'Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz'
Kadınlar, Meclis'in açıldığı bugün bir kez daha İstanbul Sözleşmesi için sokaklara çıktı, önce Meclise, sonra da sözleşmeşi uygulamakla yükümlü olan kurumlara seslendi: "Takipteyiz; haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'ni uygulayın!"
İstanbul Sözleşmesi'ni Uygula Kampanya Grubu, Meclis'in açıldığı bugün bir kez daha sokaklara çıktı. Bir çok ilde eylem yapan kadınlar, Meclis'in görevini yapmasını istedi ve ekledi: "Takipteyiz: haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz."
İSTANBUL
İstanbul'da kadınlar Kadıköy'deki Eminönü-Karaköy İskelesi önünde toplandı.
"İstanbul Sözleşmesi'ni uygula", "Kadın cinayetleri politiktir", "Trans cinayetleri politiktir", "Haklarımızdan, hayatlarımızdan Vazgeçmiyoruz", "Boşanmayı değil cinayeti engelle" sloganları atıldı.
Bir süre yapılan konuşmalarda katledilen kadınlar hatırlatıldı, katillerin nasıl korunduklarına ilişkin örnekler verildi.
Ardından Sıla Akkuş ve Nupelda Çelik açıklama yaptı.
İstanbul Sözleşmesi'nin kadınların, LGBTİ+'ların hayatlarının güvencesi olduğunu belirtilen açıklamada, AKP iktidarın Temmuz aynıdan beri İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmaya açtığı belirtilerek, kadınların itirazları ve eylemleri ile ertelendiği söylendi.
Kadınlar, Meclis'e seslendi: "Aklınızdan bile geçirmeyin. İstanbul Sözleşmesi'nin ilkelerini hayata geçirin."
Bugün bir kez daha Kadıköy'den Meclis ve tüm yetkili kurumlara seslendi:
■ Toplumsal cinsiyet eşitliğinin tesis edilmesi, devletin istihdamdan eğitime tüm alanlarda gerekli adımları atması, kadınların eşit temsilinin sağlanması için İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız!
■ İşyerlerinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti ve ayrımcılığı önlemek için İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız!
■ Her mahallede ve işyerine kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve 24 saat hizmet verebilecek kreş, etüt merkezi ve çocuk bakım merkezlerinin açılması için İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız!
■ Kadınların aileye hapsolmaması için İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız!
■ Kimsenin 'sığınakta yer yok' ya da 'karakolda kürtçe bilen yok' denilerek şiddet gördüğü eve geri gönderilmemesi için İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız!
■ Kimseye cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği dâhil hiçbir nedenle ayrımcılık yapılmaması için İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız!
■ 6284 sayılı şiddetin önlenmesi yasasının uygulamadaki eksiklerinin giderilmesi için İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız!
■ Cezasızlığın son bulması için, kadının gece sokakta gezmesinin ya da alkollü olmasının 'rıza' sayılmaması için, kadın katillerinin iyi hal indirimi almaması için İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız!
■ Mülteci, sığınmacı, göçmen bütün kadın ve çocukların şiddete karşı korunması için eşit haklara sahip olması için İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız!
■ Her yanımızı saran cinsel istismar ve şiddet vakalarına etkili müdahale edilmesi için İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız!
Kadınların kürtaj gibi temel üreme sağlığı hizmetlerine güvenle erişebilmesi için İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız!
■ Nafaka hakkına, boşanma süreçlerinin zorlaştırılmasına ve zorunlu arabuluculuk uygulamasına, çocuk yaşta evliliklere af getirilmesine; kısacası kadınların ve çocukların kazanılmış haklarına yönelik tüm tartışmalara son verilmesi için İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız!
İZMİR
İstanbul Sözleşmesi Yaşatır Vazgeçmiyoruz İzmir Kampanya Grubu Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını Meryem Yıldırım okudu. Yıldırım, "Sözleşmeye alternatif olabilecek 'yerli' bir sözleşme hazırlama ve basına sızan bilgilere göre Erdoğan'ın 'biraz gündemden düşürün' uyarısıyla Meclis açıldıktan sonraya bırakıldığı söylenen İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme çalışmalarına karşı takipteyiz. Meclisin yeni yasama yılında İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmaya açmayı aklınızdan bile geçirmeyin. Ve göreve çağırıyoruz. Kadına yönelik erkek şiddetine karşı ve İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması ile ilgili çalışmaları TBMM gündemine alın. Meclis'in tüm çalışmalarında, İstanbul Sözleşmesi'nin gerektirdiği ilkeleri hayata geçirin" ifadelerini kullandı.
