1 Ekim 2024 Salı

Gülüm'den cinsiyetçi infaz uygulamalarına ilişkin kanun teklifi

HDP milletvekili Züleyha Gülüm, hapishanelerdeki gebe ve yeni doğum yapmış kadın tutsaklara yönelik uygulamaların "infazda eşitlik" ilkesine aykırı düştüğünü belirterek, ilgili kanun maddelerinde değişiklik yapılmasını istedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni Meclis'e sundu. Türkiye'de eşitlik ilkesine aykırı hükümler dayatıldığını ve cinsiyet kimliğine, cinsel yönelime, ırka, inanca, siyasi görüşe ve diğer farklılıklara göre ayrımcı politikalar uygulandığını belirten Gülüm, bunun bir örneğinin de Ceza İnfaz Kanunu olduğunu kaydetti. Gülüm, 5275 Sayılı İnfaz Kanunun "infazda eşitlik" ilkesini esas alması gerektiğine ancak kapsadığı hükümlerin ayrımcı ve erkek egemen bir akılla düzenlendiğine işaret etti.

İnfaz Kanunu'nun 16/4 sayılı maddesindeki "Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren bir yıl altı ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılır. Çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa, doğumdan itibaren iki ay geçince ceza infaz olunur" ifadelerine işaret eden Gülüm, sözlerine şöyle devam etti: "Toplumsal cinsiyet rollerine bağlı ve tamamen çocuğu kadının sorumluluğunda gören bir yaklaşımla ele alınan madde; bir infaz ertelenme koşulu olarak çocuğun yükümlülüğünü tek başına kadına yükletmekte ve bu durum kadının özgürlüğünü tehdit eden bir hale dönüşmektedir. Mevcut madde ile, çocuğun anneden başka birine verilmesi hali, kadının infaz ertelenmesine engel bir hal olarak düzenlemektedir."

Çocuk annede kalsın ya da kalmasın bakım sorumluluğunun ebeveynler açısından eşit olduğunu dile getiren Gülüm, ilgili maddenin erkeğin ortak sorumluluktan kaçmasına ve bakım emeğini kadına bırakmasına zemin oluşturduğunu kaydetti.

Doğumdan sonrası için belirlenen "bir yıl altı ay"ın ise yetersiz bir süre olduğunu söyleyen Gülüm, Dünya Sağlık Örgütü'nün çocukların en az 2 yaşına kadar emzirilmesi konusundaki tavsiyesini hatırlattı. Hapishane koşullarının anne ve bebek sağlığı için oldukça zorlayıcı olduğuna dikkat çeken Gülüm, maddedeki sürenin en az "iki yıl" olarak değiştirilmesi gerektiğini belirtti.

Gülüm, çocuğun yaşamını yitirmesi halinde infaza doğumdan "iki ay" sonrasında devam edilmesinin ise kadın için psikolojik açıdan makul bir süre olmadığını ifade etti. Doğum esnası veya sonrasında çocuğunu yitirmenin oldukça travmatik bir süreç olduğuna dikkat çeken Gülüm, "iki ay" olarak belirtilen sürenin en az "altı ay" olarak değiştirilmesini istedi. 

İnfaz Kanunu'nun 16/5 sayılı maddesi ile ise hapishaneye girdikten sonra gebe kalan kadınlardan koşullu salıverilmesine altı yıldan fazla süre kalanlar ile eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli sayılanların infaz ertelemesinin engellendiğine işaret eden Gülüm, şöyle devam etti: "Mevcut madde ile, mahpus kadınların hapishaneye girdikten sonraki cinsel özgürlükleri cinsiyetçi bir tutumla cezalandırılmak istenmektedir. Öne sürülen ‘altı yıl' sınırının ise niçin ve neye göre belirlendiği belirsizdir.  Ayrıca ‘eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli sayılma' ölçütü de idarenin keyfi kararlarına bırakılmıştır. Dolayısıyla teklif maddesiyle; kadınların ceza ertelemesini engelleyen bu maddenin tamamen kaldırılması gerekmektedir."