nı aşıp geçer. Türkiye adlı siyasal ve toplumsal yapıyı/üniteyi güçlü ve derinden sarsar. Faşist rejimin toplumsal hegemonyasını çatlatır, ezilenlerin devrimci gücünü, kapasitesini, politik yaratıcılığını vs. açığa çıkarır. Sokakları ve meydanları politik eylem gücüyle özgürleştirir ve bu ilmihali en başta politik öznelerin kendisine gösterir.

Gezi-Haziran Ayaklanması 21.yüzyılın girişinde dünyanın farklı coğrafyalarında patlak vermeye ve yayılmaya başlayan yeni kent isyanlarının yeni bir baskısını teşkil eder. Kapitalizmin anayurtlarından periferisine kadar tüm coğrafyalarda dünya-tarihsel bir olgu olarak tezahür eden yeni kent isyanları, kapitalizmin varoluşsal krizin dolaysız bir ürünü ve patlayan politik enerjisini kanıtlar. Ezilenlerin, "yeni kent sınıfları" ve bölüklerinin politik hareketlerini, yönelimini ve arayışlarını imler. Gezi-Haziran Ayaklanması, aynı politik zamansallık bağlamı içinde, Amerika'dan Avrupa'ya, Kuzey Afrika'dan Ortadoğu'ya değin dalga dalga yayılan ayaklanmalardan biridir. Küresel kapitalizmin varoluşsal bunalımının ürettiği yıkıcı sonuçlara ve yeni kent sınıfları da dahil olmak üzere tüm ezilenlerin ve yoksulların kapitalizme karşı gelişen yeni kent ayaklanmaları başka bir dünya yeni bir hayat arayışı somutlar. Kapitalimi aşma arzusunu açık ve örtük biçimlerde dışa vurur. Yeni kent ayaklanmalarının artan sayısı, hızı, yaygınlığı, frekans sıklığı ve yeniden tekrarlayan yapısı ve politik mekaniği, antikapitalist mücadelenin kent ayaklanmaları temelinde daha güçlü gelişeceğini ve ilerleyeceğini vurgular. Dahası 21.yüzyılın ayaklanmalar çağı, Arap Baharı'yla kodlanan kimi ayaklanmalar ve devrim süreçlerinde açıkça görüldüğü gibi, yeni ayaklanmaların kapısı siyasal devrimlere açılmaktadır. Rojava Devrimi somutunda ise, ayaklanma, iç savaş ve toplumsal devrim boyutuna değin ilerlemeyi resmeder ve devrime giden yola ışık tutar. Devrime açılan ayaklanma kapıları ve kapitalizmi aşma istek ve potansiyelleriyle 21.yüzyıl ayaklanmaları devrimin güncelliğine kuvvetli bir vurgu yapar. Kent ayaklanmalarıyla devrimin güncelliği ve sosyalizm perspektifinden ilişkilenmek gerektiğinin derslerini sunar.

Gazi Ayaklanması'ndan farklı temelde gelişen Gezi-Haziran Ayaklanması İstanbul metropolünün merkezinde ve simgesel olarak politik kalbinde vuku bulur. Ezilenlerin yeni kent sınıflarının birleşik renkli politik ve sınıfsal kombinasyonuyla bir onur ve özgürlük başkaldırısını temsil eder. Belirgin antifaşist karakterinin yanı sıra anti-kapitalist izlek ve çizgileri de taşır. İsyan kıvılcımını çakan Taksim Gezi Parkı'nın yeşilini koruma, ağaç kıyımını durdurma, Topçu Kışlası binasının yeniden yapılmasına karşı çıkma gibi ekolojist ve kent hakkı talepleri ve bu talepler için yapılan eylem ve direnişlerdir. Ekoloji ve kent hakkı talepli meşru eylemlere devletin tavrı ve cevabı şiddet ve ezme saldırısı biçiminde gerçekleşir. Devlet terörüne karşı haklı ve meşru direniş kararlılığını korur. Direniş kıvılcımı toplumsal patlayıcıların infilak etmesini ve bir büyük halk isyanı yangınının tutuşmasını sağlar. Bir kez daha halklarımız ayağa kalkar, isyan ahlakını, onurunu ve asi cesaretini kuşanarak devletin karşısına dikilir, devletle kapışma ve hesaplaşma yolunu seçer.

