7 Ekim 2024 Pazartesi

Gündoğdu Meydanı'na binler akın etti: Denizler kazanacak, faşizm kaybedecek

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'nin "Demokrasi için bir nefes" şiarıyla Gündoğdu Meydanı'nda düzenlediği miting, Deniz Poyraz posterlerini taşıyan binlerin katılımıyla başladı. 

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Gündoğdu Meydanı'nda "Denizler kazanacak, faşizm kaybedecek" şiarıyla düzenlediği "Demokrasi için bir nefes" mitingi başladı.

Mitinge KESK, DİSK, TMMOB, TTB, HDP, EMEP, CHP, Yeşil Sol Parti, SYKP, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Devrimci Parti, Deniz Poyraz'ın annesi Fehime Poyraz ve babası Abdülillah Poyraz, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, DBP Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır, ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş mitinge katılıyor.

‘HÜKÜMET İSTİFA'
Cumhuriyet Meydanı'nda kurulan arama noktalarından geçtikten sonra alana giren binlerce kişi, taşıdıkları pankartlar ve attıkları sloganlarla taleplerini dile getirdi. BMG alana "Deniz'e sözümüzdür: Faşizm yıkılacak, işçi sınıfı ve halklar kazanacak" pankartı açarak yürüyüş düzenleyerek geldi. Alanda DİSK "İnsanca bir yaşam demokratik bir ülke istiyoruz" yazılı pankart açtı. Gündoğdu Meydanı'ndan "Her yer rüşvet her yer yolsuzluk" ve "Hükümet istifa" sloganları atıldı.

DENİZ POYRAZ POSTERLERİ
Sloganlar ve zılgıtlarla miting alanına giriş yapan kadınlar, Deniz Poyraz'ın fotoğraflarının bulunduğu posterler, flamalar ve pankartlar taşıdı. HDP İzmir İl Örgütü, Deniz Poyraz'ın fotoğrafının bulunduğu "Faşizm yenilecek" yazılı pankartla alana geldi. CHP İzmir İl Başkanlığı da pankart ve flamalarla miting alanındaki yerini aldı. Sosyalist Kadın Hareketi de "Deniz'ler bitmez bizde, kadınların gücü birbirindendir" yazılı pankartla mitinge katıldı.
 
YÜRÜYÜŞ KORTEJİ
Demokratik kitle örgütlerinin de aralarında yer aldığı binlerce kişi, "Yaşasın halkların kardeşliği", "Jin jiyan azadî" ve "Bu daha başlangıç mücadeleye devam" sloganları ile kortejler eşliğinde Gündoğdu Meydanı'na yürüyüşle giriş yaptı. Saygı duruşuyla başlayan mitingde, ilk olarak Praksis sahne aldı.

TUNÇ SOYER: SONUNA KADAR YAN YANAYIZ
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, halkı selamlayarak, "Çok ses, çok nefes demiştik. Hep beraber, omuz omuza daha güzel bir memleket kurmak için canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Sonuna kadar yan yanayız" dedi. 

TEMİZ TOPLUM TEMİZ SİYASET
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel de, "Temiz toplum isteyen, temiz siyaset isteyen, temiz bir Türkiye Cumhuriyeti isteyen herkese selam olsun. Çok zarar verdiler, insanlarımızı kırdılar, döktüler, kardeşi kardeşe kırdırdılar. İnsanlarımızın ahını aldılar. Bu adalet mücadelesine yılmadan, usanmadan, omuz omuza devam edeceğiz. Buna inanan, güvenen tüm dostlarımızla birlikte diktatörlük heveslilerini oradan indireceğiz. Ama sandıkla ve demokrasiyle indireceğiz" diye konuştu. 

DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'nin ortak açıklamasını okudu.

