1 Ekim 2024 Salı

Günay: Engellileri özne gören bir politika için mücadele etmeliyiz 

Partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan HDP Sözcüsü Günay, 26 Haziran'da düzenlenen kongrelerine katılım çağrısı yaptı. Engelliler Haftasında iktidarın engellileri muhtaç gösterme politikalarını eleştiren Günay, "Engellileri özne olarak gören, tüm farklılıklarını var sayan, eşitlikçi bir politika için birlikte mücadele etmeliyiz. Dildeki, söylemdeki ayrımcılığı azaltarak bu işe başlayabiliriz" dedi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, parti Genel Merkezi'nde düzenlediği haftalık basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu. Günay, konuşmasına 48 yıl önce 12 Mayıs 1974 tarihinde Irak rejimine karşı verdiği mücadele nedeniyle 4 arkadaşıyla birlikte idam edilen Leyla Qasim'ı anarak, başladı. Günay, "Leyla Qasim ve arkadaşları bu topraklarda zulmün her türlüsüne karşı mücadele eden, direnen ve bu uğurda bedel ödeyen insanlardan ilham aldılar, o mücadeleyi sürdüren insanlara ilham oldular. Verdikleri bedeller büyük bir mücadele mirasına dönüştü. Tekrar Leyla Qasim ve o günden beri direnen kadınları, özgürlük uğruna bedel ödeyenleri saygıyla minnetle yad ediyoruz" diye konuştu.

'SOMA'NIN ÜZERİNDEN 8 YIL GEÇTİ'
Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014'te gerçekleşen Soma Katliamı'nın yıldönümü olduğunu hatırlatan Günay, "Soma Maden faciasının üzerinden 8 yıl geçti. İktidarın büyük bir pişkinlikle kader, fıtrat olarak topluma sunduğu bu facia ne kaderdi, ne kazaydı; yaşanan yüzlerce iş cinayetinin en trajik, en acı olanıydı. İlk günden beri söylediğimiz gibi bütün bu cinayetlerin sorumlusu emek sömürüsünü bir yönetme biçimine dönüştüren, insan hayatını değersizleştiren, iş güvenliğini umursamayan bu iktidarın kendisidir. O yüzden bu katliamın sorumluları ve arkasındaki güçler korundu. O yüzden bu cinayete karşı öfkesini ve tepkisini dile getiren emekçiler güç gösterisiyle tekmelendi. Bir kez daha bu cinayette yitirdiğimiz canlarımızı anıyoruz. Asla bu cinayeti, bu cinayet sonrasında yaşananları, iktidarın bu cinayetleri normalleştirmesini asla unutmayacağız, yitirdiğimiz her canımızın hesabını sorana kadar da mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

'SAVAŞIN KARŞISINDA DURACAĞIZ'
AKP-MHP'nin krizler fırsatçılıkla iktidarını sürdürmeye çalıştığını aktaran Günay şunları söyledi: "Bildiğiniz gibi küresel siyasetteki çalkantılar ve devam eden savaş siyasetinin etkisi ile AKP-MHP savaş bloku, sürekli Allah'ın lütfu diyerek değerlendirdikleri krizler üzerinden yeni bir fırsatçılık örneği sergileyerek Federe Kürdistan'a yönelik saldırı başlattılar. Saray talimatıyla, medyasından siyasetçisine, kurumlarından bürokrasisine kadar savaşın alabildiğine körüklenmesi ve kutsanması nedeniyle her gün gencecik yaşamlar sona eriyor. HDP'ye her türlü saldırı ve insanlık dışı yaklaşımlara rağmen biz bunun karşısında durmaktan vazgeçmeyeceğiz. Gencecik insanların yaşamlarını yitirmesini durdurmak, yaşamı ve yaşatmayı hakim kılmak en temel mücadele gerekçemizdir.

Halkın gündeminin savaş değil yoksulluk olduğunun altını çizen Günay, partilerine yönelik saldırıların kendilerini yıldıramayacağını da vurguladı.

