22 Eylül 2024 Pazar

Gazetecilerin ilk duruşması görüldü: Yargılanması gereken işkenceciler

Meslektaşlarıyla dayanışmak için dayanışma eylemi yapmak istedikleri için işkenceyle gözaltına alınan gazetecilerin yargılandıkları davanın ilk duruşması görüldü. Gazeteciler, mesleki dayanışmanın önemine dikkat çekerek gazeteciliği ve dayanışmayı savunmaktan vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.

Diyarbakır'da Kürt basın emekçilerine dönük gözaltı ve tutuklama saldırılarını protesto etmek amacıyla 29 Nisan 2023'te Kadıköy'de bir araya gelen ve işkenceyle gözaltına alınan gözaltına alınan aralarında editörümüz Pınar Gayıp'ın da bulunduğu gazeteciler Serpil Ünal, Yadigar Aygün, Eylem Nazlıer, Zeynep Kuray ve Esra Soybir hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü. "Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak, ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" iddiasıyla açılan davanın duruşması, Anadolu Adliyesi'ndeki 22'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Gazeteci Esra Soybir dışındaki tüm gazeteciler duruşmada hazır bulundu.

Duruşmaya, Gazeteci Esra Soybir dışında diğer gazeteciler katılırken,  avukatların yanı sıra Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Basın Yayın ve Matbaa Çalışanları Sendikası (DİSK Basın İş), Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal, Emek Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi üyeleri ve çok sayıda gazeteci katıldı.

GAYIP: ŞİDDETE MARUZ KALDIK
Eylemi Kürt gazetecilerle dayanışmak için örgütlediklerini hatırlatan Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Pınar Gayıp, eylem öncesi görüştüğü polis amirinin herhangi bir yasak kararı olmadığını kendisine söylediğini aktardı. Eylem alanında yasak kararını öğrendiklerine dikkat çeken Gayıp, iddianamede suç olarak gösteren unsurları yalanladı. Polisin saldırısına kaldırımda aralarında konuştukları sırada uğradıklarını hatırlatan Gayıp, "yol kesme" iddiasının yalan olduğunu belirtti. Öte yandan ihtara rağmen dağılmama iddiasına ilişkin ise Gayıp, saldırıyla birlikte anında ablukaya alındıklarını, söz konusu ihtarın çember içinde işkence gördükleri sırada geçildiğini belirtti. Polislerin cinsiyetçi küfürlerle işkence ettiğini söyleyen Gayıp, "Yasak nedeni, Kürt gazetecilerle dayanışma çağrımızdır. Çünkü ana akım medya o dönem gazeteci arkadaşlarımızı 'terörist' olarak ilan etti" dedi.

KURAY: DAYANIŞMA KRİMİNALİZE EDİLİYOR
Gazeteci Zeynep Kuray, "Polis, bilerek toplanmamıza izin verdi ve bizi gözaltına aldı" dedi. Mesleki dayanışmanın suç olmadığının altını çizen Kuray, "Eylemi yapacaktım. Pınar bana 'yasak' olduğunu söyledi. O sırada polis etrafımızı sardı. Ben meslektaşlarıma sahip çıkmak için oraya gittim. Bu yasakları kabul etmiyorum ve 'Özgür basın susturulamaz' pankartını da açtım" dedi. Kuray, Kürt basını ile dayanışmanın krimanilize edildiğini vurguladı.

'SUÇLU VARSA EMNİYETTİR'
Gazetecilerin darp edildiğini belirten Kuray, "Herkes gazeteciler için bir basın açıklaması yapabilir. Bu niye bize yasak? Biz de 'FETÖ' döneminde hukuksuzluklara karşı karşıya kaldık. Onlar şu an içeride. Biz her defasında aynı hukuksuzluğu yaşıyoruz. Ben gurur duyuyorum meslektaşlarımla dayanışmaktan. Onlarla dayanışmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Burada bir suçlu varsa kolluktur, emniyettir" diye belirtti.