NEFES ALAMIYORUZ
Sarı, "Bugün vereceğiniz bir ses yarın doya doya alacağınız nefestir. O sesi verdiniz hepinize teşekkür ederiz. Sabahları uyanıp bir insanı öldürmeye gitmeden, yurdumuzu sevmenin bir yolunu bulmalıyız. Sabahları, birilerini öldürmek için uyananların yurdumuzu sevmesine artık müsaade etmemeliyiz. Uzun süredir bir yok oluş hikâyesi yaşıyoruz. Varlığımız parça parça gidiyor elden. Faşist kutuplaştırıcı politikalarla bizi biz yapan ne varsa inançlarımız, kimliğimiz, emeğimiz, değerlerimiz yok sayılıyor,paramparça ediliyor, Yaratılan korku iklimiyle toplum kendi içine hapsedilmek isteniyor. Kendimizi ifade edemiyoruz. Tek adam rejiminin korku, baskı politikaları tüm toplumsal kesimleri bunaltıyor. Nefes alamıyoruz" dedi.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ
"Kadınlar katlediliyor" diyen Sarı, kadınların özgürce sokakta dolaşma hakkının olmadığını, tam aksine İstanbul Sözleşmesi'nden çıkarak, kadına yönelik şiddetin cinayetlerinin önünün açıldığını vurguladı. Sarı, "İktidarın bu faşist saldırılarına karşı kadınlar toplumsal muhalefetin en önünde yer alıyorlar ve asla İstanbul Sözleşmesi'nden asla vazgeçmeyeceğiz. Toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine saldırılar bitmiyor. Onur yürüyüşüne ırk, cins ve renk ayrımcılığına dayalı saldırıları şiddetle kınıyoruz. Biz tüm cinsel yönelimlerin var olma mücadelesini, tüm renklerin ve halkların kardeşliğini savunmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

DEMOKRASİ CAN ÇEKİŞİYOR
Sarı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Demokratik kazanımlarımız, temel hak ve özgürlüklerimiz, üniversitelerimiz yok edilmek isteniyor; barışın yerini savaş, demokrasinin yerini kayyumlar, özgürlüklerin yerini fezlekeler, toplumsal cinsiyet eşitliği yerine kadına dönük şiddet-cinayetlere çocuk istismarına karşı cezasızlık, yaşam hakkının yerini siyasal cinayetler, nefret suçları alıyor. TBMM, Anayasa bypass edilmiş, demokrasi sürgünde, demokrasi cezaevinde, demokrasi tek adam rejiminin ayakları altında can çekişiyor, milletvekillerinin dahi siyaset yapma hakkı elinde alınıyor, gün geçmiyor ki bir muhalif vekile; Cumhurbaşkanına, İçişleri Bakanına hakaretten suç duyurusu yapılmasın. Düşünce ve ifade özgürlüğü yok ediliyor.

SİYASAL CİNAYETLER
"Korkak kendini ifade edemeyen biatçı bir toplum tasavvur ediliyor. Her insanın en doğal hakkı olan düşünmek, düşündüğünü özgürce ifade etmek Milletvekillerine bile yasak, bir tweet yüzünden dokunulmazlığı AYM kararı beklenmeden kaldırılan ve paldır küldür cezaevine atılan Ömer Faruk Gergerlioğlu uzun mücadeleler sonucunda Yargıtay kararı ile daha dün ancak özgürlüğüne kavuşabiliyor. Cumhur ittifakı sözcüleri, 7 Haziran seçimlerinde seni başkan yaptırmayacağız, yolsuzlukların hesabını soracağız diyen MHP Genel Başkanı Devlet bahçeli, bugün yolsuzlukların üstünü örtme görevini layıkıyla yerine getiriyor. Muhalefete, demokrasi güçlerine azgın, saldırgan bir dille katliam çağrıları yaparak; siyasal cinayetlere kadar varan toplumsal iklimin oluşmasında canla başla uğraşıyor.

İNSANLIĞIMIZ YOK EDİLİYOR
"İnsan insanlığımız yok ediliyor! HDP İzmir İl binasında güpegündüz tüm emniyet güçlerinin gözü önünde Deniz Poyraz katlediliyor, aynı gün Anayasa Mahkemesi'nde yeniden kapatma davası açılıyor. Bu demokrasiye, hukuka, barışa açıkça saldırıdır. Bu faşist saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Toplumsal mutabakat, dayanışma, anayasa, hukuk lime lime ediliyor.

"Siyasal cinayetler, parti kapatma davaları ile demokrasi yok ediliyor. Ancak Deniz'in katledildiği gün İzmir'de ortaya çıkan dayanışma Cumhur İttifakının faşist saldırılarına karşı en güzel yanıt oluyor. Bu oyunu bozacak olan Deniz'leri yaşatacak olan işte bu dayanışmadır, işte bugün birlikte alanlardayız.

