23 Eylül 2024 Pazartesi

Hak savunucularının davasında mütalaa istendi

Büyükada'da gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra haklarında dava açılan 11 insan hakları savunucusunun yargılandığı davada mahkeme savcıdan mütalaa istedi.
İstanbul Büyükada'da gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra haklarında dava açılan 11 insan hakları savunucusunun yargılandığı davanın 7. duruşması İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
 
Dava öncesi Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelen insan hakları savunucuları açıklama yaptı. "Hak savunucuları için adalet" pankartının açıldığı eylemde konuşan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, 17 aydır devam eden davada somut hiçbir delilin bulunmadığını belirtti. Efe, "Savcılığın iddiaları kanıtlanamamış, aksine iddiaların gerçeklikten ne denli yoksun olduğu ortaya çıkmıştır. Bu davanın beraatla sonuçlanarak adaletin tesis edilmesini ve Türkiye'de insan hakları çalışmalarına ve sivil topluma yönelik baskıların son bulmasını talep ediyoruz" diye kaydetti.
 
Daha sonra hak savunucuları duruşmanın olduğu salona geçti. Kimlik tespitiyle başlayan duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıklar ve avukatları katıldı.
 
Mahkeme başkanı, dijital materyallerin incelendiğini ve dosyaya konulduğunu ifade etti. Avukatlar ise dijital materyallere karşılık savunmalarını savcının mütalaasının ardından yapacaklarını söyledi.
 
'KAZAYLA İNDİRMİŞ OLMAM ŞAŞIRTICI DEĞİL'
 
Daha sonra söz alan avukat Erdal Doğan, müvekkili İdil Eser'in dijital materyallere ilişkin yazılı olarak hazırladığı metni paylaştı. Metinde, dijital materyallerin polisin aldığı harici disklerden oluştuğu belirtilerek, "On binlerce sesli ve e kitap bulunmaktaydı. Kütüphane oluşturmak için indirilen materyallerdir. Sesli ve e-kitap oluşturmaya başladım. Sonra bakarım diyerek bıraktım. Bu kitapların yüzde 99'ü İngilizceydi. Bu kitapları internetten yasaklanmadan önce Torent sitesinden indirmiştim. Bu sitede Türkçe kitap bulunmaz. Türkçe kitap koleksiyon diye bir şeye denk geldim. Ve onu indirmiş olmalıyım. On binlerce kitap içinde de bunu indirdiğimin farkında değilim. Adnan Oktar'ın Harun Yahya ismiyle yazdığı kitaplarını çok sık görüyor ve bunları indirmekten korkuyordum. Ama Türkçe kitaplar koleksiyonu diye bir şey görünce içinde ne var diye indirmiş olmalıyım" dedi.
 
'DELİLLER USULE UYGUN TOPLANMADI'
 
Özlem Dalkıran'ın avukatı Aynur Tuncel Yazgan, mahkemeye dijital materyallerin delil olamayacağına ilişkin 20 sayfalık bir dilekçe sundu. Hak savunucularının gözaltına alınmasından beş gün sonra polisin evlerinde yaptığı arama sonucu alıp incelediği dijital materyallerin usulüne uygun toplanmadığını hatırlatan Yazgan, hukuka aykırı olarak elde edilen delillere itibar edilmemesi gerektiğini savundu.
 
Savunmaların ardından ara kararını veren mahkeme heyeti, mütalaanın hazırlanması için duruşmayı 16 Temmuz'a erteledi.