AYGÜN: KÜRT GAZETECİLERİ SAVUNACAĞIZ
Gazete Patika muhabiri Yadigar Aygün, kalp hastası olduğunu belirttiği halde ters kelepçe yapıldığını söyledi. Aygün, "AKP, seçim öncesi Kürt basınını hedefe koydu ve bu yüzden Kürt basınına yönelik operasyonlar yaptı. Bu gözaltı keyfiydi. Halen orada eylemler yapılıyor, kimse karışmıyor. Bir de karar çok ani bir şekilde alındı. Tacize maruz kaldım, yüzüme tokat atıldı. Bize dava açanlar neden yargılanmıyor? Biz her zaman Kürt basınındaki gazetecileri savunacağız. Birçoğu cezaevinde, onları savunmaya devam edeceğim. Asıl suçlu haksız ve hukuksuz yere bu davayı açanlardır" dedi.

ÜNAL: İŞKENCEYLE GÖZALTINA ALINDIK
Mücadele Birliği gazetesi muhabiri Serpil Ünal, "Çok ciddi bir işkenceyle gözaltına alındık. Beni yukarı çekmeye çalışırlarken yere kapaklandım. Arkadaşlarım müdahale edince onlara da saldırdılar. Onlardan şikayetçi olduk. Ters kelepçelerin sıkılığı nedeniyle ellerimiz morardı. Biz Kürt gazetecilerin serbest bırakılması için yaptık eylemi. Çünkü onlar haber yaptıkları için gözaltına alındılar" ifadelerini kullandı.

NAZLIER: SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİM
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününde yargılanmalarının tesadüf olmadığını ifade eden Evrensel gazetesi muhabiri Eylem Nazlıer, yaşadıkları şiddeti anlattı. Nazlıer, engellenen eylemde "gözaltına alınan arkadaşlarımızın gözaltına alınma gerekçelerinin mesleki faaliyetler olduğunu ve gazeteciliğin yargılanamayacağını" söyleyeceklerini ifade etti. Nazlıer, şöyle devam etti: "Gazeteci Metin Göktepe, 8 Ocak 1996'da gözaltında işkenceyle katledildi. 1990'ların karanlığında katlediliyorduk, şimdi de gözaltı tutuklamalarla sindirilmeye çalışılıyoruz. Göktepe'nin çalıştığı gazetede çalışıyorum. Bedel ödeyen bir gazetede. Bunun ağırlığını çok iyi biliyorum. Bunu bildiğim için o gün o eyleme katıldım. Biz Gazeteci Metin Göktepe'nin geleneğinden geliyoruz. Polisin bana söylediği 'susmayı öğreneceksin' cümlesini kabul etmiyorum. Meslektaşlarımı ve mesleğimi savunmaya devam edeceğim."

BERAAT TALEBİ
Söz alan gazetecilerin avukatları, uluslararası sözleşmeler ve anayasadaki maddeleri hatırlatarak, müvekkillerinin suç işlemediğini söyledi. Avukatlar, "Polisle görüşmüşler, polisler herhangi bir sorun olmayacağını söylemişler. Ama son dakika arkadaşlarımızı gözaltına almışlar. Müvekkillerimizin bu şekilde darp edilerek gözaltına alınması beni korkutuyor. Polisler bu kadar hukuksuzca nasıl davranıyorlar? Gazeteciler bu kadar yoğun ve işkenceye maruz kalmalarına rağmen bugün burada yargılanıyorlar. Müvekkillerimizin beratını talep ediyorum" dedi.

DURUŞMA ERTELENDİ
Avukatlar, gözaltı görüntülerinin ve Kadıköy Valiliği'nin "yasaklama" kararının dosyaya konulmasını talep etti. Mahkeme heyeti, avukatların taleplerini kabul ederek, duruşmayı 16 Nisan'a erteledi.