Taksim Meydanı gösteri, direniş ve barikatlarla zapt edilir. Tarihsel-simgesel değeri çok yüksek olan meydan devlete gerçek bir siyasi meydan okumanın arenasına dönüştürülür. Ezilenler ve yoksullar, kent ve gelecekleri hakkında birikmiş türlü çeşitli sorunları ve talepleri hakkında, fiili meşru eylem özgürlüğünü kullanarak sözlerini söylemeye başlar. Barikatlarla meydan ve sokakları tutma kent ayaklanmalarının temel ve olmazsa olmaz kuralıdır. Bu isyan kuralı devreye girer. Gazi Ayaklanması'nda olduğu gibi barikatlarla meydanlar ve sokaklar tutulur. Politik olayın mekânı kurulur. Politikanın mekânı ve mekânın politikası devrimci diyalektiği işlemeye başlar. Ayaklanmada mekân/alan tutmak can alıcıdır. Barikatlarla zapt edilen Taksim Meydanı siyasal olay mekânı ve olayı üretip büyütme üssü ve mevzisi haline getirir. Söz ve eylem özgürlüğü en özgür biçimde kullanıma sokulur. Böylece olay ve hareket bir merkezden İstanbul'a ve tüm Türkiye'ye yayılır. Yeni kent sınıflarının hareketli bölükleri, patlamaya hazır toplumsal dinamikleri, ayaklanmanın taşıyıcı gövdesi ve özneleri olur. Özellikle ezilenlerin gençlik ve kadın hareketleri sürükleyici dinamikler olarak öne çıkar. Kendi mecrasında isyan enerjisini biriktirerek ve büyüterek gelişen, yükselen kentli kadın hareketi ayaklanmanın tamamlayıcı bir motifini ve etkin toplumsal özne figürünü oluşturur. Kadın eylemi, rengi ve hareketi ayaklanmaya güçlü bir biçimde yansır.

Yaşam tarzı özgürlüğünü talep edinen kentli orta sınıf bölüklerinden, cinsel kimlik ve özgürlük mücadelesi yürüten LGBTİ+ hareketine, demokratik Alevi hareketinden ekolojist harekete, Kürt özgürlük hareketinden antikapitalist Müslüman odaklarına çok geniş ve zengin yeni kent sınıfları kombinasyonu ve bu toplumsal dinamiklerin politik sözcü ve özneleri Gezi/Haziran Ayaklanması'nın toplumsal ve siyasal tablosunu resimler. Gezi/Haziran Ayaklanması özgürlüğe susamış, faşist terör ve baskıdan bunalmış, talepleri baskılanan ve ötelenen tüm ezilenleri bir özgürlük şemsiyesi altında toplar ve politik özgürlükler sorununun ve denli yakıcılaştığını dışa vurur. Aynı zamanda politik özgürlükler sorununun devrimci anahtar rolünü oynadığını bir kez daha kanıtlar. Ayaklanmanın toplumsal patlayıcı birikimleri farklı mecralardan gelip aynı/ortak devrimci potada buluşur; ayaklanmanın büyük enerjisi ve sinerjisini açığa çıkarır. Çok çeşitli toplumsal ve politik mecralarda birikip mayalanan ayaklanma enerjisini tek potada, özgürlük cephesinde birleşir. Yeni kent sınıflarının tüm bölükleri toplumsal özneler olarak yan yana gelir. Sol-sosyalist, devrimci, demokrat, yurtsever vb. politik özneler cepheleşme düzeni alır. Toplumsal dinamikler ve politik özneler birleşik politik yapı oluşturur. Ortak politik cephe ve taleplerde buluşan tüm toplumsal dinamikler ve politik özneler, meydan ve sokaklarda birbirine temas eder, rezonansa girer. Bu karşılaşma ve politik tanışma-kaynaşma momentumunda, tüm toplumsal dinamikler ve politik özneler birbirleriyle daha çok tanışır, yeni bir ilişki düzlemi yakalar. Yeni toplumsal mücadelelerin politik cepheleşme güzergâhı en geniş formuyla açılır. Gezi/Haziran Ayaklanması bu yapısı bağlamıyla en geniş antifaşist birleşik cepheleşme halini somutlar.