EMEKÇİLER NEFES ALAMIYOR
"Çürümüş bir iktidar, çürümüş bir düzen! Her yerinden irin akıyor. Artık gizlisi saklısı yok: Yolsuzluk, mafya, rant ilişkileri ile halkın malları, ülkenin yeraltı ve yer üstü kaynakları, doğası yağma ediliyor. Kayıt dışı ekonomi almış başını gidiyor. Mızrak çuvala sığmıyor. Ülke ekonomisi karanlık güçlere, mafya siyaset rant üçgenine teslim edilmiş durumda. Her gün ortaya çıkan ifşaların üstü örtülemiyor. Bütçe, Merkez Bankası, kayıtlı kayıtsız tüm ekonomi saraya teslim edilmiş durumda, saraydan habersiz kuş uçmuyor? Bu arada emekçiler yoksul halka pandeminin ve ekonomik krizin bedeli ödetiliyor. Bütçenin yüzde 75'ini biz emekçiler oluşturuyoruz, ama bu bütçeden ne emekçiler ne de halk olarak yüzde 25 pay alamıyoruz. Sürekli olarak artırılan dolaylı dolaysız vergiler, elektriğe, doğalgaza temel tüketim maddelerine yapılan zamlarla alım gücümüz yok ediliyor, asgari ücret yoksulluk sınırının altında işçiler emekçiler artık bunalmış durumda, emekçi artık nefes alamıyor. Hak arama hürriyetimiz, sendikal haklarımız yok ediliyor.

HAK MÜCADELESİNE DARBE
"15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL KHK'larla binlerce kamu emekçisi, işçi işinden ekmeğinden edilirken, açlığa sefalete mahkum edilerek yalnızca ülke demokrasisi değil; aslında sendikal hak ve özgürlüklerimiz, kamu emekçilerinin gerçekten grevli, TİS'li sendika hakkı mücadelesine darbe yapıldı. Bugün sahte enflasyon rakamlarına dayalı sözleşmelerin sonucunda tüm işçiler ve kamu emekçileri sefalet ücretleri ile ödüyor. Pandemiyi fırsata çeviren iktidar ve sermaye için dikensiz bir gül bahçesi oluşturdu. İşten atmalar yasak dedi, Kod-29 ile binlerce işçi ahlaksızca işten atıldı. Kriz var dedi, işsizlik fonu, halkın bütçesi sermayeye teşvik olarak dağıtıldı. Pandemi bahanesiyle emek yoğun sömürü, esnek kuralsız çalışma biçimleri artırıldı; işsizler, işten atılanlar, emekliler, yoksullar sefalete mahkum edildi. Daha fazla üretim daha fazla kar düsturumdan pandemide asla vazgeçilmedi. Herkes evine kapanırken işçiler fabrikalarda karantinaya çalındı, hasta hasta çalıştırıldı, iş cinayetleri rekor seviyeye çıktı. Sağlık emekçileri alınmayan önlemler nedeniyle pandemi ile mücadelede yaşamlarını, sağlıklarını yitirdiler. Pandemi ile mücadelede yitirdiğimiz tüm emekçi kardeşlerimizi saygıyla anıyoruz. Geleceğimiz, gençlerimiz yok ediliyor.

DENİZ'LER KAZANACAK
"Üniversite öğrencilerinin özerk demokratik üniversite ve özgürce bilim talebirektör polis iş birliği bastırmaya çalışılıyor. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin liyakatsız rektör atamasına karşı başkaldırısı demokratik üniversite ve seçim talebi elbet bir gün gerçek olacak.Bizleri yan yana tutan ne varsa; demokrasi, adalet, barış açıkça tehdit altında. Kadın, genç, işçi, işsiz, emekçi, köylü, emekli, insan yok ediliyor! Nefes alamıyoruz, varlığımız, var olma nedenlerimiz, geleceğimiz tehdit altında. Bizler, bu ülkenin gerçek sahipleri, üretenleri, gençleri, kadınları, ezilen halkları olarak hep vardık, varız, var olmaya devam edeceğiz, bizi azgın faşist saldırılarla asla yenemeyeceksiniz. Tek adam rejiminin tüm faşist saldırılarına karşı yan yana omuz omuza duracağız. Ve hep birlikte eşit özgür demokratik bir ülkeyi inşaa edeceğiz. Deniz'ler kazanacak, faşizm kaybedecek."