'GÖÇMEN KRİZİNİN TEMEL SEBEBİ İKTİDARIN SAVAŞ POLİTİKALARIDIR'
Göçmen ve mültecilere yönelik düşmanlığa dikkat çeken Günay, "Göçmen krizinin sebep-sonuç ilişkisini doğru kurmak ve görmek gerekiyor. İlkesel yaklaşmak gerekiyor bu meseleye. Sebep AKP iktidarının savaş politikalarıdır. Sebep iktidarın Ortadoğu halklarına dayattığı yıkım ve yurtsuzluk politikasıdır. Yerinden yurdundan kopan bu insanlar üzerinden, her türlü kirli pazarlığı yapanlar şimdi, utanmadan sıkılmadan, sosyal yapıyı dönüştürmek; onların durumunu silaha dönüştürmek için plan-programlar çiziyorlar. Her gece onlara hakaret eden, manipüle eden, nefret tohumları eken kişilere TV ekranlarında sözler kuruyor. Kışkırtılan, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ülkeyi başka bir felaketin içerisine çekiyor. Asıl tepki gösterilmesi gereken iktidarın savaş politikalarıdır" dedi.

İktidarın halk düşmanı ve sermaye odaklı politikalarına karşı partisinin mücadelesinin sürdürüğünün altını çizen Günay, 5. Büyük Olağan Kongrelerini 26 Haziran'da yapacaklarını hatırlattı ve ekledi: "Herkesi 26 Haziran'da HDP ile yan yana omuz omuza buluşmaya davet ediyoruz." 

'ENGELLİLERİ ÖZNE OLARAK GÖREN POLİTİKA İÇİN MÜCADELE ETMELİYİZ'
Engelli haftasında olduklarını belirten Günay, iktidarın engellileri yoksulluk ve muhtaçlık çemberine sokarak sistematik bir politika uyguladığını kaydetti. "Engelli nüfusun 10 milyon üzerinde olduğu bir yerde çok kapsamlı sorunların yaşandığı ve kapsamlı bir politikanın uygulanması gereklidir. Engellileri özne olarak gören, tüm farklılıklarını var sayan, eşitlikçi bir politika için birlikte mücadele etmeliyiz. Dildeki, söylemdeki ayrımcılığı azaltarak bu işe başlayabiliriz" dedi. 

'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
HDP'nin ilkesiz, beceriksiz, aciz yönetimden Türkiye halklarını en kısa sürede kurtaracaklarını ve eşit, adil, demokratik bir Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceklerini ifade eden Günay, şöyle devam etti: "İstanbul Sözleşmesi'nin dün 11'inci yıl dönümüydü. İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddete karşı en etkili sözleşmedir. İstanbul sözleşmesi kadını koruyan ve güçlendiren, erkek şiddetine mahkum etmeyen, kadın katillerini cezasızlıkla ödüllendirmeyen etkili bir kadın kazanımı. Ancak tek adamın onayı ile Türkiye bir gecede sözleşmeden çekildi. Ama biz kadınlar, bulunduğumuz her alanda, gerek Mecliste gerek sokakta, gerek 25 Kasım ve 8 Mart alanlarında 'İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz' diyerek mücadele ettik, etmeye de devam edeceğiz. Danıştay Savcısı da kadınların bu haklı mücadelesi karşısında Sözleşmenin iptalinin hukuka aykırı olduğunu belirtti. Bizler buradan bir kez daha tekrarlıyoruz; bu karar derhal uygulanmalı, iktidar kadınlara karşı işlediği bu suçtan geri dönmelidir. Biz kadınlar olarak, ne İstanbul Sözleşmesini ne de gasp ettiğiniz kazanımlarımızı erkek iktidarın insafına terk etmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesini de kendi kazanımlarımızı da sonuna kadar korumaya devam edeceğiz."