23 Eylül 2024 Pazartesi

'Halkın sağlığını korumak suç mu?'

Duruşması öncesi kendisine destek açıklamasında konuşan Dr. Bülent Şık, "Demokratik bir ülkede yaşıyor olsaydık bu araştırma sonuçlarını ortaya koyduğumuzda, insan sağlığına zarar veren meseleyi nasıl çözeceğimizi düşünürdük" diye konuştu
Halk sağlığı araştırmasının kanser riski souçlarını kamuoyu ile paylaştığı için 12 yılla yargılanan Gıda Mühendisleri Odası üyesi Dr. Bülent Şık'ın davasının ilk duruşması bugün Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'nde görülecek. Duruşma öncesi, Adliye önünde Çocuklar Ölmesin İnisiyatifi basın açıklaması yaptı.
 
Basın açıklamasına Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Ahmet Şık, Oya Ersoy ve Murat Çepni, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Sibel Özdemir ve Ali Şeker'in yanı sıra TMMOB, KESK, ÜNİVDER, Ekoloji Birliği, Doğa Derneği, Divriği Kültür Derneği, Beyoğlu Yurttaş Meclisi, İstanbul Kent Savunması, Politeknik, İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Merkezi, Kuzey Ormanları Savunması, Barış Akademisyenleri ve çok sayıda kişi katıldı.
 
Basın açıklamasını Çocuklar Zehirlenmesin İnisiyatifi'nden Aslı Odman okudu. "Bugün burada Bülent Şık’ın davasını takip etmeye, bilgisini yaşam için, toplum ve ekosistem esenliği için kullandığından cezalandırılmaya çalışan bir bilim insanı ile, mühendis ile, halk sağlıkçısı ile dayanışmaya geldik" diyerek sözlerine başlayan Odman, "Bülent Şık, Sağlık Bakanlığı tarafından 2011-2016 arası pek çok üniversitenin farklı bölümünden araştırmacı ile yürütülmüş olan büyük bir halk sağlığı araştırmasının içinde bulunuyor, araştırmanın gıda ve su analizleri kısmında çalışıyordu" diye belirtti.
 
'TÜRKİYE'YE SEVK EDİLEN GÜNDELİK MUTFAK İHTİYAÇLARIMIZ KANSERE SEBEP OLACAK'
 
Araştırmanın adının, 'Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi' olduğunu aktaran Odman, "Şık'ın barış bildirisi imzacısı olduğu bir gece yarısı KHK'sı ile uzaklaştırıldığı Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi'nde bu araştırmanın bulgularının pek çoğu tahlil edildi. Bu bölgelerde tüm canlıların, özellikle kırılgan olan çocukların sağlığını geri dönüşsüz olarak olumsuz etkileyecek arsenik ve sair ağır metallere, gıdalarda sınır değer kabul edilen pestisit kalıntısı oranlarının çok daha üstüne rastlandı. Antalya seralar bölgesinde üretilip tüm Türkiye'ye sevkedilen gündelik mutfak ihtiyaçlarımızın kansere yol açabilecek maddelerle dolu olabileceği ortaya koyuldu. Fakat gelin görün ki araştırmanın bittiği 2016'dan bu yana üç buçuk yıl geçti. Ne araştırmanın sonuçları paylaşıldı, ne de acil önlem alınması gereken bu kamu güvenliği sorunu ile herhangi bir kamu kurumunun harekete geçtiğine dair en ufak bir emare var" diye konuştu.
 
Bülent Şık'ın araştırmanın elindeki bulgularını önce Bianet'teki Mutfaktaki Kimyacı köşesinde, daha sonra Nisan 2018'de Cumhuriyet'te yazı dizisi olarak yayınladığını belirten Odman, "Bunun üzerine pek çok soru önergesi verildi. Bilgi edinme hakkı kullanılarak kurum ve kişiler Sağlık Bakanlığı'na başvurdular. Bakanlığın cevabı ise işte bu dava oldu" dedi.
 
"Bakanlık önce bu hayati halk sağlığı bilgilerin açıklamasının neden yasaklanması gerektiğini bize açıklasın" diyen Odman, "Labarotuarda gece gündüz araştırmanın bulgularını tahlil etmiş bir bilim insanının nasıl 'gizli belge temin etmekle' itham edilebileceğini açıklasın. Ergene, Kocaeli, Antalya havzasında içme ve deniz sularında ağır metalle, gıdalarda pestisit ile yaşayanların kanser olmaları, ölmemeleri için ne önlem alınmış onları açıklasın. Burada yargılanan şirket haline gelmiş devlet aygıtıdır. Anayasadaki kutsal yaşam hakkı ve sosyal devlet ilkelerini bizzat ihlal eden devlet organlarıdır. Bülent Şık değildir" diye konuştu.
 
'BÜLENT ŞIK'IN YANINDAYIZ'
 
Eskişehirli barış akademisyenlerinin 'bütün suçlarımız birbirine benziyor, hiç biri suç değil' sözünü paylaşan Odman, "Kamu kurumlarının kamu faydasını sağlamak için felç, kar amacı için şahin kesildiği bir dönemde halk sağlığı bilgisini paylaşmak bir suç değil, görevdir. Hamaset ile vatanseverlik söylemlerinin havada uçuştuğu, bu davanın iddianamesini bile terörle mücadele savcılığının yazdığını görüyoruz. Vatanı sevmek ne demektir, silahlarla gençleri sınıra yollamak mı, tüm Türkiye'ye sevkedilen gündelik gıdalar ve suyun tehlikeleri hakkında toplumu uyarmak mı? Bizim cevabımız açık. Bülent Şık'ın yanındayız" diyerek sözlerini sonlandırdı.
 
Ardından söz alan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Hepimizin sağlığını ilgilendiren bilimsel bir çalışma nasıl kamuoyu ile paylaşılmaz ve kamuoyu ile paylaşılması suç olur. Bu Cumhuriyet maalesef buna dönüştü. Bu Cumhuriyeti halkın Cumhuriyeti yapmak için mücadele edeceğiz" diye ifade etti.
 
Daha sonra CHP Milletvekili Ali Şeker söz aldı. Şeker, "Kartal'da enkaz altında canlar var. Halk ölüyor demek, çürük yapılar öldürüyor, halk sağlığı tehdit altında, çocuklar zehirleniyor demek yasak. Bu hukuksuz ortamda sesimizi duyurduğu için Bülent Şık'a teşekkür ediyorum" dedi.
 
ÇEPNİ: HALKI KORUMAK SUÇ DEĞİLDİR
 
HDP Milletvekili Murat Çepni ise "Halktan yana bir bilim insanının yanındayız. Bu dava; halka karşı örgütlenmiş, halk sağlığını koruma mücadelesinin karşısında kendini örgütlemiş bütün bir devlet mekanizmasının karşısında kendisini halktan yana konumlandırmış Bülen Şık'ın davasıdır. Halkı korumak suç değildir. Bülent Şık'ın yanındayız" diye konuştu.
 
BÜLENT ŞIK: BENİ YALNIZ BIRAKMAYANLARA TEŞEKKÜRLER
 
Son olarak Bülent Şık söz aldı. Şık konuşmasında kendisini yalnız bırakmayanlar teşekkür ederek sözlerine başladı. Şık, "Biz aslında daha demokratik bir ülkede yaşıyor olsaydık bu araştırma sonuçlarını ortaya koyduğumuzda, insan sağlığına zarar veren meseleyi nasıl çözeceğimizi düşünürdük. Dava saati son anda değişti, beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim" dedi.