Ayaklanma sürecinde devrimci ve sosyalist bir öykünme teması olarak belirip etkin varlık kazanan Taksim Komünü, ayrıca vurgulanmayı ve okunmayı hak eden bir ideo-politik motifi ifade eder. Taksim Komünü "başka bir dünya mümkün" şiarı ve arayışını cisimleştirir. Sosyalizm arzu ve özleminin naif bir motifini yaratır. Devrime açılan ayaklanma ufkuyla, sosyalizm ütopyası ve özlemiyle canlı bir ilişkilenme çabasını somutlar. Gezi/Haziran Ayaklanması'nın ayırt edici ve en değerli yanını simgeler. Yeni kent ayaklanmalarının derinliğinde saklı duran toplumsal ütopyalara, devrim ve kurtuluş özlemine politik varlık biçimi kazandırır ve ütopyaların ölmezliğini belgeler. Devrime açılan kapılarıyla 21. yüzyıl kent isyanları devrimci öznelere devrimin güncelliğine sımsıkı bağlanmayı, devrimi imkân olarak düşünmeyi ve hazırlamayı emreder. İsyana tetik, devrime hazır olmayı öğütler.

Gezi/Haziran Ayaklanması Türkiye/Kürdistan yüzeyine yayılan çapı ve gücüyle, milyonları kapsayan eylemli kudretiyle, devrimci durum yaratır ve yeni bir devrimci dönemin kapısını açar. ML komünist öncünün Gezi/Haziran Ayaklanması'yla ilişkilenişi Gazi Ayaklanması'nda olduğu gibi devrimi anlayan devrimcilik temelinde gelişir. Öncü ve önder parti çizgisi, duruşu kendini 'an'ın devrimci durumuna uygun, işlevli ve en yaraşır biçiminde ortaya koyar. Devrimci imkânı hakkıyla değerlendirir. Ayaklanmaya tüm politik varlığıyla en önde atılır. Barikat ve sokak çarpışmalarının öncülüğünü varlığına nakşetmiş ve bu çarpışmalardan öğrenerek büyümüş bir parti olarak, devrimci hafızasını, aklını, birikimini ve bütün politik-örgütsel meziyetlerini ayaklanmaya atılma yönünde tereddütsüzce seferber eder. Göğü fethe kalkan Paris komünarlarının tarihsel bilincini, Gazi Ayaklanması'nın pratik mirasını, derslerini, asi devrimci ruhunu ve mücadele coşkusunu kuşanarak Gezi/Haziran Ayaklanması'ndaki yerini alır. Politik ve örgütsel varlığıyla ayaklanmanın öne çıkan etkin politik öznelerinden biri olma hakkını kazanır. Ayaklanmanın akabinde İçişleri Bakanlığı'nın açıkladığı veriler ve analiz raporları, ML komünist öncünün ayaklanmada başat politik öznelerden biri olduğunu açıkça teyit eder. Gazi Ayaklanması'nın devrimci sınanmasını ve politik sınavını başarıyla geçmiş olan ML komünist öncü, Gezi/Haziran Ayaklanması'nı da başarıyla geçer. Ayaklanmayı kendi politik gelişiminde ikinci devrimci politik atılım olarak kavrar ve ayaklanmayla en verimli biçimde ilişkilenir.