Yıldırım, "Bize hayatı dar eden erkeklerin, erkek şiddetinin, bunu meşrulaştıran devletlerin bahanesi çok! Bizim susmaya niyetimiz yok" dedi. Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:
"Her gün kadına yönelik şiddet haberleri alan biz kadınlar, birçok failin hâlâ cezasız kaldığını, serbest dolaştığını görüyoruz. Uzman Çavuş Musa Orhan tarafından tecavüze uğrayan 17 yaşındaki İ.E. intihar etti ve hastanede hayatını kaybetti. Devlet ise Musa Orhan'ın cezalandırılması için sosyal medyada tepki oluşana kadar hiçbir adım atmadı. Erkek egemen devlet ve adalet yüzünden katiller serbest. Tecavüzcü-katil Musa Orhan'ın serbest bırakılmasıyla devlet kadınlara tecavüzü de katliamı da reva gördüğünü bir kez daha alenen itiraf etti. 28 Eylül'de İstanbul'da bir trans kadın bir erkek tarafından katledildi ve arkadaşımızın ailesinin tüm itirazlarına rağmen fail serbest bırakıldı. Failler serbest bırakılırken; pandemi bahane edilerek çıkarılan infaz yasasıyla şiddet faili erkekler, katiller serbest bırakılırken; Nevin Yıldırım gibi, Aylin Işık gibi hayatlarını kendileri korumak zorunda olan kadınlar hala hapishanedeler. 5 Ocak'tan beri kayıp olan Gülistan Doku için valilik 'sonuç alınamamıştır' diyerek arama çalışmalarını bitirdiğini duyurdu. Baş şüpheli Zainal Abarakov'un polis olan babası pozisyonunu kullanarak soruşturmanın bizzat içinde yer aldı, delilleri kararttı, delil uydurdu ve soruşturmayı engelledi. Eğer İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı Uzman Çavuş Musa Orhan daha önce tutuklanmış olurdu.
"Eğer sözleşme uygulansaydı Zainal'ın babası soruşturmaya müdahale edemez, Gülistan Doku'ya ne olduğunu bilirdik. Eğer sözleşme uygulansaydı Aleyna Çakır, Remziye Yoldaş, Duygu Delen, Rihab El Rihabi, Nadira Kadirova, Ebru Erdem cinayetleri şüpheli ölüm olarak geçmezdi. Cinayetlerin üstünü kapatmaya çalışan erkekler, siyasiler, kolluk kuvvetleri cezasız kalmazdı.
"İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, cezasızlık ve faile hoşgörü son bulsaydı, bugün birçok kadın yanımızda olabilirdi.
Yaşamak için, haklarımız için, İstanbul Sözleşmesi için takipteyiz ve sormaya ve yaşamak için ısrara devam edeceğiz.
"Evde, sokakta, kampüslerde, iş yerlerinde şiddete maruz kalan biz kadınlarız, şiddet failleri cezasız kalan biz kadınlarız, İstanbul Sözleşmesi uygulanmadığı için ölen biz kadınlarız, LGBTİ+'larız. Ve bizler Emine Bulut için, Pınar Gültekin için, Şule Çet için, Hande Kader için nasıl sokakları doldurduysak bugün de Meclis'in İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmasına dair sorumlulukları için sokaklardayız.
"Duygu Delen, Mehmet Kaplan tarafından 4.kattaki bir evin balkonundan itilerek öldürüldü. Mehmet Kaplan ifadesinde 'tartışmıştık, kendi atladı' dedi. Davaya kısıtlama getirilmesi sebebiyle Duygu'nun otopsi raporu bile avukatlarına bir süre gösterilmedi. Sonraki günlerde ise Mehmet Kaplan'ın alkollü araç kullanarak bir kadının ölümüne sebep olduğu, ev hapsinde ve adli kontrolde tutulması gerekirken buna uymadığı, dışarıda serbest dolaştığı ve hiç denetlenmediği ortaya çıktı. Şüpheli kadın ölümlerinde gizlenenin erkek şiddeti olduğunu biliyoruz.
"Meltem Dağ, Serap Ö, Handan Bul, Sezay Kosçak boşanmak istedikleri için erkekler tarafından katledildiler. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun etkili bir şekilde uygulanmadığı için kadınlar katledilirken şüpheli, faili meçhul cinayet diyemezsiniz! Failler ortada ve faillere cesaret veren kadın düşmanı politikalar da ortada!"