25 Eylül 2024 Çarşamba

Gümüştaş: Halkımız tutarlı siyaset, kararlı öncülük bekliyor

Özgür Yorum'a konuk olan ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, 14 Mayıs seçimlerinde ortaya çıkan tabloyu yorumlayarak, "Bu seçim sathı mahallinde kaderimizi, geleceğimizi tayin edecek yerin sokak ve örgütlenmek olduğunu söylemek, tartışmalarımızı bu yönde geliştirmek, seçim örgütlenmelerimizi böyle bir kaotik krizde süreci kaldıracak halkımızın taleplerini sokakta savunacak örgütlenmeler haline getirmek gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, Özgür TV'nin Özgür Yorum programına katılarak 14 Mayıs'ta gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde ortaya çıkan sonuçları değerlendirdi.

'HALK DEĞİŞİM İSTEĞİNİ SANDIĞA YANSITTI'
14 Mayıs seçimlerinde bir kez daha faşist şeflik rejiminin kurumsal bir yapı olarak hüküm sürdüğünün ortaya çıktığını kaydeden Gümüştaş, bu koşullarda seçimlerin adil ve şeffaf gerçekleşmesinin mümkün olmadığını belirtti. "AKP-MHP faşist rejimi 14 Mayıs'a giden günlerde aldıkları bütün tedbirler, yaptıkları bütün açıklamalar, bütün faşist baskılar, gözaltı ve tutuklama saldırıları sonrasında 14 Mayıs günü müthiş bir manipülasyon ve sandıktaki seçmen iradesinin gasp edilmesiyle seçimlerin Cumhurbaşkanlığı kısmının faşist Erdoğan aleyhine sonuçlanmasını engellemiş oldu" diyen Gümüştaş, sandık sonuçlarına yapılan sistematik itirazları, YSK girişlerinin engellenmesiyle başlayan ve seçmen iradesini kırmaya dönük bütün gece devam eden manipülasyonu hatırlattı. Belli bir aşamadan sonra Millet İttifakı'nın da duruma boyun eğdiğine işaret eden Gümüştaş, iki burjuva egemen ittifak bloğunun ikinci turda anlaştığını dile getirdi.

Öte yandan halkın Erdoğan'a yüzde 50+1 oy vermeyerek belli bir değişim iradesini sandığa yansıttığını ifade eden Gümüştaş, Millet İttifakının bu iradeyi korumak konusunda bir tutum sergilemediğini belirtti. Gümüştaş, "14 Mayıs'ta bir değişim isteğiyle sandığa giden ve oy kullanan seçmen iradesi hem faşist ittifak bloğunun sandık gaspıyla hem de burjuva restorasyoncu cephenin bu duruma direnmemesiyle elimine edilmiştir" ifadelerini kullandı.

'İKTİDARIN YÖNETEMEME VE MEŞRUİYET KRİZİ ORTAYA ÇIKTI'
Parlamentoda ise kadın düşmanı, faşist bir parlamento çoğunluğunun oluştuğunu ve herhangi bir demokratik tutum, yasal güvence göremeyeceklerini kaydeden Gümüştaş, "Bu da önümüzdeki dönemde parlamento mücadelesi, sokak mücadelesi gerçekliği bakımından dikkate değer ciddi risklerden birisi" dedi.

AKP-MHP rejiminin derin bir meşruiyet krizi içinde seçimlere hazırlandığını ifade eden Gümüştaş, meşru temelde seçimi kazanmayı tasavvur eden iktidarın sandık iradesi başka bir sonucu gösterdiği anda gasp ve manipülasyonla sonuçları 2'nci tura evrilttiğini kaydetti. Bu tabloda halkın güçlü değişim isteğinin öne çıktığını dile getiren Gümüştaş, iktidarın parlamentodaki oy kaybının da yönetememe ve meşruiyet kriziyle birleşen sürecin halktaki tepkimesi olduğunu söyledi.

'KENDİ ADAYINI ÇIKARMAMA STRATEJİSİ KAYBETTİRDİ'
Seçim sonuçlarının Türkiye ve Kürdistan halklarında derin bir moral bozukluğu, umutsuzluk ve çıkışsızlık yarattığını ifade eden Gümüştaş, bunun esas sebebinin Kürt halkı, işçi sınıfı ve ezilenlerin eşitlik ve özgürlük mücadelesini 3'üncü bir cephede örgütleme sorumluluğu olanların seçim sathında izlediği taktikle alakalı olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Emek ve Özgürlük İttifakının kendi adayını çıkarma özgüvenini gösteremeyişi, bütün kurtuluşu Erdoğan'ın gitmesiyle formüle etmesi ve Erdoğan giderse faşizmin de gideceği yanılsamasının belirleyiciliğine işaret eden Gümüştaş, 14 Mayıs gecesi Erdoğan'ın seçimi önde bitirmesi ve Kılıçdaroğlu'nun duruma razı gelmesiyle büyük bir hayal kırıklığı yaratıldığını söyledi.

Halkın sandığa da yansıyan değişim iradesinin kendi mücadelesini dolaysız sürdürecek bir üçüncü cephe siyasetiyle buluşamamasının sonucunu yaşadıklarını söyleyen Gümüştaş, Emek ve Özgürlük İttifakının en büyük taktik yanılgısının faşizmi geriletme fikriyatıyla burjuva restorasyoncu cepheye destek vermesi olduğunu kaydetti.