Gezi/Haziran Ayaklanması uğrağında ML komünist öncüyü teorik, politik ve örgütsel boyutlarıyla sınanmaya tabi tutabilir, başarı testinden geçirebilir; öncülük ve önderlik tarzını somut olarak ölçebiliriz. Bu bağlamda ayaklanmanın ilk başarı düzlemi ve düzeyi ML komünist öncünün teorik öngörü ve devrimci analizlerinin pratik sınanmasında somutlaşır. Gezi/Haziran Ayaklanması ML komünist öncünün teorik öngörü ve politik devrimci analizlerini doğrular, geçerliliğini onaylar. Devrimin güncelliğine odaklanan teorik öngörü ve devrimci analizler, emperyalist küreselleşme döneminin kapsamlı teorik çözümlemelerine yaslanır. ML komünist öncü yıllara dayalı sistematik kolektif düşünsel emeği ve kapasitesiyle elde ettiği bu teorik arka plan ve teorik çözümleme kapasitesi; öngörü, çözümleme ve perspektif bütünlüğüyle kapitalizmin varoluşsal krizinin ürettiği yeni toplumsal devrimci enerjilere ve olanaklara odaklanır. 21. yüzyılda devrim ve sosyalizmin olanaklılığını araştırır, perspektiflendirir ve devrimin güncelliği konseptiyle kavrar. 21 yüzyılın girişinde dünyanın değişik coğrafyalarında çoban ateşleri misali patlayan kent isyanlarına bu teorik arka plan ve devrimin güncelliği optiğinden bakar. Kapitalizmin ebediliğini ve devletlerin yıkılmazlığını ima ve ifade eden pis gerçekçiliğin sinik ve kötümser analizlerine itiraz eder, devrimci iyimserliğin, devrimci gerçekçiliğin analizleriyle cevaplar üretir. Verili yüzeysel aklın pozitivist kötümserliğine karşı, devrimci iradenin iyimserliğine ve devrimci olanaklara bağlanarak yürür. İradeye ve olanaklara tutunarak, devrimci eylemin değiştirici gücüne yaslanarak ilerler. Gezi/Haziran Ayaklanmasına ön gelen süreçlerde ML komünist öncü 21. yüzyılın ayaklanmalar yüzyılı olacağı gerçekliğine uygun devrimci analizlerle politik öznelerin kent ayaklanmasına hazır olması gerektiğini vurgular. Döne döne devrimin güncelliğine ve devrimci olanaklara bakmayı ve olanakları en verimli düzeyde realize etmeyi salık verir. Teorik öngörülerini ve analizlerini bir politik perspektif somutluğuyla devrimci öznelere sunar. Gezi/Haziran Ayaklanması ML komünist öncünün teorik öngörü ve devrimci analiz ve politik perspektifinin toplumsal hayattaki anlamlı devrimci karşılığı olarak gerçekleşir ve ML komünist öncünün teorik ve düşünsel kapasitesine, bu kapasiteyi bir devrimci önderlik tarzı olarak başarıyla kullanmasına işaret eder. ML komünist öncünün varlığına kazılı bu devrimci önderlik kapasitesi ve yeteneğinin Gazi Ayaklanması konağında da benzer ve özgün bir biçimde işlediğini hatırlatmak ve partinin önderlik tarzı olarak vurgulamak gerekir.

Gezi/Haziran Ayaklanması devrimci ve sol-sosyalist hareketimizi politik mücadele düzlemiyle de çok yönlü sınanmalardan geçirir. Devrimci hareketimizin politik kapasitesini ve önderlik gücünü pek çok yönden yoklar ve açığa çıkarır. ML komünist öncünün Gezi/Haziran Ayaklanması'yla pratik politik düzlemde ilişkilenişi devrimci önderliğin başarılı bir profilini çizer. Barikatların ve sokak çarpışmalarının deneyimli öncüsü olarak, ayaklanmaya bütün gücü ve varlığıyla atılır. Ayaklanmanın merkezinde öncü ve önder güç olarak konumlanır. En önde dövüşür, kitlelerle bütünleşme çizgisinde yürür, ayaklanmanın devrimci nabzını tutar, damarlarını ezilenlerin devrimci isyan damarlarına bağlar. Gezi/Haziran Ayaklanması'nın birleşik ve çoklu özne yapısını daha baştan kavrar, yeni toplumsal hareket bölüklerini, yeni mücadele kuşaklarını ve kuvvetlerini anlamaya çalışır. Ayaklanmanın politik pratik yönden yönetilmesi ve devrimci rotada büyütülüp derinleştirilmesi için gerekli olan tüm düşünsel ve pratik çabayı sarf eder. Ayaklanmanın birleşik ve çoklu özne yapısını devrimci bir önderlik realitesi olarak hesaba katar; bu realiteye uygun bir ayaklanma önderliği inşasını öngörür ve benimser. Birleşik önderlik perspektifi ve sorumluluğuyla pratik pozisyonu alır. Ayaklanma olayını birleşik cephe hareketi ve siyasal eylemi niteliğiyle kavrar ve politik önderlik pratiğinin konusu yapar. Politik mücadele tarzı ve çizgisine uygun biçimde ayaklanmanın birleşik önderlikle yönetilmesi pratiğinde etkin rol alır ve yerine getirir.

Gezi/Haziran Ayaklanması politik düzlemde antifaşist birleşik cepheleşmenin somut bir biçimini ve kazanılmış düzeyini ifade eder. ML komünist öncünün politik mücadele tarzı ve çizgisinin 'birleşik devrimci önderlik', 'birleşik devrimci cephe', 'birleşik demokratik cephe' kavram ve politik perspektifleri Gezi/Haziran Ayaklanması'yla dolaysız bir somutluğa ve kazanıma ulaşır. ML komünist öncünün politik mücadele tarzı, ayaklanma sınavını başarıyla geçer ve sonrası dönem için birleşik mücadelenin elverişli pratik ve düşünsel araçlarını biriktirir, birleşik demokratik cephe gibi yeni mevzilere taşır.

Gezi/Haziran Ayaklanması milyonları kapsayan devasa politik olay ve hareket niteliğiyle tüm politik öznelere bir boy aynası tutar. Bütün varlık boyutlarıyla politik öznelerin tomografisini çeker, eleştirel devrimciliğin süzgecinden geçirir, örgütsel yapılarını çok yönlü biçimde test eder. Önderlik tarzlarını, politik taktik yeteneklerini ve örgütsel kapasitelerini esaslı biçimde ayaklanma pratiğinin indikatörlerine tabi tutar. Devrimci hareketimizin düşük profil öncülük düzeyini, örgütsel kapasite ve kuvvet yetmezliğini, düşünsel ve örgütsel darlıklarını acı bir hakikat olarak tespit eder. Politik öznelerin örgütsel yetersizliğini ve kudretsizliğini bir veri ve ders olarak açığa çıkarır. Sınırlı kuvvetlere sahip örgüt yapılarının politik fizik bakımından anlamlı taktik kuvvet olma ve milyonları kapsayan büyük politik olayları devrimci yönden yönetme ve daha ileri hedeflere sürükleme imkânlarının olmadığını Gezi/Haziran Ayaklanması bir kez daha kanıtlar ve ders olarak ilan eder. Bu yönüyle tüm politik özneleri kendi verili gerçeklikleriyle yüzleşmeye; eleştirel devrimci çözümlemelerle kendi öznel hakikatini yeniden kurmaya ve verili durumu devrimci yönden aşmaya çağırır. Politik öznelere cevaplanması gereken soru listesi çıkarır. Devrimci hareketimizin verili yapısal eksik ve yetmezliklerini aşmasını sorunsallaştırır; güncel, yaşamsal ve üzerinden atlanamaz, ihmal edilemez bir görev olarak ortaya serer.