"Bir mesele de bütün bir mücadele birikimini, halkımızın bütün bir değişim isteğini, ondan birkaç adım daha öne geçerek farklı bir görüş açısıyla, farklı bir cepheyle birleştirmek yerine, sandığa gitmek, sandıkta oy kullanmak ve sonra da o sonuçların doğru düzgün sayılmasını beklemekle sınırlandırmanın getirdiği bir hayal kırıklığı ve iddia kaybıdır aslında" diyen Gümüştaş, Yeşil Sol Parti ve ittifak içerisinde sonuca ilişkin toplantı ve tartışmaların devam ettiğini kaydetti.

'TİP KENDİ ÇIKARLARI DOĞRULTUSUNDA HAREKET ETTİ'
Yeşil Sol Parti ve HDP açıklamasına işaret eden Gümüştaş, parti yöneticilerinin oy düşüşü gerçeğini kabul ederek siyasi sorumluluk aldığını söyledi. Bu noktadan sonra tartışmanın halkla ve parti emekçileri, örgütleriyle derinleştirilererek ilerletilmesi gerektiğini kaydeden Gümüştaş, ittifak politikasının da Yeşil Sol Parti'ye kaybettirdiği yönündeki ifadelere işaret etti. TİP ve Yeşil Sol Parti arasında süreç boyunca bu tartışmanın bir gerilime dönüştüğünü belirten Gümüştaş, TİP'in Hazine yardımından yararlanma, parti olarak kendi sonuçlarını görme ve "baraj sorunumuz yok" söylemiyle parti çıkarları doğrultusunda, grupçu hareket ettiğini kaydetti.

"Bu tavrın Emek ve Özgürlük İttifakı'na kazandırdığı bir şey olmadığı gibi değişik yerlerde milletvekili de kaybetmesine neden olmuştur. Daha ötesi, Emek ve Özgürlük İttifakı bir sokak ittifakı olamamıştı, böyle bir görüş açısı zaten şekillenmemişti. Maalesef seçim düzleminde bile bir birleşik yapı olarak hareket edememesine neden oldu" diyen Gümüştaş, bu noktaların üzerinde duracaklarını söyledi. Yeşil Sol Parti'nin kendi açık özeleştirisini bunun üzerine oturtmayacağını dile getiren Gümüştaş, tartışmalarının da ilgili kurullarda yapılacağını vurguladı.

'BİRLEŞİK ANTİFAŞİST MÜCADELEYİ ÖRGÜTLEMELİYİZ'
Yeşil Sol Parti'nin 28 Mayıs seçimlerine Kemal Kılıçdaroğlu etrafında hazırlanacağını ve kendilerinin tutumu nedeniyle bu çalışmanın parçası olmayacaklarını ifade eden Gümüştaş, halkların üzerindeki faşist baskı terör rejiminden kurtulması için yapılması gerekenin birleşik antifaşist mücadelenin yürütülmesi ve örgütlenmesi olduğunu vurguladı. 2 haftalık seçim sürecinin sandık güvenliğine indirgenmemesi gerektiğini dile getiren Gümüştaş, "Bu seçim sathı mahallinde kaderimizi, geleceğimizi tayin edecek yerin sokak ve örgütlenmek olduğunu söylemek, tartışmalarımızı bu yönde geliştirmek, seçim örgütlenmelerimizi böyle bir kaotik krizde süreci kaldıracak halkımızın taleplerini sokakta savunacak örgütlenmeler haline getirmek gerekiyor. Bunun için biz devrimci sosyalistler sokakta olmaya devam edeceğiz" dedi.

'BU MÜCADELE SEÇİMLE BAŞLAMADI, SEÇİMLE BİTMEYECEK'
Halkın yaşadığı hayal kırıklığına işaret eden Gümüştaş, Kürt halkının sosyalistler tarafından yalnız bırakıldığı yönündeki eleştirilerine dikkat çekerek, şöyle devam etti: "Birleşik mücadeleyi hem Türkiye hem Kürdistan sathında yürüten ve bunu sadece parlamentoyla ve örgütsel çıkarlarıyla sınırlandırmayan devrimciler, sosyalistler, antifaşistler var yanı başlarında. Yalnız değiller. Bu mücadele bu tür seçim süreçleriyle başlamadı, bununla da bitmeyecek. Biz hem Türkiye hem Kürdistan halklarının özgürlüğü için birlikte mücadeleye devam edeceğiz. Burada bir yalnızlığa, yenilgi ruh haline girmeye gerek yok."

Sonuçlar ne olursa olsun açığa çıkanın halkın değişim isteği olduğunu kaydeden Gümüştaş, "Halkımız değişim isteği için tutarlı siyaset, kararlı öncülük bekliyor. Dolayısıyla devrimci sosyalistler, ilericiler, birleşik mücadelemiz bu süreçten gereken dersleri, deneyimleri çıkararak mücadeleyi büyütmeye, halklarımızın eşitlik, adalet, özgürlük taleplerinin kararlı savunucusu olmaya devam edecektir" dedi.