Devrimci hareketimizin verili halinden tümüyle azade ve bağışık sayamayacağımız ML komünist öncü Gezi/Haziran Ayaklanması'nın devrimci ölçü ve indikatörleriyle, geride bıraktığı sorularıyla yüzleşmekten kaçmaz. Gerçeğin gözüne dosdoğru bakar. Ayaklanmanın açığa çıkardığı devrimci hakikatlerden, çeşitli sonuç ve derslerden öğrenme yolundan yürür. Ayaklanmayla devrimci iktidar bilinci temelinde ilişki kurar. Politik hayatın devrimci derslerini ve nesnel hakikatini süzerek devrimci hakikatini besler ve yeniler. ML komünist öncü ayaklanma konağında örgütsel düzlemde Gazi Ayaklanması'yla benzerlikler kurulabilecek özgün bir sınanma ve kendini üretme süreci yaşar. Gazi Ayaklanması uğrağında komünist öncü Birlik Devrimi'nin bütün varoluş boyutları ve iddiasıyla devrimci sınanmadan geçer. Örgütsel birlik, politik tarz, kurucu çalışma ve önderlik yeteneği/kapasitesi ayaklanmanın mihenk taşına vurulur. Parti kurucu çalışmasıyla ve arkaladığı Birlik Devrimi zihniyetiyle hedeflediği sonuçları elde eder. Panzerlere ve ölüme meydan okuyan bir 'ayaklanma partisi' savaşkan devrim partisi gerçekliği yeni örgüt yapısına kazanılır ve örgütsel nitelik yükseltilir. Gezi/Haziran Ayaklanması'na ML komünist öncü yeniden yapılanmış bir örgüt formu ve mimarisiyle atılır. Yeni bir kurucu sürecin ardından gelen Gezi/Haziran Ayaklanması, ML komünist öncünün yeni örgütsel varlık halini test eder. Ayaklanmaya öngelen birkaç yıllık süreç, parti formunu yeni örgüt mimarisi temelinde yenilediği kurucu çalışmayla partinin devrimci çizgisinin yeni örgütsel yapıya kazanıldığı bir dönemi anlatır. Yeni parti modeli, örgütsel mimarisi ve yapısıyla bir önceki yapıdan belirgin ve önemli farklılıklar taşır. Politik parti yapısını ileri bir modele, örgütsel nitelik ve kapasiteye taşıyan örgüt mimarisi, komünist öncü bakımından denenmemiş bir yol ve stratejik adımı işaretler. Yeni parti modeli çok cepheli örgüt mimarisi üzerine yapılanır, yükselir. Cepheler ve örgütler, toplamı yeni bir kompleks yapıyı karakterize eder. Yeni parti formu Gezi/Haziran Ayaklanması'nda öncülük ve önderlik kapasitesini, devrimci çizgi ve politik tarzını ortaya koyar. Bir ayaklanma partisi olarak varlığını tarihe kazıyan ML komünist öncü, yeni parti modeli ve yapısıyla ikinci kez ayaklanma sınavıyla karşılaşır. Gezi/Haziran Ayaklanması sınavını da başarıyla geçer, örgütsel düzlemde devrimci sıçramayı imleyen yeni parti formu, bir devrimci nitelik düzeyi ve öznel hakikat olarak kazanılır. Politik devrimci sürekliliğini ve öncü konumunu koruyan, daima ateş altında yürüyen, ayaklanma eşiklerini başarıyla sıçrayan ml komünist öncü, en sonunda devrim konağına varır. Ayaklanma partisi hakikatiyle başlayan öykü devrim partisi hakikatine sıçrar ve devrime konumlanır.

Yarın: İkinci Hakikat Levhası: Rojava devrimi